Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

26

Sûredeki Ayet No: 

119

Ayet No: 

3051

Sayfa No: 

372

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

فَأَنجَيْنَاهُ وَمَن مَّعَهُ فِي الْفُلْكِ الْمَشْحُونِ

Çeviriyazı: 

feenceynâhü vemem me`ahû fi-lfülki-lmeşḥûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Bunun üzerine biz de onu ve beraberindekileri, o dolu gemide taşıyarak kurtardık.

Diyanet İşleri: 

Bunun üzerine onu ve beraberinde bulunanları, dolu bir gemi içinde taşıyarak kurtardık.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Derken onu da o dopdolu gemiyle kurtardık, onunla beraber bulunanları da.

Şaban Piriş: 

Bunun üzerine biz, onu ve yanındakileri o yüklü/dolu gemide kurtuluşa erdirdik.

Edip Yüksel: 

Onu ve yanındakileri yüklü bir gemiyle kurtardık.

Ali Bulaç: 

Bunun üzerine, onu ve onunla birlikte olanları (insan ve hayvanlarla) yüklü gemi içinde kurtardık.

Suat Yıldırım: 

Hülasa Biz de onu ve yanındakileri o yükle dolu gemi içinde kurtardık.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Binaenaleyh O´nu ve O´nunla beraber dolmuş gemide bulunanları necâta erdirdik.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Bunun üzerine biz, onu da beraberindekileri de o yüklü gemide kurtardık.

Bekir Sadak: 

26:124

İbni Kesir: 

Bunun üzerine Biz de, onu ve beraberindekileri, dolu bir gemi içinde kurtardık.

Adem Uğur: 

Bunun üzerine biz onu ve beraberindekileri, o dolu geminin içinde (taşıyarak) kurtardık.

İskender Ali Mihr: 

Böylece onu ve onunla beraber olanları, dolu bir gemi içinde kurtardık.

Celal Yıldırım: 

Bunun üzerine biz de onu ve beraberindekileri (binenlerle ve yüklenen şeylerle) dolan gemide kurtardık.

Tefhim ul Kuran: 

Bunun üzerine, onu ve onunla birlikte olanları (insan ve hayvanlarla) yüklü gemi içinde kurtardık.

Fransızca: 

Nous le sauvâmes donc, de même que ceux qui étaient avec lui dans l'arche, pleinement chargée.

İspanyolca: 

Les salvamos, pues, a él y a quienes estaban con él en la nave abarrotada.

İtalyanca: 

Salvammo lui e quelli che erano insieme con lui sull'Arca stracolma.

Almanca: 

Dann erretteten WIR ihn und alle, die mit ihm waren, im beladenen Schiff.

Çince: 

而且看见你率众礼拜的种种动作。

Hollandaca: 

Daarom bevrijdden wij hem, en degenen, die met hem waren in de ark, met menschen en dieren gevuld.

Rusça: 

Мы спасли его и тех, кто был с ним, в переполненном ковчеге,

Somalice: 

Waxaannu ku Korinay Isaga iyo intii la Jirtay Doontii Buuxday.

Swahilice: 

Kwa hivyo tukamwokoa yeye na walio kuwa pamoja naye katika marikebu iliyo sheheni.

Uygurca: 

بىز ئۇنى ۋە (ئادەملەر، ھايۋانلار بىلەن) لىق تولغان كېمىدە ئۇنىڭ بىلەن بىللە بولغانلارنى قۇتقۇزدۇق

Japonca: 

そこでわれはかれと,かれと一緒の者たちを,満戦した舟の中に救ってやった。

Arapça (Ürdün): 

قال تعالى «فأنجيناه ومن معه في الفلك المشحون» المملوء من الناس والحيوان والطير.

Hintçe: 

ग़रज़ हमने नूह और उनके साथियों को जो भरी हुई कश्ती में थे नजात दी

Tayca: 

ดังนั้นเราได้ช่วยเขาและผู้อยู่ร่วมกับเขาให้อยู่ในเรือที่เต็มเปี่ยม

İbranice: 

וחילצנו אותו ואת אשר אתו באונייה העמוסה

Hırvatça: 

I Mi smo njega i one koji su bili uz njega u lađi krcatoj spasili,

Rumence: 

Noi l-am mântuit pe el şi pe cei care erau cu el pe arca încărcată,

Transliteration: 

Faanjaynahu waman maAAahu fee alfulki almashhooni

Türkçe: 

Bunun üzerine biz, onu da beraberindekileri de o yüklü gemide kurtardık.

Sahih International: 

So We saved him and those with him in the laden ship.

İngilizce: 

So We delivered him and those with him, in the Ark filled (with all creatures).

Azerbaycanca: 

Buna görə də Biz onu (Nuhu) və onunla birlikdə yüklü gəmidə olanları xilas etdik.

Süleyman Ateş: 

Biz de onu ve onunla beraber bulunanları, dolu gemi içinde kurtardık.

Diyanet Vakfı: 

Bunun üzerine biz onu ve beraberindekileri, o dolu geminin içinde (taşıyarak) kurtardık.

Erhan Aktaş: 

Bunun üzerine onu ve onunla birlikte olanları dolan gemide kurtardık.

Kral Fahd: 

Bunun üzerine biz onu ve beraberindekileri, o dolu geminin içinde (taşıyarak) kurtardık.

Hasan Basri Çantay: 

Bunun üzerine biz onu da, beraberinde olanları da o dolu (yüklü) geminin içinde selâmete erdirdik.

Muhammed Esed: 

Ve bunun üzerine Biz de, onu ve onunla beraber olanları dopdolu bir gemi içinde kurtardık.

Gültekin Onan: 

Bunun üzerine, onu ve onunla birlikte olanları (insan ve hayvanlarla) yüklü gemi içinde kurtardık.

Ali Fikri Yavuz: 

Bunun üzerine biz, onu ve beraberindekileri, o yükle dolu geminin içinde selâmete çıkardık.

Portekizce: 

E o salvamos, juntamente com os que, com ele, apinhavam a arca.

İsveççe: 

Och Vi räddade honom och dem som följde honom i den fullastade arken;

Farsça: 

پس او و کسانی را که با او در آن کشتی مملو [از سرنشینان، جنبندگان، متاع و ابزار] بود نجات دادیم،

Kürtçe: 

ئێمەش نوح و ئەو کەسانەی لەگەڵی بوو ڕزگارمان کردن (لەخنکان) لەو کەشتیەی کەپڕ کراو بوو (لەمرۆڤ و ھەموو جۆرە گیاندارێک)

Özbekçe: 

Бас, Биз унга ва у билан бирга бўлганларга тўлган кемада нажот бердик.

Malayca: 

Maka Kami selamatkan dia dan orang-orang yang bersama-sama dengannya dalam bahtera yang penuh sarat (dengan berbagai makhluk).

Arnavutça: 

Dhe, Na, e shpëtuam atë dhe ata që ishin me të në barkën (e ngarkuar) plotë,

Bulgarca: 

И спасихме него и онези, които бяха заедно с него в натоварения Ковчег.

Sırpça: 

И Ми смо спасили њега и оне који су били уз њега у крцатој лађи,

Çekçe: 

A zachránili jsme jej i ty, kdo byli s nim, v arše s nákladem plným

Urduca: 

آخرکار ہم نے اس کو اور اس کے ساتھیوں کو ایک بھری ہوئی کشتی میں بچا لیا

Tacikçe: 

Ӯ ва ҳамроҳонашро дар он киштии пур наҷот додем.

Tatarca: 

Һәм Нухны вә аңа ияргән мөэминнәрне коткардык, кошлар вә хайваннар белән тулган көймәдә.

Endonezyaca: 

Maka Kami selamatkan Nuh dan orang-orang yang besertanya di dalam kapal yang penuh muatan.

Amharca: 

እርሱንም ከእርሱ ጋር ያለውንም ሁሉ በተመላው መርከብ ውስጥ አዳን፡፡

Tamilce: 

ஆக, அவரையும் அவருடன் உள்ளவர்களையும் (உயிரிணங்களால்) நிரப்பப்பட்ட கப்பலில் (ஏற்றி) பாதுகாத்தோம்.

Korece: 

하나님은 그와 함께 짐을 가득실은 배에 탄 자들을 구하였 노라

Vietnamca: 

Thế là TA đã giải cứu (Nuh) và những ai đi theo Y trên một chiếc tàu đầy ắp.