Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

29

Sûredeki Ayet No: 

36

Ayet No: 

3376

Sayfa No: 

400

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَإِلَىٰ مَدْيَنَ أَخَاهُمْ شُعَيْبًا فَقَالَ يَا قَوْمِ اعْبُدُوا اللَّهَ وَارْجُوا الْيَوْمَ الْآخِرَ وَلَا تَعْثَوْا فِي الْأَرْضِ مُفْسِدِينَ

Çeviriyazı: 

veilâ medyene eḫâhüm şu`ayben feḳâle yâ ḳavmi-`büdü-llâhe veercü-lyevme-l'âhira velâ ta`ŝev fi-l'arḍi müfsidîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Medyen'e de kardeşleri Şuayb'ı gönderdik ve Şuayb, "Ey kavmim! Allah'a kulluk edin, ahiret gününe ümit bağlayın, yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın!" dedi.

Diyanet İşleri: 

Medyen halkına kardeşleri Şuayb'ı gönderdik. O, "Ey milletim! Allah'a kulluk edin, ahiret gününe umut besleyin. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın" dedi.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve Medyen'e de kardeşleri Şuayb'i göndermiştik de ey kavmim demişti, kulluk edin Allah'a ve umun ahiret gününü ve yeryüzünde bozgunculuğa çalışmayın.

Şaban Piriş: 

Medyen’e de kardeşleri Şuayb’i gönderdik: Ey kavmim, dedi. Yalnızca Allah’a ibadet edin ve ahiret gününü arzulayın. Yeryüzünde bozgunculuk yapıp kargaşa çıkarmayın!

Edip Yüksel: 

Medyen'e de kardeşleri Şuayb'ı... "Halkım, ALLAH'a kulluk edin, ahiret gününü arayın ve yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın,"demişti.

Ali Bulaç: 

Medyen'e de kardeşleri Şuayb'ı (gönderdik) Böylece dedi ki: "Ey kavmim, Allah'a kulluk edin ve ahiret gününü umud edin ve yeryüzünde bozguncular olarak karışıklık çıkarmayın."

Suat Yıldırım: 

Medyen halkına da kardeşleri Şuayb'ı gönderdik, onlara dedi ki: “Ey benim halkım! Yalnız Allah’a ibadet edin, âhiret gününü bekleyin ve ülkede fesatçılık yaparak düzeni bozmayın!”

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve Medyen´e de kardeşleri Şuayb´ı (gönderdik). Dedi ki: «Ey kavmim! Allah´a ibadet ediniz, son güne ümitvar olunuz. Ve yeryüzünde müfsitler olarak fesat çıkarmayınız.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Medyen'e de kardeşleri Şuayb'ı gönderdik. Şöyle dedi: "Ey toplumum, Allah'a ibadet edin. Âhiret gününe umut bağlayın. Bozgunculuk yaparak ülkenin huzurunu kaçırmayın."

Bekir Sadak: 

Dogrusu Allah, Kendini birakip da yavardiklari seyi bilir. O gucludur, Hakim´dir.

İbni Kesir: 

Medyen halkına da kardeşleri Şuayb´ı: Ey kavmim

Adem Uğur: 

Medyen´e de kardeşleri Şuayb´ı gönderdik ve Şuayb: Ey kavmim! Allah´a kulluk edin, ahiret gününe umut bağlayın, yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın! dedi.

İskender Ali Mihr: 

Ve Medyen (halkına), onların kardeşi Şuayb´ı (gönderdik). O zaman onlara: &quot

Celal Yıldırım: 

Medyen´e de kardeşleri Şuâyb´ı (uyarıcı peygamber) gönderdik

Tefhim ul Kuran: 

Medyen´e de kardeşleri Şuayb´ı (gönderdik). Böylece dedi ki: «Ey kavmim, Allah´a kulluk edin ve ahiret gününü umud edin ve yeryüzünde bozguncular olarak karışıklık çıkarmayın.»

Fransızca: 

De même, aux Madyan (Nous envoyâmes) leur frère Chuaïb qui leur dit : "ô mon peuple, adorez Allah et attendez-vous au Jour dernier, et ne semez pas la corruption sur terre".

İspanyolca: 

A los madianitas su hermano Suayb. Dijo: «¡Pueblo! ¡Servid a Alá y contad con el último Día! ¡No obréis mal en la tierra corrompiendo!»

İtalyanca: 

E ai Madianiti [mandammo] il loro fratello Shu'ayb, che disse loro: «O popol mio, adorate Allah e sperate nell'Ultimo Giorno, non commettete crimini sulla terra, non siate malfattori».

Almanca: 

Und zu Madyan (entsandten WIR) ihren Bruder Schu'aib. So sagte er: "Meine Leute! Dient ALLAH, hofft auf den Jüngsten Tag und handelt auf Erden nicht als Verderben-Anrichtende!"

Çince: 

(我曾派遣)舒阿卜去教化麦德彦人,他就说:我的宗族啊!你们应当崇拜真主,应当畏惧末日,不要在地方上为非做歹,摆弄是非。

Hollandaca: 

En tot de bewoners van Madian zonden wij hunnen broeder Shoaib, en hij zeide tot hen: O mijn volk? dient God, verwacht den laatsten dag en zondigt niet, door snood op aarde te handelen.

Rusça: 

Мы отправили к мадьянитам их брата Шуейба, и он сказал: "О мой народ! Поклоняйтесь Аллаху, надейтесь на Последний день и не творите на земле зла, распространяя нечестие".

Somalice: 

ree Madyanna (waxaanu u diray Walaalkood (Nabi) Shucayb wuxuuna ku yidhi Qoomkayow Caabuda Eebe, rajeeyana (ka yaaba) Maalintii dambaysay hana la soconina dhulka fasaadin.

Swahilice: 

Na kwa Madyana tulimtuma ndugu yao Shuaibu, naye akasema: Enyi watu wangu! Muabuduni Mwenyezi Mungu na iogopeni Siku ya Akhera, wala msende katika ardhi mkifisidi.

Uygurca: 

مەديەن (ئاھالىسىگە) ئۇلارنىڭ قېرىندىشى شۇئەيبنى (پەيغەمبەر قىلىپ ئەۋەتتۇق)، شۇئەيب: «ئى قەۋمىم! بىر اﷲ قا ئىبادەت قىلىڭلار، ئاخىرەت كۈنىدىن قورقۇڭلار، يەر يۈزىدە بۇزغۇنچىلىق قىلىپ پىتنە - پاسات تېرىماڭلار» دېدى

Japonca: 

またわれは,マドヤン(の民)にその同胞のシュアイブを遺わした。かれは言った。「わたしの人びとよ,アッラーに仕え,最後の日を待ち望みなさい。悪を行って,地上を退廃させてはならない。」

Arapça (Ürdün): 

«و» أَرسلنا «إلى مدْين أخاهم شعيبا فقال يا قوم اعبدوا الله وارجوا اليوم الآخر» اخشوه، هو يوم القيامة «ولا تعثوْا في الأرض مفسدين» حال مؤكدة لعاملها من عثي بكسر المثلثة أفسد.

Hintçe: 

और (हमने) मदियन के रहने वालों के पास उनके भाई शुएब को पैग़म्बर बनाकर भेजा उन्होंने (अपनी क़ौम से) कहा ऐ मेरी क़ौम ख़ुदा की इबादत करो और रोज़े आखेरत की उम्मीद रखो और रुए ज़मीन में फ़साद न फैलाते फिरो

Tayca: 

และยัง (หมู่ชน) มัดยัน (เราได้ส่ง) พี่น้องของพวกเขาคือชุไอบ์ เขากล่าวขึ้นว่า โอ้หมู่ชนของฉันเอ๋ย ! จงเคารพสักการะอัลลอฮ์เถิด และจงกลัววันสุดท้าย และอย่ามุ่งทำความเสียหายในแผ่นดิน โดยเป็นผู้บ่อนทำลาย !

İbranice: 

ואל בני מדין (שלחנו) את אחיהם, הנביא שועייב, והוא אמר: ' בני עמי! עבדו את אלוהים, ושאפו ליום הדין, ואל תחטאו על פני האדמה ואל תפיצו את השחיתות

Hırvatça: 

A u Medjen poslasmo brata njihova Šuajba: "O narode moj", govorio je on, "Allahu ibadet činite, i Posljednjem danu se nadajte, i ne činite zlo po Zemlji nered praveći!"

Rumence: 

Celor din Madian li l-am trimis pe Şu’aib, fratele lor. El le spuse: “O, popor al meu! Închinaţi-vă lui Dumnezeu! Aşteptaţi Ziua de Apoi! Nu săvârşiţi fărădelegi pe pământ, semănând silnicie!”

Transliteration: 

Waila madyana akhahum shuAAayban faqala ya qawmi oAAbudoo Allaha waorjoo alyawma alakhira wala taAAthaw fee alardi mufsideena

Türkçe: 

Medyen'e de kardeşleri Şuayb'ı gönderdik. Şöyle dedi: "Ey toplumum, Allah'a ibadet edin. Âhiret gününe umut bağlayın. Bozgunculuk yaparak ülkenin huzurunu kaçırmayın."

Sahih International: 

And to Madyan [We sent] their brother Shu'ayb, and he said, "O my people, worship Allah and expect the Last Day and do not commit abuse on the earth, spreading corruption."

İngilizce: 

To the Madyan (people) (We sent) their brother Shu'aib. Then he said: "O my people! serve Allah, and fear the Last Day: nor commit evil on the earth, with intent to do mischief."

Azerbaycanca: 

Mədyənə də qardaşları Şüeybi (peyğəmbər göndərdik). O dedi: “Ey qövmüm! Allaha ibadət edin! Qiyamət gününə inanın! (Dünyada ibadət etməklə qiyamət gününə ümid bəsləyib savab işlər görün. Onun əzabından qorxun!) Yer üzündə fitnə-fəsad törətməyin!”

Süleyman Ateş: 

Medyen'e de kardeşleri Şuayb'i (gönderdik): "Ey kavmim, dedi, Allah'a kuluk edin, ahiret gününü umun, yeryüzünde karışıklık çıkarıp bozgunculuk yapmayın!"

Diyanet Vakfı: 

Medyen'e de kardeşleri Şuayb'ı gönderdik ve Şuayb: Ey kavmim! Allah'a kulluk edin, ahiret gününe umut bağlayın, yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın! dedi.

Erhan Aktaş: 

Medyen halkına da kardeşleri Şu’ayb’ı gönderdik. Şu’âyb: “Ey halkım! Allah’a kulluk edin. Âhiret gününü umut edin. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın!” dedi.

Kral Fahd: 

Medyen’e de kardeşleri Şuayb’ı gönderdik ve Şuayb: Ey kavmim! Allah'a kulluk edin, ahiret gününe umut bağlayın, yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın! dedi.

Hasan Basri Çantay: 

«Medyen» e de biraderleri Şuaybı (gönderdik) de dedi ki: «Ey kavmim, Allaha ibâdet edin. Âhiret gününe umud bağlayın. Yer yüzünde fesadcılar olarak bozgunculuk yapmayın».

Muhammed Esed: 

Medyen (halkına) da kardeşleri Şuayb(ı gönderdik). O, "Ey halkım!" diye seslendi, "(Yalnız) Allah´a kulluk edin, Ahiret Günü´nü bekleyin ve yeryüzünde bozgunculuk yaparak kötülük işlemeyin!"

Gültekin Onan: 

Medyen´e de kardeşleri Şuayb´ı (gönderdik). Böylece dedi ki: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

Medyen’e de kardeşleri Şuayb’i peygamber olarak gönderdik de şöyle dedi: “- Ey kavmim! Allah’a ibadet edin ve ahiret gününe ümid besleyin (sevabını umduğunuz işleri yapın). Yeryüzünde fesadçılar olarak isyan etmeyin.”

Portekizce: 

E enviamos aos madianitas seu irmão, Xuaib (Jetro), que lhes disse: Ó povo meu, adorai a Deus, temei o Dia do JuízoFinal, e não injurieis na terra, corrompendo-a!

İsveççe: 

TILL [folket i] Madyan [sände Vi] deras broder Shu`ayb. Han sade: "Dyrka Gud, mitt folk, och tänk på den Yttersta dagen! Sprid inte sedefördärv och annat ont på jorden!"

Farsça: 

و نیز به سوی مدین برادرشان شعیب را فرستادیم؛ پس گفت: ای قوم من! خدا را بپرستید و روز قیامت را انتظار برید و در زمین تبهکارانه فتنه و آشوب برپا نکنید،

Kürtçe: 

وە بۆ خەڵکی مەدیەنیش شوعەیبی برایانمان (نارد) ووتی ئەی گەلەکەم خوا بپەرستن و بەھیواو ئومێدی ڕۆژی دوایی بن وەخراپەکاری ڕۆچوو مەبن لەزەویدا

Özbekçe: 

Ва Мадянга биродарлари Шуайбни (юбордик). Бас, у: «Эй қавмим, Аллоҳга ибодат қилинг, охират кунидан умидвор бўлинг ва ер юзида бузғунчилик ила харакат қилиб юрманг», деди. (Шуайб алайҳиссалом ҳам, Иброҳимнинг алайҳиссалом зурриётларидан чиққан араблардандирлар.)

Malayca: 

Dan (Kami utuskan) kepada penduduk Madyan saudara mereka: Nabi Syuaib; lalu ia berkata: "Wahai kaumku, sembahlah kamu akan Allah, dan kerjakanlah amal soleh dengan mengharapkan pahala akhirat, dan janganlah kamu melakukan kerosakan di bumi".

Arnavutça: 

(I kemi dërguar) edhe Medjenit vëllaun e tij Shuajbin, e ai ka thënë: “O populli im, adhuronie Perëndinë, shpresoni në Ditën e Kijametit (shpëtimin) dhe mos bëni keq në tokë, si ngatërrestarë!”

Bulgarca: 

И при мадйанитите - брат им Шуайб... И каза: “О, народе мой, служете на Аллах и се надявайте на Сетния ден, и не сейте по земята развала!”

Sırpça: 

А у Меден посласмо њиховог брата Шуајба: „О мој народе“, говорио је он, „Аллаха обожавајте, и очекујте Судњи дан, и не чините зло по Земљи правећи неред!“

Çekçe: 

A vyslali jsme k Madjanovcům bratra jejich Šu´ajba a on pravil: 'Lide můj, uctívejte Boha a doufejte v den poslední! A nešiřte po zemi pohoršení!'

Urduca: 

اور مَدیَن کی طرف ہم نے اُن کے بھائی شعیب کو بھیجا اُس نے کہا "اے میری قوم کے لوگو، اللہ کی بندگی کرو اور روزِ آخر کے امیدوار رہو اور زمین میں مفسد بن کر زیادتیاں نہ کرتے پھرو"

Tacikçe: 

Ва бародарашон Шуъайбро ба Мадян фиристодем. Гуфт: «Эй қавми ман, Худоро бипарастед ва ба рӯзи қиёмат умедвор бошед ва дар замин ба табаҳкорӣ макӯшед.

Tatarca: 

Мәдйән халкына кардәшләре Шөґәебне пәйгамбәр итеп җибәрдек, әйтте: "Ий кавемем Аллаһуга гына гыйбадәт кылыгыз, вә ахирәт өчен файдалы эшләрне эшләп савабын өмет итегез, вә җир өстеңдә төрле хыянәтләр, бозыклыклар эшләп йөрмәгез.

Endonezyaca: 

Dan (Kami telah mengutus) kepada penduduk Mad-yan, saudara mereka Syu'aib, maka ia berkata: "Hai kaumku, sembahlah olehmu Allah, harapkanlah (pahala) hari akhir, dan jangan kamu berkeliaran di muka bumi berbuat kerusakan".

Amharca: 

ወደ መድየንም ወንድማቸውን ሹዐይብን (ላክን)፡፡ «ሕዝቦቼ ሆይ! አላህን ተገዙ፣ የመጨረሻውንም ቀን ፍሩ፣ በምድርም ውስጥ የምታጠፉ ሆናችሁ አታበላሹ አላቸውም፡፡

Tamilce: 

இன்னும், ‘மத்யன்’ நகரவாசிகளுக்கு அவர்களுடைய சகோதரர் ஷுஐபை (நாம் அனுப்பினோம்). ஆக, அவர் கூறினார்: என் மக்களே! அல்லாஹ்வை வணங்குங்கள்! இன்னும், மறுமை நாளை பயந்து கொள்ளுங்கள்! இன்னும், இந்த பூமியில் கெட்டதை செய்கின்ற தீயவர்களாக அளவு கடந்து அழிச்சாட்டியம் செய்யாதீர்கள்.

Korece: 

마드얀의 백성에게 그들의 형제 슈아이브를 보내매 그가 말하였더라 백성들이여 하나님을 경배 하고 최후의 날을 두려워하며 지상에서 사악한 행위를 하지 말라

Vietnamca: 

Đối với người dân Madyan, TA đã cử người anh em của họ, Shu’aib, đến với họ. Shu’aib bảo: “Hỡi dân ta! Các người hãy thờ phượng Allah và hãy sợ Ngày Cuối Cùng; Các người chớ đừng làm điều thối nát trên trái đất.”