Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

33

Sûredeki Ayet No: 

63

Ayet No: 

3596

Sayfa No: 

427

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

يَسْأَلُكَ النَّاسُ عَنِ السَّاعَةِ ۖ قُلْ إِنَّمَا عِلْمُهَا عِندَ اللَّهِ ۚ وَمَا يُدْرِيكَ لَعَلَّ السَّاعَةَ تَكُونُ قَرِيبًا

Çeviriyazı: 

yes'elüke-nnâsü `ani-ssâ`ah. ḳul innemâ `ilmühâ `inde-llâh. vemâ yüdrîke le`alle-ssâ`ate tekûnü ḳarîbâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

İnsanlar sana kıyamet saaatini soruyorlar. De ki: "Onun ilmi ancak Allah'ın nezdindedir. Ne bilirsin belki kıyamet yakında olur."

Diyanet İşleri: 

İnsanlar senden kıyametin zamanını soruyorlar; de ki: "Onun bilgisi ancak Allah katındadır; ne bilirsin, belki de zamanı yakındır."

Abdulbakî Gölpınarlı: 

İnsanlar, kıyameti sorarlar sana; de ki: Onun bilgisi, ancak Tanrı katında ve ne bilirsin, belki de kıyamet, pek yakında kopacak.

Şaban Piriş: 

İnsanlar senden kıyamet vaktini soruyorlar. De ki: Onun ilmi Allah katındadır. Ne bilirsin belki kıyamet çok yakındır?

Edip Yüksel: 

Halk senden Saat'i (dünyanın son saatini) soruyor. De ki, "Onun bilgisi ALLAH'ın katındadır; ne bilirsin, belki de o Saat yakındır."

Ali Bulaç: 

İnsanlar, sana kıyamet-saatini sorarlar; de ki: "Onun bilgisi yalnızca Allah'ın Katındadır." Ne bilirsin; belki kıyamet-saati pek yakın da olabilir.

Suat Yıldırım: 

İnsanlar senden kıyamet saatini sorarlar. De ki: ona dair bilgi Allah'ın nezdindedir. Ne bilirsin belki de o saat yakındır! [16,1; 54,1; 21,1]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Nâs, sana Kıyametten sorarlar. De ki: «Ona ait bilgi, Allah indindedir.» Sana (onu) ne şey bildirir? Umulur ki, Kıyamet yakınlaşmış olacaktır.

Yaşar Nuri Öztürk: 

İnsanlar sana kıyametin saatinden soruyorlar. De ki: "Ona ilişkin bilgi Allah katındadır." Ne bilirsin, belki de o saat yakındır!

Bekir Sadak: 

Ey inananlar! Musa´yi incitenler gibi olmayin. Nitekim Allah onu, soylediklerinden beri tutmustu. O, Allah´in katinda degerli bir kisiydi.

İbni Kesir: 

İnsanlar sana kıyametten sorarlar. De ki: Onun bilgisi ancak Allah katındadır. Ne bilirsin, belki de o saat yakında oluverir.

Adem Uğur: 

İnsanlar sana kıyametin zamanını soruyorlar. De ki: Onun bilgisi Allah katındadır. Ne bilirsin, belki de zamanı yakındır.

İskender Ali Mihr: 

İnsanlar sana o saati (kıyâmeti) soruyorlar. De ki: &quot

Celal Yıldırım: 

İnsanlar, sana Kıyâmet´in kopuş saatinden soruyorlar. De ki: Ona ait bilgi ancak Allah´ın yanındadır. Ne bilirsin, belki de onun kopuş saati yakın olabilir.

Tefhim ul Kuran: 

İnsanlar, sana kıyamet saatini sorarlar

Fransızca: 

Les gens t'interrogent au sujet de l'Heure . Dis : "Sa connaissance est exclusive à Allah". Qu'en sais-tu ? Il se peut que l'Heure soit proche.

İspanyolca: 

Los hombres te preguntan por la Hora. Di: «Sólo Alá tiene conocimiento de ella». ¿Quién sabe? Quizá la Hora esté próxima...

İtalyanca: 

Ti interrogano gli uomini a proposito dell'Ora. Di': «La scienza di ciò è solo presso Allah». Cosa ne sai? Forse l'Ora è vicina.

Almanca: 

Die Menschen fragen dich nach der Stunde. Sag: "Das Wissen von ihr ist nur bei ALLAH." Und was läßt dich wissen, vielleicht liegt die Stunde nahe.

Çince: 

众人问你复活时在什么时候?你说:那只有真主才知道。什么使你知道它何时发生呢?复活时,或许是很近的。

Hollandaca: 

De menschen zullen u ondervragen nopens de nadering van het laatste uur; antwoord: Waarlijk, de kennis daarvan is alleen met God, en hij zal u niet onderrichten; misschien is het uur nabij.

Rusça: 

Люди спрашивают тебя о Часе. Скажи: "Знанием о нем обладает только Аллах". Откуда тебе знать, быть может, Час близок?

Somalice: 

Dadku waxay warsan Nabiyow Saacadda (Qiyaame) waxaad dhahdaa Cilmigeedu wuxuu jiraa Eebe agtiis, miyaadse ogtahay inay suuroowdo inay Saacaddu dhawdahay.

Swahilice: 

Watu wanakuuliza khabari ya Saa (ya Kiyama). Sema: Ujuzi wake uko kwa Mwenyezi Mungu. Na nini kitakujuvya? Pengine hiyo Saa iko karibu.

Uygurca: 

كىشىلەر سەندىن قىيامەتنىڭ ۋاقتىنى سورايدۇ. «ئۇنى (مەن بىلمەيمەن) پەقەت اﷲ بىلىدۇ» دېگىن. سەن نېمە بىلىسەن، قىيامەت يېقىن بولۇشى مۇمكىن

Japonca: 

人びとは(審判の)時に就いてあなたに尋ねよう。言ってやるがいい。「本当に,その知識は,アッラーの御許にある。どうしてあなたに分るだろうか,その時は近いであろう。」

Arapça (Ürdün): 

«يسألك الناس» أهل مكة «عن الساعة» متى تكون «قل إنما علمها عند الله وما يدريك» يعلمك بها: أي أنت لا تعلمها «لعلَّ الساعة تكون» توجد «قريبا».

Hintçe: 

(ऐ रसूल) लोग तुमसे क़यामत के बारे में पूछा करते हैं (तुम उनसे) कह दो कि उसका इल्म तो बस खुदा को है और तुम क्या जानो शायद क़यामत क़रीब ही हो

Tayca: 

มีผู้คนถามเจ้าเกี่ยวกับยามอวสาน จงกล่าวเถิด (มุฮัมมัด) “แท้จริงความรู้ในเรื่องนั้นอยู่ ณ ที่อัลลอฮฺ” และอะไรเล่าจะทำให้เจ้ารู้ได้ บางทียามอวสานนั้นอยู่ใกล้ ๆ นี่เอง

İbranice: 

ישאלוך האנשים על מועד השעה. אמור: 'רק אלוהים יודע אותו. ייתכן שהשעה קרובה

Hırvatça: 

Pitaju te ljudi o Času kijameta; reci: "To jedino Allah zna! A ti ne znaš, možda je Čas kijameta blizu!"

Rumence: 

Oamenii te întreabă despre Ceasul (Judecăţii). Spune: “Numai Dumnezeu are ştiinţa lui.” Ce te va face să ştii? S-ar putea ca Ceasul să fie aproape!

Transliteration: 

Yasaluka alnnasu AAani alssaAAati qul innama AAilmuha AAinda Allahi wama yudreeka laAAalla alssaAAata takoonu qareeban

Türkçe: 

İnsanlar sana kıyametin saatinden soruyorlar. De ki: "Ona ilişkin bilgi Allah katındadır." Ne bilirsin, belki de o saat yakındır!

Sahih International: 

People ask you concerning the Hour. Say," Knowledge of it is only with Allah. And what may make you perceive? Perhaps the Hour is near."

İngilizce: 

Men ask thee concerning the Hour: Say, "The knowledge thereof is with Allah (alone)": and what will make thee understand?- perchance the Hour is nigh!

Azerbaycanca: 

Camaat (Məkkə əhli) səndən o saat (qiyamətin nə vaxt qopacağı) barədə soruşar. (Ya Peyğəmbər!) De: “Onu ancaq Allah bilər!” Nə bilirsən, bəlkə də, o saat (qiyamət) yaxındır).

Süleyman Ateş: 

İnsanlar sana O sa'atten soruyorlar. De ki: "Onun bilgisi Allah'ın yanındadır." Ne bilirsin belki o sa'at yakın olur?

Diyanet Vakfı: 

İnsanlar sana kıyametin zamanını soruyorlar. De ki: Onun bilgisi Allah katındadır. Ne bilirsin, belki de zamanı yakındır.

Erhan Aktaş: 

İnsanlar sana Sâ’at’ten(1) soruyorlar. De ki: “Onun bilgisi yalnızca Allah’ın yanındadır.” Ne bilirsin belki de o Sâ’at yaklaşmıştır.

Kral Fahd: 

İnsanlar sana kıyametin zamanını soruyorlar. De ki: Onun bilgisi Allah katındadır. Ne bilirsin, belki de zamanı yakındır.

Hasan Basri Çantay: 

İnsanlar sana o saati (n ne zaman kopacağını) sorarlar. De ki: «Onun ilmi ancak Allahın nezdindedir. Ne bilirsin, belki de o saat yakın (bir zamanda) olacakdır».

Muhammed Esed: 

İnsanlar sana Son Saat hakkında soracaklar. De ki: "Onun bilgisi Allah katındadır; senin bütün bildiğin ise, Son Saat´in yakın olduğudur!"

Gültekin Onan: 

İnsanlar, sana kıyamet saatini sorarlar, de ki: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

İnsanlar, sana kıyametin ne zaman kopacağını soruyorlar. (Ey Rasûlüm, onlara) de ki: “- Onun ilmi ancak Allah’ın katındadır. Olur ki kıyamet, yakında vuku bulur.

Portekizce: 

As pessoas te interrogarão sobre a Hora (do Juízo). Dize-lhes: Seu conhecimento somente está com Deus! E quem teinteirará, se a Hora estiver próxima?

İsveççe: 

MAN frågar dig om den Yttersta stunden. Säg: "Ingen utom Gud har kunskap om denna [Stund]." Och hur skall du kunna veta om inte den Yttersta stunden är nära!

Farsça: 

مردم درباره [وقت] قیامت از تو می پرسند، بگو: دانش و آگاهی آن فقط نزد خداست. و تو چه می دانی؟ شاید قیامت نزدیک باشد.

Kürtçe: 

(ئەی موحەممەد ﷺ) خەڵك پرسیارت لێ دەکەن دەربارەی (بەرپابوونی) ڕۆژی دوایی بڵێ زانینی (بەرپابوونی) ئەو ڕۆژە تەنھا لای خوایە تۆ چوزانیت لەوانەیە ڕۆژی دوایی نزیك بێت (بەڵام خەڵك نازانن)

Özbekçe: 

Одамлар сендан (қиёмат ) соати ҳақида сўрарлар. Сен: «Унинг илми фақат Аллоҳнинг ҳузуридадир», деб айт. Недан билурсан, эҳтимол ўша соат яқиндир.

Malayca: 

Manusia bertanya kepadamu (wahai Muhammad) tentang kedatangan hari kiamat; katakanlah: "Sesungguhnya pengetahuan mengenainya hanyalah ada di sisi Allah. " Dan apa jalannya engkau dapat mengetahui? - boleh jadi masa datangnya tidak lama lagi.

Arnavutça: 

Njerëzit do të të pyesin për Çastin (Kijametin), thuaju: “Dijenia për te ëshë vetëm te Perëndia”. E, kush mund të të tregojë ty, - se Kijameti mund të jetë afër?!

Bulgarca: 

Хората те питат за Часа. Кажи: “Единствено Аллах знае за него.” И откъде да знаеш ти? Часът може да е скоро.

Sırpça: 

Питају те људи о Часу смака света; реци: „То зна једино Аллах! А ти не знаш, можда је Час смака света близу!“

Çekçe: 

A lidé se tě dotazují na Hodinu. Odpověz: 'Vědění o ní je jedině u Boha. A co ty vůbec víš? Možná že Hodina už je blízká!'

Urduca: 

لوگ تم سے پوچھتے ہیں کہ قیامت کی گھڑی کب آئے گی کہو، اُس کا علم تو اللہ ہی کو ہے تمہیں کیا خبر، شاید کہ وہ قریب ہی آ لگی ہو

Tacikçe: 

Мардум туро аз қиёмат мепурсанд, бигӯ: «Илми он назди Худост». Ва ту чӣ медонӣ, шояд қиёмат наздик бошад.

Tatarca: 

Кешеләр синнән кыямәт кайчан була дип сорыйлар, син аларга әйт: "Кыямәтнең кайчан булачагын белү Аллаһ эшедер", – дип. Кайдан беләсең, бәлки кыямәт якындыр.

Endonezyaca: 

Manusia bertanya kepadamu tentang hari berbangkit. Katakanlah: "Sesungguhnya pengetahuan tentang hari berbangkit itu hanya di sisi Allah". Dan tahukah kamu (hai Muhammad), boleh jadi hari berbangkit itu sudah dekat waktunya.

Amharca: 

ሰዎች ከሰዓቲቱ ይጠይቁሃል፡፡ «ዕውቀትዋ አላህ ዘንደ ብቻ ነው፤» በላቸው፡፡ የሚያሳወቅህም ምንድን ነው! ሰዓቲቱ በቅርብ ጊዜ ልትኾን ይከጀላል፡፡

Tamilce: 

மக்கள் உம்மிடம் மறுமையைப் பற்றி (அது எப்போது வரும் என்று) கேட்கிறார்கள். (நபியே!) கூறுவீராக! அதன் அறிவெல்லாம் அல்லாஹ்விடம்தான் இருக்கிறது. மறுமை சமீபமாக இருக்கக்கூடும் என்பது உமக்குத் தெரியுமா?

Korece: 

사람들이 심판날에 관하여 그대애게 물을지니 일러가로되 그것은 오로지 하나님만이 아시는 심판이 가까와 왔음을 무엇이 그 대로 하여금 알게 하리요

Vietnamca: 

Thiên hạ hỏi Ngươi về Giờ Tận Thế. Ngươi hãy nói: “Quả thật, kiến thức về thời khắc đó thuộc về một mình Allah”. Nhưng Ngươi có biết không có lẽ Giờ Tận Thế đã gần kề.