Arapça:
يَا أَيُّهَا النَّبِيُّ إِنَّا أَرْسَلْنَاكَ شَاهِدًا وَمُبَشِّرًا وَنَذِيرًا
Çeviriyazı:
yâ eyyühe-nnebiyyü innâ erselnâke şâhidev vemübeşşirav veneẕîrâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ey peygamber! Biz seni hem bir şahit, hem bir müjdeci, hem bir uyarıcı olarak gönderdik.
Diyanet İşleri:
Biz seni şahit, müjdeci, uyarıcı; Allah'ın izniyle O'na çağıran, nurlandıran bir ışık olarak göndermişizdir.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ey Peygamber, gerçekten de seni, bir tanık, bir müjdeci ve bir korkutucu olarak gönderdik.
Şaban Piriş:
Ey peygamber, biz seni bir şahit, bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik.
Edip Yüksel:
Ey peygamber, biz seni bir tanık olarak gönderdik, bir müjdeleyici ve bir uyarıcı,
Ali Bulaç:
Ey Peygamber, gerçekten Biz seni bir şahid, bir müjde verici ve bir uyarıcı olarak gönderdik.
Suat Yıldırım:
Ey şanlı Peygamber! Biz seni insanlar hakkında şahit, müjdeci, uyarıcı,Allah'ın izniyle O’nun yoluna dâvet eden bir peygamber ve aydınlatan bir lamba olarak gönderdik. [ 2,143]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ey Peygamber! Şüphe yok ki, Biz seni bir şahit ve bir müjdeci ve bir korkutucu olarak gönderdik.
Yaşar Nuri Öztürk:
Ey Peygamber! Hiç kuşkusuz, biz seni bir tanık bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik.
Bekir Sadak:
Bunlardan istedigini birakir, istedigini yanina alabilirsin. Sirasini geri birakmis, olduklarindan da arzu ettigini yanina almanda sana bir sorumluluk yoktur. Bu onlarin gozlerinin aydin olmasini, uzulmemelerini, hepsine verdigin seylere razi olmalarini daha iyi saglar. Allah kalblerinizde olani bilir
İbni Kesir:
Ey peygamber
Adem Uğur:
Ey Peygamber! Biz seni hakikaten bir şahit, bir müjdeleyici ve bir uyarıcı olarak gönderdik.
İskender Ali Mihr:
Ey Nebî (Peygamber)! Muhakkak ki Biz, seni şahit, müjdeleyici ve nezir (uyarıcı) olarak gönderdik.
Celal Yıldırım:
(45-46) Ey Peygamber! Şüphesiz ki biz seni şâhid, müjdeci, uyarıcı : Allah´ın izniyle O´nun (yoluna) çağrıcı ve aydınlatıcı bir kandil olarak gönderdik.
Tefhim ul Kuran:
Ey Peygamber, gerçekten biz seni bir şahid, bir müjde verici ve bir uyarıcı, korkutucu olarak gönderdik.
Fransızca:
ô Prophète ! Nous t'avons envoyé [pour être] témoin, annonciateur, avertisseur.
İspanyolca:
¡Profeta! Te hemos enviado como testigo, como nuncio de buenas nuevas, como monitor,
İtalyanca:
O Profeta, ti abbiamo mandato come testimone, nunzio e ammonitore,
Almanca:
Prophet! Gewiß, WIR entsandten dich als einen Zeugen, als Überbringer froher Botschaft, als Ermahner,
Çince:
先知啊!我确已派遣你为见证,为报喜者,为警告者,
Hollandaca:
O profeet! Waarlijk, wij hebben u gezonden, om een getuige, een overbrenger van goede tijdingen, en een verkondiger van bedreigingen te wezen.
Rusça:
О Пророк! Мы отправили тебя свидетелем, добрым вестником и предостерегающим увещевателем,
Somalice:
Nabiyow waxaanu ku dirray adoo marag ah, oo bishaarayn oo digi.
Swahilice:
Ewe Nabii! Hakika Sisi tumekutuma uwe shahidi na mbashiri na mwonyaji,
Uygurca:
ئى پەيغەمبەر! سېنى بىز ھەقىقەتەن گۇۋاھچى، بېشارەتچى، ئاگاھلاندۇرغۇچى، اﷲ نىڭ ئىزنى بىلەن ئۇنىڭ (بىر لىكىگە، تائەت - ئىبادىتىگە) دەۋەت قىلغۇچى ۋە نۇرلۇق چىراق قىلىپ ئەۋەتتۇق
Japonca:
預言者よ,本当にわれはあなたを証人とし,吉報の伝達者そして警告者として遣わし,
Arapça (Ürdün):
«يا أيها النبي إنا أرسلناك شاهدا» على من أرسلت إليهم «ومبشرا» من صدقك بالجنة «ونذيرا» منذرا من كذبك بالنار.
Hintçe:
ऐ नबी हमने तुमको (लोगों का) गवाह और (नेकों को बेहश्त की) खुशख़बरी देने वाला और बदों को अज़ाब से डराने वाला
Tayca:
โอ้ นะบีเอ๋ย! แท้จริง เราได้ส่งเจ้ามาเพื่อให้เป็นพยาน และผู้แจ้งข่าวดี และผู้ตักเตือน
İbranice:
הוי הנביא! הנה אנחנו שלחנו אותך עד ומבשר ומזהיר
Hırvatça:
O Vjerovjesniče, zaista smo te poslali kao svjedoka i kao donositelja radosnih vijesti i kao upozoritelja,
Rumence:
O, Profetule! Noi te-am trimis martor, vestitor, predicator,
Transliteration:
Ya ayyuha alnnabiyyu inna arsalnaka shahidan wamubashshiran wanatheeran
Türkçe:
Ey Peygamber! Hiç kuşkusuz, biz seni bir tanık bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik.
Sahih International:
O Prophet, indeed We have sent you as a witness and a bringer of good tidings and a warner.
İngilizce:
O Prophet! Truly We have sent thee as a Witness, a Bearer of Glad Tidings, and Warner,-
Azerbaycanca:
Ya Peyğəmbər! Həqiqətən, Biz səni (ümmətinə) bir şahid, bir müjdəçi və bir qorxudan kimi göndərdik!
Süleyman Ateş:
Ey peygamber, biz seni şahid, müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik.
Diyanet Vakfı:
Ey Peygamber! Biz seni hakikaten bir şahit, bir müjdeleyici ve bir uyarıcı olarak gönderdik.
Erhan Aktaş:
Ey Nebi! Biz seni tanık, haber veren ve uyarıcı olarak gönderdik.
Kral Fahd:
Ey Peygamber! Biz seni hakikaten bir şahit, bir müjdeleyici ve bir uyarıcı olarak gönderdik.
Hasan Basri Çantay:
(45-46) Ey peygamber, biz seni hakıykaten bir şâhid, bir müjdeci ve bir korkutucu ve Allaha, Onun emir (ve teysîri) ile bir da´vetci ve nuur saçan bir kandil olarak gönderdik.
Muhammed Esed:
(Sana gelince,) ey Peygamber, unutma ki Biz seni (hakikatin) bir şahidi, bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik,
Gültekin Onan:
Ey Peygamber, gerçekten biz seni bir şahid, bir müjde verici ve bir uyarıcı olarak gönderdik.
Ali Fikri Yavuz:
Ey Peygamber! Seni (ümmetinden tasdik edip etmiyenler üzerine) bir şahid, (iman edenlere cenneti) bir müjdeleyici, (kâfirlere cehennemle) bir korkutucu gönderdik
Portekizce:
Ó profeta, em verdade, enviamos-te como testemunha, alvissareiro e admoestador!
İsveççe:
Profet! Vi har sänt dig som ett vittne för sanningen och som förkunnare av ett glatt budskap om hopp och som varnare,
Farsça:
ای پیامبر! به راستی ما تو را شاهد [بر امت] و مژده رسان و بیم دهنده فرستادیم.
Kürtçe:
ئەی پێغەمبەر ﷺ بێگومان ئێمە تۆمان ناردووە (بۆ خەڵکی) بەشایەت و مژدەدەرو ترسێنەر
Özbekçe:
Эй Набий, албатта, Биз сени гувоҳлик бергувчи, хушхабар элтгувчи ва огоҳлантиргувчи.
Malayca:
Wahai Nabi, sesungguhnya Kami mengutusmu sebagai saksi (terhadap umatmu), dan pembawa berita gembira (kepada orang-orang yang beriman) serta pemberi amaran (kepada orang-orang yang ingkar).
Arnavutça:
O Pejgamber, Na të kemi dërguar si dëshmitar, dhe si sihariques dhe si paralajmërues;
Bulgarca:
О, Пророче, Ние те изпратихме като свидетел, благовестител и предупредител,
Sırpça:
О Веровесниче, заиста смо те послали као сведока и као доносиоца радосних вести и као опомињача,
Çekçe:
Proroku, vyslali jsme tě jako svědka a hlasatele zvěsti radostné i jako varovatele
Urduca:
اے نبیؐ، ہم نے تمہیں بھیجا ہے گواہ بنا کر، بشارت دینے والا اور ڈرانے والا بنا کر
Tacikçe:
Эй паёмбар, Мо туро фиристодем то шоҳиду муждадиҳанда ва бимдиҳанда бошӣ!
Tatarca:
Ий пәйгамбәр г-м, Без сине Ислам шәригатен кешеләргә ирештергәнлегеңә шаһит итеп, сиңа ияреп Коръән белән гамәл кылучы мөэминнәрне җәннәт белән шатландыручы, һәм Коръән белән гамәл кылмаучы кешеләрне җәһәннәм ґәзабы белән куркытучы итеп җибәрдек.
Endonezyaca:
Hai Nabi, sesungguhnya Kami mengutusmu untuk jadi saksi, dan pembawa kabar gemgira dan pemberi peringatan,
Amharca:
አንተ ነቢዩ ሆይ! እኛ መስካሪ፣ አብሳሪና አስፈራሪም አድርገን ላክንህ፡፡
Tamilce:
நபியே! நிச்சயமாக நாம் உம்மை சாட்சியாளராகவும் நற்செய்தி கூறுபவராகவும் அச்சமூட்டி எச்சரிப்பவராகவும் அனுப்பினோம்.
Korece:
예언자여 우리가 그대를 보 내매 중인으로서 복음의 전달자 로써 그리고 경고자로써 보냄 이라
Vietnamca:
Hỡi Nabi! Quả thật, TA đã cử phái Ngươi (đến với nhân loại) làm một nhân chứng, một người mang tin mừng và một người cảnh báo,
Ayet Linkleri: