Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

26

Sûredeki Ayet No: 

96

Ayet No: 

3028

Sayfa No: 

371

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

قَالُوا وَهُمْ فِيهَا يَخْتَصِمُونَ

Çeviriyazı: 

ḳâlû vehüm fîhâ yaḫteṣimûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Ve bütün o İblis orduları onun içinde birbirleriyle çekişirlerken dediler ki:

Diyanet İşleri: 

Orada putlarıyla çekişerek: "Vallahi biz apaçık bir sapıklıkta idik; çünkü biz sizi Alemlerin Rabbine eşit tutmuştuk; bizi saptıranlar ancak suçlulardır; şimdi şefaatçimiz, yakın bir dostumuz yoktur; keşke geriye bir dönüşümüz olsa da inananlardan olsak" derler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Orada birbirleriyle çekişerek derler ki.

Şaban Piriş: 

Orada, birbirleriyle çekişerek, şöyle derler:

Edip Yüksel: 

Orada çekişerek şöyle konuşacaklar:

Ali Bulaç: 

Orada birbirleriyle çekişip tartışarak derler ki:

Suat Yıldırım: 

Orada putlarıyla çekişirken şöyle derler “Vallahi de, tallahi de biz besbelli bir sapıklık içinde imişiz!”“Çünkü biz sizi Rabbülâlemin ile bir tutuyorduk. Ama bizi saptıranlar da, o mücrimler oldu.“Şimdi artık ne şefaatçimiz var bizim, ne candan bir dostumuz!” “Ah! Ne olurdu, imkân olsa da dünyaya bir dönsek ve müminlerden olsaydık!” [36,56; 40,47; 7,53; 38,64]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

(96-97) Ve onlar orada birbirleriyle husumette bulunarak diyecekler ki: «Allah´a kasem olsun, biz apaçık bir sapıklık içinde imişiz.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Onun içinde birbiriyle çekişirlerken şöyle derler:

Bekir Sadak: 

26:96

İbni Kesir: 

Orada birbirleriyle çekişerek derler ki:

Adem Uğur: 

Orada birbirleriyle çekişerek şöyle derler:

İskender Ali Mihr: 

Onlar (taptıkları şeyler ve onlara tapanlar) orada hasım olarak (düşmanca çekişerek) dediler ki…

Celal Yıldırım: 

Orada tartışıp çekişerek derler ki:

Tefhim ul Kuran: 

Orada birbirleriyle çekişip tartışarak derler ki:

Fransızca: 

Ils diront, tout en s'y querellant :

İspanyolca: 

Ya en él dirán mientras disputan:

İtalyanca: 

Diranno, disputando tra loro:

Almanca: 

Sie sagten, während sie darin stritten:

Çince: 

他们在火狱中争辩着说:

Hollandaca: 

De verleiden zullen daar met hunne valsche goden twisten, zeggende:

Rusça: 

Препираясь там, они скажут:

Somalice: 

Waxayna obhan iyagoo Dhexdeeda ku doodi.

Swahilice: 

Watasema, na hali ya kuwa wanazozana humo:

Uygurca: 

ئۇلار دوزاختا جېدەللىشىپ ئېيتىدۇ: «اﷲ بىلەن قەسەمكى، بىز ئوپئوچۇق گۇمراھلىقتا ئىدۇق

Japonca: 

かれらはそこで,口論して言うであろう。

Arapça (Ürdün): 

«قالوا» أي الغاوون «وهم فيها يختصمون» مع معبوديهم.

Hintçe: 

और ये लोग जहन्नुम में बाहम झगड़ा करेंगे और अपने माबूद से कहेंगे

Tayca: 

พวกเขากล่าวขณะที่พวกเขาโต้เถียงกันอยู่ในนั้น

İbranice: 

ובעודם רבים בינם לבין עצמם הם יגידו (לאליליהם)

Hırvatça: 

I oni će, svađajući se u njemu, govoriti:

Rumence: 

Ei vor spune certându-se între ei:

Transliteration: 

Qaloo wahum feeha yakhtasimoona

Türkçe: 

Onun içinde birbiriyle çekişirlerken şöyle derler:

Sahih International: 

They will say while they dispute therein,

İngilizce: 

They will say there in their mutual bickerings:

Azerbaycanca: 

Onlar orada (öz bütləri və rəisləri ilə) çənə-boğaz olub deyərlər:

Süleyman Ateş: 

Onlar orada (putlarıyle) çekişerek derler ki:

Diyanet Vakfı: 

Orada birbirleriyle çekişerek şöyle derler:

Erhan Aktaş: 

Onlar, orada birbirleriyle çekişerek diyecekler ki:

Kral Fahd: 

orada birbirleriyle çekişerek şöyle derler:

Hasan Basri Çantay: 

Orada birbiriyle çekişerek şöyle dediler:

Muhammed Esed: 

O Gün orada onlar, birbirlerini suçlayarak derler ki:

Gültekin Onan: 

Orada birbirleriyle çekişip tartışarak derler ki:

Ali Fikri Yavuz: 

Kâfirler, putları ve öncüleriyle cehennemde çekişirlerken, birbirlerine şöyle demektedirler:

Portekizce: 

Quanto, então, dirão, enquanto disputam entre si:

İsveççe: 

Och när de tvistar [i helvetet] skall de säga:

Farsça: 

در حالی که در آن [آتش افروخته] با هم ستیز و نزاع می کنند [و به بتان] می گویند:

Kürtçe: 

(بت پەرستان) لەکاتێکدا لەدۆزەخ دا شەڕە قسەو ئاژاوەیانە (لەگەڵ پەرستراوەکانیان دا) دەڵێن

Özbekçe: 

Улар унинг ичида бир-бирлари ила хусумат қилар эканлар, дедилар:

Malayca: 

"Mereka berkata, sambil bertengkar sesama sendiri dalam neraka:

Arnavutça: 

Dhe, ata – në xhehennem grindeshin në mes vete e thonin:

Bulgarca: 

Ще рекат, карайки се там:

Sırpça: 

И они ће, свађајући се у њему, да говоре:

Çekçe: 

A řeknou tam mezi sebou se hádajíce:

Urduca: 

وہاں یہ سب آپس میں جھگڑیں گے اور یہ بہکے ہوئے لوگ (اپنے معبودوں سے) کہیں گے

Tacikçe: 

Ва дар ҳоле, ки дар ҷаҳаннам бо якдигар ҳусумат мекунанду, мегӯянд:

Tatarca: 

Алар анда сынымнары белән әрепләшерләр һәм әйтерләр:

Endonezyaca: 

Mereka berkata sedang mereka bertengkar di dalam neraka:

Amharca: 

እነርሱም በእርሷ ውስጥ የሚከራከሩ ኾነው ይላሉ፡-

Tamilce: 

அவர்கள் அதில் தர்க்கித்தவர்களாக கூறுவார்கள்:

Korece: 

그들은 그 안에서 서로 싸우 면서 말하나니

Vietnamca: 

Và trong lúc cãi vã nhau trong (Hỏa Ngục), họ sẽ nói: