Arapça:
قُلْ أَذَٰلِكَ خَيْرٌ أَمْ جَنَّةُ الْخُلْدِ الَّتِي وُعِدَ الْمُتَّقُونَ ۚ كَانَتْ لَهُمْ جَزَاءً وَمَصِيرًا
Çeviriyazı:
ḳul eẕâlike ḫayrun em cennetü-lḫuldi-lletî vu`ide-lmütteḳûn. kânet lehüm cezâev vemeṣîrâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
De ki: Bu mu daha iyi, yoksa takva sahiplerine vaad olunan ebedilik cenneti mi? Çünkü orası, onlar için bir mükafattır ve bir varış yeridir.
Diyanet İşleri:
De ki: "Bu mu iyidir, yoksa Allah'a karşı gelmekten sakınanlara mükafat ve gidilecek yer olarak söz verilen ebedi cennet mi daha iyidir?"
Abdulbakî Gölpınarlı:
De ki: Bu mu daha hayırlıdır, yoksa çekinenlere vaadedilen ebedilik cenneti mi? Bu, onlara bir mükafattır ve dönüp varacakları yer.
Şaban Piriş:
Bu mu hayırlı, yoksa takva sahiplerine söz verilen ebedi Cennet mi? de! Orası onlar için bir ödül ve dönüş yeridir.
Edip Yüksel:
De ki, "Bu mu, yoksa erdemlilere bir karşılık ve dönüş yeri olarak söz verilmiş ebedi cennet mi daha iyi?"
Ali Bulaç:
De ki: "Bu mu daha hayırlı, yoksa takva sahiplerine va'dedilen ebedi cennet mi? Ki onlar için bir mükafat ve son duraktır."
Suat Yıldırım:
De ki: “Bu mu iyi, yoksa takvâ ehline vâd olunan ebedî cennet mi?”Orası onlar için bir mükâfat ve pek güzel bir âkıbettir. [15,48; 38,53; 41,28]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Dedi ki: «Ya bu mu daha hayırlıdır, yoksa muttakîler için vaadedilmiş olan Huld cenneti mi ki, onlar için bir mükâfaat ve bir varılacak yer olmuştur.»
Yaşar Nuri Öztürk:
De ki: "Bu mu daha iyi, yoksa korunanlara vaat edilen o sürekli cennet mi? O cennet de bu korunanların ödülü ve dönüş yeridir."
Bekir Sadak:
Bizimle karsilasmayi ummayanlar: «Bize ya melekler indirilmeli, ya da Rabbimiz´i gormeliyiz» derler. And olsun ki kendi kendilerine buyuklenmisler, azginlikta pek ileri gitmislerdir.
İbni Kesir:
De ki: Bu mu daha hayırlıdır, yoksa müttakilere vaad olunan ebedi cennet mi? Ki bu, onlar için bir mükafat ve son duraktır.
Adem Uğur:
De ki: Bu mu daha iyi, yoksa takvâ sahiplerine vâdedilen ebedilik cenneti mi? Orası, onlar için bir mükâfat ve (huzura kavuşacakları) bir varış yeridir.
İskender Ali Mihr:
De ki: “Bu mu daha hayırlıdır, yoksa muttakilere (takva sahiplerine) vaadedilen, onlar için bir ceza (mükâfat) ve dönüş yeri olan ebedî cennet mi?”
Celal Yıldırım:
De ki: «Bu mu hayırlıdır, yoksa muttakilere (Allah´tan korkup küfürden, azgınlıktan, haramdan sakınanlara) va´dedilen sonsuz Cennet mi daha hayırlıdır ? Onlar için bir mükâfat, sonunda varacakları (mutlu) bir yer bulunuyordun
Tefhim ul Kuran:
De ki: «Bu mu daha hayırlı, yoksa takva sahiplerine va´dedilen ebedi cennet mi? Ki onlar için bir mükâfat ve son duraktır.»
Fransızca:
Dis : "Est-ce mieux ceci ? ou bien le Paradis éternel qui a été promis aux pieux, comme récompense et destination dernière ?
İspanyolca:
Di: «¿Vale más esto que el Jardín de inmortalidad que se ha prometido a los temerosos de Alá como retribución y fin último?»
İtalyanca:
Di': «E' forse meglio questa [Fiamma] o il Giardino perpetuo che è stato promesso ai timorati come premio e ultima destinazione?
Almanca:
2 Sag: "Ist dies besser oder die Dschanna der Ewigkeit, die den Muttaqi versprochen wurde?!" Sie ist für sie die Belohnung und das Werden.
Çince:
你说:这是更好的呢?还是应许敬畏者永居其中的乐园更好呢?它是他们所有的报酬和归宿,
Hollandaca:
Zeg: Is dit beter, of een tuin van eeuwigen duur, die den vrome is beloofd? Deze zal hun als een belooning en een verblijf worden gegeven.
Rusça:
Скажи: "Это лучше или же Сад вечности, который обещан богобоязненным и будет им воздаянием и местом прибытия?"
Somalice:
Waxaad Dhahdaa Ma Taasaa Khayrroon mise Jannada Waaridda ee ah Middii loo Yaboohay kuwa Dhawrsada, waxayna u Ahaatay Kuwaas (Dhawrsada) Abaal Marin iyo Noqosho.
Swahilice:
Sema: Je! Haya ni bora au Pepo ya milele, ambayo wameahidiwa wachamngu, iwe kwao malipo na marejeo?
Uygurca:
ئۇلارغا ئېيتقىنكى، «شۇ (دوزاخ) ياخشىمۇ يا تەقۋادارلارغا ۋەدە قىلىنغان، (كىرگەن كىشى) مەڭگۈ قالىدىغان جەننەتتە ياخشىمۇ؟» جەننەت تەقۋادارلارغا بېرىلگەن مۇكاپاتتۇر ۋە ئۇلارنىڭ ئاخىرى بارىدىغان جايىدۇر
Japonca:
言ってやるがいい。「この(火獄)が良いか,それとも主を畏れる者に約束される永遠の楽園か。これが,かれらへの報奨であり行き着くところである。
Arapça (Ürdün):
«قل أذلك» المذكور من الوعيد وصفة النار «خير أم جنة الخلد التي وعد» ها «المتقون كانت لهم» في علمه تعالى «جزاءً» ثوابا «ومصيرا» مرجعا.
Hintçe:
(ऐ रसूल) तुम पूछो तो कि जहन्नुम बेहतर है या हमेशा रहने का बाग़ (बेहश्त) जिसका परहेज़गारों से वायदा किया गया है कि वह उन (के आमाल) का सिला होगा और आख़िरी ठिकाना
Tayca:
จงกล่าวเถิดมุฮัมมัด “สิ่งนั้น ดีกว่าหรือว่าสวนสวรรค์ชั่วนิรันดร์ ที่บรรดาผู้ยำเกรงถูกสัญญาไว้ว่า สำหรับพวกเขาจะได้รับการตอบแทนและทางกลับที่ดี
İbranice:
אמור להם: 'האם זה טוב יותר או גן הנצח אשר הובטח ליראים? הוא יהיה להם הגמול והגורל
Hırvatça:
Reci: "Da li je bolje to ili vječni Džennet, koji je obećan bogobojaznima? On će im nagrada i prebivalište biti."
Rumence:
Spune: “Aceasta este mai bun, ori Grădina veşniciei ce le-a fost făgăduită celor temători ca răsplată lor şi devenire?”
Transliteration:
Qul athalika khayrun am jannatu alkhuldi allatee wuAAida almuttaqoona kanat lahum jazaan wamaseeran
Türkçe:
De ki: "Bu mu daha iyi, yoksa korunanlara vaat edilen o sürekli cennet mi? O cennet de bu korunanların ödülü ve dönüş yeridir."
Sahih International:
Say, "Is that better or the Garden of Eternity which is promised to the righteous? It will be for them a reward and destination.
İngilizce:
Say: "Is that best, or the eternal garden, promised to the righteous? for them, that is a reward as well as a goal (of attainment).
Azerbaycanca:
(Ya Rəsulum!) Onlara de: “Bu (cəhənnəm odu) yaxşıdır, yoxsa Allahdan qorxub pis əməllərdən çəkinənlərə bir mükafat və sığınacaq olaraq və’d edilən Xüld cənnəti?”
Süleyman Ateş:
De ki: "Bu mu iyi, yoksa korunanlara va'dedilen ebedi cennet mi? O da onların mükafat ve sonucudur!"
Diyanet Vakfı:
De ki: Bu mu daha iyi, yoksa takva sahiplerine vadedilen ebedilik cenneti mi? Orası, onlar için bir mükafat ve (huzura kavuşacakları) bir varış yeridir.
Erhan Aktaş:
De ki: “Bu mu daha hayırlıdır, yoksa takvâ sahipleri için bir ödül olan, dönüş yeri olarak söz verilen süresiz Cennet mi?”
Kral Fahd:
De ki: Bu mu daha iyi, yoksa takvâ sahiplerine vâdedilen ebedilik cenneti mi? Orası, onlar için bir mükâfat ve (huzura kavuşacakları) bir varış yeridir.
Hasan Basri Çantay:
De ki: «Bu mu hayırlı, yoksa muttakıylere va´d olunan ebedîlik cenneti mi? Ki bu, onlar için bir mükâfat, bir merci´dir.
Muhammed Esed:
De ki: "(Şimdi söyleyin,) bu mu daha hayırlı, yoksa Allah´a karşı sorumluluk bilinci taşıyanlara bir mükafat ve yerleşme yeri olarak vaad edilen ebedi cennet mi?
Gültekin Onan:
De ki: "
Ali Fikri Yavuz:
(Ey Rasûlüm, o Mekke kâfirlerine) de ki: “- Bu ateş mi hayırlı, yoksa takva sahiblerine vaad olunan ebedilik cenneti mi? O cennet ki, kendilerine bir mükâfat ve bir dönüş yeri bulunuyor.
Portekizce:
Pergunta-lhes: Que é preferível: isto, ou o Jardim da Eternidade que tem sido prometido aos devotos como recompensa edestino,
İsveççe:
Säg: "Är detta det bästa - eller är det den evigt [grönskande] lustgård som de gudfruktiga har utlovats? Den är deras belöning och målet för deras färd.
Farsça:
بگو: آیا این [آتش سوزان] بهتر است یا بهشت جاودانی که به پرهیزکاران وعده داده اند که پاداش و بازگشت گاه آنان است؟
Kürtçe:
بڵێ ئایا ئەمە چاکترە یا ئەو بەھەشتە ھەمیشەییەی کەبەڵێن دراوە بەپارێزکاران ولەخواترسان کەپاداشت و سەرئەنجام و ئاکامیانە
Özbekçe:
Бу яхшими ёки тақводорларга тайёрлаб қўйилган мангулик жаннати яхшими? У (жаннат) улар учун мукофот ва қайтиш жойидир.
Malayca:
Bertanyalah (kepada mereka): "Adakah (azab seksa neraka) yang demikian itu lebih baik atau Syurga yang kekal, yang dijanjikan kepada orang-orang yang bertaqwa?" Syurga yang sedia diuntukkan bagi mereka sebagai balasan dan tempat kembali.
Arnavutça:
Thuaj: “A është më i mirë ky (shkatërrim) apo xhenneti i përhershëm, i cili u është premtuar besimtarëve? Për ta, (xhenneti) është shpërblim dhe vend kthimi.
Bulgarca:
Кажи [о, Мухаммад]: “Това ли е по-доброто, или Градината на вечността, обещана за богобоязливите? Тя за тях ще бъде въздаяние и място за пребивание.”
Sırpça:
Реци: „Да ли је боље то или вечни Рај, који је обећан богобојазнима? Он ће да им буде награда и пребивалиште.“
Çekçe:
Rci: 'Je lepší tohle, či zahrada věčnosti, jež byla bohabojným slíbena a jež pro ně bude odměnou i konečným cílem?'
Urduca:
اِن سے پوچھو، یہ انجام اچھا ہے یا وہ اَبدی جنت جس کا وعدہ خداترس پرہیزگاروں سے کیا گیا ہے؟ جو اُن کے اعمال کی جزا اور اُن کے سفر کی آخری منزل ہو گی
Tacikçe:
Бигӯ: «Оё ин беҳтар аст ё он биҳишти ҷовидон, ки ба парҳезгорон ваъда шудааст, ки мукофоту саранҷоми онон хоҳад буд?»
Tatarca:
Әйт: "Шулай мәңгегә утка керү хәерлеме? Яки тәкъва мөэминнәргә вәгъдә ителгән җәннәт хәерлеме? Ул җәннәт аларга изге гамәлләренә җәза һәм кайтачак мәңгелек урыннарыдыр.
Endonezyaca:
Katakanlah: "Apa (azab) yang demikian itukah yang baik, atau surga yang kekal yang telah dijanjikan kepada orang-orang yang bertakwa?" Dia menjadi balasan dan tempat kembali bagi mereka?".
Amharca:
(እንዲህ) በላቸው «ይህ የተሻለ ነውን ወይስ ጥንቁቆቹ ተስፋ የተሰጧት የዘለዓለሟ ገነት» ለእነርሱ ምንዳና መመለሻ ኾነች፡፡
Tamilce:
(நபியே!) நீர் கேட்பீராக! அது (-நரகம்) சிறந்ததா? அல்லது, இறை அச்சமுள்ளவர்களுக்கு வாக்களிக்கப்பட்ட ஜன்னதுல் குல்து (என்ற நிரந்தர சொர்க்கம்) சிறந்ததா? அது அவர்களுக்கு கூலியாகவும் மீளுமிடமாகவும் இருக்கும்.
Korece:
일러가로되 그것이 더 좋으 뇨 아니면 의인들에게 약속된 영 원한 천국이 더 나으뇨 그들에게 는 보상과 휴식처가 있노라
Vietnamca:
Ngươi (hỡi Thiên Sứ Muhammad) hãy nói với họ: “Cái đó (hình phạt nơi Hỏa Ngục) tốt hơn hay Thiên Đàng Vĩnh Cửu được hứa cho những người ngoan đạo tốt hơn?” Thiên Đàng chắc chắn sẽ là phần thưởng và là nơi đến cuối cùng của họ.
Ayet Linkleri: