Arapça:
وَمَا جَعَلَهُ اللَّهُ إِلَّا بُشْرَىٰ لَكُمْ وَلِتَطْمَئِنَّ قُلُوبُكُم بِهِ ۗ وَمَا النَّصْرُ إِلَّا مِنْ عِندِ اللَّهِ الْعَزِيزِ الْحَكِيمِ
Çeviriyazı:
vemâ ce`alehü-llâhü illâ büşrâ leküm velitaṭmeinne ḳulûbüküm bih. veme-nnaṣru illâ min `indi-llâhi-l`azîzi-lḥakîm.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Allah, bunu size sırf bir müjde olsun ve kalpleriniz bununla yatışsın diye yaptı. Yardım, yalnız daima galip ve hikmet sahibi olan Allah katındandır.
Diyanet İşleri:
Allah bunu, ancak size müjde olsun ve böylece kalbleriniz yatışsın diye yapmıştır. İnkar edenlerin bir kısmını kesmek veya ümidsiz olarak geri dönecek şekilde bozguna uğratmak için gereken yardım, ancak Güçlü ve Hakim olan Allah katından olur.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Allah, bunu ancak size bir müjde olsun da yürekleriniz yatışsın diye yapmıştır ve yardım, ancak hüküm ve hikmet sahibi Allah'tandır.
Şaban Piriş:
Allah, bu yardımı size sadece müjde olması ve kalplerinizin bununla yatışması için yaptı. Zafer, ancak Aziz ve Hakim olan Allah katındandır.
Edip Yüksel:
ALLAH bunu, kalbinizi yatıştıracak bir müjde olsun diye anlatıyor. Zafer, yalnızca Güçlü ve Bilge olan ALLAH katındandır.
Ali Bulaç:
Allah bunu (yardımı) size ancak bir müjde olsun ve kalpleriniz bununla tatmin bulsun diye yaptı. 'Yardım ve zafer’ (nusret) ancak üstün ve güçlü, hüküm ve hikmet sahibi olan Allah'ın Katındandır.
Suat Yıldırım:
Allah bu imdadı sırf size müjde olsun ve kalpleriniz bununla müsterih olsun diye yaptı. Nusret ve zafer, ancak (mutlak galip, tam hüküm ve hikmet sahibi), azîz ve hakîm olan Allah tarafından gelir. [9,25-27; 47,4; 3,160]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve Allah Teâlâ bunu ancak size bir müjde olmak ve bununla kalpleriniz mutmain bulunmak için kılmıştır. Yoksa nusret, ancak azîz, hakîm olan Allah Teâlâ cânibindendir.
Yaşar Nuri Öztürk:
Allah, bunu, size bir müjde olması ve onunla kalplerinizi yatıştırması dışında hiçbir şey yapmamıştır. Yardım, Azîz ve Hakîm olan Allah katından başka hiçbir yerden gelmez.
Bekir Sadak:
Ey Inananlar! Faizi kat kat alarak yemeyin. Allah´tan sakinin ki basariya erisesiniz.
İbni Kesir:
Bu yardımı Allah
Adem Uğur:
Allah, bunu size sırf bir müjde olsun ve kalpleriniz bu sayede rahatlasın diye yaptı. Zafer, yalnızca mutlak güç ve hikmet sahibi Allah katındandır.
İskender Ali Mihr:
Ve Allah, onu (bu yardım vaadini), size müjde olması ve kalplerinizin onunla tatmin olmasından başka bir şey için yapmadı. Yardım ancak, Azîz ve Hakîm olan Allah´ın katındandır.
Celal Yıldırım:
Allah bunu sırf müjde olsun ve kalbiniz iyice yatışsın diye yapmıştır, imdad ve yardım ancak o yegâne galib ve hikmet sahibi Allah katındandır.
Tefhim ul Kuran:
Allah bunu (yardımı) size ancak bir müjde olsun ve kalpleriniz bununla tatmin bulsun diye yaptı. ´Yardım ve zafer (nusret) ´ ancak üstün ve güçlü, hüküm ve hikmet sahibi olan Allah´ın katındandır.
Fransızca:
Et Allah ne le fit que (pour vous annoncer) une bonne nouvelle, et pour que vos coeurs s'en rassurent. La victoire ne peut venir que d'Allah, le Puissant, le Sage;
İspanyolca:
Alá no lo hizo sino como buena nueva para vosotros y para que, con ello, se tranquilizaran vuestros corazones -la victoria no viene sino de Alá, el Poderoso, el Sabio-,
İtalyanca:
E Allah non ne fece altro che un annuncio di gioia per voi, affinché i vostri cuori si rassicurassero, poiché la vittoria non viene che da Allah, l'Eccelso, il Saggio,
Almanca:
Und ALLAH hat ihn (den Nachschub) nur als frohe Botschaft für euch geschickt und damit eure Herzen dadurch Ruhe finden. Und den Sieg verleiht nur ALLAH, Der Allwürdige, Der Allweise.
Çince:
真主只以这应许对你们报喜,以便你们的心境因此而安定。援助只是从万能的、至睿的真主那里降下的。
Hollandaca:
En God verkondigt dit als eene gelukkige tijding, opdat uwe harten gerust zouden zijn. Er is geene andere hulp dan bij God, de machtige, de wijze.
Rusça:
Аллах сделал это всего лишь благой вестью для вас и дабы ваши сердца утешились благодаря этому, поскольку победа приходит только от Могущественного и Мудрого Аллаха,
Somalice:
Uma yeelin Eebe (Arrintaas) Bishaaradiinna mooyee iyo inay ku Xasisho Quluubtiinnu isaga, Gargaar aan Eebe agtiisa ahayna ma jiro ee ah Adkaade Falsan.
Swahilice:
Na Mwenyezi Mungu hakufanya haya ila kuwa ni bishara kwenu, na ili nyoyo zenu zipate kutua. Na msaada hautoki isipo kuwa kwa Mwenyezi Mungu, Aliye tukuka, Mwenye nguvu na Mwenye hikima.
Uygurca:
اﷲ ئۇنى (يەنى پەرىشتىلەر ئارقىلىق ياردەم بېرىشنى) پەقەت سىلەرگە خۇش خەۋەر بولسۇن ۋە دىلىڭلار شۇنىڭ بىلەن خاتىرجەم بولسۇن (شۇنىڭ بىلەن دۈشمەننىڭ سانىنىڭ كۆپلۈكىدىن قورقمىسۇن) دەپ قىلدى. ياردەم پەقەت غالىب، ھېكمەت بىلەن ئىش قىلغۇچى اﷲ تەرىپىدىندۇر
Japonca:
アッラーは,只あなたがたの心の安らぎのために,吉報を伝えられた。偉力ならびなく英明であられるアッラーの御許からの外には,助けはないのである。
Arapça (Ürdün):
«وما جعله الله» أي الإمداد «إلا بشرى لكم» بالنصر «ولتطمئن» تسكن «قلوبكم به» فلا تجزع من كثرة العدو وقلَّتكم «وما النصر إلا من عند الله العزيز الحكيم» يؤتيه من يشاء وليس بكثرة الجند.
Hintçe:
और ताकि इससे तुम्हारे दिल की ढारस हो और (ये तो ज़ाहिर है कि) मदद जब होती है तो ख़ुदा ही की तरफ़ से जो सब पर ग़ालिब (और) हिकमत वाला है
Tayca:
และอัลลอฮ์มิได้ทรงให้กำลังหนุนนั้นมีขึ้น นอกจากเพื่อเป็นข่าวดีแก่พวกเจ้า และเพื่อที่หัวใจของพวกเจ้าจะได้สงบด้วยกำลังหนุนนั้นและความช่วยเหลือทั้งหลายนั้นไม่มี(จากที่อื่นใด) นอกจากที่อัลลอฮ์ ผู้ทรงเดชานุภาพ ผู้ทรงปรีชาญาณเท่านั้น
İbranice:
לא עשה אלוהים זאת אלא כבשורה בשבילכם ולמען יבטח לבכם בו. והניצחון הוא רק מאלוהים, העזוז והחכם
Hırvatça:
To je Allah učinio samo da vas obraduje i da se time srca vaša smire. A pomoći nema osim od Allaha, Silnog i Mudrog.
Rumence:
Dumnezeu nu a făcut aceasta decât ca bunăvestire vouă, ca inimile voastre să se liniştească. Ajutorul nu vine decât de la Dumnezeu, Puternicul, Înţeleptul,
Transliteration:
Wama jaAAalahu Allahu illa bushra lakum walitatmainna quloobukum bihi wama alnnasru illa min AAindi Allahi alAAazeezi alhakeemi
Türkçe:
Allah, bunu, size bir müjde olması ve onunla kalplerinizi yatıştırması dışında hiçbir şey yapmamıştır.Yardım, Azîz ve Hakîm olan Allah katından başka hiçbir yerden gelmez.
Sahih International:
And Allah made it not except as [a sign of] good tidings for you and to reassure your hearts thereby. And victory is not except from Allah, the Exalted in Might, the Wise -
İngilizce:
Allah made it but a message of hope for you, and an assurance to your hearts: (in any case) there is no help except from Allah. The Exalted, the Wise:
Azerbaycanca:
Allah bunu sizin üçün məhz müjdə olaraq və qəlbləriniz rahatlansın deyə etdi. Kömək ancaq yenilməz qüdrət, hikmət sahibi olan Allahdandır ki,
Süleyman Ateş:
Allah bu(yardım va'di)ni sırf size müjde olsun ve kalbleriniz bununla güven bulsun diye yaptı. Yardım, yalnız, daima galib, hüküm ve hikmet sahibi Allah katındandır.
Diyanet Vakfı:
Allah, bunu size sırf bir müjde olsun ve kalpleriniz bu sayede rahatlasın diye yaptı. Zafer, yalnızca mutlak güç ve hikmet sahibi Allah katındandır.
Erhan Aktaş:
Allah, bununla sevinmenizi ve kalplerinizin yatışmasını dilemiştir. Çünkü yardım ancak Mutlak Üstün Olan ve En İyi Hüküm Veren Allah’ın yanındadır.
Kral Fahd:
Allah, bunu size sırf bir müjde olsun ve kalpleriniz bu sayede rahatlasın diye yaptı. Yardım, yalnızca Azîz ve Hakîm olan Allah katındandır.
Hasan Basri Çantay:
Allah bu (imdadı) size, başka değil, sırf (zaferin) bir müjde (si) olsun, kalbleriniz onunla yatışsın diye yapdı. (Yoksa) nusret (ve zafer) ancak yegâne gaalib ve yegâne hükm ve hikmet saahibi olan Allah cânibindendir.
Muhammed Esed:
Allah, sadece size bir müjde olsun ve böylece kalpleriniz rahatlasın diye bunu(n Elçisi tarafından bildirilmesini) emretti -çünkü, her şeye kadir, gerçek hikmet sahibi olan Allah´tan başka kimseden yardım gelmez-
Gültekin Onan:
Tanrı bunu (yardımı) size ancak bir müjde olsun ve kalpleriniz bununla tatmin bulsun diye yaptı. ´Yardım ve zafer´ (nusret) ancak üstün ve güçlü, hüküm ve hikmet sahibi olan Tanrı´nın katındandır.
Ali Fikri Yavuz:
Bu yardımı Allah size, sırf bir müjde olsun ve kalbleriniz bununla yatışsın diye yaptı. Yoksa zafer, ancak Azîz ve Hakîm olan Allah’dandır.
Portekizce:
Deus não o fez como anúncio para vós, a fim de sossegar os vossos corações. Sabei que o socorro só emana de Deus, oPoderoso, o Prudentíssimo.
İsveççe:
Gud lät detta [sägas] enbart för att inge er nytt hopp och stilla oron i era hjärtan - segern kan inte komma från någon annan än Gud, den Allsmäktige, den Vise -
Farsça:
و خدا [وعده یاری و پیروزی] را جز بشارتی برای شما و برای آنکه دل هایتان به آن آرامش یابد، قرار نداد؛ و یاری و نصرت جز از سوی خدای توانای شکست ناپذیر و حکیم نیست.
Kürtçe:
وە خوا تەنھا ئەو (کۆمەکی) یەی کرد بە مژدە بۆتان وە بۆ ئەوەی دڵەکانتانی پێ ئارام ببێت (ئەوەش بزانن) سەرکەوتنیش تەنھا لەلایەن خوای باڵا دەستی داناوەیە
Özbekçe:
Аллоҳ буни фақат сизга суюнчилик ва қалбингиз таскин топиши учунгина қилди. Аслида, нусрат азиз ва ҳаким Аллоҳнинг ҳузуридандир.
Malayca:
Dan Allah tidak menjadikan bantuan tentera malaikat itu melainkan kerana memberi khabar gembira kepada kamu, dan supaya kamu tenteram dengan bantuan itu. Dan (ingatlah bahawa) pertolongan yang membawa kemenangan itu hanya dari Allah Yang Maha kuasa, lagi Maha Bijaksana.
Arnavutça:
Perëndia e bëri këtë për t’ju sihariquar juve dhe për t’jua qetësuar zemrat. Se fitorja (ndihma) është vetëm nga Perëndia i Plotëfuqishëm dhe i Gjithëdijshëm,
Bulgarca:
Аллах стори това за вас да бъде само радостна вест и за да се успокоят сърцата ви с него. Подкрепата е единствено от Аллах, Всемогъщия, Премъдрия,
Sırpça:
То је Аллах учинио само да вас обрадује и да се тиме ваша срца смире. А помоћи нема осим од Аллаха, Силног и Мудрог.
Çekçe:
A Bůh učinil vám toto pouze zvěstí radostnou a pro uklidnění srdcí vašich. A není vítězné pomoci leč od Boha mocného, moudrého,
Urduca:
یہ بات اللہ نے تمہیں اس لیے بتا دی ہے کہ تم خوش ہو جاؤ اور تمہارے دل مطمئن ہو جائیں فتح و نصرت جو کچھ بھی ہے اللہ کی طرف سے ہے جو بڑی قوت والا اور دانا و بینا ہے
Tacikçe:
Ва Худованд ин корро танҳо барои шодмонӣ ва дилгармии шумо кард. Ва нест ёрие, магар аз сӯи Худои пирӯзманду доно,
Tatarca:
Бу эшне Аллаһ эшләмәде, мәгәр сезгә шатлык булсын өчен һәм фәрештәләрнең иңүеннән күңелләрегез карарланып куәт тапсын өчен эшләде. Бер нинди заттан ярдәм юк, мәгәр кодрәт вә хикмәт иясе Аллаһудан гынадыр.
Endonezyaca:
Dan Allah tidak menjadikan pemberian bala bantuan itu melainkan sebagai khabar gembira bagi (kemenangan)mu, dan agar tenteram hatimu karenanya. Dan kemenanganmu itu hanyalah dari Allah Yang Maha Perkasa lagi Maha Bijaksana.
Amharca:
አላህም (እርዳታውን) ለእናንተ ብስራትና ልቦቻችሁ በእርሱ እንዲረኩ እንጂ አላደረገውም፡፡ ድልም መንሳት አሸናፊ ጥበበኛ ከኾነው አላህ ዘንድ እንጅ ከሌላ አይደለም፡፡
Tamilce:
இன்னும், உங்களுக்கு நற்செய்தியாகவும், அதன் மூலம் உங்கள் உள்ளங்கள் நிம்மதி அடைவதற்காகவும் தவிர அல்லாஹ் அதை (-வானவர்களை இறக்கிவைப்பதை) ஏற்படுத்தவில்லை. இன்னும் உதவி வராது, மிகைத்தவனும் ஞானவானுமாகிய அல்லாஹ்விடமிருந்தே தவிர.
Korece:
그리하여 하나님은 너희를 위해 복음을 준비하셨으니 이로 인하여 너희 마음을 평안케 하라 승리는 하나님으로부터만 오나니 그분은 권능과 지혜로 충만하심이 라
Vietnamca:
Chẳng qua Allah làm điều đó chỉ để báo tin mừng cho các ngươi và để làm cho các ngươi an lòng mà thôi, chứ mọi sự thắng lợi đều do Allah cả, Ngài là Đấng Quyền Năng, Sáng Suốt.
Ayet Linkleri:
Rubu tag:
Hizb tag: