Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

23

Sûredeki Ayet No: 

95

Ayet No: 

2768

Sayfa No: 

348

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَإِنَّا عَلَىٰ أَن نُّرِيَكَ مَا نَعِدُهُمْ لَقَادِرُونَ

Çeviriyazı: 

veinnâ `alâ en nüriyeke mâ ne`idühüm leḳâdirûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Biz, onlara yönelttiğimiz tehdidi sana göstermeye elbette ki kadiriz.

Diyanet İşleri: 

Biz onlara vadettiğimizi sana elbette gösterebiliriz.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve şüphe yok ki bizim, onlara vaadettiğimiz şeyleri sana göstermeye gücümüz yeter elbette.

Şaban Piriş: 

Şüphesiz biz, onlara vaat ettiğimiz (azabı) sana göstermeye kadiriz.

Edip Yüksel: 

Biz elbette, kendilerine söz verileni sana gösterebiliriz.

Ali Bulaç: 

Gerçek şu ki Biz, onları tehdit ettiğimiz şeyi şüphesiz sana gösterme gücüne sahibiz.

Suat Yıldırım: 

Biz onlara vâd ettiğimiz azabı sana göstermeye elbette kadiriz.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve şüphe yok ki, Biz onlara yapmış olduğumuz vaîdi sana göstermeğe elbette kadirleriz.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Biz, onları tehdit ettiğimiz şeyi sana göstermeye elbette kadiriz.

Bekir Sadak: 

Sura uflendigi zaman, o gun, aralarindaki soy yakinligi fayda vermez ve birbirlerine de birsey soramazlar.

İbni Kesir: 

Biz, onlara vaad ettiğimizi sana göstermeye elbette kadiriz.

Adem Uğur: 

Biz, onlara yönelttiğimiz tehdidi sana göstermeye elbette ki kadiriz.

İskender Ali Mihr: 

Ve muhakkak ki Biz, onlara vaadettiğimiz şeyi sana göstermeye elbette kaadir olanlarız.

Celal Yıldırım: 

Şüphesiz ki (Peygamberim ) onlara va´dettiğimiz azabı sana göstermeye kudretimiz yeter.

Tefhim ul Kuran: 

Gerçek şu ki biz, onları tehdit ettiğimiz şeyi şüphesiz sana gösterme gücüne sahibiz.

Fransızca: 

Nous sommes Capable, certes, de te montrer ce que Nous leur promettons.

İspanyolca: 

Nosotros somos bien capaces, ciertamente, de mostrarte aquello con que les hemos amenazado.

İtalyanca: 

In verità Noi possiamo mostrarti quello che abbiamo loro promesso.

Almanca: 

Und gewiß, WIR sind doch allmächtig, dich noch erleben zu lassen, was WIR ihnen androhen.

Çince: 

我的确能使你看见我所警告他们的刑罚。

Hollandaca: 

Want wij zijn zekerlijk in staat, u datgene te doen zien waarmede zij bedreigd werden.

Rusça: 

Воистину, Мы способны показать тебе то, что им обещано.

Somalice: 

Annaguna inaan ku Tusinno waxaan u Yaboohnay waan Karraa.

Swahilice: 

Na hakika Sisi ni waweza wa kukuonyeshsa tuliyo waahidi.

Uygurca: 

بىز ئۇلارغا ۋەدە قىلغان ئازابنى ساڭا كۆرسىتىشكە ئەلۋەتتە قادىرمىز

Japonca: 

本当にわれは,かれらに警告したものを,あなたに示すことは確かに出来る。

Arapça (Ürdün): 

«وإنا على أن نريك ما نعدهم لقادرون».

Hintçe: 

और (ऐ रसूल) हम यक़ीनन इस पर क़ादिर हैं कि जिस (अज़ाब) का हम उनसे वायदा करते हैं तुम्हें दिखा दें

Tayca: 

และแท้จริงเราเป็นผู้มีอานุภาพอย่างแน่นอนที่จะให้เจ้าได้เห็นสิ่งที่เราได้สัญญาพวกเขาไว้

İbranice: 

הן, באפשרותנו להציג בפניך (לקיים) את אשר (העונש) אנו מבטיחים להם

Hırvatça: 

A Mi, zaista, možemo da ti pokažemo ono što im prijeteći obećavamo.

Rumence: 

Noi avem puterea de a-ţi arăta ceea ce le-am făgăduit.

Transliteration: 

Wainna AAala an nuriyaka ma naAAiduhum laqadiroona

Türkçe: 

Biz, onları tehdit ettiğimiz şeyi sana göstermeye elbette kadiriz.

Sahih International: 

And indeed, We are able to show you what We have promised them.

İngilizce: 

And We are certainly able to show thee (in fulfilment) that against which they are warned.

Azerbaycanca: 

(Ya Rəsulum!) Biz onlara və’d etdiyimizi (əzabı) sənə göstərməyə, əlbəttə, qadirik!

Süleyman Ateş: 

Biz, onları tehdidettiğimiz şeyi sana göstermeğe elbette kadiriz (onları cezalandıracağız ve sen bunu göreceksin).

Diyanet Vakfı: 

Biz, onlara yönelttiğimiz tehdidi sana göstermeye elbette ki kadiriz.

Erhan Aktaş: 

Kuşkusuz onları uyardığımız şeylere seni tanık yapmaya gücümüz yeter.

Kral Fahd: 

Biz, onlara yönelttiğimiz tehdidi sana göstermeye elbette ki kadiriz.

Hasan Basri Çantay: 

Hakîkat, biz onlara va´d (ve tehdîd) etdiğimizi sana göstermiye de elbette kaadiriz.

Muhammed Esed: 

(İşte böyle dua et) çünkü, şüphesiz Biz, onlara vaad ettiğimiz (azabın, bu dünyada dahi gerçekleşmesine) seni tanık kılacak güçteyiz!

Gültekin Onan: 

Gerçek şu ki biz, onları tehdit ettiğimiz şeyi şüphesiz sana gösterme gücüne sahibiz.

Ali Fikri Yavuz: 

(Ey Rasûlüm), onlara vaad ettiğimiz azabı sana göstermeğe elbette kadiriz.

Portekizce: 

Em verdade, podemos mostrar-te o que lhe temos prometido.

İsveççe: 

Vi har helt visst makt att låta dig bevittna det som Vi lovar dem [fastän Vi ger dem uppskov].

Farsça: 

و به یقین ما تواناییم آن عذابی که به آنان وعده می دهیم به تو بنمایانیم.

Kürtçe: 

وە بەڕاستی ئێمە بەتواناین ئەو بەڵێنەی (بەسزادانیان) بەوانمان داوە نیشانت بدەین

Özbekçe: 

Албатта, Биз уларга ваъда қилаётган нарсамизни сенга кўрсатишга қодирмиз.

Malayca: 

Dan sesungguhnya Kami berkuasa memperlihatkan kepadamu azab yang Kami janjikan kepada mereka.

Arnavutça: 

Dhe, me të vërtetë, Na jemi të fuqishëm që të tregojmë ty – atë që ua kemi premtuar atyre.

Bulgarca: 

Способни сме Ние да ти покажем онова, което им обещаваме.

Sırpça: 

А Ми, заиста, можемо да ти покажемо оно чиме им се прети.

Çekçe: 

Jsme věru s to ti ukázat, co jsme jim slíbili,

Urduca: 

اور حقیقت یہ ہے کہ ہم تمہاری آنکھوں کے سامنے ہی وہ چیز لے آنے کی پوری قدرت رکھتے ہیں جس کی دھمکی ہم انہیں دے رہے ہیں

Tacikçe: 

Ва Мо агар бихоҳем, ки он чиро ба онон ваъда додаем, туро нишон диҳем, метавонем.

Tatarca: 

Әлбәттә, Без аларга вәгъдә иткән ґәзабны сиңа күрсәтергә кадирбыз.

Endonezyaca: 

Dan sesungguhnya Kami benar-benar kuasa untuk memperlihatkan kepadamu apa yang Kami ancamkan kepada mereka.

Amharca: 

እኛም የምናስፈራራቸውን ነገር ልናሳይህ በእርግጥ ቻዮች ነን፡፡

Tamilce: 

நிச்சயமாக நாம் அவர்களுக்கு எதை எச்சரிக்கிறோமோ அதை நாம் உமக்கு காண்பிப்பதற்கு ஆற்றல் உள்ளவர்கள்தான்.

Korece: 

실로 하나님은 그분이 그들 에게 약속한 것을 그대에게 보여 줄 수 있노라

Vietnamca: 

Quả thật, TA (Allah) thừa sức cho Ngươi (Thiên Sứ Muhammad) nhìn thấy điều (hình phạt) mà TA cảnh báo họ.