Arapça:
فَأَنجَيْنَاهُ وَمَن مَّعَهُ فِي الْفُلْكِ الْمَشْحُونِ
Çeviriyazı:
feenceynâhü vemem me`ahû fi-lfülki-lmeşḥûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Bunun üzerine biz de onu ve beraberindekileri, o dolu gemide taşıyarak kurtardık.
Diyanet İşleri:
Bunun üzerine onu ve beraberinde bulunanları, dolu bir gemi içinde taşıyarak kurtardık.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Derken onu da o dopdolu gemiyle kurtardık, onunla beraber bulunanları da.
Şaban Piriş:
Bunun üzerine biz, onu ve yanındakileri o yüklü/dolu gemide kurtuluşa erdirdik.
Edip Yüksel:
Onu ve yanındakileri yüklü bir gemiyle kurtardık.
Ali Bulaç:
Bunun üzerine, onu ve onunla birlikte olanları (insan ve hayvanlarla) yüklü gemi içinde kurtardık.
Suat Yıldırım:
Hülasa Biz de onu ve yanındakileri o yükle dolu gemi içinde kurtardık.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Binaenaleyh O´nu ve O´nunla beraber dolmuş gemide bulunanları necâta erdirdik.
Yaşar Nuri Öztürk:
Bunun üzerine biz, onu da beraberindekileri de o yüklü gemide kurtardık.
Bekir Sadak:
26:124
İbni Kesir:
Bunun üzerine Biz de, onu ve beraberindekileri, dolu bir gemi içinde kurtardık.
Adem Uğur:
Bunun üzerine biz onu ve beraberindekileri, o dolu geminin içinde (taşıyarak) kurtardık.
İskender Ali Mihr:
Böylece onu ve onunla beraber olanları, dolu bir gemi içinde kurtardık.
Celal Yıldırım:
Bunun üzerine biz de onu ve beraberindekileri (binenlerle ve yüklenen şeylerle) dolan gemide kurtardık.
Tefhim ul Kuran:
Bunun üzerine, onu ve onunla birlikte olanları (insan ve hayvanlarla) yüklü gemi içinde kurtardık.
Fransızca:
Nous le sauvâmes donc, de même que ceux qui étaient avec lui dans l'arche, pleinement chargée.
İspanyolca:
Les salvamos, pues, a él y a quienes estaban con él en la nave abarrotada.
İtalyanca:
Salvammo lui e quelli che erano insieme con lui sull'Arca stracolma.
Almanca:
Dann erretteten WIR ihn und alle, die mit ihm waren, im beladenen Schiff.
Çince:
而且看见你率众礼拜的种种动作。
Hollandaca:
Daarom bevrijdden wij hem, en degenen, die met hem waren in de ark, met menschen en dieren gevuld.
Rusça:
Мы спасли его и тех, кто был с ним, в переполненном ковчеге,
Somalice:
Waxaannu ku Korinay Isaga iyo intii la Jirtay Doontii Buuxday.
Swahilice:
Kwa hivyo tukamwokoa yeye na walio kuwa pamoja naye katika marikebu iliyo sheheni.
Uygurca:
بىز ئۇنى ۋە (ئادەملەر، ھايۋانلار بىلەن) لىق تولغان كېمىدە ئۇنىڭ بىلەن بىللە بولغانلارنى قۇتقۇزدۇق
Japonca:
そこでわれはかれと,かれと一緒の者たちを,満戦した舟の中に救ってやった。
Arapça (Ürdün):
قال تعالى «فأنجيناه ومن معه في الفلك المشحون» المملوء من الناس والحيوان والطير.
Hintçe:
ग़रज़ हमने नूह और उनके साथियों को जो भरी हुई कश्ती में थे नजात दी
Tayca:
ดังนั้นเราได้ช่วยเขาและผู้อยู่ร่วมกับเขาให้อยู่ในเรือที่เต็มเปี่ยม
İbranice:
וחילצנו אותו ואת אשר אתו באונייה העמוסה
Hırvatça:
I Mi smo njega i one koji su bili uz njega u lađi krcatoj spasili,
Rumence:
Noi l-am mântuit pe el şi pe cei care erau cu el pe arca încărcată,
Transliteration:
Faanjaynahu waman maAAahu fee alfulki almashhooni
Türkçe:
Bunun üzerine biz, onu da beraberindekileri de o yüklü gemide kurtardık.
Sahih International:
So We saved him and those with him in the laden ship.
İngilizce:
So We delivered him and those with him, in the Ark filled (with all creatures).
Azerbaycanca:
Buna görə də Biz onu (Nuhu) və onunla birlikdə yüklü gəmidə olanları xilas etdik.
Süleyman Ateş:
Biz de onu ve onunla beraber bulunanları, dolu gemi içinde kurtardık.
Diyanet Vakfı:
Bunun üzerine biz onu ve beraberindekileri, o dolu geminin içinde (taşıyarak) kurtardık.
Erhan Aktaş:
Bunun üzerine onu ve onunla birlikte olanları dolan gemide kurtardık.
Kral Fahd:
Bunun üzerine biz onu ve beraberindekileri, o dolu geminin içinde (taşıyarak) kurtardık.
Hasan Basri Çantay:
Bunun üzerine biz onu da, beraberinde olanları da o dolu (yüklü) geminin içinde selâmete erdirdik.
Muhammed Esed:
Ve bunun üzerine Biz de, onu ve onunla beraber olanları dopdolu bir gemi içinde kurtardık.
Gültekin Onan:
Bunun üzerine, onu ve onunla birlikte olanları (insan ve hayvanlarla) yüklü gemi içinde kurtardık.
Ali Fikri Yavuz:
Bunun üzerine biz, onu ve beraberindekileri, o yükle dolu geminin içinde selâmete çıkardık.
Portekizce:
E o salvamos, juntamente com os que, com ele, apinhavam a arca.
İsveççe:
Och Vi räddade honom och dem som följde honom i den fullastade arken;
Farsça:
پس او و کسانی را که با او در آن کشتی مملو [از سرنشینان، جنبندگان، متاع و ابزار] بود نجات دادیم،
Kürtçe:
ئێمەش نوح و ئەو کەسانەی لەگەڵی بوو ڕزگارمان کردن (لەخنکان) لەو کەشتیەی کەپڕ کراو بوو (لەمرۆڤ و ھەموو جۆرە گیاندارێک)
Özbekçe:
Бас, Биз унга ва у билан бирга бўлганларга тўлган кемада нажот бердик.
Malayca:
Maka Kami selamatkan dia dan orang-orang yang bersama-sama dengannya dalam bahtera yang penuh sarat (dengan berbagai makhluk).
Arnavutça:
Dhe, Na, e shpëtuam atë dhe ata që ishin me të në barkën (e ngarkuar) plotë,
Bulgarca:
И спасихме него и онези, които бяха заедно с него в натоварения Ковчег.
Sırpça:
И Ми смо спасили њега и оне који су били уз њега у крцатој лађи,
Çekçe:
A zachránili jsme jej i ty, kdo byli s nim, v arše s nákladem plným
Urduca:
آخرکار ہم نے اس کو اور اس کے ساتھیوں کو ایک بھری ہوئی کشتی میں بچا لیا
Tacikçe:
Ӯ ва ҳамроҳонашро дар он киштии пур наҷот додем.
Tatarca:
Һәм Нухны вә аңа ияргән мөэминнәрне коткардык, кошлар вә хайваннар белән тулган көймәдә.
Endonezyaca:
Maka Kami selamatkan Nuh dan orang-orang yang besertanya di dalam kapal yang penuh muatan.
Amharca:
እርሱንም ከእርሱ ጋር ያለውንም ሁሉ በተመላው መርከብ ውስጥ አዳን፡፡
Tamilce:
ஆக, அவரையும் அவருடன் உள்ளவர்களையும் (உயிரிணங்களால்) நிரப்பப்பட்ட கப்பலில் (ஏற்றி) பாதுகாத்தோம்.
Korece:
하나님은 그와 함께 짐을 가득실은 배에 탄 자들을 구하였 노라
Vietnamca:
Thế là TA đã giải cứu (Nuh) và những ai đi theo Y trên một chiếc tàu đầy ắp.
Ayet Linkleri: