Arapça:
الَّذِينَ يُقِيمُونَ الصَّلَاةَ وَيُؤْتُونَ الزَّكَاةَ وَهُم بِالْآخِرَةِ هُمْ يُوقِنُونَ
Çeviriyazı:
elleẕîne yüḳîmûne-ṣṣalâte veyü'tûne-zzekâte vehüm bil'âḫirati hüm yûḳinûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onlar, namazı kılarlar, zekatı verirler, âhirete de kesin olarak inanırlar.
Diyanet İşleri:
O kimseler namazı kılarlar, zekatı verirler; ahirete de yakinen inanırlar.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Onlar, namaz kılarlar ve zekat verirler ve ahirete de iyice inanmışlardır.
Şaban Piriş:
Onlar, namazı ikame ederler, zekâtı verirler ve onlar ahirete yakinen iman ederler.
Edip Yüksel:
Onlar ki namazı gözetirler, zekatı verirler; ahiret hakkında da kuşkuları yoktur.
Ali Bulaç:
Onlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler. Ve onlar kesin bir bilgiyle ahirete inanırlar.
Suat Yıldırım:
Onlar namazı hakkıyla ifa ederler, zekâtı verirler, âhirete de tam olarak iman ederler.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Onlar ki, namazı ikame ederler ve zekâtı verirler ve onlar, ahirete kat´i surette inanırlar.
Yaşar Nuri Öztürk:
Ki onlar namazı/duayı yerine getirirler, zekâtı verirler. Ve onlar âhirete de gözle görmüşçesine inanırlar.
Bekir Sadak:
Allah gokleri gordugunuz gibi direksiz yaratmis, sizi sallar diye yeryuzune sabit daglar koymus
İbni Kesir:
Onlar ki
Adem Uğur:
O kimseler, namazı kılarlar, zekâtı verirler
İskender Ali Mihr:
Onlar, namazı ikame ederler (namaz kılarlar) ve zekâtı verirler. Ve onlar, ahirete (Allah´a ulaşmaya) yakîn hasıl ederler (kesinlikle inanırlar).
Celal Yıldırım:
Onlar ki, namazı vaktinde dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler ve onlar evet onlar Âhiret´e kesinlikle inanırlar.
Tefhim ul Kuran:
Onlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler. Ve onlar kesin bir bilgiyle ahirete inananlardır.
Fransızca:
qui accomplissent la Salat, acquittent le Zakat et qui croient avec certitude en l'au-delà.
İspanyolca:
que hacen la azalá, dan el azaque y están convencidos de la otra vida.
İtalyanca:
che assolvono all'orazione e pagano la decima e fermamente credono nell'altra vita,
Almanca:
diejenigen, die das rituelle Gebet ordnungsgemäß verrichten und die Zakat entrichten und die Gewißheit am Jenseits haben.
Çince:
行善者,谨守拜功,完纳天课,且确信后世。
Hollandaca:
Die de tijden voor het gebed bepaald in acht nemen, aalmoezen geven en vast overtuigd zijn van het toekomstige leven.
Rusça:
которые совершают намаз, выплачивают закят и убеждены в Последней жизни.
Somalice:
kuwa salaadda ooga, Zakadana bixiya, iyagoo aakhiro yaqiinsan.
Swahilice:
Wanao shika Sala, na wanatoa Zaka, nao wana yakini na Akhera.
Uygurca:
(ئۇ) (تەئدىل ئەركان بىلەن) ناماز ئوقۇيدىغان، (اﷲ نىڭ رەزاسىنى تىلەش يۈزىسىدىن كۆڭۈل ئازادىلىكى بىلەن) زاكات بېرىدىغان ۋە ئاخىرەتكە جەزمەن ئىشىنىدىغان ياخشى ئىش قىلغۇچى كىشىلەرگە ھىدايەتتۇر ۋە رەھمەتتۇر
Japonca:
礼拝の務めを守り,定めの喜捨をなし,また,来世を堅く信じる者たちへの(導きであり慈悲)である。
Arapça (Ürdün):
«الذين يقيمون الصلاة» بيان للمحسنين «ويؤتون الزكاة وهم بالآخرة هم يوقنون» هم الثاني تأكيد.
Hintçe:
जो पाबन्दी से नमाज़ अदा करते हैं और ज़कात देते हैं और वही लोग आख़िरत का भी यक़ीन रखते हैं
Tayca:
(คือ) บรรดาผู้ดำรงการละหมาด และบริจาคซะกาต และพวกเขาเชื่อมั่นต่อวันปรโลก
İbranice:
אלה אשר מקיימים את התפילות, ונותנים זכאת (צדקת חובה) והם אכן לוקמאן (ללא שום ספק)
Hırvatça:
onima koji namaz obavljaju i zekat daju i koji u ahiret čvrsto vjeruju;
Rumence:
care îşi săvârşesc rugăciunea, care dau milostenie şi care cred cu tărie în Viaţa de Apoi.
