Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

28

Sûredeki Ayet No: 

73

Ayet No: 

3325

Sayfa No: 

394

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَمِن رَّحْمَتِهِ جَعَلَ لَكُمُ اللَّيْلَ وَالنَّهَارَ لِتَسْكُنُوا فِيهِ وَلِتَبْتَغُوا مِن فَضْلِهِ وَلَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ

Çeviriyazı: 

vemir raḥmetihî ce`ale lekümü-lleyle vennehâra liteskünû fîhi velitebtegû min faḍlihî vele`alleküm teşkürûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Rahmetinden dolayı, Allah, geceyi ve gündüzü yarattı ki geceleyin dinlenesiniz (gündüzün) ise O'nun lütuf ve kereminden (rızkınızı) arayasınız. Umulur ki şükredersiniz.

Diyanet İşleri: 

Allah dinlenmeniz için geceyi ve lütfedip verdiği rızkı aramanız için gündüzü meydana getirmiştir. Bunlar, O'nun rahmetinden ötürüdür. Belki artık şükredersiniz.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve rahmetindendir ki sükun ve huzura ermeniz ve lutfundan rızkınızı arayıp bulmanız ve şükretmeniz için geceyle gündüzü halketti size.

Şaban Piriş: 

Geceyi ve gündüzü, dinlenmeniz ve lütfundan rızık aramanız için ve de şükredesiniz diye kendi rahmetiyle var etti.

Edip Yüksel: 

Geceyi ve gündüzü, birinde dinlenmeniz ve diğerinde onun nimetlerini aramanız için düzenlemesi O'nun rahmetindendir. Belki şükredersiniz.

Ali Bulaç: 

Kendi rahmetinden olmak üzere O, sizin için, dinlenmeniz ve O'nun fazlından (geçiminizi) aramanız için geceyi ve gündüzü var etti. Umulur ki şükredersiniz.

Suat Yıldırım: 

O, rahmetinin eseri olarak gece ile gündüzü var etti ki, geceleyin istirahat edesiniz, gündüzün de hayatınız için çalışıp Allah'ın lütfundan nasibinizi arayasınız ve O’nun nimetlerine şükredesiniz. [25, 62]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve O´nun rahmetindendir ki, sizin için geceyi ve gündüzü kıldı. Tâ ki sakin olasınız ve O´nun fazlından dileyesiniz ve umulur ki şükredersiniz.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Rahmetinin bir eseri olarak geceyi ve gündüzü sizin için oluşturdu ki, onda sükûnet bulasınız, O'nun lütfundan bir şeyler dileyesiniz ve şükredebilesiniz.

Bekir Sadak: 

Karun, ihtisam icinde milletinin karsisina cikti. Dunya hayatini isteyenler: «Karun´a verildigi giibi bizim de olsa

İbni Kesir: 

O´nun rahmetindendir ki

Adem Uğur: 

Rahmetinden ötürü Allah, geceyi ve gündüzü yarattı ki geceleyin dinlenesiniz, (gündüzün) O´nun fazlu kereminden (rızkınızı) arayasınız ve şükredesiniz.

İskender Ali Mihr: 

Ve rahmetinden (olmak üzere) sizin için, içinde sükûn bulasınız (dinlenesiniz) diye ve O´nun fazlından isteyesiniz diye geceyi ve gündüzü kıldı (yarattı). Ve umulur ki siz böylece şükredersiniz.

Celal Yıldırım: 

Rahmetinin tecellisi olarak dinlenmeniz

Tefhim ul Kuran: 

Kendi rahmetinden olmak üzere O, sizin için içinde dinlenmeniz ve O´nun fazlından (geçiminizi) aramanız için geceyi ve gündüzü var etti. Umulur ki şükredersiniz.

Fransızca: 

C'est de par Sa miséricorde qu'Il vous a assigné la nuit et le jour : pour que vous vous reposiez et cherchiez de Sa grâce, et afin que vous soyez reconnaissants.

İspanyolca: 

Como muestra de Su misericordia, ha establecido la noche para vosotros para que descanséis y el día para que busquéis Su favor. Y quizás así, seáis agradecidos.

İtalyanca: 

E' grazie alla Sua misericordia, che stabilisce per voi la notte e il giorno affinché possiate riposare e procurarvi la Sua grazia e affinché Gli siate riconoscenti.

Almanca: 

Und wegen Seiner Gnade machte ER euch den Tag und die Nacht, damit ihr darin ruht und nach Seiner Gunst erstrebt. Und damit ihr euch dankbar erweist.

Çince: 

他为怜恤你们而为你们创造黑夜和白昼,以便你们在黑夜安息,而在白昼寻求他的恩惠,以便你们感谢。

Hollandaca: 

In zijne genade heeft hij den nacht voor u gemaakt, opdat gij daarin zoudt rusten, en den dag, opdat gij gedurende dezen zoudt trachten door uwen arbeid, voorraad voor u zelven van zijn overvloed te verkrijgen, en dat gij dankbaar zoudt zijn.

Rusça: 

По Своей милости Он сотворил для вас ночь и день, чтобы вы отдыхали во время нее и искали Его милость, - быть может, вы будете благодарны.

Somalice: 

Naxariistiisa waxaa ka mid ah inuu idiin yeelay Habeen iyo Dharaarba inaad Xasishaan dhexdiisa Dalabtaanna Fadligiisa iyo inaad ku Shugridaan.

Swahilice: 

Na ni katika rehema zake amekufanyieni usiku na mchana mpate kupumzika humo na mtafute fadhila zake, na ili mpate kushukuru.

Uygurca: 

سىلەرنى كېچىدە ئارام ئالسۇن، كۈندۈزدە (ھاياتلىق يولىدا ھەرىكەتلىنىپ) اﷲ نىڭ پەزلىنى تەلەپ قىلسۇن ۋە (اﷲ نىڭ نېمەتلىرىگە) شۈكۈر قىلسۇن دەپ، سىلەر ئۈچۈن كېچە بىلەن كۈندۈزنى يارىتىشى اﷲ نىڭ رەھمىتىدىندۇر

Japonca: 

かれは慈悲のこころから,夜と昼をあなたがたのために定められ,それであなたがたは休み,またかれの恩典を求めることが出来る。必ずあなたがたは感謝するであろう。

Arapça (Ürdün): 

«ومن رحمته» تعالى «جعل لكم الليل والنهار لتسكنوا فيه» في الليل «ولتبتغوا من فضله» في النهار للكسب «ولعلكم تشكرون» النعمة فيهما.

Hintçe: 

और उसने अपनी मेहरबानी से तुम्हारे वास्ते रात और दिन को बनाया ताकि तुम रात में आराम करो और दिन में उसके फज़ल व करम (रोज़ी) की तलाश करो और ताकि तुम लोग शुक्र करो

Tayca: 

และเพราะความเมตตาของพระองค์ พระองค์ทรงทำให้มีกลางคืนและกลางวัน เพื่อพวกเจ้าจะได้พักผ่อนในเวลานั้น และเพื่อพวกเจ้าจะได้แสวงหาจากความโปรดปรานของพระองค์ และเพื่อพวกเจ้าจะได้ขอบคุณ

İbranice: 

הודות לשפע רחמיו הביא לכם את הלילה ואת היום למנוחה וכדרך להתכלכל מחסדו אולי תשבחוהו

Hırvatça: 

Iz milosti Svoje On vam je dao noć i dan - da se noću odmarate a da danju za dobrima Njegovim tragate i da zahvalni budete.

Rumence: 

În milostivenia Lui, El v-a făcut vouă noaptea ca să vă odihniţi şi ziua ca să căutaţi către harul Lui. Poate veţi mulţumi!

Transliteration: 

Wamin rahmatihi jaAAala lakumu allayla waalnnahara litaskunoo feehi walitabtaghoo min fadlihi walaAAallakum tashkuroona

Türkçe: 

Rahmetinin bir eseri olarak geceyi ve gündüzü sizin için oluşturdu ki, onda sükûnet bulasınız, O'nun lütfundan bir şeyler dileyesiniz ve şükredebilesiniz.

Sahih International: 

And out of His mercy He made for you the night and the day that you may rest therein and [by day] seek from His bounty and [that] perhaps you will be grateful.

İngilizce: 

It is out of His Mercy that He has made for you Night and Day,- that ye may rest therein, and that ye may seek of his Grace;- and in order that ye may be grateful.

Azerbaycanca: 

(Allah) öz mərhəmətindən dolayı sizi üçün gecəni (qaranlıq) və gündüzü (işıq) yaratdı ki, (gecəni) dincələsiniz, (gündüzü isə) Onun lütfündən ruzi diləyib axtarasınız. Bəlkə, (bu ne’mətə görə Allaha) şükür edəsiniz!

Süleyman Ateş: 

Rahmetinden dolayı sizin için geceyi ve gündüzü var etti ki, geceleyin dinlenesiniz ve (gündüzün) Allah'ın lutfunu arayasınız ve (Allah'ın ni'metine) şükredesiniz.

Diyanet Vakfı: 

Rahmetinden ötürü Allah, geceyi ve gündüzü yarattı ki geceleyin dinlenesiniz, (gündüzün) O'nun fazlu kereminden (rızkınızı) arayasınız ve şükredesiniz.

Erhan Aktaş: 

Gece ve gündüzün olması O’nun rahmetindendir; dinlenmeniz için ve lütfundan rızkınızı temin etmeniz için geceyi ve gündüzü düzenledi. Umulur ki şükredersiniz.

Kral Fahd: 

Rahmetinden ötürü Allah, geceyi ve gündüzü yarattı ki geceleyin dinlenesiniz, (gündüzün) O'nun fazlu kereminden (rızkınızı) arayasınız ve şükredesiniz.

Hasan Basri Çantay: 

Onun rahmeti (cümlesinde) ndir ki O, sizin fâideniz için, içinde sükûn ve istiraahat etmeniz için geceyi ve fazlu kereminden (rızkınızı) aramanız için gündüzü yaratmışdır. Tâki şükr edesiniz.

Muhammed Esed: 

Çünkü rahmetinden sizin için geceyi ve gündüzü O yarattı ki birinde dinlenesiniz, ötekinde de O´nun cömertliğinden (nasibinizi) arayasınız da belki böylece şükredesiniz.

Gültekin Onan: 

Kendi rahmetinden olmak üzere O, sizin için, dinlenmeniz ve O´nun fazlından (geçiminizi) aramanız için geceyi ve gündüzü var etti. Umulur ki şükredersiniz.

Ali Fikri Yavuz: 

O’nun rahmetindendir ki, sizin için geceyi ve gündüzü yaratmış, içinde istirahat edesiniz ve fazlından (rızkını) arayasınız diye... Olur ki (gece ile gündüzde bulunan Allah’ın nimetlerine) şükredersiniz.

Portekizce: 

Mercê de Sua misericórdia vos fez a noite e o dia; (a noite) para que repouseis; (o dia) para que procureis a Sua graça, afim de que Lhe agradeçais.

İsveççe: 

I Sin nåd skapade Han för er natten och dagen, så att ni skall ha en tid för vila och en tid då ni skall kunna söka det som Han i Sin godhet [beviljar er]; kanske känner ni tacksamhet.

Farsça: 

و از رحمت خود شب و روز را برای شما قرار داد، تا در شب بیارامید و [در روز] رزق و روزی بجویید، باشد که سپاس گزاری کنید.

Kürtçe: 

لەبەزەیی ئەو (خوایە) کەشەو وڕۆژی بۆ دروست کردون بۆ ئەوە ئارام بگرن لە(شەو) داو بۆ ئەوە بگەڕێن بەدوای ڕۆزی و فەزڵی خوادا (لەڕۆژدا) وە بۆ ئەوەی سوپاسی خوا بکەن (لەسەر ئەو نیعمەتانەی)

Özbekçe: 

У зот Ўз раҳмати ила сизларга кеча ва кундузни ором олишингиз ва ўз фазлидан талаб қилишингиз учун пайдо қилди. Шоядки шукр келтирсангиз.

Malayca: 

Dan di antara rahmat pemberianNya, Ia menjadikan untuk kamu malam dan siang (silih berganti supaya kamu berehat padanya dan supaya kamu berusaha mencari rezeki dari limpah kurniaNya, dan juga supaya kamu bersyukur.

Arnavutça: 

Dhe prej mëshirës së Tij, ua ka bërë juve natën dhe ditën, që të qetësoheni në të dhe të kërkoni nga dhuntitë e Tij, - dhe që ju të jeni mirënjohës”.

Bulgarca: 

От милост към вас Той стори нощта и деня, за да си почивате в нея и да търсите от Неговата благодат, и за да сте признателни!”

Sırpça: 

Из Своје милости Он вам је дао ноћ и дан - да се ноћу одмарате а да дању за Његовим добрима трагате и да будете захвални.

Çekçe: 

A On v milosrdenství Svém učinil pro vás noc i den, abyste si během noci odpočali a abyste během dne usilovali o část z dobrodiní Jeho - snad budete vděční!'

Urduca: 

یہ اسی کی رحمت ہے کہ اس نے تمہارے لیے رات اور دن بنائے تاکہ تم (رات میں) سکون حاصل کرو اور (دن کو) اپنے رب کا فضل تلاش کرو، شاید کہ تم شکر گزار بنو

Tacikçe: 

Ва аз раҳмати Ӯ он кӣ барои шумо шабу рӯзро падид овард, то дар он як биёсоед ва дар ин як ба талаби рӯзи бархезед, бошад, ки шукр гӯед».

Tatarca: 

Аллаһ үзенең рәхмәтеннән сезгә көндез илә кичне бар кылды, кичтә ял итмәкегез өчен, көндез кәсеп белән Аллаһуның фазълыннан таләп итмәклегегез өчен, шаять Аллаһуның бу нигъмәтләренә шөкер итәрсез."

Endonezyaca: 

Dan karena rahmat-Nya, Dia jadikan untukmu malam dan siang, supaya kamu beristirahat pada malam itu dan supaya kamu mencari sebahagian dari karunia-Nya (pada siang hari) dan agar kamu bersyukur kepada-Nya.

Amharca: 

ከችሮታውም ለእናንተ ሌሊትንና ቀንን በውስጡ ልታርፉበት፣ ከትሩፋቱም ልትፈልጉበት፣ አመስገኞችም ልትኾኑ አደረገላችሁ፡፡

Tamilce: 

அவன் தனது கருணையினால் உங்களுக்கு இரவை, - அதில் நீங்கள் ஓய்வு எடுப்பதற்காகவும்; பகலை, -(அதில் உங்கள் வாழ்வாதாரமாக இருக்கின்ற) அவனுடைய அருளை நீங்கள் தேடுவதற்காகவும்; நீங்கள் (இந்த அருட்கொடைகளுக்காக அவனுக்கு) நன்றி செலுத்துவதற்காகவும் - ஆக்கினான்.

Korece: 

그분의 은혜로 말미암아 그 분은 밤과 낮이 있도록 하셨으니 이는 너희가 그 안에서 휴식을 취하고 그분의 은혜 가운데서 양식 을 구하며 하나님에게 감사하도 록 함이라

Vietnamca: 

“Nhờ lòng nhân từ của Ngài, Ngài đã tạo ra ban đêm và ban ngày cho các ngươi để các ngươi có thể nghỉ ngơi (vào ban đêm) và tìm kế sinh nhai (vào ban ngày); hi vọng các ngươi biết tri ân Ngài.”