Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

28

Sûredeki Ayet No: 

78

Ayet No: 

3330

Sayfa No: 

395

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

قَالَ إِنَّمَا أُوتِيتُهُ عَلَىٰ عِلْمٍ عِندِي ۚ أَوَلَمْ يَعْلَمْ أَنَّ اللَّهَ قَدْ أَهْلَكَ مِن قَبْلِهِ مِنَ الْقُرُونِ مَنْ هُوَ أَشَدُّ مِنْهُ قُوَّةً وَأَكْثَرُ جَمْعًا ۚ وَلَا يُسْأَلُ عَن ذُنُوبِهِمُ الْمُجْرِمُونَ

Çeviriyazı: 

ḳâle innemâ ûtîtühû `alâ `ilmin `indî. evelem ya`lem enne-llâhe ḳad ehleke min ḳablihî mine-lḳurûni men hüve eşeddü minhü ḳuvvetev veekŝeru cem`â. velâ yüs'elü `an ẕünûbihimü-lmücrimûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Karun ise: "O (servet) bana ancak kendimdeki bilgi sayesinde verildi." demiştir. Bilmiyor muydu ki Allah, kendinden önceki nesillerden, ondan daha güçlü, ondan daha çok taraftarı olan kimseleri helak etmişti. Günahkarlardan günahları sorulmaz (Allah onların hepsini bilir).

Diyanet İşleri: 

Karun: "Bu servet ancak, bende mevcut bir ilimden ötürü bana verilmiştir" demişti. Allah'ın, önceleri, ondan daha güçlü ve topladığı şey daha fazla olan nice nesilleri yok ettiğini bilmez mi? Suçluların suçları kendilerinden sorulmaz.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

O, bu dedi, ancak bendeki bilgi sayesinde bana verilmiştir. Bilmez miydi ki Allah, hiç şüphesiz ondan önce, kuvvet bakımından ondan daha üstün, topluluk bakımından ondan daha fazla nice nesilleri helak etmiştir ve suçluların suçlarını bile sormaya hacet yok zaten.

Şaban Piriş: 

Ancak bunlar bana, bilgim sayesinde verilmiştir, dedi. O bilmiyor mu ki Allah, ondan önce, kendisinden daha güçlü ve toplulukça daha çok olan nice nesilleri helak etti? Günahkarlara suçları sorulmaz.

Edip Yüksel: 

Dedi ki, "Tüm bunlar bana, bilgi ve becerimden dolayı verildi." Ondan önce, kendisinden daha büyük bir güce ve sayısal çoğunluğa sahip nice nesilleri ALLAH'ın yok ettiğini bilmezmi? Suçluların suçları kendilerinden sorulmaz.

Ali Bulaç: 

Dedi ki: "Bu, bende olan bir bilgi dolayısıyla bana verilmiştir." Bilmez mi, ki gerçekten Allah, kendisinden önceki nesillerden kuvvet bakımından kendisinden daha güçlü ve insan-sayısı bakımından daha çok olan kimseleri yıkıma uğratmıştır. Suçlu-günahkarlardan kendi günahları sorulmaz.

Suat Yıldırım: 

Karun “Ben bu servete ilmim ve becerim sayesinde kavuştum.” dedi.Peki şunu da bilmiyor muydu ki Allah, daha önce kendisinden daha güçlü ve serveti daha fazla olan kimseleri helâk etmişti?Ama suç işlemeyi meslek edinen sicillilere artık suçları hakkında soru sorulmaz. [39,49; 41,50]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Dedi ki: «Bu, ancak bende olan ilim sebebiyle bana verilmiştir. O bilmedi mi ki, Allah ondan evvelki nesillerden daha kuvvetli ve daha ziyâde cemiyetli kimseleri helâk etmiştir ve mücrimler günahlarından sorulmaz.

Yaşar Nuri Öztürk: 

O dedi: "Bu servet bana, bendeki bir ilim sayesinde verildi." Peki o bilmedi mi ki Allah, önceki nesiller içinden ondan kuvvetçe daha zorlu, sayıca daha çok olanları bile helâk etmiştir. Günahlarının ne olduğu, günahkârlardan sorulmaz.

Bekir Sadak: 

Kim bir iyilik getirirse, ona daha iyisi verilir. Kim bir kotuluk getirirse, o kutulukleri isleyenler, ancak yaptiklari kadar ceza gorurler.

İbni Kesir: 

Dedi ki: Bu, bana

Adem Uğur: 

Karun ise: O (servet) bana ancak kendimdeki bilgi sayesinde verildi, demişti. Bilmiyor muydu ki Allah, kendinden önceki nesillerden, ondan daha güçlü, ondan daha çok taraftarı olan kimseleri helâk etmişti. Günahkârlardan günahları sorulmaz (Allah onların hepsini bilir).

İskender Ali Mihr: 

(Karun): &quot

Celal Yıldırım: 

Karun, «bu hazineler tendeki bir bilgi (ve beceri) sayesinde bana verilmiştir» dedi. Bilmez mi ki Allah ondan önceki nesillerden daha güçlü ve daha cok servet toplayan nicelerini yok etmiştir. Suçlu günahkârların suç ve günahı kendilerinden sorulmaz.

Tefhim ul Kuran: 

Dedi ki: «Bu, bende olan bir bilgi dolayısıyla bana verilmiştir.» Bilmez mi ki gerçekten Allah, kendisinden önceki kuşaklardan kuvvet bakımından kendisinden daha güçlü ve insan sayısı bakımından daha çok olan kimseleri yıkıma uğratmıştır. Suçlu günahkârlardan kendi günahları sorulmaz.

Fransızca: 

Il dit : "C'est par une science que je possède que ceci m'est venu". Ne savait-il pas qu'avant lui Allah avait périr des générations supérieures à lui en force et plus riches en biens ? Et les criminels ne seront pas interrogés sur leurs péchés" !

İspanyolca: 

Dijo: «Lo que se me ha dado lo debo sólo a una ciencia que tengo». Pero ¿es que no sabía que Alá había hecho perecer antes de él a otras generaciones más poderosas y opulentas que él? Pero a los pecadores no se les interrogará acerca de sus pecados.

İtalyanca: 

Rispose: «Ho ottenuto tutto ciò grazie alla scienza che possiedo». Ignorava forse che già in precedenza Allah aveva fatto perire generazioni ben più solide di lui e ben più numerose? I malfattori non saranno interrogati a proposito delle loro colpe.

Almanca: 

Er sagte: "Zuteil wurde mir dies nur wegen dem Wissen, über das ich verfüge!" Wußte er etwa nicht, daß ALLAH bereits vor ihm von Generationen zugrunde richten ließ, die über noch mehr Macht verfügten als er und die noch mehr an Vermögen anhäuften?! Und die schwer Verfehlenden werden nach ihren Verfehlungen nicht gefragt.

Çince: 

他说:我获得这项财富,只是因为我有特殊的知识罢了。难道他不知道吗?在他之前,真主所毁灭的各世代的恶人,有比他能力更强、积蓄更多的。犯罪的人,是不必加以审问的。

Hollandaca: 

Hij antwoordde: Ik heb deze rijkdommen slechts ontvangen, om de kennis, die met mij is. Wist hij niet, dat God vóór hem reeds onderscheiden geslachten had vernietigd, die machtiger dan hij in sterkte waren en grooteren overvloed van rijkdommen hadden verzameld? En den zondaren zal niet gevraagd worden, hunne misdaden te ontdekken.

Rusça: 

Он сказал: "Все это даровано мне благодаря знанию, которым я обладаю". Неужели он не знал, что до него Аллах погубил целые поколения, которые превосходили его мощью и накоплениями? Грешники не будут спрошены об их грехах.

Somalice: 

Wuxuuna Yidhi waxaa uun La ii siiyey Xoolaha Ogaanshahayga, Miyuusan ogayn in Eebe Halaagay Hortiis Quruumihii kuwo ka daran Xagiisa Xoogga kana Badan Kulan, lamana Warsado Dambigooda Dambiilayaasha.

Swahilice: 

Akasema: Kwa hakika nimepewa haya kwa sababu ya ilimu niliyo nayo. Je! Hakujua kwamba Mwenyezi Mungu kesha waangamiza, katika vizazi vya walio kabla yake, watu walio kuwa wenye ngubvu zaidi kuliko yeye, na wenye makundi makubwa zaidi kuliko yake. Na wakosefu hawataulizwa khabari ya dhambi zao.

Uygurca: 

قارۇن: «مېنىڭ ئالاھىدە بىلىمىم بولغانلىقتىن بۇ بايلىققا ئېرىشتىم» دېدى. قارۇندىن ئىلگىرى ئۆتكەن ئۈممەتلەردىن ئۇنىڭغا قارىغاندا تېخىمۇ كۈچلۈك، توپلىغان (مېلى) تېخىمۇ كۆپ بولغان كىشىلەرنى اﷲ نىڭ ھالاك قىلغانلىقىنى ئۇ بىلمىدىمۇ؟ گۇناھكارلارنىڭ گۇناھلىرىنىڭ سورىلىشى (اﷲ بۇنى بىلگەنلىكى ئۈچۈن) ھاجەتسىزدۇر

Japonca: 

かれは言った。「これを授かったのも,わたしが持っている知識(能力)のためである。」アッラーがかれ以前に,いく世代を滅ぼしたかを,知らなかったのか。かれらは力の点でかれよりも強く,蓄えも巨額であった。凡そ罪を犯した者は,その罪に就いて(直ぐには)尋ねられないのである。

Arapça (Ürdün): 

«قال إنما أوتيته» أي المال «على علم عندي» أي في مقابلته وكان أعلم بني إسرائيل بالتوراة بعد موسى وهارون قال تعالى «أوَلم يعلم أن الله قد أهلك من قبله من القرون» الأمم «من هو أشد منه قوةً وأكثر جمعا» للمال: أي هو عالم بذلك ويهلكهم الله «ولا يُسأل عن ذنوبهم المجرمون» لعلمه تعالى بها فيدخلون النار بلا حساب.

Hintçe: 

तो क़ारुन कहने लगा कि ये (माल व दौलत) तो मुझे अपने इल्म (कीमिया) की वजह से हासिल होता है क्या क़ारुन ने ये भी न ख्याल किया कि अल्लाह उसके पहले उन लोगों को हलाक़ कर चुका है जो उससे क़ूवत और हैसियत में कहीं बढ़ बढ़ के थे और गुनाहगारों से (उनकी सज़ा के वक्त) उनके गुनाहों की पूछताछ नहीं हुआ करती

Tayca: 

เขา (กอรูน) กล่าวว่า “ฉันได้รับมันเพราะความรู้ของฉัน” ก็เขา (กอรูน) ไม่รู้ดอกหรือว่า แน่นอน อัลลอฮ์ได้ทรงทำลายผู้ที่มีพลังยิ่งกว่าและมีพรรคพวกมากกว่า ก่อนหน้าเขาในศตวรรษก่อน ๆ และบรรดาผู้กระทำความผิดจะไม่ถูกสอบถามเกี่ยวกับความผิดต่าง ๆ ของพวกเขาดอกหรือ ?

İbranice: 

אמר': הן, ניחנתי בכל זאת הודות לבינתי .' והאם אינו יודע כי כבר הכחיד אלוהים לפניו דורות רבים אשר היו חזקים ועשירים ממנו? הכופרים המכחשים לא יישאלו על חטאיהם

Hırvatça: 

"Ovo što imam dato mi je samo na osnovu Allahovog znanja o meni, tako ja mislim", govorio je on. A zar nije znao da je Allah prije njega već uništio neke narode koji su bili od njega jači i koji su bili više nakupili?! A o grijesima svojim, prestupnici ni ispitivani neće biti.

Rumence: 

Core spuse: “Nu mi s-a dat decât pentru ştiinţa ce o am.” Nu ştia oare că Dumnezeu a nimicit înaintea lui leaturi mult mai tari ca putere şi mult mai mari ca număr? Nelegiuiţii nu vor fi întrebaţi asupra păcatelor lor!

Transliteration: 

Qala innama ooteetuhu AAala AAilmin AAindee awalam yaAAlam anna Allaha qad ahlaka min qablihi mina alqurooni man huwa ashaddu minhu quwwatan waaktharu jamAAan wala yusalu AAan thunoobihimu almujrimoona

Türkçe: 

O dedi: "Bu servet bana, bendeki bir ilim sayesinde verildi." Peki o bilmedi mi ki Allah, önceki nesiller içinden ondan kuvvetçe daha zorlu, sayıca daha çok olanları bile helâk etmiştir. Günahlarının ne olduğu, günahkârlardan sorulmaz.

Sahih International: 

He said, "I was only given it because of knowledge I have." Did he not know that Allah had destroyed before him of generations those who were greater than him in power and greater in accumulation [of wealth]? But the criminals, about their sins, will not be asked.

İngilizce: 

He said: "This has been given to me because of a certain knowledge which I have." Did he not know that Allah had destroyed, before him, (whole) generations,- which were superior to him in strength and greater in the amount (of riches) they had collected? but the wicked are not called (immediately) to account for their sins.

Azerbaycanca: 

(Qarun) dedi: “Bu (var-dövlət) mənə yalnız məndə olan elm (Tövratı gözəl bilmək, yaxud əlkimyaya yaxşı bələd olmaq, ticarətdən baş çıxartmaq) sayəsində verilmişdir. Məgər o (Qarun) Allahın ondan əvvəl özündən daha qüvvətli və daha varlı olan neçə-neçə kəsləri məhv etdiyini bilmirdimi? Günahkarlar öz günahları barəsində sorğu-sual olunmazlar. (Onların günahkar olduqları üzlərindən bilinər və buna görə də heç bir sorğu-sual edilmədən cəhənnəm oduna atılarlar).

Süleyman Ateş: 

Bu (servet) bende bulunan bir bilgi sayesinde bana verildi dedi. Bilmedi mi ki Allah, kendisinden önceki kuşaklar arasıda kendisinden daha güçlü ve daha çok cemaati bulunan nice kimseleri helak etmiştir? Suçlulara günahlarından sorulmaz.

Diyanet Vakfı: 

Karun ise: O (servet) bana ancak kendimdeki bilgi sayesinde verildi, demişti. Bilmiyor muydu ki Allah, kendinden önceki nesillerden, ondan daha güçlü, ondan daha çok taraftarı olan kimseleri helak etmişti. Günahkarlardan günahları sorulmaz (Allah onların hepsini bilir).

Erhan Aktaş: 

Kârûn: “Bu serveti bilgili olmam sayesinde elde ettim.” dedi. Allah’ın daha önce ondan daha güçlü olan ve ondan daha çok taraftarı ve birikimi olan kuşakları yıkıma uğratmış olduğunu bilmiyor mu? Mücrimlere(1) suçlarından sorulmaz.(2)

Kral Fahd: 

Karun ise: O (servet) bana ancak kendimdeki bilgi sayesinde verildi, demişti. Bilmiyor muydu ki Allah, kendinden önceki nesillerden, ondan daha güçlü, ondan daha çok taraftarı olan kimseleri helâk etmişti. Günahkârlardan günahları sorulmaz (Allah onların hepsini bilir).

Hasan Basri Çantay: 

(Kaarun) dedi ki: «Bu (servet) bana ancak bende olan ilimle (ilim sayesinde) verilmişdir». (O, madem ki aalimdi) kendisinden evvelki nesillerden kuvvetçe ondan daha üstün, Cem´iyyetce daha kesretli kimseleri Allahın hakıykaten helak etmiş olduğunu bilmedi mi? Mücrimlerden günâhları sorulmaz.

Muhammed Esed: 

(Karun, onlara:) "Bu (servet) bendeki bilgi sayesinde bana verildi!" diye karşılık verdi. Oysa, Allah´ın, ondan önceki kuşaklardan, ondan daha güçlü ve ondan daha fazla servet toplamış nicelerini (kendilerini büyüklük duygusuna kaptırmaları yüzünden) yok ettiğini bilmiyor muydu (sanki)? Ama, şu var ki, suçluluğu kesinleşmiş olanlara (artık) günahlarından sual olunmaz!..

Gültekin Onan: 

Dedi ki: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

Karûn dediki: “- Bana bu mal, ancak bendeki ilim sayesinde verildi.” Allah’ın, ondan evvel, geçmiş asırlar halkı içinden kuvvetçe ondan daha şiddetli, mal ve etrafça daha çok, nice kimseleri helâk etmiş olduğunu bilmiyor muydu? Mücrimler günahlarından da sorulmaz. (Allah günahlarını bilir de cehenneme atılırlar).

Portekizce: 

Respondeu: Isto me foi concedido, devido a certo conhecimento que possuo! Porém, ignorava que Deus já haviaexterminado tantas gerações, mais vigorosas e mais opulentas do que ele. Em verdade, os pecadores não serão interrogados(imediatamente) sobre os seus pecados.

İsveççe: 

Han svarade: "Det [jag äger] har jag fått tack vare mina kunskaper [och min klokhet]." Visste han inte att Gud har låtit tidigare släkten gå under, som ägde mera makt och samlat större [rikedomar] än han? Men de obotfärdiga, trotsiga syndarna behöver inte tillfrågas om sina synder.

Farsça: 

گفت: جز این نیست که این [ثروت و مال انبوه] را بر پایه دانشی که نزد من است به من داده اند. آیا نمی دانست که خدا پیش از او اقوامی را هلاک کرده است که از او نیرومندتر و ثروت اندوزتر بودند؟ و می رمان [که جرمشان معلوم و مشهود است] از گناهانشان بازپرسی نمی شود.

Kürtçe: 

(قارون) ووتی بێگومان ئەم سامانەم پێدراوە بەھۆی زانیاریەکەوە کە ھەمە ئایا (قارون) نەیزانیوە کەبەڕاستی خوا لە سەردەمانی پێش ئەمدا لەناوی بردووە کەسانێکی وا کە لەو (لە قارون) بەھێزتر بوون کۆڕ و کۆمەڵیشیان لەو زۆر تربووە (کاتێك سزای خوا ھات) پرسیار ناکرێت لەتاوانەکانی ئەم تاوانبارانە

Özbekçe: 

У: «Менга у фақат ўзимдаги илм туфайлигина берилгандир», деди. У, албатта, Аллоҳ ундан олдинги асрларда ундан кўра қувватлироқ, ундан кўра кўпроқ (мол) тўплаганларни ҳалок этганини билмасмиди?! Гуноҳкорлардан гуноҳлари ҳақида сўраб ўтирилмас.

Malayca: 

Qarun menjawab (dengan sombongnya): "Aku diberikan harta kekayaan ini hanyalah disebabkan pengetahuan dan kepandaian yang ada padaku". (Kalaulah Qarun bijak pandai) tidakkah ia mengetahui dan pandai memahami, bahawa Allah telah membinasakan sebelumnya, dari umat-umat yang telah lalu, orang-orang yang lebih kuat daripadanya dan lebih banyak mengumpulkan harta kekayaan ? Dan (ingatlah) orang-orang yang berdosa (apabila mereka diseksa) tidak lagi ditanya tentang dosa-dosa mereka, (kerana Allah sedia mengetahuinya).

Arnavutça: 

Ai (Karuni) tha: “Kjo më është dhënë vetëm në bazë të dijenisë sime”. E, vallë, a nuk e di ai, se Perëndia i ka zhdukur shumë brezni para tij, të cilët kanë qenë më të fuqishëm dhe që patën grumbulluar më shumë se ky. Dhe, njerëzit e këqinj, as që do të pyeten për arsyetimin e mëkatëve të tyre.

Bulgarca: 

Рече: “Всичко това ми бе дадено само заради моето знание.” А не знаеше ли той, че Аллах погуби от поколенията преди него и по-силни, и по-богати? И не ще бъдат разпитвани престъпниците за греховете им.

Sırpça: 

“Ово ми је дато на основу мог знања!” Говорио је он. А зар није знао да је Бог пре њега уништио неке народе који су били од њега јачи и који су били више накупили – а злочинци неће о гресима својим ни испитивани бити.

Çekçe: 

Odpověděl: 'Všeho toho se mi dostalo jen díky vědění mému vlastnímu!' Což nevěděl, že Bůh zahubil již před ním celá pokolení, jež mocnější byla než on silou a mohutnější bohatstvím? Ale hříšníci nebudou dotazováni na viny své!

Urduca: 

تو اُس نے کہا "یہ سب کچھ تو مجھے اُس علم کی بنا پر دیا گیا ہے جو مجھ کو حاصل ہے" کیا اس کو علم نہ تھا کہ اللہ اس سے پہلے بہت سے ایسے لوگوں کو ہلاک کر چکا ہے جو اس سے زیادہ قوت اور جمعیت رکھتے تھے؟ مجرموں سے تو ان کے گناہ نہیں پوچھے جاتے

Tacikçe: 

Гуфт: «Он чӣ ба ман дода шуда, ба сабаби дониши ман будааст». Оё надонистааст, ки Худо пеш аз ӯ наслҳоеро ҳалок карда, ки қувваташон аз ӯ афзунтар ва шуморашон бештар будааст? Ва ин гунаҳкоронро аз гуноҳашон намепурсанд.

Tatarca: 

Карун әйтте: "Миңа бу мал белемемнең күплеге өчен бирелде", – дип. Аллаһ әйтте: "Галим булса белмиме моннан элек Аллаһ күпме җәмәгатьне Аңа карышканнары өчен һәлак итте, ул һәлак булган, кешеләр куәттә Каруннан артыграк вә җыйган маллары күбрәк иде, фәсәдче залимнәр кыямәт көнендә гөнаһларыннан соралмаслар, хисапсыз җәһәннәмгә керерләр."

Endonezyaca: 

Karun berkata: "Sesungguhnya aku hanya diberi harta itu, karena ilmu yang ada padaku". Dan apakah ia tidak mengetahui, bahwasanya Allah sungguh telah membinasakan umat-umat sebelumnya yang lebih kuat daripadanya, dan lebih banyak mengumpulkan harta? Dan tidaklah perlu ditanya kepada orang-orang yang berdosa itu, tentang dosa-dosa mereka.

Amharca: 

(ሀብቱን) «የተሰጠሁት እኔ ዘንድ ባለው እውቀት ብቻ ነው አለ፡፡ አላህ ከእርሱ በፊት ከክፍለ ዘመናት ሰዎች በኀይል ከእርሱ ይበልጥ የበረቱትን (ሀብትን) በመሰብሰብም ይበልጥ የበዙትን በእርግጥ ያጠፋ መኾኑን አያውቅምን አመጸኞችም ከኀጢኣቶቻቸው (ምሕረት የሚከተለውን ጥያቄ) አይጠየቁም፡፡

Tamilce: 

அவன் கூறினான்: “இதை நான் வழங்கப்பட்டதெல்லாம் என்னிடம் உள்ள அறிவினால்தான்.” இவனுக்கு முன்னர் பல தலைமுறையினர்களில் இவனைவிட எவர்கள் கடுமையான பலமுடையவர்களாகவும் (செல்வங்களை) மிக அதிகமாக சேகரித்தவர்களாகவும் இருந்தார்களோ அவர்களை நிச்சயமாக அல்லாஹ் அழித்திருக்கிறான் என்பதை அவன் அறியவில்லையா? இன்னும், (மறுமை நாளில் நிராகரிப்பாளர்களான) குற்றவாளிகள் தங்கள் குற்றங்களைப் பற்றி விசாரிக்கப்படமாட்டார்கள். (அவர்கள் விசாரனையின்றி நரக நெருப்பில் வீசி எறியப்படுவார்கள்.)

Korece: 

그가 대답하길 내가 가진 지혜로 말미암아 재물이 내게 주 어졌도다 하더라 하나님께서 보다 힘이 강하고 재산이 그보다 더 많 았던 이전 세대들을 멸망케 한 것 을 그는 알지 못하였느뇨 죄인들 은 그들의 죄악에 대하여 질문도 받을 필요가 없노라

Vietnamca: 

(Nghe được lời nhắc nhở, Qarun) đáp: “Thật ra, ta được giàu có là đều do sự hiểu biết của ta mà thôi.” Lẽ nào y đã không biết rằng Allah đã tiêu diệt những kẻ có nhiều quyền lực và giàu có hơn y trong những thế hệ trước y hay sao? Những kẻ tội lỗi sẽ không bị hạch hỏi ngay về những tội lỗi của họ.