Transliteration:
Allatheena yuqeemoona alssalata wayutoona alzzakata wahum bialakhirati hum yooqinoona
Türkçe:
Ki onlar namazı/duayı yerine getirirler, zekâtı verirler. Ve onlar âhirete de gözle görmüşçesine inanırlar.
Sahih International:
Who establish prayer and give zakah, and they, of the Hereafter, are certain [in faith].
İngilizce:
Those who establish regular Prayer, and give regular Charity, and have (in their hearts) the assurance of the Hereafter.
Azerbaycanca:
O kəslər ki, namaz qılar, zəkat verər və axirətə tam yəqinliklə inanarlar.
Süleyman Ateş:
Onlar ki namazı kılarlar, zekatı verirler ve onlar ahirete de kesin olarak inanırlar.
Diyanet Vakfı:
O kimseler, namazı kılarlar, zekatı verirler; onlar ahirete de kesin olarak iman ederler.
Erhan Aktaş:
Onlar, salâtı ikâme ederler ve zekâtı yaparlar(1). Onlar Âhiret’e kesin olarak îmân ederler.
Kral Fahd:
O kimseler, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler, onlar ahirete de kesin olarak iman ederler.
Hasan Basri Çantay:
(O ihsan erbabı) ki onlar dosdoğru namazı kılanlar, zekâtı verenlerdir. Onlar âhirete yakıyn (ya´ni katî insan) haasıl edenlerin de ta kendileridir.
Muhammed Esed:
onlar ki namazlarında kararlılık gösterir ve karşılıksız yardımda bulunurlar: çünkü onlar içlerinde öteki dünyaya kesin bir inanç besleyenlerdir.
Gültekin Onan:
Onlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler. Ve onlar kesin bir bilgiyle ahirete (iman ederler).
Ali Fikri Yavuz:
(Güzel iş yapanlar muhsinler) o kimselerdir ki, namazı gereği üzre kılarlar, zekâtı verirler ve ahirete de onlar yakinen (şüphesiz) iman ederler.
Portekizce:
Que observam a oração, pagam o zakat e estão persuadidos da outra vida.
İsveççe:
de som förrättar bönen och hjälper de behövande; det är dessa som har förvissningen att det eviga livet [väntar].
Farsça:
همانان که نماز را برپا می دارند و زکات می دهند و به آخرت یقین دارند.
Kürtçe:
ئەوانەی کەنوێژ بەجێ دەھێنن و زەکات دەدەن ھەروەھا باوەڕی پتەویان بەڕۆژی دوایی ھەیە
Özbekçe:
Намозни тўкис адо этадиган, закотни берадиган ва охиратга ишонч-ла иймон келтирадиганларга.
Malayca:
Iaitu orang-orang yang mendirikan sembahyang, dan memberi zakat, serta mereka yakin tentang adanya hari akhirat.
Arnavutça:
ata që kryejnë namazin dhe japin zeqatin, dhe të cilët besojnë bindshëm në jetën tjetër.
Bulgarca:
които отслужват молитвата и дават милостинята закат, и за отвъдния живот са убедени.
Sırpça:
онима који обављају молитву и дају милостињу и који у Онај свет чврсто верују;
Çekçe:
kdož modlitby dodržují, almužny dávají a v život posmrtný pevně doufají.
Urduca:
جو نماز قائم کرتے ہیں، زکوٰۃ دیتے ہیں اور آخرت پر یقین رکھتے ہیں
Tacikçe:
онон, ки намоз мегузоранду закот медиҳанд ва ба охират яқин доранд.
Tatarca:
Алар намазларын вакытында укырлар, вә зәкятләрен бирерләр һәм ахирәткә ышанып, аның өчен хәзерләнерләр.
Endonezyaca:
(yaitu) orang-orang yang mendirikan shalat, menunaikan zakat dan mereka yakin akan adanya negeri akhirat.
Amharca:
ለእነዚያ ሶላትን አስተካክለው ለሚያደርሱት፣ ዘካንም ለሚሰጡት፣ እነርሱም በመጨረሻይቱ ዓለም እነርሱ የሚያረጋግጡ ለሆኑት፡፡
Tamilce:
அவர்கள் தொழுகையை நிலை நிறுத்துவார்கள்; இன்னும், ஸகாத்தைக் கொடுப்பார்கள். இன்னும், அவர்கள்தான் மறுமையை உறுதியாக நம்புவார்கள்.
Korece:
이들은 예배를 드리고 이슬람세를 바치며 내세를 확신하도다
Vietnamca:
(Đó là) những người chu đáo duy trì lễ nguyện Salah, xuất Zakah và có đức tin kiên định nơi cõi Đời Sau.
Ayet Linkleri: