Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

25

Sûredeki Ayet No: 

36

Ayet No: 

2891

Sayfa No: 

363

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

فَقُلْنَا اذْهَبَا إِلَى الْقَوْمِ الَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا فَدَمَّرْنَاهُمْ تَدْمِيرًا

Çeviriyazı: 

feḳulne-ẕhebâ ile-lḳavmi-lleẕîne keẕẕebû biâyâtinâ. fedemmernâhüm tedmîrâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Haydi âyetlerimizi yalan sayan o kavme gidin dedik. Sonunda (yola gelmediklerinden) onları yerle bir ettik.

Diyanet İşleri: 

Ayetlerimizi yalanlayan millete gidin dedik. Sonunda o milleti yerle bir ettik.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Derken delillerimizi yalanlayan topluluğa gidin dedik, sonucu, onları tamamıyla helak ettik.

Şaban Piriş: 

Onlara: Ayetlerimizi yalanlayan kavme gidin, demiştik; sonra da o kavmi yerle bir etmiştik.

Edip Yüksel: 

"Siz ikiniz, ayetlerimizi yalanlayan şu topluma gidin," dedik. Bunun ardından onları yakıp yok ettik.

Ali Bulaç: 

Böylece onlara: "Ayetlerimizi yalanlayan kavme gidin" dedik; sonunda onları (Firavun ve çevresini) kökünden darmadağın ettik.

Suat Yıldırım: 

“Haydi âyetlerimizi yalan sayan o halka gidiniz!” dedik. Sonunda o toplumu yerle bir ettik.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

O vakit dedik ki: «Bizim âyetlerimizi tekzîp etmiş olan kavme gidin.» Sonra o kavmi tam bir helâk ile helâk ediverdik.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Ardından şöyle dedik: "Ayetlerimizi yalanlayan topluluğa gidin." Biraz sonra da o topluluğu yerle bir ettik.

Bekir Sadak: 

Tanrilarimiz uzerinde direnmeseydik, dogrusu neredeyse bizi onlardan uzaklastiracakti» derler. Azabi gordukleri zaman, kimin yolunun sapik oldugunu bileceklerdir.

İbni Kesir: 

Ayetlerimizi yalanlayan kavme gidin, dedik. Neticede o kavmi yerle bir ettik.

Adem Uğur: 

Ayetlerimizi yalan sayan kavme gidin dedik. Sonunda, (yola gelmediklerinden) onları yerle bir ediverdik.

İskender Ali Mihr: 

Bundan sonra “Âyetlerimizi yalanlayan kavme gidin!” dedik. Sonra da onları helâk ederek, yok ettik.

Celal Yıldırım: 

Onlara, âyetlerimizi yalanlayan millete gidin, dedik. (O millet buna rağmen yalanlama ve inkârdan vazgeçmeyince) çok geçmeden onları fena halde yok ettik.

Tefhim ul Kuran: 

Böylece onlara: «Ayetlerimizi yalanlayan kavme gidin» dedik

Fransızca: 

Puis Nous avons dit : "Allez tous deux vers les gens qui ont traité de mensonge Nos preuves". Nous les avons ensuite détruits complètement.

İspanyolca: 

Y dijimos: «¡Id al pueblo que ha desmentido Nuestros signos!» Y los aniquilamos.

İtalyanca: 

Dicemmo: «Andate presso il popolo che tacciò di menzogna i segni Nostri». E lo colpimmo poi di distruzione totale.

Almanca: 

Dann sagten WIR : "Geht beide zu den Leuten, die Unsere Ayat ableugneten." Dann vernichteten WIR sie in kompletter Vernichtung.

Çince: 

我说:你俩去教化那些否认我的迹象的民众。我终于毁灭了他们。

Hollandaca: 

En wij zeiden tot hen: Gaat tot het volk dat onze teekenen van valschheid beschuldigt. En wij verdelgen hem met eene volslagen vernietiging.

Rusça: 

Мы повелели: "Ступайте вдвоем к народу, который счел ложью Наши знамения". А потом Мы уничтожили его до основания.

Somalice: 

Waxaana Nidhi Aada Qoomkii beeniyey Aayaadkanaga Waana baabi'inay (Halaagnay) baabi'in, (Halaagnay).

Swahilice: 

Tukawaambia: Nendeni kwa watu walio kanusha Ishara zetu. Basi tukawateketeza kabisa.

Uygurca: 

ئۇلارغا: «بىزنىڭ ئايەتلىرىمىزنى ئىنكار قىلغان قەۋمگە بېرىڭلار» دېدۇق، (ئۇ قەۋم كۇفرىدا چىڭ تۇرغانلىقتىن) ئۇلارنى دەھشەتلىك تۈردە ھالاك قىلدۇق

Japonca: 

われはその時(命じて)言った。「あなたがた両人は,わが印を拒否する民の許に行け。」それでわれは,かれらを徹底的に懲しめて壊滅した。

Arapça (Ürdün): 

«فقلنا اذهبا إلى القوم الذين كذبوا بآياتنا» أي القبط فرعون وقومه فذهبا إليهم بالرسالة فكذبوهما «فدمرناهم تدميرا» أهلكناهم إهلاكا.

Hintçe: 

तो हमने कहा तुम दोनों उन लोगों के पास जा जो हमारी (कुदरत की) निशानियों को झुठलाते हैं जाओ (और समझाओ जब न माने) तो हमने उन्हें खूब बरबाद कर डाला

Tayca: 

แล้วเราได้กล่าวว่า “เจ้าทั้งสองจงออกไปยังหมู่ชนที่ปฏิเสธ ไม่เชื่อโองการทั้งหลายของเรา” และเราได้ทำลายพวกเขาอย่างพินาศย่อยยับ

İbranice: 

ואמרנו: 'לכו שניכם אל העם אשר התכחשו לאותותינו,' אז הכחדנו אותם לחלוטין

Hırvatça: 

pa rekli: "Otiđite vas dvojica narodu koji znakove Naše poriče", i poslije smo taj narod potpuno uništili.

Rumence: 

Apoi Noi le-am spus: “Mergeţi amândoi la poporul care a socotit semnele Noastre minciuni.” Şi Noi l-am stârpit apoi întru totul.

Transliteration: 

Faqulna ithhaba ila alqawmi allatheena kaththaboo biayatina fadammarnahum tadmeeran

Türkçe: 

Ardından şöyle dedik: "Ayetlerimizi yalanlayan topluluğa gidin." Biraz sonra da o topluluğu yerle bir ettik.

Sahih International: 

And We said, "Go both of you to the people who have denied Our signs." Then We destroyed them with [complete] destruction.

İngilizce: 

And We command: "Go ye both, to the people who have rejected our Signs:" And those (people) We destroyed with utter destruction.

Azerbaycanca: 

Və (onlara) dedik: “Ayələrimizi yalan hesab etmiş bir tayfanın (Fir’on əhlinin) yanına gedin!” Sonra Biz onları (suda batırmaqla) büsbütün məhv etdik.

Süleyman Ateş: 

Ayetlerimizi yalanlayan kavme gidin, dedik. (Onlara gittiler. Onlar, kendilerine gelen bu elçilerimizi kabul etmeyince biz) de onları yıkıp yok ettik.

Diyanet Vakfı: 

"Ayetlerimizi yalan sayan kavme gidin" dedik. Sonunda, (yola gelmediklerinden) onları yerle bir ediverdik.

Erhan Aktaş: 

Sonra da “Âyetlerimizi yalanlayan o halka gidin.” dedik. Sonunda da onları helâk ederek yok ettik.

Kral Fahd: 

«Âyetlerimizi yalan sayan kavme gidin» dedik. Sonunda, (yola gelmediklerinden) onları yerle bir ediverdik.

Hasan Basri Çantay: 

«(Haydi) âyetlerimizi yalan sayan o kavme gidin» dedik, neticede onları tam bir helak ile imhaa etdik (edeceğiz).

Muhammed Esed: 

ve onlara: "Siz ikiniz mesajlarımızı yalanlayan (şu toplumu uyarmay)a gidin!" dedik. Ama sonunda, o (günahkar toplumun) insanlarını kırıp geçirdik.

Gültekin Onan: 

Böylece onlara: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

“-Haydi âyetlerimizi yalanlıyan o kavme (Firavun’a ve kavmine) gidin.” dedik, (onlarda gittiler, tebliğ ettiler

Portekizce: 

E lhe dissemos: Ide ao povo que desmentiu os Nossos Sinais. E os destruímos completamente.

İsveççe: 

och Vi sade [till dem]: "Gå till dem som har påstått att Våra budskap är lögn" - och så förintade Vi dem till sista man.

Farsça: 

پس گفتیم: هر دو به سوی گروهی که آیات ما را تکذیب کردند، بروید. [آن گروه در برابر حق لجاجت و تکبّر ورزیدند] در نتیجه آنان را به شدت درهم کوبیده و هلاک کردیم.

Kürtçe: 

ئەمجا ووتمان ھەردووکتان بڕۆن بۆ سەر ئەو گەلەی کەباوەڕیان بەئایەتەکانی ئێمە نیە و بە درۆی دەزانن ئەوسا لەناومان بردن بە لەناوبردنێکی زۆر خراپ

Özbekçe: 

Бас: «Иккингиз бизнинг оятларимизни ёлғонга чиқарган қавмга боринг», дедик. Сўнг уларни ер билан яксон қилдик.

Malayca: 

Lalu Kami perintahkan: "Pergilah kamu berdua kepada kaum yang mendustakan ayat- ayat keterangan Kami"; maka (kesudahannya) Kami binasakan kaum itu sehancur- hancurnya.

Arnavutça: 

E Ne, u thamë atyre: “Shkoni (ju dy) te populli, i cili i ka përgënjeshtruar argumentet Tona, e pastaj, e kemi shkatërruar atë popull krejtësisht.

Bulgarca: 

И рекохме: “Отидете двамата при народа, който взе за лъжа Нашите знамения!” И го унищожихме напълно.

Sırpça: 

Па смо казали: „Идите вас двоје народу који пориче Наше доказе“, и после смо тај народ потпуно уништили.

Çekçe: 

a řekli jsme: 'Odeberte se oba k lidu, jenž znamení Naše za lživá pokládá!' A vyhubili jsme je do samých základů!

Urduca: 

اور اُن سے کہا کہ جاؤ اُس قوم کی طرف جس نے ہماری آیات کو جھٹلا دیا ہے آخر کار اُن لوگوں کو ہم نے تباہ کر کے رکھ دیا

Tacikçe: 

Ва гуфтем: «Назди мардуме, ки оёти Моро дурӯғ баровардаанд, биравед». Ва он қавмро ба сахтӣ ҳалок кардем.

Tatarca: 

Безнең аятьләребезне ялганга тотучы кавемгә барыгыз, аларны хак дингә өндәгез! Муса белән Һарунны да ялганга тоткач, Без ул кавемне һәлак иттек.

Endonezyaca: 

Kemudian Kami berfirman kepada keduanya: "Pergilah kamu berdua kepada kaum yang mendustakan ayat-ayat Kami". Maka Kami membinasakan mereka sehancur-hancurnya.

Amharca: 

«ወደእነዚያም በተዓምራቶቻችን ወደ አስተባበሉት ሕዝቦች ኺዱ» አልናቸው፡፡ (አስዋሿቸውም) ማጥፋትንም አጠፋናቸው፡፡

Tamilce: 

ஆக, நாம் கூறினோம்: “நீங்கள் இருவரும் நமது அத்தாட்சிகளை பொய்ப்பித்த மக்களிடம் செல்லுங்கள்.” (அம்மக்கள் அவ்விருவரையும் நிராகரித்து விட்டனர்.) ஆகவே, நாம் அவர்களை முற்றிலும் தரை மட்டமாக அழித்து விட்டோம்.

Korece: 

하나님은 그들에게 우리의 말씀을 부정한 백성에게로 가라일렀으며 우리는 그들을 멸망시켰노라

Vietnamca: 

TA đã phán bảo (cả hai): “Hai ngươi hãy ra đi gặp đám người đã phủ nhận những Phép Lạ của TA.” (Nhưng đám người đó đã phủ nhận hai người họ) nên TA đã tiêu diệt tất cả bọn chúng.