Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

31

Sûredeki Ayet No: 

8

Ayet No: 

3477

Sayfa No: 

411

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَهُمْ جَنَّاتُ النَّعِيمِ

Çeviriyazı: 

inne-lleẕîne âmenû ve`amilu-ṣṣâliḥâti lehüm cennâtü-nne`îm.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Fakat iman edip de salih amel işleyenlere gelince, onlar için nimet cennetleri vardır.

Diyanet İşleri: 

İnanıp yararlı iş işleyenler için, Allah'ın vadi gereğince temelli kalacakları nimet cennetleri vardır. O; güçlüdür, hakim'dir.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Şüphe yok ki inananlarındır ve iyi işlerde bulunanlarındır Naim cennetleri.

Şaban Piriş: 

İman edenler ve salih amellerde bulunanlar için nimet Cennetleri vardır.

Edip Yüksel: 

İnanıp erdemli davrananlar için nimet cennetleri vardır.

Ali Bulaç: 

(Ancak) Gerçekten iman edip salih amellerde bulunanlar ise; onlar için nimetlerle-donatılmış cennetler vardır.

Suat Yıldırım: 

İman edip, güzel ve makbul işler yapanlara naim cennetleri vardır.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Muhakkak o kimseler ki, imân ettiler ve sâlih sâlih amellerde bulundular, onlar için de Nimet cennetleri vardır.

Yaşar Nuri Öztürk: 

İman edip hayra ve barışa yönelik fiiller sergileyenlere gelince, onlar için nimetlerle dolu cennetler vardır.

Bekir Sadak: 

Biz insana, ana ve babasina karsi iyi davranmasini tavsiye etmisizdir. Annesi onu, gucsuzlukten gucsuzluge ugrayarak karninda tasimisti. Cocugun sutten kesilmesi iki yil icinde olur. Bana ve ana babana sukret diye tavsiyede bulunmusuzdur. Donus Bana´dir.

İbni Kesir: 

İman edip salih amel işleyenlere

Adem Uğur: 

Şüphesiz, iman edip de güzel davranışlarda bulunanlar için, nimetleri bol cennetler vardır.

İskender Ali Mihr: 

Muhakkak ki âmenû olanlar (Allah´a ulaşmayı dileyenler) ve salih amel (nefs tezkiyesi) yapanlar için naîm cennetleri vardır.

Celal Yıldırım: 

Onlar ki, imân edip iyi-yararlı amellerde bulundular, şüphesiz onlar için nîmet cennetleri vardır.

Tefhim ul Kuran: 

(Ancak) Gerçekten iman edip salih amellerde bulunanlar ise

Fransızca: 

Ceux qui croient et accomplissent les bonnes oeuvres auront les Jardins des délices,

İspanyolca: 

Quienes, en cambio, hayan creído y obrado bien tendrán los jardines de la Delicia.

İtalyanca: 

Coloro che credono e compiono il bene avranno i Giardini della Delizia,

Almanca: 

Gewiß, diejenigen, die den Iman verinnerlicht und gottgefällig Gutes getan haben, für diese ist die Dschannat des Wohlergehens bestimmt,

Çince: 

信道而且行善者,必将享受极乐园,

Hollandaca: 

Maar zij die gelooven en rechtvaardigheid uitoefenen, zullen tuinen des vermaaks genieten.

Rusça: 

Воистину, тем, которые уверовали и совершали праведные деяния, уготованы Сады блаженства.

Somalice: 

kuwa rumeeyey (xaqa) camal wanaagsanna falay waxay mudan Janatu Naciima.

Swahilice: 

Hakika walio amini na wakatenda mema watakuwa nazo Bustani za neema.

Uygurca: 

شۈبھىسىزكى، ئىمان ئېيتقانلار ۋە ياخشى ئەمەللەرنى قىلغانلار نازۇنېمەتلىك جەننەتلەرگە كىرىدۇ

Japonca: 

信仰して善行に動しむ者には喜びの楽園があり,

Arapça (Ürdün): 

«إن الذين آمنوا وعملوا الصالحات لهم جنات النعيم».

Hintçe: 

बेशक जो लोग ईमान लाए और उन्होंने अच्छे काम किए उनके लिए नेअमत के (हरे भरे बेहश्ती) बाग़ हैं कि यो उनमें हमेशा रहेंगे

Tayca: 

แท้จริงบรรดาผู้ศรัทธาและกระทำความดีทั้งหลาย พวกเขาจะได้รับสวนสวรรค์หลากหลายอย่างสุขสำราญ

İbranice: 

אך אלה אשר האמינו ועשו את הטוב, להם מחכים גני העדן

Hırvatça: 

Onima koji vjeruju i dobra djela čine, doista, pripadaju bašče uživanja,

Rumence: 

Grădinile plăcerii sunt ale celor care cred şi săvârşesc fapte bune,

Transliteration: 

Inna allatheena amanoo waAAamiloo alssalihati lahum jannatu alnnaAAeemi

Türkçe: 

İman edip hayra ve barışa yönelik fiiller sergileyenlere gelince, onlar için nimetlerle dolu cennetler vardır.

Sahih International: 

Indeed, those who believe and do righteous deeds - for them are the Gardens of Pleasure.

İngilizce: 

For those who believe and work righteous deeds, there will be Gardens of Bliss,-

Azerbaycanca: 

İman gətirib yaxşı işlər görənləri Nəim cənnətləri gözləyir.

Süleyman Ateş: 

İnanan ve iyi işler yapanlara ni'meti bol cennetler vardır.

Diyanet Vakfı: 

Şüphesiz, iman edip de güzel davranışlarda bulunanlar için, nimetleri bol cennetler vardır.

Erhan Aktaş: 

Îmân eden ve sâlihâtı(1) yapanlar için, Naîm Cennet’ler vardır.

Kral Fahd: 

Şüphesiz, iman edip de salih ameller işleyenler için, nimetleri bol cennetler vardır.

Hasan Basri Çantay: 

(8-9) Hakıykat, îman edib de güzel güzel amel (ve hareket) lerde bulunanlar (yok mu?) Naıym cennetleri — kendileri içlerinde ebedî kalıcı olmak üzere — onlarındır. Bu, Allahın gerçek va´didir. O, yegâne gaalib, yegâne hüküm ve hikmet saahibidir.

Muhammed Esed: 

(Buna karşılık) iman edip doğru ve yararlı işler yapanlar mutluluk bahçelerine kavuşacaklar,

Gültekin Onan: 

(Ancak) Gerçekten inanıp salih amellerde bulunanlar ise

Ali Fikri Yavuz: 

Fakat iman edip de salih ameller işliyenler, şüphesiz ki onlara, Na’îm cennetleri (nimetleri tükenmez cennetler) var.

Portekizce: 

Em verdade, os fiéis, que praticam o bem, abrigar-se-ão nos jardins do prazer.

İsveççe: 

På dem som tror och lever rättskaffens väntar lycksalighetens lustgårdar,

Farsça: 

و یقیناً کسانی که ایمان آورده و کارهای شایسته انجام داده اند، برای آنان بهشت های پرنعمت خواهد بود،

Kürtçe: 

بێگومان ئەوانەی باوەڕیان ھێناوە و کردەوە چاکەکانیان ئەنجامداوە بۆئەوانە بەھەشتانی پڕنازونیعمەت ھەیە

Özbekçe: 

Албатта, иймон келтириб, яхши амаллар қилганларга, ўшаларга неъмат жаннатлари бордир.

Malayca: 

Sesungguhnya orang-orang yang beriman dan beramal soleh, mereka akan beroleh Syurga yang penuh dengan berbagai nikmat,

Arnavutça: 

Me të vërtetë, ata që kanë besuar dhe punojnë vepra të mira do të gjenden në kopshtet e dhuntisë,

Bulgarca: 

За онези, които вярват и вършат праведни дела, са Градините на блаженството,

Sırpça: 

Онима који верују и раде добра дела, заиста, припадају баште уживања,

Çekçe: 

Pro ty však, kdož uvěřili a zbožné skutky konali, zahrady slastí jsou připraveny,

Urduca: 

البتہ جو لوگ ایمان لے آئیں اور نیک عمل کریں، اُن کے لیے نعمت بھری جنتیں ہیں

Tacikçe: 

Насиби онон, ки имон овардаанд ва корҳои шоиста кардаанд, боғҳои пурнеъмати биҳишт аст.

Tatarca: 

Иман китереп Коръән юлы белән изге гамәлләр кылучы хак мөэминнәргә нәгыйм җәннәтләре булачактыр.

Endonezyaca: 

Sesungguhnya orang-orang yang beriman dan mengerjakan amal-amal saleh, bagi mereka surga-surga yang penuh kenikmatan,

Amharca: 

እነዚያ ያመኑና መልካሞችንም የሠሩ ለእነርሱ የጸጋ ገነቶች አሏቸው፡፡

Tamilce: 

நிச்சயமாக எவர்கள் நம்பிக்கை கொண்டு நன்மைகளை செய்தார்களோ அவர்களுக்கு இன்பமிகுந்த சொர்க்கங்கள் உண்டு.

Korece: 

그러나 실로 믿음을 갖고 선 을 실천하는 자들에게는 축복의 천국이 있거늘

Vietnamca: 

Những ai có đức tin và hành thiện chắc chắn sẽ được hưởng Thiên Đàng hạnh phúc.