Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

23

Sûredeki Ayet No: 

47

Ayet No: 

2720

Sayfa No: 

345

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

فَقَالُوا أَنُؤْمِنُ لِبَشَرَيْنِ مِثْلِنَا وَقَوْمُهُمَا لَنَا عَابِدُونَ

Çeviriyazı: 

feḳâlû enü'minü libeşerayni miŝlinâ veḳavmühümâ lenâ `âbidûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Onun için: Biz, dediler, "kavimleri bize kölelik ederken bizim benzerimiz olan bu iki adama inanacak mıyız?"

Diyanet İşleri: 

Bu yüzden: "Milletleri bize kul iken, bizim gibi iki insana mı inanacağız?" deyip onları yalancı saydılar. Bu yüzden yok edildiler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Derken, inanacağız mı bizim gibi iki insana, kavimleri de bize kulluk etmede dediler.

Şaban Piriş: 

Dediler ki: Bizim gibi iki insana mı iman edeceğiz, üstelik onların kavmi de bize ibadet ederken?

Edip Yüksel: 

"O ikisinin halkı bize kölelik ederken şimdi biz tutup bizim gibi iki insana mı inanalım," dediler.

Ali Bulaç: 

Dediler ki: "Bizim benzerimiz olan iki beşere mi inanacak mışız? Kaldı ki, onların kavimleri bize kullukta (kölelikte) bulunmaktadırlar."

Suat Yıldırım: 

Dediler ki: “Kendi kavimleri bizim hizmetçi kölelerimiz iken şimdi kalkıp bizim gibi beşer olan bu iki adama mı inanacağız?” [26,29]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Binaenaleyh dediler ki: «Bizim mislimiz olan iki insana imân eder miyiz, onların kavmi ise bizim için kulluk edenlerdir?»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Şöyle dediler: "Kendilerine bağlı toplum bize kulluk-kölelik ederken, biz kalkıp bizim gibi iki insan olan şu adamlara mı inanacağız?"

Bekir Sadak: 

Ama insanlar din konusunda aralarinda boluk boluk oldular. Her boluk kendi tuttugu yoldan memnundur.

İbni Kesir: 

Bu yüzden dediler ki: Kavimleri bize kulluk edip dururken, bizim gibi şu iki insana mı inanacağız?

Adem Uğur: 

Bu yüzden dediler ki: Kavimleri bize kölelik ederken, bizim gibi olan bu iki adama inanır mıyız?

İskender Ali Mihr: 

Sonra dediler ki: “Bizim gibi iki beşere (Hz. Musa ve Hz. Harun´a), îmân mı edelim? Ve onların ikisinin (Musa ve Harun A.S´ın) kavmi, bize kul (köle) olmasına rağmen.”

Celal Yıldırım: 

«Biz» dediler, «bizim gibi (yiyip içen) iki insana hiç inanır mıyız? Kaldı ki ikisinin de kavmi bize kulluk etmekteler.»

Tefhim ul Kuran: 

«Kavimleri bize ibadet (kölelik) ederken bizim gibi iki beşere mi inanalım?» dediler.

Fransızca: 

Ils dirent : "Croirons-nous en deux hommes comme nous dont les congénères sont nos esclaves.

İspanyolca: 

Dijeron: «¿Vamos a creer a dos mortales como nosotros, mientras su pueblo nos sirve de esclavos?»

İtalyanca: 

Dissero: «Dovremmo credere in due uomini come noi, il cui popolo è nostro schiavo?»

Almanca: 

Sie sagten dann: "Sollen wir etwa den Iman an zwei Menschen wie wir verinnerlichen, deren Leute für uns Diener sind?!"

Çince: 

他们说:我们怎能信仰象我们样的两个凡人呢?何况他俩的宗族是服侍我们的。

Hollandaca: 

En zij zeiden: Zullen wij gelooven aan twee mannen, die ons gelijk zijn en wier volk onze slaven zijn?

Rusça: 

Они сказали: "Неужели мы уверуем в двух людей, которые подобны нам, тогда как их народ служит нам?"

Somalice: 

waxayna dheheen ma waxaanu u rumayn Labo ruux oo nala mid ah Qoomkooduna anaga na Caabudo.

Swahilice: 

Wakasema: Je, tuwaamini wanaadamu wawili hawa kama sisi, na ambao watu wao ni watumwa wetu?

Uygurca: 

ئۇلار: «بىزگە ئوخشاش ئىككى ئاددى ئىنسانغا ئىمان ئېيتامدۇق، ھالبۇكى، ئۇلارنىڭ قەۋمى بىزنىڭ (قۇلغا ئوخشاش) خىزمەتچىلىرىمىزدۇر» دېيىشتى

Japonca: 

かれらは言った。「わたしたち同様に人間にすぎない二人を(どうして)信じられましょうか。しかもかれらの民は,わたしたちの奴隷ではないですか」

Arapça (Ürdün): 

«فقالوا أنؤمن لبشرين مثلنا وقومهما لنا عابدون» مطيعون خاضعون.

Hintçe: 

आपस मे कहने लगे क्या हम अपने ही ऐसे दो आदमियों पर ईमान ले आएँ हालाँकि इन दोनों की (क़ौम की) क़ौम हमारी ख़िदमत गारी करती है

Tayca: 

พวกเขากล่าวว่า “จะให้พวกเราศรัทธาต่อบุคคลทั้งสองที่มีสภาพเช่นเดียวกับเราและทั้ง ๆ ที่พวกพ้องของเขาทั้งสองก็เป็นทาสรับใช้เรา”

İbranice: 

והם אמרו: 'האם נאמין לשני אנשים כמותנו, בעוד בני עמם עבדים שלנו

Hırvatça: 

"Zar da povjerujemo dvojici ljudi koji su kao i mi, a narod njihov je roblje naše?", govorili su,

Rumence: 

Ei spuseră: “Să dăm crezare la doi oameni asemenea nouă şi al căror popor ne este nouă rob?”

Transliteration: 

Faqaloo anuminu libasharayni mithlina waqawmuhuma lana AAabidoona

Türkçe: 

Şöyle dediler: "Kendilerine bağlı toplum bize kulluk-kölelik ederken, biz kalkıp bizim gibi iki insan olan şu adamlara mı inanacağız?"

Sahih International: 

They said, "Should we believe two men like ourselves while their people are for us in servitude?"

İngilizce: 

They said: "Shall we believe in two men like ourselves? And their people are subject to us!"

Azerbaycanca: 

(Fir’on və ə’yan-əşrafı) dedilər: “Bunların tayfası bizə bir qul kimi itaət etdiyi halda, biz özümüz kimi iki adi insana imanmı gətirəcəyik?”

Süleyman Ateş: 

Şu iki adamın kavmi bize kölelik ederken, şimdi biz kalkıp bizim gibi iki insana mı inanacağız? dediler.

Diyanet Vakfı: 

Bu yüzden dediler ki: Kavimleri bize kölelik ederken, bizim gibi olan bu iki adama inanır mıyız?

Erhan Aktaş: 

Sonra da: “Bizden farkı olmayan, üstelik halkı da bize kulluk eden bu iki beşere mi inanacağız?” dediler.

Kral Fahd: 

Bu yüzden: "Kavimleri bize kölelik edip dururken, bizim gibi iki insana mı iman edeceğiz?" demişlerdi.

Hasan Basri Çantay: 

Onun için dediler ki: «Kavmleri bize kulluk edib dururlarken bizim gibi iki beşere îman mı edecek misiz»?

Muhammed Esed: 

Nitekim şöyle dediler: "Soydaşları bizim kölelerimiz olduğu halde, bizim gibi ölümlü olan bu iki insana mı inanacağız yani?"

Gültekin Onan: 

Dediler ki: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

(Bu itibarla Firavun ve kavmi) şöyle dediler: “- Biz, bizim gibi iki insana. (Mûsa ve Harûn’a) hiç iman eder miyiz! Hele bir de kavimleri bize itaat edib duruyorken?

Portekizce: 

E disseram: Como havemos de crer em dois homens como nós, cujo povo nos está submetido?

İsveççe: 

Och de sade: "Varför skulle vi tro på dem? De är ju bara människor som vi själva och deras folk är våra slavar!"

Farsça: 

و گفتند: آیا به دو بشری که مانند خودمان هستند ایمان بیاوریم در حالی که قوم [و قبیله] آن دو بردگان ما هستند؟

Kürtçe: 

ئەمجا ووتیان ئایا ئێمە بە دوو کەسی وەک خۆمان باوەڕ بھێنین لەکاتێکدا گەلەکەیان (بەنی ئیسرائیل) ئێمە دەپەرستن (گەردن کەچن بۆ ئێمە)

Özbekçe: 

Бас, улар: «Ўзимизга ўхшаган икки башарга иймон келтирамизми?! Ҳолбуки, уларнинг қавми бизга қуллик қилгувчи бўлиб турибди-ку?! « дедилар. (Яъни, қандай қилиб ўзимизга ўхшаган, қўлимизда қул бўлиб турган Бани Исроил қавмининг икки одамига Пайғамбар деб иймон келтирамиз, дедилар.)

Malayca: 

Sehingga mereka berkata (dengan angkuhnya): "Patutkah kita beriman kepada dua manusia seperti kita, sedang kaum mereka menjadi orang-orang suruhan kita?"

Arnavutça: 

E thanë ata: “Vallë, a t’u besojmë dy njerëzve, të cilët janë si ne, e populli i tyre na janë përulur?”

Bulgarca: 

И рекоха: “Нима да повярваме на двама като нас, щом хората им са наши слуги?”

Sırpça: 

Говорили су: „Зар да поверујемо двојици људи који су као и ми, а њихов народ је у нашем ропству?"

Çekçe: 

a řekli: 'Máme uvěřit dvěma smrtelníkům stejným jako my, jejichž lid nám otročí?'

Urduca: 

کہنے لگے "کیا ہم اپنے ہی جیسے دو آدمیوں پر ایمان لے آئیں؟ اور آدمی بھی وہ جن کی قوم ہماری بندی ہے"

Tacikçe: 

ва гуфтанд: «Оё ба ду инсон, ки монанди мо ҳастанд ва қавмашон бандагони мо буданд, имон биёварем?»

Tatarca: 

Әйттеләр: "Үзебез кеби ике кешегә иман китерикме, вәхәлән ки аларның кавеме кол кеби безгә хезмәт итәләр".

Endonezyaca: 

Dan mereka berkata: "Apakah (patut) kita percaya kepada dua orang manusia seperti kita (juga), padahal kaum mereka (Bani Israil) adalah orang-orang yang menghambakan diri kepada kita?"

Amharca: 

«ብጤያችንም ለኾኑ ሁለት ሰዎች ሕዝቦቻቸው ለእኛ ተገዢዎች ኾነው ሳሉ እናምናለን» አሉ፡፡

Tamilce: 

ஆக, அவர்கள் கூறினார்கள்: “எங்களைப் போன்ற மனித (இனத்தை சேர்ந்த இருவ)ர்களை நாங்கள் நம்பிக்கை கொள்வோமா? அவ்விருவரின் சமுதாயமோ எங்களுக்கு அடிபணிந்தவர்களாக இருக்கிறார்கள்.”

Korece: 

그들이 말하길 우리와 다를 바 없는 두 인간을 믿어야 하느 뇨 그 두 인간의 백성들은 우리 의 종복들이 아니더뇨

Vietnamca: 

(Pha-ra-ông và các quần thần của hắn) bảo nhau: “Chẳng lẽ chúng ta phải tin vào hai tên người phàm giống như chúng ta trong khi đám dân của hai tên đó lại là những nô lệ của chúng ta ư?”