Arapça:
وَيَقُولُونَ مَتَىٰ هَٰذَا الْوَعْدُ إِن كُنتُمْ صَادِقِينَ
Çeviriyazı:
veyeḳûlûne metâ hâẕe-lva`dü in küntüm ṣâdiḳîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Yine onlar: "Eğer doğru söylüyorsanız bu (kıyamet) vaadi ne zaman?" diyorlar.
Diyanet İşleri:
Doğru sözlü iseniz bildirin bu vaad ne zamandır? derler.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve derler ki: Bu vait, ne vakit yerine gelecek doğru söylüyorsanız?
Şaban Piriş:
Eğer doğru söylüyorsanız, bu vaad ne zaman yerine gelecek? derler.
Edip Yüksel:
Aynı zamanda, "Doğru sözlü iseniz o söz ne zaman gerçekleşecek?" diye meydan okurlar.
Ali Bulaç:
Ve derler ki: "Eğer doğru söylüyorsanız bu tehdit (etmekte olduğunuz yıkım ve azap) ne zamanmış?"
Suat Yıldırım:
Ve yine derler ki: “Eğer doğru söylüyorsanız, bizi tehdid ettiğiniz bu mezarlardan kalkma ne zaman?
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve derler ki: «O vaad ne zaman, eğer siz sâdıklar oldunuz iseniz?»
Yaşar Nuri Öztürk:
Bir de şöyle derler: "Eğer doğru sözlüler iseniz, bu tehdit ne zaman?"
Bekir Sadak:
Artik bugun kimseye hicbir haksizlikta bulunulmaz. Islediklerinizden baskasiyla karsilik gormezsiniz.
İbni Kesir:
Ve derler ki: Şayet siz sadıklardan iseniz, bu vaad ne zamandır?
Adem Uğur:
Onlar: Eğer gerçekten doğru söylüyorsanız, bu tehdit ne zaman gerçekleşecektir? derler.
İskender Ali Mihr:
"
Celal Yıldırım:
Ve derler ki: Eğer doğru kimselerdenseniz bu va´d ne zaman ?
Tefhim ul Kuran:
Ve derler ki: «Eğer doğru söylüyorsanız bu tehdit (etmekte olduğunuz yıkım ve azab) ne zamanmış?»
Fransızca:
Et ils disent : "A quand cette promesse si vous êtes véridiques ? "
İspanyolca:
Dicen: «¿Cuándo se cumplirá esta amenaza, si es verdad lo que decís?»
İtalyanca:
E dicono: «Quando [si realizzerà] questa promessa se siete veridici?».
Almanca:
Und sie sagen: "Wann ist diese Androhung, solltet ihr wahrhaftig sein?"
Çince:
他们说:这个警告什么时候实现呢?如果你们是说实话的。
Hollandaca:
En zij zeggen: wanneer zal deze belofte der opstanding vervuld worden, indien gij de waarheid spreekt?
Rusça:
Они говорят: "Когда сбудется это обещание, если вы говорите правду?"
Somalice:
Waxay odhan gaaladu waa goorma (waqtiguu dhici) yaboohaas (Qiyaamadu) hadaad run sheegaysaan.
Swahilice:
Na wanasema: Ahadi hii itatokea lini, ikiwa nyinyi ni wakweli?
Uygurca:
ئۇلار: «ئەگەر راستچىل بولساڭلار، بۇ ۋەدە قاچان ئىشقا ئاشىدۇ؟» دەيدۇ
Japonca:
また,かれらは言う。「あなたがたの言うことが真実ならば,何時この(審判)の約束(が果たされるの)ですか。」
Arapça (Ürdün):
«ويقولون متى هذا الوعد» بالبعث «إن كنتم صادقين» فيه.
Hintçe:
और कहते हैं कि (भला) अगर तुम लोग (अपने दावे में सच्चे हो) तो आख़िर ये (क़यामत का) वायदा कब पूरा होगा
Tayca:
และพวกเขากล่าวว่า “เมื่อใดเล่าสัญญานี้จะเกิดขึ้น หากพวกท่านเป็นผู้สัตย์จริง”
İbranice:
ואמרו: 'אם אתם אכן אומרים את הצדק, אז מתי יתגשם האיום הזה
Hırvatça:
I govore: "Kad će već jednom to obećanje, ako istinu govorite.
Rumence:
Ei spun: “Pe când această făgăduială, dacă spuneţi adevărul?”
Transliteration:
Wayaqooloona mata hatha alwaAAdu in kuntum sadiqeena
Türkçe:
Bir de şöyle derler: "Eğer doğru sözlüler iseniz, bu tehdit ne zaman?"
Sahih International:
And they say, "When is this promise, if you should be truthful?"
İngilizce:
Further, they say, "When will this promise (come to pass), if what ye say is true?"
Azerbaycanca:
Onlar: “Əgər doğru söyləyirsinizsə, (bir xəbər verin görək) bu və’d (qiyamət günü) nə vaxt yerinə yetəcək?” – deyərlər.
Süleyman Ateş:
Ve: "Eğer doğru söylüyorsanız bu tehdid (ettiğiniz azab) ne zaman (gelecek)?" diyorlar.
Diyanet Vakfı:
Onlar: Eğer gerçekten doğru söylüyorsanız, bu tehdit ne zaman gerçekleşecektir? derler.
Erhan Aktaş:
“Madem doğru söyleyenlerseniz, bu vaad(1) ne zaman(2)?” derler.
Kral Fahd:
Onlar: Eğer gerçekten doğru söylüyorsanız, bu tehdit ne zaman gerçekleşecektir? derler.
Hasan Basri Çantay:
«Siz doğru söyleyenlerseniz bu tehdîd (in tehakkuku) ne zaman (söyleyin)?» derler.
Muhammed Esed:
ve şöyle devam ederler: "Bu (yeniden dirilme) vaadi ne zaman gerçekleşecek? Eğer doğru söylüyorsanız (buna cevap verin!)"
Gültekin Onan:
Ve derler ki: "
Ali Fikri Yavuz:
(Yine Mekke kâfirleri şöyle) diyorlar: “- Bu kıyametin vaadi ne zaman, eğer doğru söyleyenlerseniz?”
Portekizce:
E dizem (mais): Quando se cumprirá essa promessa? Dizei-no-lo, se estiverdes certos.
İsveççe:
Och de säger: "Och detta löfte [om uppståndelse och dom], när skall det infrias, om ni har talat sanning?"
Farsça:
و می گویند: اگر راستگویید، این وعده [قیامت و عذاب] کی خواهد بود؟
Kürtçe:
وەدەڵێن ئەم بەڵێنەکەی دێت ئەگەر ئێوە ڕاستگۆن
Özbekçe:
Улар: «Агар ростгўй бўлсангиз, бу ваъда қачон бўлур?» дерлар.
Malayca:
Dan (apabila mereka diingatkan tentang huru-hara dan balasan akhirat) mereka bertanya (secara mempersenda): " Bilakah datangnya (hari akhirat) yang dijanjikan itu? Jika betul kamu orang-orang yang benar (maka kami sedia menunggu)!",
Arnavutça:
Dhe, ata (mohusit) thonë: “Kur do të realizohet ky premtim, nëse thoni të vërtetën?”
Bulgarca:
И казват: “Кога [ще се сбъдне] това обещание, ако говорите истината?”
Sırpça:
И говоре: „Кад ће већ једном то обећање, ако истину говорите?“
Çekçe:
Tak ptají se: 'A kdy vlastně se ta hrozba splní, jste-li pravdomluvní?'
Urduca:
یہ لوگ کہتے ہیں کہ "یہ قیامت کی دھمکی آخر کب پوری ہو گی؟ بتاؤ اگر تم سچے ہو"
Tacikçe:
Ва мегӯянд: «Агар рост мегӯед, ин ваъда кай хоҳад буд?»
Tatarca:
Коръәнгә яки үлгәннән соң терелүгә ышанмаган кәферләр: "Үлгәннән соң терелү бар дисез, сезгә вәгъдә ителгән терелү көне кайчан була – безгә хәбәр итегез, әгәр дөрес сөйләүчеләрдән булсагыз", – дип сорыйлар.
Endonezyaca:
Dan mereka berkata: "Bilakah (terjadinya) janji ini (hari berbangkit) jika kamu adalah orang-orang yang benar?".
Amharca:
«እውነተኞችም እንደኾናችሁ ይህ ቀጠሮ መቼ ነው?» ይላሉ፡፡
Tamilce:
இன்னும், “இந்த வாக்கு எப்போது நிகழும், நீங்கள் உண்மையாளர்களாக இருந்தால்” என்று அவர்கள் கூறுகிறார்கள்.
Korece:
더하여 말하길 너희가 말한 것이 진실이라면 이 약속은 언제 오느뇨
Vietnamca:
Họ nói: “Vậy bao giờ lời hứa (về sự Phục Sinh) này sẽ xảy ra nếu các người (những người có đức tin) nói thật?”
Ayet Linkleri: