Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

28

Sûredeki Ayet No: 

40

Ayet No: 

3292

Sayfa No: 

390

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

فَأَخَذْنَاهُ وَجُنُودَهُ فَنَبَذْنَاهُمْ فِي الْيَمِّ ۖ فَانظُرْ كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الظَّالِمِينَ

Çeviriyazı: 

feeḫaẕnâhü vecünûdehû fenebeẕnâhüm fi-lyemm. fenżur keyfe kâne `âḳibetu-żżâlimîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Biz de onu ve askerlerini yakalayıp denize atıverdik. Bir bak, zalimlerin sonu nice oldu!

Diyanet İşleri: 

Biz de, onu ve askerlerini yakalayıp suya attık. Zalimlerin sonunun nasıl olduğuna bir bak.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Biz de hem onu, hem askerini helak ettik, onları suya boğduk; artık bak da gör, zalimlerin sonucu ne olmuş.

Şaban Piriş: 

Bu sebeple biz de onu ve askerlerini yakaladık, onları denize atıverdik. Zalimlerin sonunun nasıl olduğuna bir bak!

Edip Yüksel: 

Onları ve ordusunu yakalayıp denize attık. Zalimlerin sonunun nasıl olduğuna dikkat et.

Ali Bulaç: 

Bunun üzerine, onu ve askerlerini tutup suya attık. Böylelikle zulmedenlerin nasıl bir sona uğradıklarına bir bak.

Suat Yıldırım: 

Biz de kendisini de, ordularını da yakalarından tuttuğumuz gibi denize fırlatıverdik.İşte bak, zalimlerin sonunun ne olduğunu gör!

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Onu da, askerlerini de yakaladık, onları hemen denize atıverdik. Artık bak ki, zalimlerin akibeti nasıl oldu?

Yaşar Nuri Öztürk: 

Biz de onu ve askerlerini yakalayıp hepsini suyun içine fırlattık. Bak, nasıl oldu zalimlerin sonu!

Bekir Sadak: 

Sen, Musa´ya hitap ettigimiz zaman Tur´un yaninda da degildin. Senden once kendilerine uyarici gelmeyen bir milleti uyarman icin, Rabbinden bir rahmet olarak gonderildin

İbni Kesir: 

Biz de onu ve askerlerini yakalayıp suya attık. Zalimlerin sonunun nasıl olduğuna bir bak.

Adem Uğur: 

Biz de onu ve askerlerini yakalayıp denize atıverdik. Bak işte, zalimlerin sonu nice oldu!

İskender Ali Mihr: 

Sonra onu ve onun ordularını, yakalayıp denize attık. Bunun üzerine zalimlerin akıbetinin nasıl olduğuna bak!

Celal Yıldırım: 

Biz onu da, askerlerini de yakalayıp (Kızıldeniz´in) sularına fırlatı verdik. Bir bak, o zâlimlerin sonu ne oldu..

Tefhim ul Kuran: 

Bunun üzerine, onu ve askerlerini tutuverip suya attık. Böylelikle zulmedenlerin nasıl bir sona uğradıklarına bir bak.

Fransızca: 

Nous le saisîmes donc, ainsi que ses soldats, et les jetâmes dans le flot. Regarde donc ce qu'il est devenu des injustes.

İspanyolca: 

Entonces, les sorprendimos, a él y a sus tropas, y les precipitamos en el mar. ¡Y mira cómo terminaron los impíos!

İtalyanca: 

Lo afferrammo, lui e i suoi soldati, e li gettammo nelle onde. Guarda quale è stata la fine degli ingiusti!

Almanca: 

Dann richteten WIR ihn und seine Soldaten zugrunde, dann warfen WIR sie in den Fluß. Also siehe, wie das Anschließende von den Unrecht-Begehenden war.

Çince: 

我就惩治他和他的军队,把他们投入海中。你看看不义者的结局是怎样的。

Hollandaca: 

Daarom grepen wij hem en zijn heir en wierpen hem in zee. Onthoudt dus wat het einde der onrechtvaardigen was.

Rusça: 

Мы схватили его и его воинов и бросили их в море. Посмотри же, каким был конец беззаконников!

Somalice: 

Waana Qabanay Isaga iyo Colkiisii waxaana ku Turray Badda ee Day Siday Noqotay Cidhibtii Daalimiinta.

Swahilice: 

Basi tukamshika yeye na majeshi yake, na tukawatupa baharini. Basi hebu angalia ulikuwaje mwisho wa wenye kudhulumu?

Uygurca: 

بىز پىرئەۋننى ۋە ئۇنىڭ قوشۇنلىرىنى جازالىدۇق، ئۇلارنى دېڭىزغا تاشلىۋەتتۇق (يەنى ئۇلارنى دېڭىزدا غەرق قىلىۋەتتۇق، ئۇلاردىن بىر ئادەممۇ ساق قالغىنى يوق)، (ئى مۇھەممەد!) زالىملارنىڭ ئاقىۋىتىنىڭ قانداق بولغانلىقىغا (ئىبرەت كۆزى بىلەن) قارىغىن

Japonca: 

それでわれは,かれとかれの軍勢を捕え,海に投げ込んだ。見るがいい。悪を行う者の最後がどんなものであったかを。

Arapça (Ürdün): 

«فأخذناه وجنوده فنبذناهم» طرحناهم «في اليم» البحر المالح فغرقوا «فانظر كيف كان عاقبة الظالمين» حين صاروا إلى الهلاك.

Hintçe: 

तो हमने उसको और उसके लश्कर को ले डाला फिर उन सबको दरिया में डाल दिया तो (ऐ रसूल) ज़रा देखों तो कि ज़ालिमों का कैसा बुरा अन्जाम हुआ

Tayca: 

ดังนั้น เราได้ลงโทษเขาและไพร่พลของเขาเราได้โยนพวกเขาลงไปในทะแล แล้วจงพิจารณาเถิด บั้นปลายของพวกอธรรมเป็นเช่นไร

İbranice: 

ואז ותפסנוהו עם צבאו וזרקנו אותם לים, ראה מה עלה בגורל המקפחים

Hırvatça: 

Pa mi dohvatismo i njega i vojske njegove i u more ih bacismo; pogledaj kako su skončali zulumćari!

Rumence: 

Noi l-am luat pe el şi pe oştirile sale şi i-am aruncat în mare. Vezi cum a fost sfârşitul celor nedrepţi!

Transliteration: 

Faakhathnahu wajunoodahu fanabathnahum fee alyammi faonthur kayfa kana AAaqibatu alththalimeena

Türkçe: 

Biz de onu ve askerlerini yakalayıp hepsini suyun içine fırlattık. Bak, nasıl oldu zalimlerin sonu!

Sahih International: 

So We took him and his soldiers and threw them into the sea. So see how was the end of the wrongdoers.

İngilizce: 

So We seized him and his hosts, and We flung them into the sea: Now behold what was the end of those who did wrong!

Azerbaycanca: 

Buna görə də onu və əsgərlərini tutub dənizə atdıq. (Ya Rəsulum!) Bir gör zalımların axırı necə oldu!

Süleyman Ateş: 

Biz de onu ve askerlerini tuttuk, suya attık; bak, o zalimlerin sonu nasıl oldu!

Diyanet Vakfı: 

Biz de onu ve askerlerini yakalayıp denize atıverdik. Bak işte, zalimlerin sonu nice oldu!

Erhan Aktaş: 

Sonra onu ve askerlerini yakalayıp suya gömdük. Bak bakalım, zâlimlerin sonunun nasıl olduğuna!

Kral Fahd: 

Biz de onu ve askerlerini yakalayıp denize atıverdik. Bak işte, zalimlerin sonu nice oldu!

Hasan Basri Çantay: 

Bunun üzerine biz de hem onu, hem askerlerini yakalayıverdik de denizin içine atdık. Bak (Habîbim) zâlimlerin aakıbeti nice oldu!

Muhammed Esed: 

Ve bu yüzden onu ve onun buyruğunda olanları kıskıvrak yakalayıp denize gömdük. Bak işte, zalimlerin sonu nasıl oldu!

Gültekin Onan: 

Bunun üzerine, onu ve askerlerini tutup suya attık. Böylelikle zulmedenlerin nasıl bir sona uğradıklarına bir bak.

Ali Fikri Yavuz: 

Biz de hem Firavunu, hem askerlerini yakaladık da onları denize atıverdik. Ey Rasûlüm, şimdi bak ki, zalimlerin akıbeti nasıl olmuştur!...

Portekizce: 

Porém, apanhamo-lo, juntamente com os seus exércitos, e os precipitamos no mar. Repara, pois, qual foi o fim dosiníquos!

İsveççe: 

Vi lät [straffet] drabba honom och hans män och de störtades i havet [och dränktes]; se vilket slut de fick som begick sådan orätt!

Farsça: 

پس او و سپاهیانش را گرفتیم و در دریا افکندیم؛ پس با تأمل بنگر که سرانجام ستمکاران چگونه بود؟

Kürtçe: 

جا تۆڵەمان لەئەو (فیرعەون) و لەشکرو سەربازەکانی کردەوە و فڕێماندانە ناو دەریای سوورە وە ئەمجا سەرنج بدە (ئەی موحەممەد ﷺ) سەرئەنجامی ستەمکاران چۆن بوو

Özbekçe: 

Бас, Биз уни ва унинг аскарларини тутдик ва денгизга отдик. Энди золимларнинг оқибати қандоқ бўлганига назар сол.

Malayca: 

Dengan sebab itu Kami mengepungnya bersama-sama tenteranya serta Kami humbankan mereka ke dalam laut; maka perhatikanlah bagaimana buruknya kesudahan orang- orang yang zalim.

Arnavutça: 

E, Na e dënuam atë dhe ushtrinë e tij dhe i hodhëm në det, andaj shiko, si qe fundi i zullumqarëve!

Bulgarca: 

И сграбчихме него и войските му, и ги издавихме в морето. Виж какъв бе краят на угнетителите!

Sırpça: 

Па ми дохватисмо и њега и његове војске и у море их бацисмо; погледај како су скончали неверници!

Çekçe: 

A uchvátili jsme jej i vojska jeho a svrhli jsme je do hlubin moře. Pohleď jen, jaký byl konec těch, kdož byli nespravedliví.

Urduca: 

آخر کار ہم نے اسے اور اس کے لشکروں کو پکڑا اور سمندر میں پھینک دیا اب دیکھ لو کہ ان ظالموں کا کیسا انجام ہوا

Tacikçe: 

Пас ӯ ва лашкарҳояшро гирифтем ва ба дарё партофтем. Бингар, ки оқибати кори ситамкорон чӣ гуна буд.

Tatarca: 

Фиргаунне һәм аның гаскәрен тоттык соңра диңгезгә батырдык, карагыл залимнәрнең ахыры ничек булды.

Endonezyaca: 

Maka Kami hukumlah Fir'aun dan bala tentaranya, lalu Kami lemparkan mereka ke dalam laut. Maka lihatlah bagaimana akibat orang-orang yang zalim.

Amharca: 

እርሱንም ሰራዊቱንም በጥብቅ ያዝናቸው፡፡ በባሕርም ውስጥ ጣልናቸው፡፡ የበደለኞች መጨረሻም፤ እንዴት እንደ ነበረ ተመልከት፡፡

Tamilce: 

ஆகவே, அவனையும் அவனுடைய ராணுவங்களையும் நாம் ஒன்றிணைத்து அவர்களை கடலில் எறிந்தோம். ஆக, (நபியே!) (நம்பிக்கையற்ற) அநியாயக்காரர்களின் முடிவு எப்படி இருந்தது என்று பார்ப்பீராக.

Korece: 

하나님이 그와 그의 군대를 바다속에 익사케 하였으니 죄지은자들의 말로가 어떠한가를 보라

Vietnamca: 

Do đó, TA đã trừng phạt (Pha-ra-ông) và đám thuộc hạ của hắn bằng cách nhấn chìm bọn họ xuống biển. Bởi vậy, Ngươi (Thiên Sứ Muhammad) hãy nhìn xem kết cuộc của những kẻ làm điều sai quấy bất công đã diễn ra như thế nào.