Arapça:
وَلَوْ شِئْنَا لَبَعَثْنَا فِي كُلِّ قَرْيَةٍ نَّذِيرًا
Çeviriyazı:
velev şi'nâ lebe`aŝnâ fî külli ḳaryetin neẕîrâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
(Habibim!) Şayet dileseydik elbette her köye bir uyarıcı (peygamber) gönderirdik.
Diyanet İşleri:
Dileseydik, her kente bir uyarıcı gönderirdik.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve dileseydik her şehre, bir korkutucu gönderirdik.
Şaban Piriş:
İsteseydik her kasabaya bir uyarıcı gönderirdik.
Edip Yüksel:
Dileseydik her kente bir uyarıcı gönderirdik
Ali Bulaç:
Eğer dilemiş olsaydık, her kasabaya bir uyarıcı gönderirdik.
Suat Yıldırım:
Eğer isteseydik her şehre bir uyarıcı peygamber gönderirdik. [6,19-92; 11,17; 7,158]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve eğer dilemiş olsa idik elbette her karyeye de bir korkutucu gönderirdik.
Yaşar Nuri Öztürk:
Eğer dileseydik, her kente bir uyarıcı gönderirdik.
Bekir Sadak:
De ki: «Ben buna karsi sizden bir ucret degil, ancak, Rabbine dogru bir yol tutmak dileyen kimseler olmanizi istiyorum.»
İbni Kesir:
Dileseydik
Adem Uğur:
(Resûlüm!) Şayet dileseydik, elbet her ülkeye bir uyarıcı (peygamber) gönderirdik.
İskender Ali Mihr:
Eğer dileseydik, elbette bütün kasabalara da nezir (uyarıcı) gönderirdik.
Celal Yıldırım:
İsteseydik her kasabaya (ve köye) bir uyarıcı (peygamber) gönderirdik. (Öyle yapmadık, yalnız seni seçip bütün insanlara göndermeyi uygun bulduk).
Tefhim ul Kuran:
Eğer dilemiş olsaydık, her kasabaya da bir uyarıcı, korkutucu gönderirdik.
Fransızca:
Or, si Nous avions voulu, Nous aurions certes envoyé dans chaque cité un avertisseur.
İspanyolca:
Si hubiéramos querido, habríamos enviado a cada ciudad un monitor.
İtalyanca:
Se avessimo voluto, avremmo suscitato un ammonitore in ogni città.
Almanca:
Und hätten WIR es gewollt, hätten WIR doch zu jeder Ortschaft einen Warner entsandt!
Çince:
假若我意欲,我必在每座城市中派遣一个警告者。
Hollandaca:
Indien het ons zou hebben behaagd, hadden wij een spreker naar iedere stad gezonden.
Rusça:
Если бы Мы пожелали, то послали бы в каждое селение предостерегающего увещевателя.
Somalice:
Haddaan Doonno waxaan ka Bixin Lahayn Magaalo Kasta Dige (Nabi).
Swahilice:
Na tungeli taka tungeli peleka katika kila mji Mwonyaji.
Uygurca:
ئەگەر خالىساق ئەلۋەتتە ھەر شەھەرگە بىر ئاگاھلاندۇرغۇچى (يەنى پەيغەمبەر) ئەۋەتەتتۇق
Japonca:
われがもし望むならば,どの町にも警告者を1人づつ遣わしたであろう。
Arapça (Ürdün):
«ولو شئنا لبعثنا في كل قرية نذيرا» يخوِّف أهلها ولكن بعثناك إلى أهل القرى كلها نذيرا ليعظم أجرك.
Hintçe:
और अगर हम चाहते तो हर बस्ती में ज़रुर एक (अज़ाबे ख़ुदा से) डराने वाला पैग़म्बर भेजते
Tayca:
และหากเราประสงค์ แน่นอนเราก็จะส่งผู้ตักเตือนไปยังทุก ๆ เมือง
İbranice:
אילו רצינו, היינו שולחים מזהיר אל כל עיר
Hırvatça:
Da hoćemo, u svako naselje poslali bismo upozoritelja;
Rumence:
Dacă am fi voit, am fi trimis în fiece cetate un predicator.
Transliteration:
Walaw shina labaAAathna fee kulli qaryatin natheeran
Türkçe:
Eğer dileseydik, her kente bir uyarıcı gönderirdik.
Sahih International:
And if We had willed, We could have sent into every city a warner.
İngilizce:
Had it been Our Will, We could have sent a warner to every centre of population.
Azerbaycanca:
Əgər istəsəydik, hər məmləkətə (insanları əzabımızla) qorxudan bir peyğəmbər göndərərdik. (Lakin səni, Ya Rəsulum, ən böyük şərəfə nail edib bütün bəşəriyyətə peyğəmbər göndərdik).
Süleyman Ateş:
Eğer biz dileseydik, her kente bir uyarıcı gönderirdik.
Diyanet Vakfı:
(Resulüm!) Şayet dileseydik, elbet her ülkeye bir uyarıcı (peygamber) gönderirdik.
Erhan Aktaş:
Eğer dileseydik, elbette her beldeden bir uyarıcı çıkarırdık.
Kral Fahd:
(Rasûlüm!) Şayet dileseydik, elbet her ülkeye bir uyarıcı (peygamber) gönderirdik.(Fakat evrensel uyarıcılık görevini sana verdik, seni bütün insanlığa peygamber olarak gönderdik.)
Hasan Basri Çantay:
Eğer dileseydik muhakkak ki her kasabaya (fenalıkların aakıbetinden) korkutucu birer (peygamber) gönderirdik.
Muhammed Esed:
Eğer dileseydik, (önceki çağlarda olduğu gibi) her topluma (ayrı) bir uyarıcı gönderirdik;
Gültekin Onan:
Eğer dilemış olsaydık her kasabaya bir uyarıcı gönderirdik.
Ali Fikri Yavuz:
Eğer dileseydik, her memleket halkına bir peygamber gönderirdik (ve böylece senin yükünü hafifletirdik).
Portekizce:
E se quiséssemos, teríamos enviado um admoestador a cada cidade.
İsveççe:
Om Vi hade velat skulle Vi ha sänt en varnare till varje stad.
Farsça:
و اگر می خواستیم حتماً در هر شهری [پیامبری] بیم دهنده مبعوث می کردیم [ولی به سبب کمال و جامعیّت، پیامبری را به تو ختم کردیم.]
Kürtçe:
ئەگەر بمان ویستایە بێگومان دەمان نارد لەھەموو شارو شارۆچکەیەکدا ترسێنەرێک
Özbekçe:
Агар хоҳласак, ҳар шаҳарга битта огоҳлантиргувчи юборар эдик.
Malayca:
Dan kalau Kami kehendaki, tentulah Kami utuskan dalam tiap-tiap negeri, seorang Rasul pemberi amaran.
Arnavutça:
Dhe, sikur të donim Ne, do të dërgonim në çdo qytet paralajmërues.
Bulgarca:
И ако желаехме, щяхме да изпратим във всяко селище предупредител.
Sırpça:
Да хоћемо, у сваки град бисмо послали неког да опомиње.
Çekçe:
Kdybychom chtěli, věru bychom byli vyslali varovatele do města každého.
Urduca:
اگر ہم چاہتے تو ایک ایک بستی میں ایک ایک نذیر اٹھا کھڑا کرتے
Tacikçe:
Агар мехостем, ба ҳар деҳае бимдиҳандае мефиристодем.
Tatarca:
Әгәр теләсәк, әлбәттә, һәрбер шәһәргә Аллаһ ґәзабы белән куркытучы пәйгамбәр җибәрер идек.
Endonezyaca:
Dan andaikata Kami menghendaki benar-benarlah Kami utus pada tiap-tiap negeri seorang yang memberi peringatan (rasul).
Amharca:
በሻንም ኖሮ በየከተማይቱ አስፈራሪን በላክን ነበር፡፡
Tamilce:
இன்னும், நாம் நாடியிருந்தால், ஒவ்வொரு ஊரிலும் (தூதர்களில் இருந்து) ஓர் எச்சரிப்பாளரை அனுப்பியிருப்போம். (அதன் மூலம் உமது சுமையை குறைத்து இருப்போம். ஆனால், அப்படி இன்றி உம்மையே உலக மக்கள் எல்லோரையும் எச்சரிக்கின்ற தூதராக ஆக்கியிருக்கிறோம்.)
Korece:
하나님이 원하셨다면 그분은각 고을마다 예언자를 보냈으리라
Vietnamca:
Nếu muốn, TA có thể cử đến với mỗi thị trấn một người Cảnh Báo.
Ayet Linkleri: