Arapça:
قَالُوا وَهُمْ فِيهَا يَخْتَصِمُونَ
Çeviriyazı:
ḳâlû vehüm fîhâ yaḫteṣimûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ve bütün o İblis orduları onun içinde birbirleriyle çekişirlerken dediler ki:
Diyanet İşleri:
Orada putlarıyla çekişerek: "Vallahi biz apaçık bir sapıklıkta idik; çünkü biz sizi Alemlerin Rabbine eşit tutmuştuk; bizi saptıranlar ancak suçlulardır; şimdi şefaatçimiz, yakın bir dostumuz yoktur; keşke geriye bir dönüşümüz olsa da inananlardan olsak" derler.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Orada birbirleriyle çekişerek derler ki.
Şaban Piriş:
Orada, birbirleriyle çekişerek, şöyle derler:
Edip Yüksel:
Orada çekişerek şöyle konuşacaklar:
Ali Bulaç:
Orada birbirleriyle çekişip tartışarak derler ki:
Suat Yıldırım:
Orada putlarıyla çekişirken şöyle derler “Vallahi de, tallahi de biz besbelli bir sapıklık içinde imişiz!”“Çünkü biz sizi Rabbülâlemin ile bir tutuyorduk. Ama bizi saptıranlar da, o mücrimler oldu.“Şimdi artık ne şefaatçimiz var bizim, ne candan bir dostumuz!” “Ah! Ne olurdu, imkân olsa da dünyaya bir dönsek ve müminlerden olsaydık!” [36,56; 40,47; 7,53; 38,64]
Ömer Nasuhi Bilmen:
(96-97) Ve onlar orada birbirleriyle husumette bulunarak diyecekler ki: «Allah´a kasem olsun, biz apaçık bir sapıklık içinde imişiz.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Onun içinde birbiriyle çekişirlerken şöyle derler:
Bekir Sadak:
26:96
İbni Kesir:
Orada birbirleriyle çekişerek derler ki:
Adem Uğur:
Orada birbirleriyle çekişerek şöyle derler:
İskender Ali Mihr:
Onlar (taptıkları şeyler ve onlara tapanlar) orada hasım olarak (düşmanca çekişerek) dediler ki…
Celal Yıldırım:
Orada tartışıp çekişerek derler ki:
Tefhim ul Kuran:
Orada birbirleriyle çekişip tartışarak derler ki:
Fransızca:
Ils diront, tout en s'y querellant :
İspanyolca:
Ya en él dirán mientras disputan:
İtalyanca:
Diranno, disputando tra loro:
Almanca:
Sie sagten, während sie darin stritten:
Çince:
他们在火狱中争辩着说:
Hollandaca:
De verleiden zullen daar met hunne valsche goden twisten, zeggende:
Rusça:
Препираясь там, они скажут:
Somalice:
Waxayna obhan iyagoo Dhexdeeda ku doodi.
Swahilice:
Watasema, na hali ya kuwa wanazozana humo:
Uygurca:
ئۇلار دوزاختا جېدەللىشىپ ئېيتىدۇ: «اﷲ بىلەن قەسەمكى، بىز ئوپئوچۇق گۇمراھلىقتا ئىدۇق
Japonca:
かれらはそこで,口論して言うであろう。
Arapça (Ürdün):
«قالوا» أي الغاوون «وهم فيها يختصمون» مع معبوديهم.
Hintçe:
और ये लोग जहन्नुम में बाहम झगड़ा करेंगे और अपने माबूद से कहेंगे
Tayca:
พวกเขากล่าวขณะที่พวกเขาโต้เถียงกันอยู่ในนั้น
İbranice:
ובעודם רבים בינם לבין עצמם הם יגידו (לאליליהם)
Hırvatça:
I oni će, svađajući se u njemu, govoriti:
Rumence:
Ei vor spune certându-se între ei:
Transliteration:
Qaloo wahum feeha yakhtasimoona
Türkçe:
Onun içinde birbiriyle çekişirlerken şöyle derler:
Sahih International:
They will say while they dispute therein,
İngilizce:
They will say there in their mutual bickerings:
Azerbaycanca:
Onlar orada (öz bütləri və rəisləri ilə) çənə-boğaz olub deyərlər:
Süleyman Ateş:
Onlar orada (putlarıyle) çekişerek derler ki:
Diyanet Vakfı:
Orada birbirleriyle çekişerek şöyle derler:
Erhan Aktaş:
Onlar, orada birbirleriyle çekişerek diyecekler ki:
Kral Fahd:
orada birbirleriyle çekişerek şöyle derler:
Hasan Basri Çantay:
Orada birbiriyle çekişerek şöyle dediler:
Muhammed Esed:
O Gün orada onlar, birbirlerini suçlayarak derler ki:
Gültekin Onan:
Orada birbirleriyle çekişip tartışarak derler ki:
Ali Fikri Yavuz:
Kâfirler, putları ve öncüleriyle cehennemde çekişirlerken, birbirlerine şöyle demektedirler:
Portekizce:
Quanto, então, dirão, enquanto disputam entre si:
İsveççe:
Och när de tvistar [i helvetet] skall de säga:
Farsça:
در حالی که در آن [آتش افروخته] با هم ستیز و نزاع می کنند [و به بتان] می گویند:
Kürtçe:
(بت پەرستان) لەکاتێکدا لەدۆزەخ دا شەڕە قسەو ئاژاوەیانە (لەگەڵ پەرستراوەکانیان دا) دەڵێن
Özbekçe:
Улар унинг ичида бир-бирлари ила хусумат қилар эканлар, дедилар:
Malayca:
"Mereka berkata, sambil bertengkar sesama sendiri dalam neraka:
Arnavutça:
Dhe, ata – në xhehennem grindeshin në mes vete e thonin:
Bulgarca:
Ще рекат, карайки се там:
Sırpça:
И они ће, свађајући се у њему, да говоре:
Çekçe:
A řeknou tam mezi sebou se hádajíce:
Urduca:
وہاں یہ سب آپس میں جھگڑیں گے اور یہ بہکے ہوئے لوگ (اپنے معبودوں سے) کہیں گے
Tacikçe:
Ва дар ҳоле, ки дар ҷаҳаннам бо якдигар ҳусумат мекунанду, мегӯянд:
Tatarca:
Алар анда сынымнары белән әрепләшерләр һәм әйтерләр:
Endonezyaca:
Mereka berkata sedang mereka bertengkar di dalam neraka:
Amharca:
እነርሱም በእርሷ ውስጥ የሚከራከሩ ኾነው ይላሉ፡-
Tamilce:
அவர்கள் அதில் தர்க்கித்தவர்களாக கூறுவார்கள்:
Korece:
그들은 그 안에서 서로 싸우 면서 말하나니
Vietnamca:
Và trong lúc cãi vã nhau trong (Hỏa Ngục), họ sẽ nói:
Ayet Linkleri: