Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

26

Sûredeki Ayet No: 

64

Ayet No: 

2996

Sayfa No: 

370

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَأَزْلَفْنَا ثَمَّ الْآخَرِينَ

Çeviriyazı: 

veezlefnâ ŝemme-l'âḫarîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Ötekilerini de buraya yanaştırıvermiştik.

Diyanet İşleri: 

İşte oraya, geridekileri de yaklaştırdık.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Öbürlerini buraya yaklaştırdık.

Şaban Piriş: 

Oraya ötekilerini de yaklaştırdık.

Edip Yüksel: 

Sonra, diğerlerini yaklaştırdık.

Ali Bulaç: 

Ötekileri de buraya yaklaştırdık.

Suat Yıldırım: 

Ötekileri (Firavun'un ordusunu da) oraya yaklaştırdık. Mûsâ’yı ve beraberinde olan herkesi kurtardık. Öbürlerini ise suda boğduk.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ötekilerini de buraya yaklaştırmıştık.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Ötekileri de oraya yaklaştırdık.

Bekir Sadak: 

Ibrahim, babasina ve milletine: «Nelere tapiyorsunuz?» demisti.

İbni Kesir: 

Sonra diğerlerini oraya yaklaştırdık.

Adem Uğur: 

Ötekilerini de oraya yaklaştırdık.

İskender Ali Mihr: 

Ve diğerlerini (de) oraya yaklaştırdık.

Celal Yıldırım: 

Ötekilerini de oraya yaklaştırdık.

Tefhim ul Kuran: 

Ötekileri de buraya yaklaştırdık.

Fransızca: 

Nous fîmes approcher les autres [Pharaon et son peuple].

İspanyolca: 

Hicimos que los otros se acercaran allá,

İtalyanca: 

Facemmo avvicinare gli altri,

Almanca: 

Und 2 WIR ließen dann die anderen näher kommen.

Çince: 

在那里,我让那些人逼近(他们)。

Hollandaca: 

En wij lieten de anderen naderen.

Rusça: 

Мы приблизили к нему других (войско Фараона).

Somalice: 

Waana ku soo Dhawayanay Halkaas kuwii kale (Colkii Fircoon).

Swahilice: 

Na tukawajongeza hapo wale wengine.

Uygurca: 

ئىككىنچى بىر گۇرۇھنى بۇ يەرگە يېقىنلاشتۇردۇق (يەنى پىرئەۋن بىلەن قوشۇنىنى بەنى ئىسرائىلنىڭ ئارقىسىدىن دەرياغا كىرگۈزدۇق)

Japonca: 

われはまた,外の群をそこに誘き込んだ。

Arapça (Ürdün): 

«وأزلفنا» قرَّبنا «ثمَّ» هناك «الآخرين» فرعون وقومه حتى سلكوا مسالكهم.

Hintçe: 

और हमने उसी जगह दूसरे फरीक (फिरऔन के साथी) को क़रीब कर दिया

Tayca: 

และเราได้ให้พวกอื่น ให้เข้ามาใกล้ ณ ที่นั้น

İbranice: 

ובאותו הזמן גרמנו לשאר האנשים להגיע לשם

Hırvatça: 

i Mi onda tamo one druge približismo,

Rumence: 

Noi i-am lăsat pe ceilalţi să se apropie,

Transliteration: 

Waazlafna thamma alakhareena

Türkçe: 

Ötekileri de oraya yaklaştırdık.

Sahih International: 

And We advanced thereto the pursuers.

İngilizce: 

And We made the other party approach thither.

Azerbaycanca: 

O biriləri (Fir’on əhlini) də ora yaxınlaşdırdıq (dəniz sahilinə topladıq).

Süleyman Ateş: 

Ötekileri de buraya yaklaştırdık (Musa ve adamlarının ardından, düşmanları da bu denizde açılan yollara girdiler).

Diyanet Vakfı: 

Ötekilerini de oraya yaklaştırdık.

Erhan Aktaş: 

Diğerlerini(1) de oraya yaklaştırdık.

Kral Fahd: 

Ötekilerini de oraya yaklaştırdık.

Hasan Basri Çantay: 

Ötekileri de buraya yanaşdırdık.

Muhammed Esed: 

Ve kovalayanları (da) oraya yaklaştırdık.

Gültekin Onan: 

Ötekileri de buraya yaklaştırdık.

Ali Fikri Yavuz: 

Ötekileri, (Firavuncuları) da buraya yanaştırdık.

Portekizce: 

E fizemos aproximarem-se dali os outros.

İsveççe: 

Och Vi ledde förföljarna fram till denna plats.

Farsça: 

و آن گروه دیگر را [هم در آنجا] به دریا نزدیک کردیم،

Kürtçe: 

وە ئەوانی تر (فیرعەون و لەشکرەکەی)مان نزیک کردەوە لەوێ (لەدەریاکە)

Özbekçe: 

Ва кейин бошқаларни ҳам яқинлаштирдик. (Яъни, Фиръавн ва унинг аскарларини ҳам денгизга яқинлаштирдик.)

Malayca: 

Dan Kami dekatkan golongan yang lain itu ke situ.

Arnavutça: 

dhe Ne – atëherë, aty - i afruam ata të tjerët –

Bulgarca: 

И сторихме там другите да се приближат.

Sırpça: 

и Ми онда тамо оне друге приближисмо,

Çekçe: 

A dali jsme jim postoupit a pak i těm druhým,

Urduca: 

اُسی جگہ ہم دوسرے گروہ کو بھی قریب لے آئے

Tacikçe: 

Ва он гурӯҳи дигарро низ ба дарё расонидем.

Tatarca: 

Вә Фиргаун гаскәрен шул тау кеби сулар арасына якын китердек.

Endonezyaca: 

Dan di sanalah Kami dekatkan golongan yang lain.

Amharca: 

እዚያም ዘንድ ሌሎችን አቀረብን፡፡

Tamilce: 

இன்னும், அங்கு மற்றவர்களை (-ஃபிர்அவ்னின் கூட்டத்தார்களை கடலுக்கு) நாம் நெருக்கமாக்கினோம்.

Korece: 

하나님은 상대편을 접근하 도록 하여 익사케 하고

Vietnamca: 

TA đẩy đám người kia (Pha-ra-ông và quân lính của hắn) đến gần nơi đó.