Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

29

Sûredeki Ayet No: 

44

Ayet No: 

3384

Sayfa No: 

401

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

خَلَقَ اللَّهُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ بِالْحَقِّ ۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَآيَةً لِّلْمُؤْمِنِينَ

Çeviriyazı: 

ḫaleḳa-llâhü-ssemâvâti vel'arḍa bilḥaḳḳ. inne fî ẕâlike leâyetel lilmü'minîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Allah gökleri ve yeri hak olarak yarattı. Şüphesiz bunda, iman edenler için bir nişane bulunmaktadır.

Diyanet İşleri: 

Allah gökleri ve yeri gerektiği gibi yaratmıştır. Doğrusu bunda inananlara bir ders vardır.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Allah, gökleri ve yeryüzünü gerçek olarak yarattı; şüphe yok ki bunda, inananlara deliller var elbet.

Şaban Piriş: 

Allah, gökleri ve yeri hak /adaletle yarattı. İman edenler için bunda bir ayet/işaret vardır.

Edip Yüksel: 

ALLAH gökleri ve yeri belli bir amaç için yarattı. Bunda inananlar için bir kanıt vardır.

Ali Bulaç: 

Allah gökleri ve yeri hak olarak yarattı. Şüphesiz, bunda iman edenler için bir ayet vardır.

Suat Yıldırım: 

Allah gökleri ve yeri, gayesiz değil, hak ve hikmetle, gerçek bir gaye ile yarattı.Elbette bunda iman edecek kimseler için alınacak dersler vardır. [53,31]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Allah Teâlâ, gökleri ve yeri hakka mukarin olarak yaratmıştır. Şüphe yok ki, bunda mü´minler için bir alâmet vardır.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Allah gökleri de yeri de hak olarak yaratmıştır. Kuşkusuz, bunda, iman sahipleri için mutlak bir mucize vardır.

Bekir Sadak: 

«Ona Rabbinden mucizeler indirilmesi gerekmez miydi?» derler. De ki: «Mucizeler ancak Rabbimin katindadir. Dogrusu ben, sadece apacik bir uyariciyim.»

İbni Kesir: 

Allah

Adem Uğur: 

Allah, gökleri ve yeri hak olarak (yerli yerince) yarattı. Şüphesiz bunda, iman edenler için (Allah´ın varlık ve kudretine) bir nişâne bulunmaktadır.

İskender Ali Mihr: 

Allah, semaları ve arzı hak ile halketti. Muhakkak ki bunda, mü´minler için mutlaka deliller vardır.

Celal Yıldırım: 

Allah, gökleri ve yeri hakk ile (uyumlu, dengeli ve düzenli ölçüde ve plânda) yaratmıştır. Şüphesiz ki bunda inananlar için acık belge ve delil vardır.

Tefhim ul Kuran: 

Allah, gökleri ve yeri hak olarak yarattı. Hiç şüphe yok, bunda iman etmekte olanlar için bir ayet vardır.

Fransızca: 

C'est pour une juste raison qu'Allah a crée les cieux et la terre. Voilà bien là une preuve pour les croyants.

İspanyolca: 

Alá ha creado con un fin los cielos y la tierra. Ciertamente, hay en ello un signo para los creyentes.

İtalyanca: 

Allah ha creato i cieli e la terra secondo verità. Questo è un segno per i credenti.

Almanca: 

ALLAH 2 erschuf die Himmel und die Erde mit der Gesetzmäßigkeit. Gewiß, darin ist doch eine Aya für die Mumin.

Çince: 

真主本真理而创造天地,对于信道的人,此中确有一种迹象。

Hollandaca: 

God heeft de hemelen en de aarde in waarheid geschapen; waarlijk, hierin is een teeken voor de ware geloovigen.

Rusça: 

Аллах создал небеса и землю во истине. Воистину, в этом - знамение для верующих.

Somalice: 

Eebaa u abuuray Samooyinka iyo Dhulka si xaq ah, arrintaasna Calaamaa ugu sugan Mu'miniinta.

Swahilice: 

Mwenyezi Mungu ameumba mbingu na ardhi kwa Haki. Kwa hakika katika hayo ipo Ishara kwa Waumini.

Uygurca: 

اﷲ ئاسمانلارنى ۋە زېمىننى ھەق ياراتتى، ھەقىقەتەن بۇنىڭدا مۆمىنلەر ئۈچۈن (اﷲ نىڭ بىرلىكىنى كۆرسىتىدىغان) دەلىل بار

Japonca: 

アッラーは諸天と大地を真理によって創造なされた。本当にその中には信仰する者への印がある。

Arapça (Ürdün): 

«خلقَ الله السماوات والأرض بالحق» أي محقا «إن في ذلك لآيةً» دالة على قدرته تعالى «للمؤمنين» خصّوا بالذكر لأنهم المنتفعون بها في الإيمان بخلاف الكافرين.

Hintçe: 

ख़ुदा ने सारे आसमान और ज़मीन को बिल्कुल ठीक पैदा किया इसमें शक नहीं कि उसमें ईमानदारों के वास्ते (कुदरते ख़ुदा की) यक़ीनी बड़ी निशानी है

Tayca: 

อัลลอฮ์ทรงสร้างชั้นฟ้าทั้งหลายและแผ่นดินด้วยความจริงที่แน่นอน แท้จริงในการนี้แน่นอนย่อมเป็นสัญญาณแก่บรรดาผู้ศรัทธา

İbranice: 

יצר אלוהים את השמים ואת הארץ בצדק, הן יש בזה אות למאמינים

Hırvatça: 

Allah je nebesa i Zemlju s Istinom stvorio; u tome je, zaista, znak za vjernike.

Rumence: 

Dumnezeu a creat cerurile şi pământul întru Adevăr. Întru aceasta sunt semne pentru credincioşi.

Transliteration: 

Khalaqa Allahu alssamawati waalarda bialhaqqi inna fee thalika laayatan lilmumineena

Türkçe: 

Allah gökleri de yeri de hak olarak yaratmıştır. Kuşkusuz, bunda, iman sahipleri için mutlak bir mucize vardır.

Sahih International: 

Allah created the heavens and the earth in truth. Indeed in that is a sign for the believers.

İngilizce: 

Allah created the heavens and the earth in true (proportions): verily in that is a Sign for those who believe.

Azerbaycanca: 

Allah göyləri və yeri haqq olara (lazımınca) yaratdmışdır. Həqiqətən, bunda (bu yaradılışda) mö’minlər üçün bir ibrət vardır!

Süleyman Ateş: 

Allah, gökleri ve yeri hak ile yarattı. Şüphesiz bunda inananlar için bir ibret vardır.

Diyanet Vakfı: 

Allah, gökleri ve yeri hak olarak (yerli yerince) yarattı. Şüphesiz bunda, iman edenler için (Allah'ın varlık ve kudretine) bir nişane bulunmaktadır.

Erhan Aktaş: 

Allah, gökleri ve yeri hakk ile yarattı. Bunda Îmân Edenler için kesinlikle bir âyet(1) vardır.

Kral Fahd: 

Allah, gökleri ve yeri hak olarak (yerli yerince) yarattı. Şüphesiz bunda, iman edenler için (Allah'ın varlık ve kudretine) bir nişâne bulunmaktadır.

Hasan Basri Çantay: 

Allah gökleri ve yeri hak olarak yaratdı. Şübhe yok ki bunda îman edenler için (Onun kemâl-i kudretine) mutlak bir delâlet vardır.

Muhammed Esed: 

(ve kesin olan şu ki:) Allah gökleri ve yeri (deruni) bir hakikat üzere yarattı; unutmayın ki bu (yaratılışta) (O´na) inananların tümü için alınacak dersler vardır.

Gültekin Onan: 

Tanrı gökleri ve yeri hak olarak yarattı. Şüphesiz, bunda inançlılar için bir ayet vardır.

Ali Fikri Yavuz: 

Allah, gökleri ve yeri (boşuna değil), hakkı göstermek için yarattı. Muhakkak bu misallerde müminler için bir ibret var.

Portekizce: 

Deus criou os céus e a terra com prudência; certamente, nisto há um sinal para os fiéis.

İsveççe: 

[de som vet] att Gud har skapat himlarna och jorden i enlighet med en plan och ett syfte. I detta ligger helt visst ett budskap till dem som tror.

Farsça: 

خدا آسمان ها و زمین را به حق آفرید؛ یقیناً در این [آفرینش] نشانه ای [بر توحید، ربوبیت و قدرت خدا] برای مؤمنان است.

Kürtçe: 

خوا ئاسمانەکان و زەوی بەھەق و ڕاستی دروستکردووە بەڕاستی لەوەدا بەڵگە ھەیە بۆ بڕواداران

Özbekçe: 

Аллоҳ осмонлар ва ерни ҳақ ила яратгандир. Албатта, бунда мўминлар учун оят-белги бордир.

Malayca: 

Allah mencipta langit dan bumi dengan cara yang layak dan berhikmat; sesungguhnya yang demikian itu mengandungi satu tanda (yang membuktikan kebijaksanaan Allah) bagi orang-orang yang beriman.

Arnavutça: 

Perëndia ka krijuar qiejt dhe Tokën me qëllim të plotë; në këtë, me të vërtetë, ka argument për besimtarët!

Bulgarca: 

Аллах сътвори небесата и земята с мъдрост. В това има знамение за вярващите.

Sırpça: 

Бог је небеса и Земљу с разлогом створио; то је, заиста, поука онима који верују.

Çekçe: 

Bůh stvořil nebesa i zemi jako skutečnost vážnou a věru je v tom znamení pro věřící.

Urduca: 

اللہ نے آسمانوں اور زمین کو برحق پیدا کیا ہے، در حقیقت اِس میں ایک نشانی ہے اہلِ ایمان کے لیے

Tacikçe: 

Худо осмонҳову заминро ба ростӣ биёфарид ва дар ин ибратест барои мӯъминон!

Tatarca: 

Аллаһ җирне вә күкләрне хаклык белән төзеде, Аллаһуның бу эшләреңдә Аны тану өчен мөэминнәргә дәлилләр бар.

Endonezyaca: 

Allah menciptakan langit dan bumi dengan hak. Sesungguhnya pada yang demikian itu terdapat tanda-tanda kekuasaan Allah bagi orang-orang mukmin.

Amharca: 

«አላህ ሰማያትንና ምድርን እውነተኛ ሆኖ ፈጠረ፡፡» በዚህ ውስጥ ለምእምናን ተዓምር አለበት፡፡

Tamilce: 

அல்லாஹ், வானங்களையும் பூமியையும் உண்மையான காரணத்திற்காகவே படைத்திருக்கிறான். நம்பிக்கையாளர்களுக்கு நிச்சயமாக இதில் ஓர் அத்தாட்சி இருக்கிறது.

Korece: 

하나님은 천지를 진리로써 창조하셨나니 이 안에는 믿는 자 들을 위한 예증이 있노라

Vietnamca: 

Allah đã tạo hóa các tầng trời và trái đất là vì chân lý. Quả thật, trong (sự tạo hóa) đó là một minh chứng (rõ ràng về Allah) cho những ai có đức tin.