Arapça:
فَافْتَحْ بَيْنِي وَبَيْنَهُمْ فَتْحًا وَنَجِّنِي وَمَن مَّعِيَ مِنَ الْمُؤْمِنِينَ
Çeviriyazı:
feftaḥ beynî vebeynehüm fetḥav veneccinî vemem me`iye mine-lmü'minîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Artık benimle onların arasında sen hükmünü ver. Beni ve beraberimdeki müminleri kurtar.
Diyanet İşleri:
Nuh: "Rabbim! Milletim beni yalanladı. Benimle onların arasında Sen hüküm ver. Beni ve beraberimdeki inananları kurtar" dedi.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Sen, onlarla benim aramda hükmet ve beni de kurtar, inananlardan benimle beraber bulunanları da.
Şaban Piriş:
Artık benimle onların arasında sen hükmünü ver. Beni ve beraberimdeki müminleri kurtar.
Edip Yüksel:
Benimle onların arasını aç; beni ve beraberimdeki inananları kurtar.
Ali Bulaç:
Bundan böyle, benimle onların arasını açık bir hükümle ayır ve beni ve benimle birlikte olan mü'minleri kurtar.
Suat Yıldırım:
Nûh: “Ya Rabbî, dedi, halkım beni yalancı saydı.Artık benimle onlar arasındaki hükmünü Sen ver, beni ve beraberimdeki müminleri Sen halas eyle ya Rabbî!” [54,10-14]
Ömer Nasuhi Bilmen:
«Artık benim aram ile onların aralarını bir feth ile fethet ve benimle beraber olan mü´minleri necâta erdir.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Artık benimle onlar arasını iyice aç; beni ve beraberimdeki müminleri kurtar.
Bekir Sadak:
(124-13) 5 Kardesleri Hud, onlara: «Allah´a karsi gelmekten sakinmaz misiniz? Dogrusu ben size gonderilmis guvenilir bir elciyim
İbni Kesir:
Artık benimle onların arasında Sen, bir hüküm ver. Beni ve beraberimdeki mü´minleri kurtar.
Adem Uğur:
Artık benimle onların arasında sen hükmünü ver. Beni ve beraberimdeki müminleri kurtar.
İskender Ali Mihr:
Bu durumda benimle onların arasını öyle bir açışla aç ki (ve böylece) beni ve mü´minlerden benimle beraber olanları kurtar.
Celal Yıldırım:
Artık benimle onlar arasını (hükmederek) ayır ve benimle beraber olan mü´minleri kurtar.»
Tefhim ul Kuran:
«Bundan böyle, benimle onların arasını açık bir hükümle ayır ve beni ve benimle birlikte olan mü´minleri kurtar.»
Fransızca:
Tranche donc clairement entre eux et moi : et sauve-moi ainsi que ceux des croyants qui sont avec moi".
İspanyolca:
¡Falla, pues, entre yo y ellos, y sálvame, junto con los creyentes que están conmigo!»
İtalyanca:
Apri una via tra me e loro, e salva me e i credenti che sono con me».
Almanca:
so urteile zwischen mir und ihnen eine Urteilung und errette mich und alle, die mit mir von den Mumin sind."
Çince:
求你在我与他们之间进行裁判,求你拯救我和与我同在一起的信士们。
Hollandaca:
Richt dus in het openbaar tusschen mij en hen, en bevrijd mij en de ware geloovigen, die met mij zijn,
Rusça:
Рассуди же нас окончательно и спаси меня и тех верующих, которые со мной".
Somalice:
Ee Nakala Xukun Dhexdanada, ina kori Ani iyo Inta ila jirta ee Mu'miniinta ah.
Swahilice:
Basi hukumu baina yangu na wao kwa hukumu yako, na uniokoe mimi na walio pamoja nami, Waumini.
Uygurca:
مەن بىلەن ئۇلارنىڭ ئارىسىدا ھۆكۈم چىقارغىن، مېنى ۋە مەن بىلەن بىللە بولغان مۆمىنلەرنى قۇتقۇزغىن»
Japonca:
それでわたしとかれらの間を,確り御裁き下され,わたしと,わたしと一緒の信者たちを救って下さい。」
Arapça (Ürdün):
«فافتح بيني وبينهم فتحا» أي احكم «ونجني ومن معي من المؤمنين».
Hintçe:
तो अब तू मेरे और इन लोगों के दरमियान एक क़तई फैसला कर दे और मुझे और जो मोमिनीन मेरे साथ हें उनको नजात दे
Tayca:
ดังนั้นขอพระองค์ทรงตัดสินระหว่างฉันกับพวกเขาโดยยุติธรรมเถิด และทรงโปรดช่วยฉัน และบรรดาผู้ศรัทธาที่อยู่ร่วมกับฉันให้รอดพ้นด้วยเถิด
İbranice:
שפוט אתה ביני לביניהם וחלץ אותי ואת המאמינים שעמי
Hırvatça:
pa Ti meni i njima presudi i mene i vjernike koji su sa mnom spasi!"
Rumence:
Judecă între mine şi ei. Mântuieşte-mă pe mine şi pe credincioşii ce sunt cu mine.”
Transliteration:
Faiftah baynee wabaynahum fathan wanajjinee waman maAAiya mina almumineena
Türkçe:
"Artık benimle onlar arasını iyice aç; beni ve beraberimdeki müminleri kurtar."
Sahih International:
Then judge between me and them with decisive judgement and save me and those with me of the believers."
İngilizce:
Judge Thou, then, between me and them openly, and deliver me and those of the Believers who are with me.
Azerbaycanca:
Artıq mənimlə onlar arasında Sən hökm ver, məni və mənimlə birlikdə olan mö’minləri (bu əzabdan) qurtar!
Süleyman Ateş:
Benimle onların arasını aç (aramızda hükmet), beni ve benimle beraber bulunan mü'minleri kurtar!
Diyanet Vakfı:
Artık benimle onların arasında sen hükmünü ver. Beni ve beraberimdeki müminleri kurtar.
Erhan Aktaş:
“Artık benim onlarla işimi tamamen bitir. Beni ve benimle beraber îmân edenleri kurtar.” dedi.
Kral Fahd:
Artık benimle onların arasında sen hükmünü ver. Beni ve beraberimdeki müminleri kurtar.
Hasan Basri Çantay:
«Binâen´aleyh benimle onların arasındaki hükmü Sen ver de beni ve berâberimdeki mü´minleri kurtar».
Muhammed Esed:
bunun için, benimle onlar arasındaki gerçeği bütün açıklığıyla ortaya koy; beni ve benimle beraber olan müminleri kurtar!"
Gültekin Onan:
"
Ali Fikri Yavuz:
Artık benimle onların arasındaki hükmü sen ver ve hem beni, hem de beraberimde olan müminleri kurtar.”
Portekizce:
Julga-no eqüitativamente e salva-me, juntamente com os fiéis que estão comigo!
İsveççe:
Gör därför sanningen uppenbar i min [tvist] med dem, och rädda mig och de troende som följer mig!"
Farsça:
پس میان من و آنان چنانکه سزاوار است داوری کن و من و کسانی که از مؤمنان با من هستند از چنگ آنان نجات ده.
Kürtçe:
کەواتە لەنێوان من و ئەواندا حوکم بدە، بەحوکم دانێکی یەکجاری
و من و ئەو باوڕدارانەی لەگەڵمدان ڕزگار بکە
Özbekçe:
Бас, Ўзинг мен билан уларнинг орамизни яхшилаб очгин ва менга ҳамда мен билан бирга бўлган мўминларга нажот бергин», деди.
Malayca:
"Oleh itu, hukumkanlah antaraku dengan mereka, dengan hukuman tegas (yang menegakkan yang benar dan melenyapkan yang salah), serta selamatkanlah daku dan orang-orang yang beriman yang bersama-sama denganku"
Arnavutça:
andaj, Ti – gjyko mes meje dhe atyre, dhe më shpëto mua e besimtarët që janë me mua!”
Bulgarca:
Затова отсъди между нас и спаси мен и вярващите, които са заедно с мен!”
Sırpça:
па Ти мени и њима пресуди и спаси мене и вернике који су са мном!“
Çekçe:
rozhodni tedy mezi mnou a jimi rozhodnutím zřetelným a zachraň mne i ty, kdož se mnou uvěřili!'
Urduca:
اب میرے اور ان کے درمیان دو ٹوک فیصلہ کر دے اور مجھے اور جو مومن میرے ساتھ ہیں ان کو نجات دے"
Tacikçe:
Миёни ману онҳо роҳе баркушой ва марову мӯъминони ҳамроҳи маро наҷот бидеҳ».
Tatarca:
Инде алар белән миңем арамны хөкем ит, вә мине һәм миңа ияргән мөэминнәрне ул залимнәрдән коткар".
Endonezyaca:
maka itu adakanlah suatu keputusan antaraku dan antara mereka, dan selamatkanlah aku dan orang-orang yang mukmin besertaku".
Amharca:
«በእኔና በእነርሱም መካከል (ተገቢ) ፍርድን ፍረድ፡፡ አድነኝም፡፡ ከእኔ ጋር ያሉትንም ምእምናን፡፡»
Tamilce:
ஆகவே, எனக்கும் அவர்களுக்கும் இடையில் நீ தீர்ப்பளி! இன்னும், என்னையும் என்னுடன் இருக்கின்ற நம்பிக்கையாளர்களையும் பாதுகாத்துக்கொள்!”
Korece:
저와 그들 사이를 판결하여주시고 저와 더불어 믿는 자들을 구하여 주소서
Vietnamca:
“Xin Ngài mở lối giữa bề tôi và họ, xin Ngài giải cứu bề tôi và những người có đức tin đã đi theo bề tôi.”
Ayet Linkleri: