Arapça:
وَإِنَّا عَلَىٰ أَن نُّرِيَكَ مَا نَعِدُهُمْ لَقَادِرُونَ
Çeviriyazı:
veinnâ `alâ en nüriyeke mâ ne`idühüm leḳâdirûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Biz, onlara yönelttiğimiz tehdidi sana göstermeye elbette ki kadiriz.
Diyanet İşleri:
Biz onlara vadettiğimizi sana elbette gösterebiliriz.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve şüphe yok ki bizim, onlara vaadettiğimiz şeyleri sana göstermeye gücümüz yeter elbette.
Şaban Piriş:
Şüphesiz biz, onlara vaat ettiğimiz (azabı) sana göstermeye kadiriz.
Edip Yüksel:
Biz elbette, kendilerine söz verileni sana gösterebiliriz.
Ali Bulaç:
Gerçek şu ki Biz, onları tehdit ettiğimiz şeyi şüphesiz sana gösterme gücüne sahibiz.
Suat Yıldırım:
Biz onlara vâd ettiğimiz azabı sana göstermeye elbette kadiriz.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve şüphe yok ki, Biz onlara yapmış olduğumuz vaîdi sana göstermeğe elbette kadirleriz.
Yaşar Nuri Öztürk:
Biz, onları tehdit ettiğimiz şeyi sana göstermeye elbette kadiriz.
Bekir Sadak:
Sura uflendigi zaman, o gun, aralarindaki soy yakinligi fayda vermez ve birbirlerine de birsey soramazlar.
İbni Kesir:
Biz, onlara vaad ettiğimizi sana göstermeye elbette kadiriz.
Adem Uğur:
Biz, onlara yönelttiğimiz tehdidi sana göstermeye elbette ki kadiriz.
İskender Ali Mihr:
Ve muhakkak ki Biz, onlara vaadettiğimiz şeyi sana göstermeye elbette kaadir olanlarız.
Celal Yıldırım:
Şüphesiz ki (Peygamberim ) onlara va´dettiğimiz azabı sana göstermeye kudretimiz yeter.
Tefhim ul Kuran:
Gerçek şu ki biz, onları tehdit ettiğimiz şeyi şüphesiz sana gösterme gücüne sahibiz.
Fransızca:
Nous sommes Capable, certes, de te montrer ce que Nous leur promettons.
İspanyolca:
Nosotros somos bien capaces, ciertamente, de mostrarte aquello con que les hemos amenazado.
İtalyanca:
In verità Noi possiamo mostrarti quello che abbiamo loro promesso.
Almanca:
Und gewiß, WIR sind doch allmächtig, dich noch erleben zu lassen, was WIR ihnen androhen.
Çince:
我的确能使你看见我所警告他们的刑罚。
Hollandaca:
Want wij zijn zekerlijk in staat, u datgene te doen zien waarmede zij bedreigd werden.
Rusça:
Воистину, Мы способны показать тебе то, что им обещано.
Somalice:
Annaguna inaan ku Tusinno waxaan u Yaboohnay waan Karraa.
Swahilice:
Na hakika Sisi ni waweza wa kukuonyeshsa tuliyo waahidi.
Uygurca:
بىز ئۇلارغا ۋەدە قىلغان ئازابنى ساڭا كۆرسىتىشكە ئەلۋەتتە قادىرمىز
Japonca:
本当にわれは,かれらに警告したものを,あなたに示すことは確かに出来る。
Arapça (Ürdün):
«وإنا على أن نريك ما نعدهم لقادرون».
Hintçe:
और (ऐ रसूल) हम यक़ीनन इस पर क़ादिर हैं कि जिस (अज़ाब) का हम उनसे वायदा करते हैं तुम्हें दिखा दें
Tayca:
และแท้จริงเราเป็นผู้มีอานุภาพอย่างแน่นอนที่จะให้เจ้าได้เห็นสิ่งที่เราได้สัญญาพวกเขาไว้
İbranice:
הן, באפשרותנו להציג בפניך (לקיים) את אשר (העונש) אנו מבטיחים להם
Hırvatça:
A Mi, zaista, možemo da ti pokažemo ono što im prijeteći obećavamo.
Rumence:
Noi avem puterea de a-ţi arăta ceea ce le-am făgăduit.
Transliteration:
Wainna AAala an nuriyaka ma naAAiduhum laqadiroona
Türkçe:
Biz, onları tehdit ettiğimiz şeyi sana göstermeye elbette kadiriz.
Sahih International:
And indeed, We are able to show you what We have promised them.
İngilizce:
And We are certainly able to show thee (in fulfilment) that against which they are warned.
Azerbaycanca:
(Ya Rəsulum!) Biz onlara və’d etdiyimizi (əzabı) sənə göstərməyə, əlbəttə, qadirik!
Süleyman Ateş:
Biz, onları tehdidettiğimiz şeyi sana göstermeğe elbette kadiriz (onları cezalandıracağız ve sen bunu göreceksin).
Diyanet Vakfı:
Biz, onlara yönelttiğimiz tehdidi sana göstermeye elbette ki kadiriz.
Erhan Aktaş:
Kuşkusuz onları uyardığımız şeylere seni tanık yapmaya gücümüz yeter.
Kral Fahd:
Biz, onlara yönelttiğimiz tehdidi sana göstermeye elbette ki kadiriz.
Hasan Basri Çantay:
Hakîkat, biz onlara va´d (ve tehdîd) etdiğimizi sana göstermiye de elbette kaadiriz.
Muhammed Esed:
(İşte böyle dua et) çünkü, şüphesiz Biz, onlara vaad ettiğimiz (azabın, bu dünyada dahi gerçekleşmesine) seni tanık kılacak güçteyiz!
Gültekin Onan:
Gerçek şu ki biz, onları tehdit ettiğimiz şeyi şüphesiz sana gösterme gücüne sahibiz.
Ali Fikri Yavuz:
(Ey Rasûlüm), onlara vaad ettiğimiz azabı sana göstermeğe elbette kadiriz.
Portekizce:
Em verdade, podemos mostrar-te o que lhe temos prometido.
İsveççe:
Vi har helt visst makt att låta dig bevittna det som Vi lovar dem [fastän Vi ger dem uppskov].
Farsça:
و به یقین ما تواناییم آن عذابی که به آنان وعده می دهیم به تو بنمایانیم.
Kürtçe:
وە بەڕاستی ئێمە بەتواناین ئەو بەڵێنەی (بەسزادانیان) بەوانمان داوە نیشانت بدەین
Özbekçe:
Албатта, Биз уларга ваъда қилаётган нарсамизни сенга кўрсатишга қодирмиз.
Malayca:
Dan sesungguhnya Kami berkuasa memperlihatkan kepadamu azab yang Kami janjikan kepada mereka.
Arnavutça:
Dhe, me të vërtetë, Na jemi të fuqishëm që të tregojmë ty – atë që ua kemi premtuar atyre.
Bulgarca:
Способни сме Ние да ти покажем онова, което им обещаваме.
Sırpça:
А Ми, заиста, можемо да ти покажемо оно чиме им се прети.
Çekçe:
Jsme věru s to ti ukázat, co jsme jim slíbili,
Urduca:
اور حقیقت یہ ہے کہ ہم تمہاری آنکھوں کے سامنے ہی وہ چیز لے آنے کی پوری قدرت رکھتے ہیں جس کی دھمکی ہم انہیں دے رہے ہیں
Tacikçe:
Ва Мо агар бихоҳем, ки он чиро ба онон ваъда додаем, туро нишон диҳем, метавонем.
Tatarca:
Әлбәттә, Без аларга вәгъдә иткән ґәзабны сиңа күрсәтергә кадирбыз.
Endonezyaca:
Dan sesungguhnya Kami benar-benar kuasa untuk memperlihatkan kepadamu apa yang Kami ancamkan kepada mereka.
Amharca:
እኛም የምናስፈራራቸውን ነገር ልናሳይህ በእርግጥ ቻዮች ነን፡፡
Tamilce:
நிச்சயமாக நாம் அவர்களுக்கு எதை எச்சரிக்கிறோமோ அதை நாம் உமக்கு காண்பிப்பதற்கு ஆற்றல் உள்ளவர்கள்தான்.
Korece:
실로 하나님은 그분이 그들 에게 약속한 것을 그대에게 보여 줄 수 있노라
Vietnamca:
Quả thật, TA (Allah) thừa sức cho Ngươi (Thiên Sứ Muhammad) nhìn thấy điều (hình phạt) mà TA cảnh báo họ.
Ayet Linkleri: