Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

27

Sûredeki Ayet No: 

21

Ayet No: 

3180

Sayfa No: 

378

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

لَأُعَذِّبَنَّهُ عَذَابًا شَدِيدًا أَوْ لَأَذْبَحَنَّهُ أَوْ لَيَأْتِيَنِّي بِسُلْطَانٍ مُّبِينٍ

Çeviriyazı: 

leü`aẕẕibennehû `aẕâben şedîden ev leeẕbeḥannehû ev leye'tiyennî bisülṭânim mübîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Ya bana (mazeretini gösteren) apaçık bir delil getirecek, ya da onu şiddetli bir azaba uğratacağım, yahut boğazlıyacağım!

Diyanet İşleri: 

Süleyman, kuşları araştırarak: "Hüdhüd'ü niçin göremiyorum? Yoksa kayıplarda mı? Bana apaçık bir delil getirmelidir; yoksa onu ya şiddetli bir azaba uğratırım yahut keserim" dedi.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ona şiddetli bir surette azap edeceğim, yahut onu kestireceğim, yahut da bana, neden bulunmadığının sebebini açıklayan bir delil gösterir.

Şaban Piriş: 

Ya bana apaçık bir delil getirecek, ya da onu şiddetli bir cezaya çarptıracağım veya keseceğim.

Edip Yüksel: 

Bana (özür olarak) açık bir delil getirmezse, onu şiddetli bir cezaya çarpacağım, yahut onu keseceğim.

Ali Bulaç: 

Onu gerçekten şiddetli bir azapla azaplandıracağım, ya da onu boğazlayacağım veya o, bana apaçık olan bir delil getirmelidir.

Suat Yıldırım: 

“Kuvvetli ve geçerli bir mazeret ortaya koymadığı takdirde,onu şiddetli bir şekilde cezalandıracağım yahut boynunu keseceğim.”

Ömer Nasuhi Bilmen: 

«Herhalde onu şiddetli bir azap ile muazzep kılarım veya onu boğazlarım, yahut bana apaçık bir hüccet getirir.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Ona acımasızca azap edeceğim, beki de onu boğazlayacağım; yahut da bana mutlaka açık bir kanıt getirecek.

Bekir Sadak: 

Suleyman soyle soyledi: «Dogru mu soyluyorsun, yoksa yalancilardan misin, bakacagiz.»

İbni Kesir: 

Ya bana apaçık bir burhan getirecektir, ya da onu şiddetli bir azaba uğratırım veya keserim.

Adem Uğur: 

Ya bana (mazeretini gösteren) apaçık bir delil getirecek ya da onun canını iyice yakacağım yahut onu boğazlayacağım!

İskender Ali Mihr: 

Ona mutlaka şiddetli azap edeceğim veya onu mutlaka boğazlayacağım (keseceğim). Ya da bana kesin olarak apaçık bir delil getirsin.

Celal Yıldırım: 

O, ya bana açık kesin bir kanıt getirmelidir, ya da ona çok şiddetli bir azâb ile azâb ederim veya onu keserim» dedi.

Tefhim ul Kuran: 

«Onu gerçekten şiddetli bir azabla azablandıracağım, ya da onu boğazlayacağım veya o, bana apaçık olan ispatlayıcı bir delil getirmelidir.»

Fransızca: 

Je la châtierai sévèrement ! ou je l'égorgerai ! ou bien elle m'apportera un argument explicite".

İspanyolca: 

He de castigarla severamente o degollarla, a menos que me presente, sin falta, una excusa satisfactoria».

İtalyanca: 

Le infliggerò un severo castigo, o la sgozzerò, a meno che non adduca una valida scusa».

Almanca: 

Gewiß, ich werde ihn einer qualvollen Peinigung unterziehen oder ihn schlachten, oder er legt mir eine klare Entschuldigung vor."

Çince: 

我必定严厉地惩罚它,或杀掉它,除非它带一个明证来给我。

Hollandaca: 

Waarlijk, ik zal hem straffen met eene strenge kastijding, of ik zal hem dooden, tenzij hij mij eene gegronde verontschuldiging make.

Rusça: 

Я подвергну его суровым мучениям или же зарежу его, если он не приведет ясного довода".

Somalice: 

Waxaan Cadaabi Cadaab Daran ama waan Gawrici ama wuxuu iikeeni Xujo Cad.

Swahilice: 

Kwa yakini nitamuadhibu kwa adhabu kali, au nitamchinja, au aniletee hoja ya kutosha.

Uygurca: 

ئۇنى چوقۇم قاتتىق جازالايمەن، يا ئۇنى چوقۇم بوغۇزلايمەن، يا چوقۇم (يوقاپ كەتكەنلىكىنى ئاقلايدىغان) بىر روشەن دەلىل كەلتۈرىدۇ»

Japonca: 

「わたしは厳しい刑で,必ずあれを処罰し,あるいは殺すでしょう。明瞭な理由をわたしに持って来ない限りは。」

Arapça (Ürdün): 

قال «لأعذبنه عذاباً» تعذيباً «شديداً» بنتف ريشه وذنبه ورميه في الشمس فلا يمتنع من الهوام «أو لأذبحنه» بقطع حلقومه «أو ليأتيني» بنون مشددة مكسورة أو مفتوحة يليها نون مكسورة «بسلطان مبين» ببرهان بين ظاهر على عذره.

Hintçe: 

(अगर ऐसा है तो) मै उसे सख्त से सख्त सज़ा दूँगा या (नहीं तो ) उसे ज़बाह ही कर डालूँगा या वह (अपनी बेगुनाही की) कोई साफ दलील मेरे पास पेश करे

Tayca: 

“แน่นอน ฉันจะลงโทษมันด้วยการลงโทษอย่างสาหัส หรือฉันจะฆ่ามันอย่างแน่นอนหรือให้มันนำหลักฐานอันชัดแจ้งมาให้ฉัน”

İbranice: 

אענישה בחומרה או אזבח אותה או שתגיש לי תירוץ מקובל

Hırvatça: 

Žestokoj ću ga patnji podvrgnuti ili ću ga zaklati, ili će mi jasan argument opravdanja donijeti!"

Rumence: 

O voi osândi la aprigă osândă, o voi înjunghia, de nu-mi va veni cu o împuternicire desluşită.”

Transliteration: 

LaoAAaththibannahu AAathaban shadeedan aw laathbahannahu aw layatiyannee bisultanin mubeenin

Türkçe: 

"Ona acımasızca azap edeceğim, beki de onu boğazlayacağım; yahut da bana mutlaka açık bir kanıt getirecek."

Sahih International: 

I will surely punish him with a severe punishment or slaughter him unless he brings me clear authorization."

İngilizce: 

I will certainly punish him with a severe penalty, or execute him, unless he bring me a clear reason (for absence).

Azerbaycanca: 

And olsun ki, ona şiddətli bir əzab verər, ya da tutub kəsərəm (boğazını üzərəm). Yaxud da o (üzrlü səbəbə görə burada olmaması üçün) aşkar bir dəlil gətirsin!”

Süleyman Ateş: 

Ona çetin bir azabedeceğim, ya da onu keseceğim. Yahut da bana (mazeretini belirten) açık bir delil getirecek.

Diyanet Vakfı: 

Ya bana (mazeretini gösteren) apaçık bir delil getirecek ya da onun canını iyice yakacağım yahut onu boğazlayacağım!

Erhan Aktaş: 

“Kesinlikle ona şiddetli bir ceza vereceğim. Ya da onu boğazlayacağım. Ya da bana mazereti ile ilgili açık bir belge getirecek.”

Kral Fahd: 

Ya bana (mazeretini gösteren) apaçık bir delil getirecek ya da (tüylerini yolarak) onun canını iyice yakacağım yahut onu boğazlayacağım!

Hasan Basri Çantay: 

«Onu her halde çetin bir azaba uğratacağım. Yahud onu mutlakaa kesdireceğim, yahud bana açık ve kat´î bir bürhan getirir».

Muhammed Esed: 

(Eğer böyleyse,) karşıma inandırıcı bir mazeretle çıkmadığı takdirde, onu ya şiddetli bir cezayla cezalandıracağım ya da boynunu uçuracağım!"

Gültekin Onan: 

&quot

Ali Fikri Yavuz: 

Muhakkak surette ona şiddetli bir azab yapacağım veya boynunu keseceğim, yahud özrünü gösterecek açık bir delil bana getirir.”

Portekizce: 

Juro que a castigarei severamente ou a matarei, a menos que se apresente uma razão evidente.

İsveççe: 

Jag skall minsann straffa den strängt, nej, jag skall döda den, om den inte kan ge mig ett gott skäl [för sin frånvaro]!"

Farsça: 

قطعاً او را عذابی سخت خواهم کرد یا [برای عبرت دیگر پرندگان] او را سر می برم، یا باید [برای غایب بودنش] دلیلی روشن برایم بیاورد.

Kürtçe: 

سوێند بە خوا سزایەکی بەتینی دەدەم یا سەری دەبڕم یا بەڵگەیەکی ڕوونم بۆ دەھێنێت (لەسەر ئامادە نەبوونی)

Özbekçe: 

Албатта, уни шиддатли азобла азобларман ёки сўйиб юборурман ёхуд менга, албатта, очиқ-ойдин ҳужжат келтиражак», деди.

Malayca: 

"Demi sesungguhnya! Aku akan menyeksanya dengan seksa yang seberat-beratnya, atau aku akan menyembelihnya, kecuali ia membawa kepadaku alasan yang terang nyata (yang membuktikan sebab-sebab ia tidak hadir)".

Arnavutça: 

Nëse nuk më sjell arsyetim të bindshëm, do ta dënoj atë me dënim të rëndë ose do ta pres!”

Bulgarca: 

Ще го мъча със сурово мъчение или ще го заколя, ако не ми донесе явен довод.”

Sırpça: 

Ако ми не донесе ваљано оправдање, тешком ћу га казном казнити или ћу га заклати!”

Çekçe: 

Věru jej ztrestám trestem těžkým či jej zaříznu, nepřinese-li mi zjevné ospravedlnění!'

Urduca: 

میں اسے سخت سزا دوں گا، یا ذبح کر دوں گا، ورنہ اسے میرے سامنے معقول وجہ پیش کرنی ہو گی

Tacikçe: 

Ба сахттарин тарзе азобаш мекунам ё сарашро мебурам, агар барои ман далеле равшан наорад».

Tatarca: 

Сөләйман һүд-һүдкә ачуланды сорамый киткәне өчен, мин аны, әлбәттә, бик каты ґәзаб кылырмын, яки бугазлармын китүенә гозер күрсәткәненә чаклы. (Һүд-һүд кошы, әлбәттә, Аллаһ әмере белән киткән иде.)

Endonezyaca: 

Sungguh aku benar-benar akan mengazabnya dengan azab yang keras atau benar-benar menyembelihnya kecuali jika benar-benar dia datang kepadaku dengan alasan yang terang".

Amharca: 

«ብርቱን ቅጣት በእርግጥ እቀጣዋለሁ፡፡ ወይም በእርግጥ ዐርደዋለሁ፤ ወይም ግልጽ በኾነ አስረጅ ይመጣኛል» (አለ)

Tamilce: 

“நிச்சயமாக நான் அதை கடுமையாக தண்டிப்பேன். அல்லது, அதை நிச்சயமாக நான் அறுத்து விடுவேன். அல்லது அது கண்டிப்பாக தெளிவான ஆதாரத்தை என்னிடம் கொண்டுவர வேண்டும்.”

Korece: 

그가 만일 분명히 오지 아 니한 이유를 제시하지 않는다면 엄하게 다스려 그를 죽이리라

Vietnamca: 

“Ta chắc chắn sẽ phạt nó thật nặng hoặc Ta sẽ giết nó hoặc nó sẽ phải cho Ta biết lý do rõ ràng (về việc nó đã vắng mặt).”