Arapça:
وَأَزْلَفْنَا ثَمَّ الْآخَرِينَ
Çeviriyazı:
veezlefnâ ŝemme-l'âḫarîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ötekilerini de buraya yanaştırıvermiştik.
Diyanet İşleri:
İşte oraya, geridekileri de yaklaştırdık.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Öbürlerini buraya yaklaştırdık.
Şaban Piriş:
Oraya ötekilerini de yaklaştırdık.
Edip Yüksel:
Sonra, diğerlerini yaklaştırdık.
Ali Bulaç:
Ötekileri de buraya yaklaştırdık.
Suat Yıldırım:
Ötekileri (Firavun'un ordusunu da) oraya yaklaştırdık. Mûsâ’yı ve beraberinde olan herkesi kurtardık. Öbürlerini ise suda boğduk.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ötekilerini de buraya yaklaştırmıştık.
Yaşar Nuri Öztürk:
Ötekileri de oraya yaklaştırdık.
Bekir Sadak:
Ibrahim, babasina ve milletine: «Nelere tapiyorsunuz?» demisti.
İbni Kesir:
Sonra diğerlerini oraya yaklaştırdık.
Adem Uğur:
Ötekilerini de oraya yaklaştırdık.
İskender Ali Mihr:
Ve diğerlerini (de) oraya yaklaştırdık.
Celal Yıldırım:
Ötekilerini de oraya yaklaştırdık.
Tefhim ul Kuran:
Ötekileri de buraya yaklaştırdık.
Fransızca:
Nous fîmes approcher les autres [Pharaon et son peuple].
İspanyolca:
Hicimos que los otros se acercaran allá,
İtalyanca:
Facemmo avvicinare gli altri,
Almanca:
Und 2 WIR ließen dann die anderen näher kommen.
Çince:
在那里,我让那些人逼近(他们)。
Hollandaca:
En wij lieten de anderen naderen.
Rusça:
Мы приблизили к нему других (войско Фараона).
Somalice:
Waana ku soo Dhawayanay Halkaas kuwii kale (Colkii Fircoon).
Swahilice:
Na tukawajongeza hapo wale wengine.
Uygurca:
ئىككىنچى بىر گۇرۇھنى بۇ يەرگە يېقىنلاشتۇردۇق (يەنى پىرئەۋن بىلەن قوشۇنىنى بەنى ئىسرائىلنىڭ ئارقىسىدىن دەرياغا كىرگۈزدۇق)
Japonca:
われはまた,外の群をそこに誘き込んだ。
Arapça (Ürdün):
«وأزلفنا» قرَّبنا «ثمَّ» هناك «الآخرين» فرعون وقومه حتى سلكوا مسالكهم.
Hintçe:
और हमने उसी जगह दूसरे फरीक (फिरऔन के साथी) को क़रीब कर दिया
Tayca:
และเราได้ให้พวกอื่น ให้เข้ามาใกล้ ณ ที่นั้น
İbranice:
ובאותו הזמן גרמנו לשאר האנשים להגיע לשם
Hırvatça:
i Mi onda tamo one druge približismo,
Rumence:
Noi i-am lăsat pe ceilalţi să se apropie,
Transliteration:
Waazlafna thamma alakhareena
Türkçe:
Ötekileri de oraya yaklaştırdık.
Sahih International:
And We advanced thereto the pursuers.
İngilizce:
And We made the other party approach thither.
Azerbaycanca:
O biriləri (Fir’on əhlini) də ora yaxınlaşdırdıq (dəniz sahilinə topladıq).
Süleyman Ateş:
Ötekileri de buraya yaklaştırdık (Musa ve adamlarının ardından, düşmanları da bu denizde açılan yollara girdiler).
Diyanet Vakfı:
Ötekilerini de oraya yaklaştırdık.
Erhan Aktaş:
Diğerlerini(1) de oraya yaklaştırdık.
Kral Fahd:
Ötekilerini de oraya yaklaştırdık.
Hasan Basri Çantay:
Ötekileri de buraya yanaşdırdık.
Muhammed Esed:
Ve kovalayanları (da) oraya yaklaştırdık.
Gültekin Onan:
Ötekileri de buraya yaklaştırdık.
Ali Fikri Yavuz:
Ötekileri, (Firavuncuları) da buraya yanaştırdık.
Portekizce:
E fizemos aproximarem-se dali os outros.
İsveççe:
Och Vi ledde förföljarna fram till denna plats.
Farsça:
و آن گروه دیگر را [هم در آنجا] به دریا نزدیک کردیم،
Kürtçe:
وە ئەوانی تر (فیرعەون و لەشکرەکەی)مان نزیک کردەوە لەوێ (لەدەریاکە)
Özbekçe:
Ва кейин бошқаларни ҳам яқинлаштирдик. (Яъни, Фиръавн ва унинг аскарларини ҳам денгизга яқинлаштирдик.)
Malayca:
Dan Kami dekatkan golongan yang lain itu ke situ.
Arnavutça:
dhe Ne – atëherë, aty - i afruam ata të tjerët –
Bulgarca:
И сторихме там другите да се приближат.
Sırpça:
и Ми онда тамо оне друге приближисмо,
Çekçe:
A dali jsme jim postoupit a pak i těm druhým,
Urduca:
اُسی جگہ ہم دوسرے گروہ کو بھی قریب لے آئے
Tacikçe:
Ва он гурӯҳи дигарро низ ба дарё расонидем.
Tatarca:
Вә Фиргаун гаскәрен шул тау кеби сулар арасына якын китердек.
Endonezyaca:
Dan di sanalah Kami dekatkan golongan yang lain.
Amharca:
እዚያም ዘንድ ሌሎችን አቀረብን፡፡
Tamilce:
இன்னும், அங்கு மற்றவர்களை (-ஃபிர்அவ்னின் கூட்டத்தார்களை கடலுக்கு) நாம் நெருக்கமாக்கினோம்.
Korece:
하나님은 상대편을 접근하 도록 하여 익사케 하고
Vietnamca:
TA đẩy đám người kia (Pha-ra-ông và quân lính của hắn) đến gần nơi đó.
Ayet Linkleri: