Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

26

Sûredeki Ayet No: 

118

Ayet No: 

3050

Sayfa No: 

372

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

فَافْتَحْ بَيْنِي وَبَيْنَهُمْ فَتْحًا وَنَجِّنِي وَمَن مَّعِيَ مِنَ الْمُؤْمِنِينَ

Çeviriyazı: 

feftaḥ beynî vebeynehüm fetḥav veneccinî vemem me`iye mine-lmü'minîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Artık benimle onların arasında sen hükmünü ver. Beni ve beraberimdeki müminleri kurtar.

Diyanet İşleri: 

Nuh: "Rabbim! Milletim beni yalanladı. Benimle onların arasında Sen hüküm ver. Beni ve beraberimdeki inananları kurtar" dedi.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Sen, onlarla benim aramda hükmet ve beni de kurtar, inananlardan benimle beraber bulunanları da.

Şaban Piriş: 

Artık benimle onların arasında sen hükmünü ver. Beni ve beraberimdeki müminleri kurtar.

Edip Yüksel: 

Benimle onların arasını aç; beni ve beraberimdeki inananları kurtar.

Ali Bulaç: 

Bundan böyle, benimle onların arasını açık bir hükümle ayır ve beni ve benimle birlikte olan mü'minleri kurtar.

Suat Yıldırım: 

Nûh: “Ya Rabbî, dedi, halkım beni yalancı saydı.Artık benimle onlar arasındaki hükmünü Sen ver, beni ve beraberimdeki müminleri Sen halas eyle ya Rabbî!” [54,10-14]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

«Artık benim aram ile onların aralarını bir feth ile fethet ve benimle beraber olan mü´minleri necâta erdir.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Artık benimle onlar arasını iyice aç; beni ve beraberimdeki müminleri kurtar.

Bekir Sadak: 

(124-13) 5 Kardesleri Hud, onlara: «Allah´a karsi gelmekten sakinmaz misiniz? Dogrusu ben size gonderilmis guvenilir bir elciyim

İbni Kesir: 

Artık benimle onların arasında Sen, bir hüküm ver. Beni ve beraberimdeki mü´minleri kurtar.

Adem Uğur: 

Artık benimle onların arasında sen hükmünü ver. Beni ve beraberimdeki müminleri kurtar.

İskender Ali Mihr: 

Bu durumda benimle onların arasını öyle bir açışla aç ki (ve böylece) beni ve mü´minlerden benimle beraber olanları kurtar.

Celal Yıldırım: 

Artık benimle onlar arasını (hükmederek) ayır ve benimle beraber olan mü´minleri kurtar.»

Tefhim ul Kuran: 

«Bundan böyle, benimle onların arasını açık bir hükümle ayır ve beni ve benimle birlikte olan mü´minleri kurtar.»

Fransızca: 

Tranche donc clairement entre eux et moi : et sauve-moi ainsi que ceux des croyants qui sont avec moi".

İspanyolca: 

¡Falla, pues, entre yo y ellos, y sálvame, junto con los creyentes que están conmigo!»

İtalyanca: 

Apri una via tra me e loro, e salva me e i credenti che sono con me».

Almanca: 

so urteile zwischen mir und ihnen eine Urteilung und errette mich und alle, die mit mir von den Mumin sind."

Çince: 

求你在我与他们之间进行裁判,求你拯救我和与我同在一起的信士们。

Hollandaca: 

Richt dus in het openbaar tusschen mij en hen, en bevrijd mij en de ware geloovigen, die met mij zijn,

Rusça: 

Рассуди же нас окончательно и спаси меня и тех верующих, которые со мной".

Somalice: 

Ee Nakala Xukun Dhexdanada, ina kori Ani iyo Inta ila jirta ee Mu'miniinta ah.

Swahilice: 

Basi hukumu baina yangu na wao kwa hukumu yako, na uniokoe mimi na walio pamoja nami, Waumini.

Uygurca: 

مەن بىلەن ئۇلارنىڭ ئارىسىدا ھۆكۈم چىقارغىن، مېنى ۋە مەن بىلەن بىللە بولغان مۆمىنلەرنى قۇتقۇزغىن»

Japonca: 

それでわたしとかれらの間を,確り御裁き下され,わたしと,わたしと一緒の信者たちを救って下さい。」

Arapça (Ürdün): 

«فافتح بيني وبينهم فتحا» أي احكم «ونجني ومن معي من المؤمنين».

Hintçe: 

तो अब तू मेरे और इन लोगों के दरमियान एक क़तई फैसला कर दे और मुझे और जो मोमिनीन मेरे साथ हें उनको नजात दे

Tayca: 

ดังนั้นขอพระองค์ทรงตัดสินระหว่างฉันกับพวกเขาโดยยุติธรรมเถิด และทรงโปรดช่วยฉัน และบรรดาผู้ศรัทธาที่อยู่ร่วมกับฉันให้รอดพ้นด้วยเถิด

İbranice: 

שפוט אתה ביני לביניהם וחלץ אותי ואת המאמינים שעמי

Hırvatça: 

pa Ti meni i njima presudi i mene i vjernike koji su sa mnom spasi!"

Rumence: 

Judecă între mine şi ei. Mântuieşte-mă pe mine şi pe credincioşii ce sunt cu mine.”

Transliteration: 

Faiftah baynee wabaynahum fathan wanajjinee waman maAAiya mina almumineena

Türkçe: 

"Artık benimle onlar arasını iyice aç; beni ve beraberimdeki müminleri kurtar."

Sahih International: 

Then judge between me and them with decisive judgement and save me and those with me of the believers."

İngilizce: 

Judge Thou, then, between me and them openly, and deliver me and those of the Believers who are with me.

Azerbaycanca: 

Artıq mənimlə onlar arasında Sən hökm ver, məni və mənimlə birlikdə olan mö’minləri (bu əzabdan) qurtar!

Süleyman Ateş: 

Benimle onların arasını aç (aramızda hükmet), beni ve benimle beraber bulunan mü'minleri kurtar!

Diyanet Vakfı: 

Artık benimle onların arasında sen hükmünü ver. Beni ve beraberimdeki müminleri kurtar.

Erhan Aktaş: 

“Artık benim onlarla işimi tamamen bitir. Beni ve benimle beraber îmân edenleri kurtar.” dedi.

Kral Fahd: 

Artık benimle onların arasında sen hükmünü ver. Beni ve beraberimdeki müminleri kurtar.

Hasan Basri Çantay: 

«Binâen´aleyh benimle onların arasındaki hükmü Sen ver de beni ve berâberimdeki mü´minleri kurtar».

Muhammed Esed: 

bunun için, benimle onlar arasındaki gerçeği bütün açıklığıyla ortaya koy; beni ve benimle beraber olan müminleri kurtar!"

Gültekin Onan: 

&quot

Ali Fikri Yavuz: 

Artık benimle onların arasındaki hükmü sen ver ve hem beni, hem de beraberimde olan müminleri kurtar.”

Portekizce: 

Julga-no eqüitativamente e salva-me, juntamente com os fiéis que estão comigo!

İsveççe: 

Gör därför sanningen uppenbar i min [tvist] med dem, och rädda mig och de troende som följer mig!"

Farsça: 

پس میان من و آنان چنانکه سزاوار است داوری کن و من و کسانی که از مؤمنان با من هستند از چنگ آنان نجات ده.

Kürtçe: 

کەواتە لەنێوان من و ئەواندا حوکم بدە، بەحوکم دانێکی یەکجاری و من و ئەو باوڕدارانەی لەگەڵمدان ڕزگار بکە

Özbekçe: 

Бас, Ўзинг мен билан уларнинг орамизни яхшилаб очгин ва менга ҳамда мен билан бирга бўлган мўминларга нажот бергин», деди.

Malayca: 

"Oleh itu, hukumkanlah antaraku dengan mereka, dengan hukuman tegas (yang menegakkan yang benar dan melenyapkan yang salah), serta selamatkanlah daku dan orang-orang yang beriman yang bersama-sama denganku"

Arnavutça: 

andaj, Ti – gjyko mes meje dhe atyre, dhe më shpëto mua e besimtarët që janë me mua!”

Bulgarca: 

Затова отсъди между нас и спаси мен и вярващите, които са заедно с мен!”

Sırpça: 

па Ти мени и њима пресуди и спаси мене и вернике који су са мном!“

Çekçe: 

rozhodni tedy mezi mnou a jimi rozhodnutím zřetelným a zachraň mne i ty, kdož se mnou uvěřili!'

Urduca: 

اب میرے اور ان کے درمیان دو ٹوک فیصلہ کر دے اور مجھے اور جو مومن میرے ساتھ ہیں ان کو نجات دے"

Tacikçe: 

Миёни ману онҳо роҳе баркушой ва марову мӯъминони ҳамроҳи маро наҷот бидеҳ».

Tatarca: 

Инде алар белән миңем арамны хөкем ит, вә мине һәм миңа ияргән мөэминнәрне ул залимнәрдән коткар".

Endonezyaca: 

maka itu adakanlah suatu keputusan antaraku dan antara mereka, dan selamatkanlah aku dan orang-orang yang mukmin besertaku".

Amharca: 

«በእኔና በእነርሱም መካከል (ተገቢ) ፍርድን ፍረድ፡፡ አድነኝም፡፡ ከእኔ ጋር ያሉትንም ምእምናን፡፡»

Tamilce: 

ஆகவே, எனக்கும் அவர்களுக்கும் இடையில் நீ தீர்ப்பளி! இன்னும், என்னையும் என்னுடன் இருக்கின்ற நம்பிக்கையாளர்களையும் பாதுகாத்துக்கொள்!”

Korece: 

저와 그들 사이를 판결하여주시고 저와 더불어 믿는 자들을 구하여 주소서

Vietnamca: 

“Xin Ngài mở lối giữa bề tôi và họ, xin Ngài giải cứu bề tôi và những người có đức tin đã đi theo bề tôi.”