Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

25

Sûredeki Ayet No: 

5

Ayet No: 

2860

Sayfa No: 

360

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَقَالُوا أَسَاطِيرُ الْأَوَّلِينَ اكْتَتَبَهَا فَهِيَ تُمْلَىٰ عَلَيْهِ بُكْرَةً وَأَصِيلًا

Çeviriyazı: 

veḳâlû esâṭîru-l'evvelîne-ktetebehâ fehiye tümlâ `aleyhi bükratev veeṣîlâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Kur'ân öncekilerin masallarıdır; başkalarına yazdırmış da sabah akşam kendisine okunmaktadır dediler.

Diyanet İşleri: 

Kuran öncekilerin masallarıdır; başkalarına yazdırıp sabah akşam kendisine okunmaktadır dediler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve bunlar, evvelce gelip geçmiş olanlara dair masallar, onları başkasına yazdırıyor, sabahakşam ona okunup duruyor dediler.

Şaban Piriş: 

(Bu Kur'an) Öncekilerin masallarıdır ve Onu birisine yazdırmış, sabah akşam kendisine okunuyor, dediler.

Edip Yüksel: 

Dediler, "Yazıp durduğu şey evvelkilerin masallarıdır; gece gündüz kendisine dikte edilmektedir."

Ali Bulaç: 

Ve dediler ki: "Bu, geçmişlerin uydurduğu masallardır, bir başkasına yazdırmış olup kendisine sabah akşam okunmaktadır."

Suat Yıldırım: 

Ayrıca: “Onun söyledikleri, kendisi için yazdırtmış olduğu ve sabah akşam kendisine dikte ettirilen önceki nesillerin efsanelerinden başka bir şey değildir” dediler.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve dediler ki: «(O) Evvelkilerin yazmış oldukları uydurmalardır. Onları yazdırmıştır. Artık onlar O´na sabah ve akşam okunuyor.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Dediler ki: "Öncekilerin masallarıdır bu. Birilerine yazdırdı onu. O ona sabah-akşam birileri tarafından yazdırılıyor."

Bekir Sadak: 

Zaten onlar, kiyamet saatini de yalanladilar. O saaatin gelecegini yalanlayanlara cilgin alevli bir ates hazirlamisizdir.

İbni Kesir: 

Ve dediler ki: Öncekilerin masallarıdır. Başkalarına yazdırıp sabah akşam kendisine okunmaktadır.

Adem Uğur: 

Yine onlar dediler ki: (Bu âyetler), onun, başkasına yazdırıp da kendisine sabah akşam okunmakta olan, öncekilere ait masallardır.

İskender Ali Mihr: 

Ve “O (Kur´ân), O´nun (önceden) yazdırdığı ve sabah akşam ona okunan evvelkilerin efsaneleridir.” dediler.

Celal Yıldırım: 

Yine onlar, «bu onun yazdırıp sabah akşam kendisine okunan eskilerin masallarıdır» dediler.

Tefhim ul Kuran: 

Ve dediler ki: «(Bu,) Geçmişlerin uydurduğu masallardır, bir başkasına yazdırmış olup kendisine sabah akşam okunmaktadır.»

Fransızca: 

Et ils disent : "Ce sont des contes d'anciens qu'il se fait écrire ! On les lui dicte matin et soir ! "

İspanyolca: 

Y dicen: «Patrañas de los antiguos que él se ha apuntado. Se las dictan mañana y tarde».

İtalyanca: 

E dicono: «Favole degli antichi che si è fatto scrivere! Che gli dettano al mattino e alla sera».

Almanca: 

Und sie sagten: "Dies sind die Legenden der Vorfahren, die er schreiben ließ, so werden sie ihm morgens und abends diktiert."

Çince: 

他们说:这是古人的神话,他使人抄录下来,朝夕对他诵读

Hollandaca: 

Zij zeggen ook: Dit zijn fabelen der ouden, welke hij heeft doen nederschrijven, en zij worden hem des ochtends en des avonds voorgezegd.

Rusça: 

Они говорят: "Это - сказки древних народов. Он попросил записать их, и их читают ему утром и после полудня".

Somalice: 

Waxay Dheheen waa Warkii Dadkii Hore oos ka Qoray Iyadaana loo Yeedhiyaa Aroor iyo Galabba.

Swahilice: 

Na wakasema: Hivi ni visa vya watu wa kale alivyo viandikisha, anavyo somewa asubuhi na jioni.

Uygurca: 

ئۇلار ئېيتتى: «(بۇ) بۇرۇنقىلارنىڭ ئەپسانىلىرىدۇركى، ئۇلارنى ئۇ يازدۇرۇۋالغان، (ھىپزى قىلىۋېلىش ئۈچۈن) ئۇنىڭغا ئەتىگەن – ئاخشامدا ئوقۇپ بېرىلىۋاتىدۇ»

Japonca: 

またかれらは言う。「昔の物語で,それをかれが書き下したのである。それを朝夕,口で言って書き取らせたのである。」

Arapça (Ürdün): 

«وقالوا» أيضا هو «أساطير والأولين» أكاذيبهم: جمع أسطورة بالضم «اكتتبها» انتسخها من ذلك القوم بغيره «فهي تملى» تقرأ «عليه» ليحفظها «بكرة وأصيلاً» غدوة وعشيا قال تعالى ردا عليهم.

Hintçe: 

तो यक़ीनन ख़ुद उन ही लोगों ने ज़ुल्म व फरेब किया है और (ये भी) कहा कि (ये तो) अगले लोगों के ढकोसले हैं जिसे उसने किसी से लिखवा लिया है पस वही सुबह व शाम उसके सामने पढ़ा जाता है

Tayca: 

และพวกเขา กล่าวว่า “อัลกุรอานเป็นนิยายของประชาชาติสมัยก่อน ๆ ที่เขียนกันขึ้นแล้วถูกนำมาอ่านให้ขึ้นใจ ทั้งเวลาเช้าและเวลาเย็น”

İbranice: 

ואמרו ':אין זה אלא לקט אגדות קדומות שהוא רשם מפי מישהו אשר הכתיב לו אותו, בוקר וערב

Hırvatça: 

I govore: "To su izmišljotine naroda drevnih koje je on prepisao, pa mu se čitaju jutrom i večeri."

Rumence: 

Ei spuseră: “Acestea sunt poveşti ale celor dintâi pe care le-a scris, fiindu-i dictate dimineaţa şi seara.”

Transliteration: 

Waqaloo asateeru alawwaleena iktatabaha fahiya tumla AAalayhi bukratan waaseelan

Türkçe: 

Dediler ki: "Öncekilerin masallarıdır bu. Birilerine yazdırdı onu. O ona sabah-akşam birileri tarafından yazdırılıyor."

Sahih International: 

And they say, "Legends of the former peoples which he has written down, and they are dictated to him morning and afternoon."

İngilizce: 

And they say: "Tales of the ancients, which he has caused to be written: and they are dictated before him morning and evening."

Azerbaycanca: 

Onlar həmçinin: “Bu, qədimlərin əfsanələridir (yalan sözlərdir). O (Muhəmməd) onları (yəhudilərə) yazdırtmışdır; (əzbərlənməsi üçün) səhər-axşam (Muhəmmədin) özünə oxunur”, - dedilər.

Süleyman Ateş: 

Dediler: "Evvelkilerin masalları, onları yazmış, sabah akşam onlar kendisine yazdırılıyor."

Diyanet Vakfı: 

Yine onlar dediler ki: (Bu ayetler), onun, başkasına yazdırıp da kendisine sabah-akşam okunmakta olan, öncekilere ait masallardır.

Erhan Aktaş: 

Ve “O, onun yazdırdığı ve sabah akşam(1) ona dikte ettikleri evvelkilerin masallarıdır.” dediler.

Kral Fahd: 

Yine onlar dediler ki: (Bu âyetler), onun, başkasına yazdırıp da kendisine sabah akşam okunmakta olan, öncekilere ait masallardır.

Hasan Basri Çantay: 

(Şöyle) dediler: «(Bu âyetler) onun başkasına yazdırıb da kendisine sabah akşam okunmakda olan, evvelkilere aaid masallardır»!

Muhammed Esed: 

Ayrıca, "Onun, sabah akşam kendisine okunsunlar diye yazdırdığı eskilerin masalları, efsaneleridir bu!" diyorlar.

Gültekin Onan: 

Ve dediler ki: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

Şöyle dediler : “- Kur’an ayetleri, evvelkilerin masallarıdır. Onları (Muhammed (s.a.v.) yazdırtmış da, sabah akşam onlar kendisine okunuyor.”

Portekizce: 

E afirmam: São fábulas dos primitivos que ele mandou escrever. São ditadas a ele, de manhã e à tarde!

İsveççe: 

De säger också: "[Det är bara] sagor från förfädernas tid som han har låtit skriva ned och som han får upplästa för sig morgon och afton."

Farsça: 

و گفتند: افسانه های مکتوب پیشینیان است که نوشتن [از روی] آنها را از [نویسندگان] درخواست کرده است و آن [نوشته] ها هر صبح و شام بر او خوانده می شود [تا حفظ کند و بر ما بخواند و بگوید: این وحی آسمانی است!!]

Kürtçe: 

وە(بێ بڕوایان) دەیانووت (ئەم قورئانە) بەسەرھات و داستانی پێشووەکانە (موحەممەد ﷺ) داوای کردووە بۆی بنوسن ئەمجا دەخوێندرێتەوە بەسەریدا بەبەیانیان و ئێواراندا

Özbekçe: 

Улар: «Бу аввалгиларнинг афсонасидир. Уларни ёздириб олган. Ҳолбуки, улар унга эртаю кеч имло қилинур», дедилар. (Аввалги мушриклар ҳар қанча жоҳил бўлсалар ҳам, ҳозиргиларга қараганда бир оз инсофли бўлган экан. Улар ҳозирги мушрикларга ўхшаб, «ёзиб олган», демасдан, «ёздириб олган», демоқдалар. Чунки улар Муҳаммаднинг (с. а. в.) ўқиш ва ёзишни билмасликларини яхши биладилар. Шунинг учун афсоналарни бошқаларга ёздириб олган, дедилар. Яъни, ўша афсоналар Муҳаммадга (с. а. в.) эртаю кеч айтиб турилади, дейдилар.)

Malayca: 

Dan mereka berkata lagi: "Al-Quran itu adalah cerita-cerita dongeng orang-orang dahulu kala, yang diminta oleh Muhammad supaya dituliskan, kemudian perkara yang ditulis itu dibacakan kepadanya pagi dan petang (untuk dihafaznya)".

Arnavutça: 

dhe thanë: “Këto janë përrallat e popujve të lashtë; të cilat i ka kopjuar, e i lexohen atij në mëngjes e mbrëmje.

Bulgarca: 

И казват: “Легенди на предците! Накарал е да му ги препишат и му се диктуват сутрин и вечер.”

Sırpça: 

И говоре: „То су измишљотине древних народа које је он преписао, па му се казују јутром и вечери.“

Çekçe: 

A hovoří dále: 'To jsou povídačky starých, které si zapsal a jež ráno i večer jsou diktovány jemu!'

Urduca: 

کہتے ہیں یہ پرانے لوگوں کی لکھی ہوئی چیزیں ہیں جنہیں یہ شخص نقل کرتا ہے اور وہ اِسے صبح و شام سنائی جاتی ہیں

Tacikçe: 

Ба гуфтанд: «Ин афсонаҳои пешиниён аст, ки ҳар субҳу шом бар ӯ хонда мешавад ва ӯ менависадаш».

Tatarca: 

Дәхи әйттеләр: "Ул Коръән әүвәлге өммәтләрнең ялган сүзләредер, Мухәммәд аны күчереп яздырды вә ул сүзләр Мухәммәдкә иртәләр һәм кичләр дә укыла", – дип.

Endonezyaca: 

Dan mereka berkata: "Dongengan-dongengan orang-orang dahulu, dimintanya supaya dituliskan, maka dibacakanlah dongengan itu kepadanya setiap pagi dan petang".

Amharca: 

አሉም «የመጀመሪያዎቹ ሰዎች ተረቶች ናት፡፡ አስጻፋት፡፡ እርሷም በእርሱ ላይ ጧትና ማታ ትነበብለታለች፡፡»

Tamilce: 

இன்னும், கூறினார்கள்: (இந்த குர்ஆன்) முன்னோரின் கட்டுக் கதைகளாகும். அவர் இவற்றை தானாக எழுதிக்கொண்டார். ஆக, இவை காலையிலும் மாலையிலும் அவர் மீது படித்துக்காட்டப்படுகிறது.

Korece: 

그들은 그것은 옛선조들의 우화로 그것을 기록하도록 하여 아침 저녁으로 낭송되도록 한 것이라 말하였더라

Vietnamca: 

Họ bảo: “Chỉ là chuyện cổ tích của người xưa được viết lại và đã đọc cho Y nghe sáng chiều mà thôi!”