Arapça:
فَأَمَّا الَّذِينَ كَفَرُوا فَأُعَذِّبُهُمْ عَذَابًا شَدِيدًا فِي الدُّنْيَا وَالْآخِرَةِ وَمَا لَهُم مِّن نَّاصِرِينَ
Çeviriyazı:
feemme-lleẕîne keferû feü`aẕẕibühüm `aẕâben şedîden fi-ddünyâ vel'âḫirah. vemâ lehüm min nâṣirîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
İnkâr edenlere gelince, onlara dünyada da, ahirette de şiddetli bir şekilde azab edeceğim, onların hiçbir yardımcıları da olmayacaktır.
Diyanet İşleri:
Allah demişti ki: "Ey İsa! Ben seni eceline yetireceğim, seni kendime yükselteceğim, inkar edenlerden seni tertemiz ayıracağım; sana uyanları, kıyamet gününe kadar, inkar edenlerin üstünde tutacağım. Sonra dönüşünüz Banadır. Ayrılığa düştüğünüz hususlarda aranızda hükmedeceğim. İnkar edenleri de dünya ve ahirette şiddetli azaba uğratacağım. Onların hiç yardımcıları olmayacaktır."
Abdulbakî Gölpınarlı:
Kafir olanlara gelince: Onları dünyada da çetin bir azapla azaplandıracağım, ahirette de ve onlara hiçbir yardımcı yoktur.
Şaban Piriş:
O kâfir olanlara gelince, ben onları dünyada da, ahirette de en şiddetli bir azâba çarptıracağım ve onların hiç yardımcıları da olmayacak.
Edip Yüksel:
Kafirleri ise dünyada ve ahirette şiddetli bir şekilde cezalandıracağım; yardımcıları da olmayacak.
Ali Bulaç:
İnkar edenleri ise, dünyada ve ahirette şiddetli bir azapla azaplandıracağım. Onların hiç yardımcıları yoktur.
Suat Yıldırım:
Hasılı, inkâr edenleri hem dünyada, hem âhirette şiddetli bir azap ile cezalandıracağım. Onları bu azaptan kurtarabilecek yardımcılar da bulunmayacaktır.
Ömer Nasuhi Bilmen:
«Artık o kimseler ki, kâfir olmuşlardır. Onları dünyada da ahirette de şiddetli bir azap ile muazzeb kılacağım, ve onlar için yardımcılardan bir kimse yoktur.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Küfre sapanlar var ya, işte onlara dünyada ve âhirette şiddetle azap edeceğim. Hiçbir yardımcıları olmayacaktır onların.
Bekir Sadak:
Gercek Rabb´indendir, o halde suphelenenlerden olma.
İbni Kesir:
Küfredenleri de dünya ve ahirette şiddetli azaba uğratacağım. Onların hiçbir yardımcıları yoktur.
Adem Uğur:
İnkâr edenler var ya, onları dünya ve ahirette şiddetli bir azaba çarptıracağım
İskender Ali Mihr:
Fakat inkâr edenlere ise, o taktirde dünyada ve ahirette şiddetli azabla azab edeceğim. Ve onların bir yardımcısı yoktur.
Celal Yıldırım:
İnkarcılara gelince, onları Dünya´da da, Âhiret´te de şiddetli bir azâb ile azâblandıracağım, onların hiç yardımcıları da olmayacaktır.
Tefhim ul Kuran:
«Küfredenleri ise, dünyada ve ahirette şiddetli bir azabla azablandıracağım. Onların hiç yardımcıları yoktur.»
Fransızca:
Quant à ceux qui n'ont pas cru, Je les châtierai d'un dur châtiment, ici-bas tout comme dans l'au-delà; et pour eux pas de secoureurs.
İspanyolca:
A quienes no crean les castigaré severamente en la vida de acá y en la otra. Y no tendrán quienes les auxilien.
İtalyanca:
E castigherò di duro castigo quelli che sono stati miscredenti, in questa vita e nell'Altra, e non avranno chi li soccorrerà.
Almanca:
Also hinsichtlich derjenigen, die Kufr betrieben haben, diese werde ICH einer harten Peinigung sowohl im Diesseits, als auch im Jenseits unterziehen. Und sie haben keine Beistehenden.
Çince:
至于不信道的人,我要在今世和后世,严厉地惩罚他们,他们绝没有任何援助者。
Hollandaca:
Ik zal de ongeloovigen in deze en in de volgende wereld streng bestraffen, en niemand zal hen helpen.
Rusça:
Тех, которые не уверовали, Я подвергну тяжким мучениям в этом мире и в Последней жизни, и не будет у них помощников".
Somalice:
Kuwa Gaaloobase waxaan Cadaabi, cadaab daran Adduun iyo Aakhiraba, mana helaan gargaare.
Swahilice:
Ama wale walio kufuru, nitawaadhibu adhabu kali katika dunia na Akhera, wala hawatapata wa kuwanusuru.
Uygurca:
كاپىرلارغا بولسا دۇنيا ۋە ئاخىرەتتە قاتتىق ئازاب قىلىمەن، ئۇلارغا (ئۇلاردىن اﷲ نىڭ ئازابىنى توسىدىغان) ھېچ مەدەتكار بولمايدۇ»
Japonca:
その時われは,現世においても来世でも不信心な者たちに厳しい懲罰を与えよう。(誰一人)かれらを助ける者もない。」
Arapça (Ürdün):
«فأما الذين كفروا فأعذبهم عذابا شديدا في الدنيا» بالقتل والسبي والجزية «والآخرة» بالنار «وما لهم من ناصرين» مانعين منه.
Hintçe:
तब (उस दिन) जिन बातों में तुम (दुनिया) में झगड़े करते थे (उनका) तुम्हारे दरमियान फ़ैसला कर दूंगा पस जिन लोगों ने कुफ़्र इख्तेयार किया उनपर दुनिया और आख़िरत (दोनों में) सख्त अज़ाब करूंगा और उनका कोई मददगार न होगा
Tayca:
ส่วนบรรดาผู้ที่ปฏิเสธศรัทธานั้น ข้าจะลงโทษพวกเขาอย่างรุนแรงทั้งในโลกนี้และปรโลก และจะไม่มีบรรดาผู้ช่วยเหลือใดสำหรับพวกเขา
İbranice:
ואלה אשר כפרו, אותם אעניש עונש חמור בעולם הזה ובעולם הבא, ולא יהיו להם מן מחלצים
Hırvatça:
Što se tiče onih koji ne vjeruju, njih ću na strašne muke staviti na dunjaluku i na ahiretu, i oni neće imati pomagača.
Rumence:
Pe cei care tăgăduiesc însă, Eu îi voi osândi la aprigă osândă în Viaţa de Acum şi în Viaţa de Apoi. Şi ei nu vor afla ajutoare!”
Transliteration:
Faamma allatheena kafaroo faoAAaththibuhum AAathaban shadeedan fee alddunya waalakhirati wama lahum min nasireena
Türkçe:
"Küfre sapanlar var ya, işte onlara dünyada ve âhirette şiddetle azap edeceğim. Hiçbir yardımcıları olmayacaktır onların."
Sahih International:
And as for those who disbelieved, I will punish them with a severe punishment in this world and the Hereafter, and they will have no helpers."
İngilizce:
As to those who reject faith, I will punish them with terrible agony in this world and in the Hereafter, nor will they have anyone to help.
Azerbaycanca:
Kafirlərə gəldikdə, onlara dünyada və axirətdə şiddətli əzab verəcəyəm. Onların heç bir köməkçisi olmayacaqdır!”
Süleyman Ateş:
İnkar edenlere gelince, onlara dünyada da, ahirette de şiddetle azabedeceğim, onların yardımcıları da olmayacaktır.
Diyanet Vakfı:
İnkar edenler var ya, onları dünya ve ahirette şiddetli bir azaba çarptıracağım; onların hiç yardımcıları da olmayacak.
Erhan Aktaş:
“Kâfirlere gelince: Onları Dünya’da da Âhiret’te de şiddetli bir azâba çarptıracağım. Ve onların yardımcıları da olmayacaktır.”
Kral Fahd:
İnkâr edenler var ya, onları dünya ve âhirette şiddetli bir azâba çarptıracağım; onların hiç yardımcıları da olmayacak.
Hasan Basri Çantay:
(Fakat) o küfredenlere gelince: Ben onları dünyâda da, âhiretde de en çetin bir azâb ile âzablandıracağım. Onların hiç bir yardımcıları da yokdur.
Muhammed Esed:
"Hakikati inkara şartlanmış olanlara gelince, onlara bu dünyada ve ahirette şiddetli bir azap çektireceğim ve onlar kendilerine yardım edecek kimse bulamayacaklar;
Gültekin Onan:
"
Ali Fikri Yavuz:
O kâfir olanlara gelince, ben onları dünyada da, ahirette de en şiddetli bir azâp ile cezalandıracağım ve onları azâptan kurtarmak için yardım edicilerden hiç kimse yoktur.
Portekizce:
Quanto aos incrédulos, castigá-los-ei severamente, neste mundo e no outro, e jamais terão protetores.
İsveççe:
Vad beträffar förnekarna av sanningen, skall Jag ge dem ett strängt straff i denna värld och i det kommande livet; och de kommer inte att finna någon hjälpare."
Farsça:
اما کسانی که کافر شدند، آنان را در دنیا و آخرت به عذابی سخت شکنجه می کنم و برای آنان هیچ یاوری نخواهد بود؛
Kürtçe:
جا ئەوانەی بێ بڕوابوون سزایان دەدەم بەسزای سەخت لە دونیاو ڕۆژی دوایشدا وە ئەوانە ھیچ یارمەتیدەرێکیان نی یە
Özbekçe:
Бас, куфр келтирганларни бу дунёю у дунёда шиддатли азоб ила азоблайман. Уларга ёрдам берувчилар йўқдир.
Malayca:
Adapun orang-orang kafir, maka Aku (Allah) akan menyeksa mereka dengan azab yang amat berat di dunia dan di akhirat, dan mereka pula tidak akan beroleh sesiapa pun yang dapat menolong.
Arnavutça:
Ata që nuk besojnë, do t’i dënoj me dënim të ashpër në këtë botë dhe në tjetrën. Dhe nuk do të kenë askend që t’u ndihmojë.
Bulgarca:
А онези, които не повярваха, ще накажа с тежко мъчение в земния живот и в отвъдния. И не ще има за тях избавители.”
Sırpça:
Што се тиче оних који не верују, њих ћу на страшне муке да ставим на овом свету и на будућем, и они неће имати помагача.
Çekçe:
A ty, kdož neuvěřili, potrestám trestem přísným na tomto i na onom světě a nebudou mít žádné pomocníky,
Urduca:
جن لوگوں نے کفر و انکار کی روش اختیار کی ہے انہیں دنیا اور آخرت دونوں میں سخت سزا دوں گا اور وہ کوئی مددگار نہ پائیں گے
Tacikçe:
Аммо ононро, ки кофир шуданд, дар дунёву охират ба сахтӣ азоб хоҳам кард ва онҳоро мададгороне нест!»
Tatarca:
Әмма Коръән белән гамәл кылмыйча кәфер булган кешеләрне дөньяда һәм ахирәттә каты ґәзаб белән ґәзаб кылырмын, Минем ґәзабымнан котылырга аларга ярдәмче булмас.
Endonezyaca:
Adapun orang-orang yang kafir, maka akan Ku-siksa mereka dengan siksa yang sangat keras di dunia dan di akhirat, dan mereka tidak memperoleh penolong.
Amharca:
«እነዚያማ የካዱትን ሰዎች በቅርቢቱ ዓለምና በመጨረሻይቱ ዓለም ብርቱን ቅጣት እቀጣቸዋለሁ፡፡ ለእነርሱም ምንም ረዳቶች የሏቸውም፡፡»
Tamilce:
ஆக, எவர்கள் (உமது நபித்துவத்தை) நிராகரித்தார்களோ (இன்னும், உமக்கு தகுதி இல்லாததை உம்முடன் இணைத்து பேசினார்களோ) அவர்களை இம்மையிலும் மறுமையிலும் கடினமான தண்டனையால் நான் தண்டிப்பேன். அவர்களுக்கு உதவியாளர்களில் எவரும் இருக்க மாட்டார்.
Korece:
불신자들이여 내가 너희에게현세와 내세에서 엄한 징벌을 내 릴 지니 그들에게는 구원자가 없 을 것이라
Vietnamca:
“Những ai không có đức tin, TA sẽ trừng phạt họ bằng một sự trừng phạt khủng khiếp ở đời này lẫn Đời Sau và họ sẽ không được ai cứu giúp.”
Ayet Linkleri:
Rubu tag:
Hizb tag: