Arapça:
لَّهُمْ فِيهَا مَا يَشَاءُونَ خَالِدِينَ ۚ كَانَ عَلَىٰ رَبِّكَ وَعْدًا مَّسْئُولًا
Çeviriyazı:
lehüm fîhâ mâ yeşâûne ḫâlidîn. kâne `alâ rabbike va`dem mes'ûlâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onlar için orada ne isterlerse var, hem orada ebedî kalacaklar. Çünkü bu Rabbinden yerine getirilmesi istenen bir vaaddir.
Diyanet İşleri:
Temelli kalacakları cennette diledikleri şeyleri bulurlar. Bu, Rabbinin yerine getirilmesi istenen bir vaadidir.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Diledikleri gibi ebedilik, onlarındır orada; bu, yerine getirilmesi istenen ve getirilecek olan bir vaadidir Rabbinin.
Şaban Piriş:
Onlar için orada ebedi kalmak üzere diledikleri her şey vardır. Bu, Rabbinin üzerine aldığı ve (müminlerce) talep edilen bir vaadtir.
Edip Yüksel:
Onlar orada ebedi olarak dilediklerini elde ederler. Bu, Rabbin'in mutlak surette gerçekleşecek sözüdür.
Ali Bulaç:
İçinde ebedi kalıcılar olarak, orada her istedikleri onlarındır; bu, Rabbinin üzerine aldığı, istenen bir vaaddir.
Suat Yıldırım:
Orada arzu ettikleri her şey bulunacak, hem ebedî olarak kalacaklardır.Bu, Rabbinin üzerine aldığı ve müminlerce hep istenen bir vâdidir.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Onlar için orada ebedî kalacaklar oldukları halde diledikleri her şey vardır. Bu, Rabbinin deruhte buyurmuş olduğu matlup bir vaad olmuştur.
Yaşar Nuri Öztürk:
Onlar için orada, diledikleri herşey sürekli vardır. Bu, Rabbin üzerinde sorumluluğu üstlenilen bir vaattir.
Bekir Sadak:
Melekleri gordukleri gun, iste o gun, suclulara iyi haber yoktur. Melekler: «Iyi haber size yasaktir, yasak!» derler.
İbni Kesir:
Onlar için orada diledikleri her şey var. Ve temelli kalırlar. Bu, Rabbının yerine getirilmesi istenen bir vaadidir.
Adem Uğur:
Onlar için orada ebedî kalmak üzere diledikleri her şey vardır. İşte bu, Rabbinin üzerine (aldığı ve yerine getirilmesi) istenen bir vaaddir.
İskender Ali Mihr:
Orada onlar için, diledikleri herşey ebedî olarak vardır. (Bu), Rabbinin üzerine olan (yüklendiği, aldığı) ve ondan istenen bir vaaddir.
Celal Yıldırım:
Devamlı kalıcı oldukları halde, orada kendileri için diledikleri şeyler vardır. Bu da Rabbın üzerine istenilmeye lâyık, verilmiş bir sözdür.»
Tefhim ul Kuran:
«İçinde ebedi kalıcılar olarak, orada her istedikleri onlarındır
Fransızca:
Ils auront là tout ce qu'ils désireront et une demeure éternelle. C'est une promesse incombant à ton Seigneur.
İspanyolca:
Inmortales, tendrán cuanto deseen. Es una promesa que obliga a tu Señor.
İtalyanca:
Avranno colà tutto ciò che desidereranno e perpetua dimora». Promessa che il tuo Signore manterrà.
Almanca:
Darin haben sie, was sie begehren, als Ewige. Dies war von deinem HERRN ein Versprechen, um das (von den Mumin) gebeten wurde.
Çince:
他们在乐园中得享受自己所意欲的(幸福)。他们将永居其中,这是可以向你的主要求实践的诺言。
Hollandaca:
Daarin zullen zij alles hebben wat hun behaagt, terwijl zij daarin eeuwig zullen verblijven. Dit is eene belofte, welke zij uit de handen van hunnen heer kunnen vorderen.
Rusça:
Там они получат все, что пожелают, и останутся навечно. Твой Господь взял на себя это испрошенное обещание.
Somalice:
Waxayna ka Helayaan Dhexdeeda waxay Doonaan wayna ku Waari, Arrintaasuna waa Yabooh Isaaray Eebaha oo Sugan.
Swahilice:
Watayapata humo wayatakayo daima dawamu. Hii ni ahadi juu ya Mola wako Mlezi, inayo ombwa.
Uygurca:
ئۇلار جەننەتتە خالىغان نېمەتلەردىن بەھرىمەن بولىدۇ، جەننەتتە مەڭگۈ قالىدۇ، بۇ پەرۋەردىگارىڭدىن ئىشقا ئاشۇرۇش تىلىنىدىغان ۋەدىدۇر
Japonca:
そこには,その望む凡てのものがある。永遠の住みかなのである。これはあなたがたが念願する,主からの約束である。」
Arapça (Ürdün):
«لهم فيها ما يشاءُون خالدين» حال لازمة «كان» وعدهم ما ذكر «على ربك وعدا مسؤولا» يسأله من وعد به (ربنا وآتنا ما وعدتنا على رسلك) أو تسأله لهم الملائكة (ربنا وأدخلهم جنات عدن التي وعدتهم).
Hintçe:
जिस चीज़ की ख्वाहिश करेंगें उनके लिए वहाँ मौजूद होगी (और) वह हमेशा (उसी हाल में) रहेंगें ये तुम्हारे परवरदिगार पर एक लाज़िमी और माँगा हुआ वायदा है
Tayca:
“สำหรับพวกเขาในสวนสวรรค์นั้น จะได้รับสิ่งที่พวกเขาประสงค์ โดยพำนักอยู่ตลอดกาล มันเป็นสัญญาที่ถูกวอนขอต่อพระเจ้าของเจ้า”
İbranice:
להם יהיה שם כל אשר ירצו לנצח. זו הבטחה שאחראי לה ריבונך
Hırvatça:
U njemu će sve što zažele imati, vječno će u tome biti; to je Gospodaru tvome obećanje obavezno.
Rumence:
Ei vor avea ceea ce îşi doresc acolo, unde vor veşnici. Aceasta este o făgăduială de la Dumnezeu pe care El o va ţine.
Transliteration:
Lahum feeha ma yashaoona khalideena kana AAala rabbika waAAdan masoolan
Türkçe:
Onlar için orada, diledikleri herşey sürekli vardır. Bu, Rabbin üzerinde sorumluluğu üstlenilen bir vaattir.
Sahih International:
For them therein is whatever they wish, [while] abiding eternally. It is ever upon your Lord a promise [worthy to be] requested.
İngilizce:
For them there will be therein all that they wish for: they will dwell (there) for aye: A promise to be prayed for from thy Lord.
Azerbaycanca:
Onlar üçün orada istədikləri hər şey vardır. Onlar orada əbədi qalacaqlar. Bu, (bəndələr tərəfindən) sənin Rəbbindən (yerinə yetirilməsi) istənilən bir və’ddir. (Bəndələr öz yaxşı əməlləri müqabilində Allahın onlara Cənnət qismət etməsini diləmiş, Allah da onlara bu barədə verdiyi və’di yerinə yetirmişdir).
Süleyman Ateş:
Orada istediklerini bulurlar ve sürekli kalırlar. Bu, Rabbinin, istenen, arzu edilen bir va'didir.
Diyanet Vakfı:
Onlar için orada ebedi kalmak üzere diledikleri her şey vardır. İşte bu, Rabbinin üzerine (aldığı ve yerine getirilmesi) istenen bir vaaddir.
Erhan Aktaş:
Onlar için orada diledikleri her şey süresiz olarak vardır. Bu Rabb’inin yerine getirmeyi üstlendiği bir sözdür.
Kral Fahd:
Onlar için orada ebedî kalmak üzere diledikleri her şey vardır. İşte bu, Rabbinin üzerine (aldığı ve yerine getirilmesi) istenen bir vaaddir.
Hasan Basri Çantay:
Orada ne dilerlerse, kendileri de muhalled olarak, onların. Bu, Rabbinin üzerinde (incâzı) istenen (beklenen) bir va´ddir.
Muhammed Esed:
O cennet ki, orada istedikleri her şeye ulaşırlar ve orada sonsuza kadar yaşayıp giderler; bu, Rabbinin (insan için her zaman) istenmeye değer bir vaadidir".
Gültekin Onan:
"
Ali Fikri Yavuz:
Orada, onlar için, ne isterlerse var, hem ebedî olarak kalacaklar orada. Bu, Rabbinin üzerine, yerine getirilmesi istenen gerçekleşmiş bir vaaddir.
Portekizce:
De onde obterão tudo quanto anelarem, e em que morarão eternamente, porque é uma promessa inexorável do teuSenhor?
İsveççe:
Där skall alla deras önskningar uppfyllas [och där] förblir de till evig tid; Gud [själv] borgar för infriandet av detta löfte."
Farsça:
در آنجا هر چه بخواهند در حالی که جاودانه اند برای آنان فراهم است، این بر عهده پروردگارت وعده ای است درخواست شده [و مورد انتظار اهل ایمان از خدای بخشنده و کریم.]
Kürtçe:
لەو (بەھەشتە)دا ھەرچیان بوێ ھەیە بەھەمیشەیی و بێ بڕانەوە ئەوە بەڵێنێکە لەلایەن پەروەردگارتەوە ئەو لێی بەرپرسیارە
Özbekçe:
Уларга у ерда хоҳлаган нарсалари бор, абадий ҳолда қолурлар. Бу Роббинг зиммасидаги масъулиятли ваъдадир. (Жаннатда тақводор мўминларга истаган нарсалари бор. Жаннатда нималар борлигини санаб адоғига етиб бўлмайди. Шунинг учун осонгина, истаган нарсалари бор, деб қўйилди.)
Malayca:
Mereka beroleh di dalam Syurga itu apa yang mereka kehendaki, mereka pula kekal di dalamnya. Balasan yang demikian adalah satu janji yang dijamin oleh Tuhanmu, lagi yang dipohonkan dan dituntut (dalam doa masing-masing).
Arnavutça:
Për ta ka në të, ç’të duan, duke qëndruar në të përherë. Ky është premtimi i Zotit tuaj, i kërkuar (prej jush)”.
Bulgarca:
Там ще пребивават вечно и ще имат, каквото пожелаят. Това е обещание, измолено от твоя Господ.
Sırpça:
У њему ће заувек све што зажеле да имају – то је обећање Господара твог – они ће да имају право то да траже од Њега.”
Çekçe:
A tam, nesmrtelní, budou mít vše, co si jen přát budou a to slib je vyprošený na Pánu tvém.
Urduca:
جس میں اُن کی ہر خواہش پوری ہو گی، جس میں وہ ہمیشہ ہمیشہ رہیں گے، جس کا عطا کرنا تمہارے پروردگار کے ذمے ایک واجب الادا وعدہ ہے
Tacikçe:
То абад ҳар чӣ бихоҳанд, дар он ҷо ҳаст. Ваъдаест, ки анҷом додани он аз Парвардигорат хоста шудааст.
Tatarca:
Аларга анда ни теләсәләр шул булыр мәңге калганнары хәлдә, ул җәннәт Раббыңның фазълы вә рәхмәте белән мөэминнәргә вәгъдә ителде, ул вәгъдәдән соралмыш булды, ягъни фәрештәләр: "Ий Раббыбыз мөэминнәрне үзең вәгъдә иткән "Гаден" җәннәтенә керт", – диләр.
Endonezyaca:
Bagi mereka di dalam surga itu apa yang mereka kehendaki, sedang mereka kekal (di dalamnya). (Hal itu) adalah janji dari Tuhanmu yang patut dimohonkan (kepada-Nya).
Amharca:
ለእነሱ በውስጧ ዘውታሪዎች ኾነው የሚፈልጉት ሁሉ አልላቸው፡፡ (ይህም) ተስፋ ከጌታህ ተለማኝ ተስፋ ነው፡፡
Tamilce:
அவர்கள் நாடுவதெல்லாம் அவர்களுக்கு அதில் கிடைக்கும், (அவர்கள் அதில்) நிரந்தரமாக இருப்பார்கள். இது, உமது இறைவன் மீது (அவனது நல்லடியார்களால்) வேண்டப்பட்ட வாக்காக இருக்கிறது.
Korece:
그들은 그 안에서 그들이 원하는 대로 영생하리니 그것이 그 대 주님께 구원했던 약속이라
Vietnamca:
Họ sẽ sống trong đó mãi mãi và họ sẽ có được bất cứ thứ gì họ muốn. Đó là lời hứa mà Thượng Đế của Ngươi (hỡi Thiên Sứ Muhammad) bắt buộc phải thực hiện.
Ayet Linkleri: