Arapça:
وَمَن كَفَرَ فَلَا يَحْزُنكَ كُفْرُهُ ۚ إِلَيْنَا مَرْجِعُهُمْ فَنُنَبِّئُهُم بِمَا عَمِلُوا ۚ إِنَّ اللَّهَ عَلِيمٌ بِذَاتِ الصُّدُورِ
Çeviriyazı:
vemen kefera felâ yaḥzünke küfruh. ileynâ merci`uhüm fenünebbiühüm bimâ `amilû. inne-llâhe `alîmüm biẕâti-ṣṣudûr.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Kim de inkâr ederse, artık onun inkârı seni üzmesin. Onlar dönüp bize gelecekler. O zaman biz onlara bütün yaptıklarını haber vereceğiz. Gerçekten Allah, bütün kalblerin özünü bilir.
Diyanet İşleri:
İnkar edenin inkarcılığı seni üzmesin; onların dönüşü Bize'dir; o zaman, yaptıklarını kendilerine haber veririz. Allah, kalblerde olanı şüphesiz bilir.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve kim, kafir olursa onun kafirliği, tasalandırmasın seni; dönüp varacakları yer, bizim tapımızdır da ne yaptılarsa biz haber veririz onlara; şüphe yok ki Allah, gönüllerde ne varsa hepsini bilir.
Şaban Piriş:
Kim de küfrederse, onun küfrü seni üzmesin. Onların dönüşü bizedir. Ne yaptıklarını onlara haber vereceğiz. Şüphesiz Allah kalplerde olanı çok iyi bilir.
Edip Yüksel:
İnkar edenlerin inkarları seni üzmesin. Onların dönüşü bizedir ve yapmış olduklarını onlara bildireceğiz. ALLAH gizli düşünceleri iyi bilendir
Ali Bulaç:
Kim de inkar ederse, artık onun inkarı seni hüzne kaptırmasın. Onların dönüşü Bizedir, artık Biz de onlara yaptıklarını haber vereceğiz. Şüphesiz Allah, sinelerin özünde saklı olanı bilendir.
Suat Yıldırım:
Her kim de dini inkâr ederse, onun küfrü seni üzmesin.Sonunda Bize dönecekler ve Biz de onlara yaptıkları her şeyi bir bir bildirip karşılığını vereceğiz. Allah kalplerden geçen düşünceleri dahi bilir. [10,70]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve kim de küfre düşerse artık onun küfrü seni mahzun etmesin. Onların dönüşleri Bize´dir. Artık onlara ne işler yapmış olduklarını haber vereceğiz. Şüphe yok ki Allah sinelerde (gizli) olanı hakkıyla bilicidir.
Yaşar Nuri Öztürk:
İnkâr edenin küfrü seni tasalandırmasın! Onların dönüşü bizedir; yapıp ettiklerini onlara haber vereceğiz. Kuşkusuz, Allah, göğüslerin içindekini bilmektedir.
Bekir Sadak:
Allah´in geceyi gunduze ve gunduzu geceye kattigini, herbiri belirli bir sureye kadar hareket edecek olan gunesi ve ayi buyruk altinda tuttugunu
İbni Kesir:
Kim de küfrederse
Adem Uğur:
(Resûlüm!) İnkâr edenin inkârı seni üzmesin. Onların dönüşü ancak bizedir. İşte o zaman yaptıklarını kendilerine haber veririz. Allah kalplerde olanı şüphesiz çok iyi bilir.
İskender Ali Mihr:
Ve kim inkâr ederse, onun küfrü seni mahzun etmesin (üzmesin)! Onların dönüşü, Bize´dir. Böylece yaptıkları şeyleri (amelleri) onlara haber vereceğiz. Muhakkak ki Allah, sinelerde olanı en iyi bilendir.
Celal Yıldırım:
Kim de küfrederse, onun küfrü seni üzmesin. Onların dönüşü ancak bizedir. O zaman işlediklerini kendilerine bir bir haber veririz. Şüphesiz ki Allah, göğüslerde olanı bilendir.
Tefhim ul Kuran:
Kim de küfre saparsa, artık onun küfrü seni hüzne kaptırmasın. Onların dönüşü bizedir, artık biz de onlara yapmakta olduklarını haber vereceğiz. Şüphesiz Allah, sinelerin özünde saklı olanı bilendir.
Fransızca:
Celui qui a mécru, que sa mécréance ne t'afflige pas : vers Nous sera leur retour et Nous les informerons de ce qu'ils faisaient. Allah connaît bien le contenu des poitrines.
İspanyolca:
Si alguien no cree, ¡que su incredulidad no te entristezca! Volverán a Nosotros y ya les informaremos de lo que hacían. Alá sabe bien lo que encierran los pechos.
İtalyanca:
Quanto a chi è miscredente, non ti affligga la sua miscredenza: a Noi faranno ritorno e li informeremo di quel che avranno fatto. Allah conosce perfettamente cosa c'è nei cuori.
Almanca:
Und wer Kufr betrieben hat, dessen Kufr soll dich nicht traurig machen. Zu Uns ist ihre Rückkehr, dann werden WIR ihnen Mitteilung machen über das, was sie taten. Gewiß, ALLAH ist allwissend über das, was in den Brüsten ist!
Çince:
不信道者,你不要为他们的不信而忧愁,他们只归于我,我要把他们的行为告诉他们。真主确是全知他们的胸怀的。
Hollandaca:
Maar wie een ongeloovige is, laat diens ongeloof u niet bedroeven; tot ons zullen zij terugkeeren; dan zullen wij hun verklaren, wat zij gedaan hebben; want God kent de binnenste gedeelten van de borst der menschen.
Rusça:
А если кто не уверовал, то пусть его неверие не печалит тебя. Им предстоит вернутся к Нам, и Мы поведаем им о том, что они совершили. Воистину, Аллах знает о том, что в груди.
Somalice:
Ciddiise Gaalowda yuuna ku walbahaar galin Gaalimadiisu, xagganagay u soo noqon waxaana uga warramaynaa waxay camalfali jireen, illeen Eebaa og waxa laabta ku sugane.
Swahilice:
Na anaye kufuru, isikuhuzunishe kufuru yake. Kwetu ndio marudio yao, na hapo tutawaambia waliyo yatenda. Hakika Mwenyezi Mungu ni Mjuzi wa yaliyomo vifuani.
Uygurca:
كىمكى كاپىر بولىدىكەن، ئۇنىڭ كۇفرى سېنى قايغۇغا سالمىسۇن، ئۇلار بىزنىڭ دەرگاھىمىزغا قايتىدۇ، ئۇلارغا (دۇنيادىكى) قىلمىشلىرىنى ئېيتىپ بېرىمىز، اﷲ ھەقىقەتەن ئۇلارنىڭ دىللىرىدىكىنى بىلىپ تۇرغۇچىدۇر
Japonca:
誰が信仰しなくても,その不信心に悩まされてはならない。かれらはわれの許に帰る。その時われは,その行ったことをかれらに告げ知らせるであろう。本当にアッラーは(人間が)胸に抱くことを熟知なされる。
Arapça (Ürdün):
«ومن كفر فلا يَحزُنْك» يا محمد «كفره» لا تهتم بكفره «إلينا مرجعهم فننبئهم بما عملوا إن الله عليم بذات الصدور» أي بما فيها كغيره فمجاز عليه.
Hintçe:
और (ऐ रसूल) जो काफिर बन बैठे तो तुम उसके कुफ्र से कुढ़ों नही उन सबको तो हमारी तरफ लौट कर आना है तो जो कुछ उन लोगों ने किया है (उसका नतीजा) हम बता देगें बेशक ख़ुदा दिलों के राज़ से (भी) खूब वाक़िफ है
Tayca:
และผู้ใดปฏิเสธศรัทธา ก็อย่าให้การปฏิเสธศรัทธาของเขาทำให้เจ้าเศร้าโศกเสียใจ และยังเรานั้นคือทางกลับของพวกเขา ดังนั้น เราจะบอกแก่พวกเขาในสิ่งที่พวกเขาได้กระทำไว้ แท้จริง อัลลอฮฺนั้นเป็นผู้ทรงรอบรู้สิ่งที่อยู่ในทรวงอก
İbranice:
ומי שכפר, אל תתאבל על כפירתו. לבסוף הם יושבו אלינו, ואז נודיע להם את אשר עשו, כי אלוהים יודע את מה שבלבבות
Hırvatça:
A onaj koji ne vjeruje, pa, neka te ne zabrinjava nevjerovanje njegovo. Nama će se svi vratiti i Mi ćemo ih o onome šta su radili obavijestiti; Allah, uistinu, dobro zna sve što u grudima je.
Rumence:
Tăgada necredinciosului să nu te mâhnească, căci întoarcerea tăgăduitorilor va fi către Noi şi atunci le vom da de ştire ceea ce au făptuit. Dumnezeu este Cunoscător al lăuntrului inimilor.
Transliteration:
Waman kafara fala yahzunka kufruhu ilayna marjiAAuhum fanunabbiohum bima AAamiloo inna Allaha AAaleemun bithati alssudoori
Türkçe:
İnkâr edenin küfrü seni tasalandırmasın! Onların dönüşü bizedir; yapıp ettiklerini onlara haber vereceğiz. Kuşkusuz, Allah, göğüslerin içindekini bilmektedir.
Sahih International:
And whoever has disbelieved - let not his disbelief grieve you. To Us is their return, and We will inform them of what they did. Indeed, Allah is Knowing of that within the breasts.
İngilizce:
But if any reject Faith, let not his rejection grieve thee: to Us is their return, and We shall tell them the truth of their deeds: for Allah knows well all that is in (men's) hearts.
Azerbaycanca:
Kim küfr etsə, onun küfrü (ya Rəsulum) səni kədərləndirməsin. Onlar Bizim hüzurumuza qayıdacaqlar. Biz də onlara (dünyada) nələr etdiklərini xəbər verəcəyik. Həqiqətən, Allah ürəklərdə olanları biləndir!
Süleyman Ateş:
Kim de inkar ederse, onun inkarı seni üzmesin. Sonunda onların dönüşleri bizedir. O zaman yaptıklarını kendilerine haber veririz. Şüphesiz Allah göğüslerin özünü (kalblerden ne düşünceler geçtiğini) bilir.
Diyanet Vakfı:
(Resulüm!) İnkar edenin inkarı seni üzmesin. Onların dönüşü ancak bizedir. İşte o zaman yaptıklarını kendilerine haber veririz. Allah kalplerde olanı şüphesiz çok iyi bilir.
Erhan Aktaş:
Kim de Kâfirlik ederse, artık onun Küfrü seni üzmesin. Onların dönüşü yalnızca Biz’edir. Yaptıkları şeyleri haber vereceğiz. Kuşkusuz Allah, sinelerde olanı en iyi bilendir.
Kral Fahd:
(Rasûlüm!) İnkâr edenin inkârı seni üzmesin. Onların dönüşü ancak bizedir. İşte o zaman yaptıklarını kendilerine haber veririz. Allah kalplerde olanı şüphesiz çok iyi bilir.
Hasan Basri Çantay:
Kim küfrederse (Habîbim) onun küfrü sana hüzün vermesin. Onların dönüşü ancak bizedir. Biz de (o zaman) onların neler yapdıklarını haber veririz. Şübhe yok ki Allah sinelerde gizli olan şeyleri bile hakkıyle bilendir.
Muhammed Esed:
Hakikati inkara şartlanmış olana gelince, onun inkarı seni üzmesin: onlar sonunda Bize dönecekler ve o zaman, (hayatta iken) yaptıklarının (gerçekte) ne olduğunu onlara göstereceğiz: çünkü Allah, (insanların) kalplerindekini en iyi bilendir.
Gültekin Onan:
Kim de küfrederse, artık onun küfrü seni hüzne kaptırmasın. Onların dönüşü bizedir, artık biz de onlara yaptıklarını haber vereceğiz. Şüphesiz Tanrı, sinelerin özünde saklı olanı bilendir.
Ali Fikri Yavuz:
Kim de küfre varırsa, artık onun küfrü (Ey Rasûlüm) seni üzmesin. Onlar, bize dönüb gelecekler
Portekizce:
Quando ao incrédulo, que a sua incredulidade não te atribule, porque o seu retorno será a Nós, e então o inteiraremos detudo quanto tiver feito; Deus é Conhecedor das intimidades dos corações.
İsveççe:
Men låt inte ditt sinne tyngas av att [människor] förnekar sanningen! Till Oss skall de föras åter och Vi skall låta dem veta vad deras handlingar [var värda]; Gud vet vad som rör sig i människans innersta.
Farsça:
و هرکس کفر ورزد، کفرش تو را اندوهگین نسازد؛ بازگشت آنان فقط به سوی ماست، پس آنان را از آنچه انجام داده اند آگاه می کنیم؛ یقیناً خدا به نیّات و اسرار سینه ها داناست.
Kürtçe:
وە ھەرکەس بێ بڕوا بوو، بابێ بڕواییەکەی خەفەتبارت نەکات گەڕانەوەیان تەنھا بۆلای ئێمەیە ئەمجا ھەواڵیان دەدەینێ بەوەی کردوویانە بەڕاستی خوا بەوەی لەناو دڵەکاندایە ئاگادارە
Özbekçe:
Ким куфр келтирса, унинг куфри сени хафа қилмасин. Қайтишлари фақат Бизгадир. Бас, Биз уларга нима амал қилганлари хабарини берурмиз. Албатта, Аллоҳ қалблардаги нарсаларни ўта билгувчидир.
Malayca:
Dan sesiapa yang kufur ingkar, maka janganlah engkau (wahai Muhammad) berdukacita tentang kekufurannya itu; kepada Kamilah tempat kembalinya mereka, kemudian Kami akan memberitahu kepada mereka tentang apa yang mereka telah kerjakan. Sesungguhnya Allah Maha Mengetahui akan segala (isi hati) yang terkandung di dalam dada.
Arnavutça:
Dhe kush mohon, të mos të brengos mohimi i tij. Tek Ne do të kthehen ata, e Ne do t’i lajmërojmë për atë që kanë punuar. Me të vërtetë, Perëndia di ç’ka në zemrat e njerëzve.
Bulgarca:
А който не вярва, да не те наскърбява неверието му! Към Нас е тяхното завръщане и ще им известим какво са вършили. Аллах знае съкровеното в сърцата.
Sırpça:
А онај који не верује, па, нека те не забрињава његово неверовање. Нама ће сви да се врате и Ми ћемо о ономе шта су радили да их обавестимо; Аллах, уистину, добро зна све што је у грудима.
Çekçe:
Nechť tě nermoutí nevíra těch, kdož neuvěřili! K Nám se uskuteční návrat jejich a poučíme je již o tom, co konali - vždyť Bůh dobře ví, co hrudi skrývají.
Urduca:
اب جو کفر کرتا ہے اس کا کفر تمہیں غم میں مبتلا نہ کرے، انہیں پلٹ کر آنا تو ہماری ہی طرف ہے، پھر ہم انہیں بتا دیں گے کہ وہ کیا کچھ کر کے آئے ہیں یقیناً اللہ سینوں کے چھپے ہوئے راز تک جانتا ہے
Tacikçe:
Он кас, ки кофир шудааст, куфраш туро ғамгин насозад. Бозгашташон назди Мост. Пас ба корҳое, ки кардаанд, огоҳашон мекунем. Зеро Худо ба он чӣ дар дилҳо мегузарад, огоҳ аст!
Tatarca:
Берәү Коръәнне инкяр итеп кәфер булса, аның көферлеге сине көендермәсен, аларның кайтачаклары Безгәдер, кылган эшләреннән үзләренә белдерербез һәм җәза кылырбыз. Бит Аллаһ күкрәкләр эчеңдә ниләр барын белүчедер.
Endonezyaca:
Dan barangsiapa kafir maka kekafirannya itu janganlah menyedihkanmu. Hanya kepada Kami-lah mereka kembali, lalu Kami beritakan kepada mereka apa yang telah mereka kerjakan. Sesungguhnya Allah Maha Mengetahui segala isi hati.
Amharca:
የካደም ሰው ክህደቱ አያሳዝንህ፡፡ መመለሻቸው ወደኛ ነው፤ የሠሩትንም ሁሉ እንነግራቸዋለን፡፡ አላህ በልቦች ውስጥ ያለን ሁሉ ያውቃልና፡፡
Tamilce:
இன்னும், எவர் நிராகரிப்பாரோ அவருடைய நிராகரிப்பு உம்மை கவலைப்படுத்த வேண்டாம். நம் பக்கம்தான் அ(த்தகைய)வர்களின் மீளுமிடம் இருக்கிறது. ஆக, அவர்கள் செய்தவற்றை அவர்களுக்கு நாம் அறிவிப்போம். நிச்சயமாக அல்லாஹ் நெஞ்சங்களில் உள்ளவற்றை நன்கறிந்தவன் ஆவான்.
Korece:
믿음을 거역한자 있다 하여 그의 불신이 그대를 슬프게 하지 않으리라 그들이 하나님께 귀의하나니 하나님은 그들에게 그들이 행했던 모든 것을 알려 주리라 실로 하나님께서는 인간 마음 속의 모든 것을 알고 계시노라
Vietnamca:
Người nào vô đức tin thì Ngươi (Thiên Sứ) chớ để cho sự vô đức tin của kẻ đó làm cho Ngươi buồn lòng. Rồi đây, (những kẻ vô đức tin đó) sẽ trở lại trình diện TA, và TA sẽ cho họ biết về những việc mà họ đã làm. Quả thật, Allah là Đấng biết hết mọi điều được giấu kín trong lòng.
Ayet Linkleri: