Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

33

Sûredeki Ayet No: 

48

Ayet No: 

3581

Sayfa No: 

424

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَلَا تُطِعِ الْكَافِرِينَ وَالْمُنَافِقِينَ وَدَعْ أَذَاهُمْ وَتَوَكَّلْ عَلَى اللَّهِ ۚ وَكَفَىٰ بِاللَّهِ وَكِيلًا

Çeviriyazı: 

velâ tüṭi`i-lkâfirîne velmünâfiḳîne veda` eẕâhüm vetevekkel `ale-llâh. vekefâ billâhi vekîlâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Kâfirlere ve münafıklara itaat etme, onların ezalarını bırak (aldırma) da Allah'a tevekkül et. Allah vekil olarak hepsine yeter.

Diyanet İşleri: 

İnkarcılara, ikiyüzlülere itaat etme; eziyetlerine aldırma; Allah'a güven, güvenilecek olarak Allah yeter.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve itaat etme kafirlerle münafıklara ve eziyetlerine aldırış etme ve dayan Allah'a ve koruyucu olarak Allah, yeter.

Şaban Piriş: 

Kâfirlere ve münafıklara itaat etme! Eziyetlerine aldırma. Allah'a tevekkül et. Vekil olarak Allah yeter.

Edip Yüksel: 

İnkarcılara ve ikiyüzlülere uyma, eziyetlerine aldırma ve ALLAH'a güven; koruyucu olarak ALLAH yeter.

Ali Bulaç: 

Kafirlere ve münafıklara itaat etme, eziyetlerine aldırma ve Allah'a tevekkül et. Vekil olarak Allah yeter.

Suat Yıldırım: 

Sakın kâfirlere, münafıklara itaat etme, onların verdikleri sıkıntılara şimdilik aldırma ve yalnız Allah'a dayan. Koruyucu olarak Allah yeter.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve kâfirlere ve münafıklara itaat etme ve onların ezalarını bırak ve Allah´a tevekkülde bulun ve Allah (seni) muhafaza edici olmaya kâfidir.

Yaşar Nuri Öztürk: 

İnkârcılara, ikiyüzlülere itaat etme, onların ezalarına aldırma; Allah'a tevekkül et. Vekil olarak Allah yeter.

Bekir Sadak: 

Bir seyi aciklasaniz de gizleseniz de Allah suphesiz hepsini bilir.

İbni Kesir: 

Kafirlere ve münafıklara uyma, onların eziyetlerine aldırma. Allah´a tevekkül et. Vekil olarak Allah yeter.

Adem Uğur: 

Kâfirlere ve münafıklara boyun eğme. Onların eziyetlerine aldırma. Allah´a güvenip dayan, vekîl ve destek olarak Allah yeter.

İskender Ali Mihr: 

Ve kâfirlere ve münafıklara itaat etme ve (onların) eziyetlerine aldırma ve Allah´a tevekkül et. Ve Allah, vekil olarak (sana) yeter.

Celal Yıldırım: 

Sakın kâfirlere ve münafıklara uyma ! Eziyetlerine aldırış etme. Allah´a güvenip dayan. Vekîl olarak Allah yeter.

Tefhim ul Kuran: 

Kâfirlere ve münafıklara itaat etme, eziyetlerine de aldırma ve Allah´a tevekkül et. Vekil olarak Allah yeter.

Fransızca: 

Et n'obéis pas aux infidèles et aux hypocrites, ne prête pas attention à leur méchanceté et place ta confiance en Allah et Allah suffit comme protecteur.

İspanyolca: 

¡No obedezcas a los infieles y a los hipócritas! ¡Haz caso omiso de sus ofensas y confía en Alá! ¡Alá basta como protector!

İtalyanca: 

non obbedire ai miscredenti e agli ipocriti, non ti curare della loro persecuzione e confida in Allah. Allah è sufficiente come protettore.

Almanca: 

Und höre nicht auf die Kafir und die Munafiq, laß ab von ihrer Schädigung und übe Tawakkul ALLAH gegenüber! Und ALLAH genügt als Wakil.

Çince: 

你不要顺从不信者和伪信者,你应当任随他们辱骂,你应当信任真主,真主足为监护者。

Hollandaca: 

En gehoorzaam niet de ongeloovigen en de huichelaars, en, geef geen acht op hunne slechte behandeling: maar vertrouw op God: Gods ondersteuning is volstaande.

Rusça: 

Не подчиняйся неверующим и лицемерам, оставь причиняемые ими страдания и уповай на Аллаха. Довольно того, что Аллах является Попечителем и Хранителем!

Somalice: 

hana, adeecin Gaalada iyo Munaafiqiinta, dhibkooda iska gudub (hana u aabayeelin) Eebana talo Saaro isagaa ku filan wakiile.

Swahilice: 

Wala usiwat'ii makafiri na wanaafiki, na usijali udhia wao. Nawe mtegemee Mwenyezi Mungu. Na Mwenyezi Mungu anatosha kuwa Mtegemewa.

Uygurca: 

كاپىرلارغا ۋە مۇناپىقلارغا ئىتائەت قىلمىغىن، ئۇلارنىڭ (ساڭا قىلغان) ئازار - كۈلپەتلىرىگە پەرۋا قىلمىغىن (اﷲ قا تەۋەككۈل قىلغىن)، اﷲ (ئۇنىڭغا) تەۋەككۈل قىلغانلارغا يېتەرلىكتۇر

Japonca: 

無信仰の者や偽信者に,従ってはならない。かれらの煩わしさを意にとめず,只ひたすらアッラーに(全てを)托しなさい。アッラーは,(凡ての事の)管理者として万全であられる。

Arapça (Ürdün): 

«ولا تطع الكافرين والمنافقين» فيما يخالف شريعتك «ودع» اترك «أذاهم» لا تجازهم عليه إلى أن تؤمر فيهم بأمر «وتوكل على الله» فهو كافيك «وكفى بالله وكيلا» مفوضا إليه.

Hintçe: 

और (ऐ रसूल) तुम (कहीं) काफिरों और मुनाफिक़ों की इताअत न करना और उनकी ईज़ारसानी का ख्याल छोड़ दो और खुदा पर भरोसा रखो और कारसाज़ी में खुदा काफ़ी है

Tayca: 

และอย่าเชื่อฟังพวกปฏิเสธศรัทธาและพวกมุนาฟิกีน และอย่าสนใจการระรานของพวกเขา และจงมอบความไว้วางใจแด่อัลลอฮฺ และพอเพียงแล้วที่อัลลอฮฺทรงเป็นผู้รับการมอบหมาย

İbranice: 

ואל תשמע בקול הכופרים והצבועים, והתעלם מדיבורם הפוגע, וסמוך על אלוהים, ומספיק להיסמך על אלוהים

Hırvatça: 

a ne slušaj nevjernike ni licemjere, na uvrede njihove pažnju ne obraćaj i u Allaha se pouzdaj, Allah je dovoljan kao zaštitnik.

Rumence: 

Nu da ascultare nici tăgăduitorilor, nici făţarnicilor. Să nu-ţi pese de răutatea lor. Încredinţează-te lui Dumnezeu, căci Dumnezeu este de-ajuns ca Apărător.

Transliteration: 

Wala tutiAAi alkafireena waalmunafiqeena wadaAA athahum watawakkal AAala Allahi wakafa biAllahi wakeelan

Türkçe: 

İnkârcılara, ikiyüzlülere itaat etme, onların ezalarına aldırma; Allah'a tevekkül et. Vekil olarak Allah yeter.

Sahih International: 

And do not obey the disbelievers and the hypocrites but do not harm them, and rely upon Allah. And sufficient is Allah as Disposer of affairs.

İngilizce: 

And obey not (the behests) of the Unbelievers and the Hypocrites, and heed not their annoyances, but put thy Trust in Allah. For enough is Allah as a Disposer of affairs.

Azerbaycanca: 

Kafirlərə və münafiqlərə itaət etmə. Onların (sənə olan) əziyyətlərinə əhəmiyyət vermə, Allaha bel bağla. Allahın sənə vəkil olması kifayət edər.

Süleyman Ateş: 

Kafirlere ve münafıklara ita'at etme. Onların eziyetlerine aldırma, Allah'a dayan; vekil (koruyucu) olarak Allah yeter.

Diyanet Vakfı: 

Kafirlere ve münafıklara boyun eğme. Onların eziyetlerine aldırma. Allah'a güvenip dayan, vekil ve destek olarak Allah yeter.

Erhan Aktaş: 

Kâfirlere ve Münafıklara boyun eğme, onların baskılarına aldırma. Allah’a tevekkül(1) et. Vekil(2) olarak Allah yeter.

Kral Fahd: 

Kâfirlere ve münafıklara boyun eğme. Onların eziyetlerine aldırma. Allah’a güvenip dayan, vekîl ve destek olarak Allah yeter.

Hasan Basri Çantay: 

Kâfirlere de, münafıklara da itâât etme. Onların ezalarına (şimdilik) aldırış etme. Allaha güvenib dayan. Sıyânet edici olarak Allah yeter.

Muhammed Esed: 

hakikati inkar edenler ve ikiyüzlüler(in değerlerin)e uyma ve onların incitici sözlerine aldırma! (Yalnız) Allah´a güven! Hiç kimse Allah kadar güven verici olamaz.

Gültekin Onan: 

Kafirlere ve münafıklara itaat etme, eziyetlerine aldırma ve Tanrı´ya tevekkül et. Vekil olarak Tanrı yeter.

Ali Fikri Yavuz: 

Kâfirlere ve münafıklara boyun eğme. (Şimdilik) eziyetlerine mukabelede bulunma, sabret ve Allah’a tevekkül et. Allah vekil olarak kâfidir. (Bu âyet-i kerimenin hükmü, kıtal âyeti ile nesh edilmiştir).

Portekizce: 

E não obedeças aos incrédulos, nem aos hipócritas, e não faças caso de suas injúrias; encomenda-te a Deus, porque Deuste basta por Guardião.

İsveççe: 

och gör inga eftergifter för förnekarna av sanningen och för hycklarna men överse med det onda de gör, och lita helt till Gud; den som litar till Gud har det stöd han behöver.

Farsça: 

و از کافران و منافقان اطاعت مکن و آزارشان را واگذار و بر خدا توکل کن، و کافی است که خدا نگهبان و کارساز [انسان] باشد،

Kürtçe: 

گوێرایەڵی کافران و دوو ڕووان مەکە گوێ مەدە بەئازاردانی ئەوان (بۆ تۆ) وپشت ھەر بەخوا ببەستە وە خوا بەسە کەپشتیوان بێت

Özbekçe: 

Кофир ва мунофиқларга итоат этма. Уларнинг озорларига парво қилма. Аллоҳга таваккал қил. Вакил бўлишга Аллоҳнинг Ўзи кифоядир.

Malayca: 

Dan janganlah engkau menurut kehendak orang-orang kafir dan orang-orang munafik dan janganlah engkau hiraukan usikan dan celaan mereka, serta berserahlah kepada Allah (memelihara keadaanmu); dan cukuplah Allah menjadi Pelindung (yang menyelamatkanmu).

Arnavutça: 

mos i dëgjo mohuesit dhe hipokritët! Mos i përfill fyerjet e tyre dhe mbështetu te Perëndia, e Perëndia të mjafton (ty) për mbrojtës.

Bulgarca: 

И не следвай неверниците и лицемерите, и отмини обидите им, и се уповавай на Аллах! Достатъчен е Аллах за покровител.

Sırpça: 

А не слушај невернике ни лицемере, не обраћај пажњу на њихове увреде и поуздај се у Аллаха, Аллах је довољан као заштитник.

Çekçe: 

Neposlouchej ani nevěřící, ani pokrytce a nevšímej si urážek jejich! Spolehni se na Boha, vždyť Bůh vskutku postačí jako ochránce!

Urduca: 

اور ہرگز نہ دبو کفار و منافقین سے، کوئی پرواہ نہ کرو ان کی اذیت رسانی کی اور بھروسہ کر لو اللہ پر، اللہ ہی اس کے لیے کافی ہے کہ آدمی اپنے معاملات اُس کے سپرد کر دے

Tacikçe: 

Ба кофирону мунофиқон итоъат макун ва озорашонро тарк кун ва бар Худо таваккал кун, ки Худо корсозиро кифоя аст.

Tatarca: 

Шәригать эшләрендә кәферләргә һәм монафикъларга итагать итмә, телләре белән сине рәнҗетүләрене куй, үч алма, һәр эшендә Аллаһуга тәвәккәл ит, һәр эшендә сиңа вәкил булырга Аллаһ үзе җитәр.

Endonezyaca: 

Dan janganlah kamu menuruti orang-orang yang kafir dan orang-orang munafik itu, janganlah kamu hiraukan gangguan mereka dan bertawakkallah kepada Allah. Dan cukuplah Allah sebagai Pelindung.

Amharca: 

ከሓዲዎችንና መናፍቃንንም አትታዘዛቸው፡፡ ማሰቃየታቸውንም (ለአላህ) ተው፡፡ በአላህም ላይ ተጠጋ፡፡ መጠጊያም በአላህ በቃ፡፡

Tamilce: 

(நபியே!) நிராகரிப்பாளர்களுக்கும் நயவஞ்சகர்களுக்கும் கீழ்ப்படியாதீர்! அவர்களின் தொந்தரவை (கண்டு கொள்ளாமல்) விட்டுவிடுவீராக! இன்னும் அல்லாஹ்வின் மீது நம்பிக்கை வை(த்து அவனை மட்டும் சார்ந்து இரு)ப்பீராக! பொறுப்பாளனாக அல்லாஹ்வே போதுமானவன்.

Korece: 

그리고 불신자들과 위선지들을 따르지 말며 잡담에 개의치 말고 하나님깨 의탁하라 하나님께 의탁함으로 충분하니라

Vietnamca: 

Ngươi chớ đừng nghe lời những kẻ vô đức tin cũng như những kẻ giả tạo đức tin, Ngươi cứ mặc kệ thái độ xấc xược của chúng và phó thác cho Allah; quả thật một mình Allah thôi đã đủ phò trợ (cho Ngươi).