Arapça:
ذَٰلِكَ بِمَا قَدَّمَتْ يَدَاكَ وَأَنَّ اللَّهَ لَيْسَ بِظَلَّامٍ لِّلْعَبِيدِ
Çeviriyazı:
ẕâlike bimâ ḳaddemet yedâke veenne-llâhe leyse biżallâmil lil`abîd.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ona "Bunlar, senin ellerinle kazandığın günahlar sebebiyledir" denir. Şüphesiz Allah kullarına zulmeden değildir.
Diyanet İşleri:
Ona: "Bunlar senin yaptıklarından ötürüdür" denir, yoksa Allah, kullarına karşı hiç de zalim değildir.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Bu da senin, kendi ellerinle kendine hazırladığın şeydir ve şüphe yok ki Allah, alabildiğine zulmetmez kullarına.
Şaban Piriş:
Bunlar, senin elinle yaptığının karşılığıdır. Yoksa Allah, kullarına karşı asla zulmedici değildir.
Edip Yüksel:
"Bu, ellerinin senin için yapıp öne sürdüğü işlerden ötürüdür." ALLAH kullara zulmedici değildir
Ali Bulaç:
(Ey insan) Bu, senin ellerinin önden takdim ettikleridir. Şüphesiz Allah, kullar için zulmedici değildir.
Suat Yıldırım:
O vakit kendisine: “İşte bu, dünyada işlediklerinin cezasıdır. Yoksa Allah kullarına en ufak bir haksızlık bile yapmaz.” denilir. [44,47-50]
Ömer Nasuhi Bilmen:
(Denilir ki) «Bu (azab) senin iki elinin evvelce yaptığından dolayıdır. Ve şüphe yok ki, Allah kulları için hiçbir zulmeden değildir.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Al, işte bu, iki elinin önden gönderdiğidir. Şu bir gerçek ki, Allah, kullara asla zulmedici değildir.
Bekir Sadak:
iste boylece Kuran´i apacik ayetler olarak indirdik. Allah, suphesiz, diledigini dogru yola eristirir.
İbni Kesir:
Ona: Bunlar senin yaptıklarından ötürüdür, denir. Yoksa Allah kullarına asla zulmedici değildir.
Adem Uğur:
İşte bu, önceden yapıp ettiklerin yüzündendir (denilir). Elbette Allah kullarına haksızlık edici değildir.
İskender Ali Mihr:
İşte bu, senin ellerinle takdim edilen şeyler (yaptığın zulümler) sebebiyledir. Ve muhakkak ki Allah, abidler (Allah´a kul olanlar) için zulmedici değildir.
Celal Yıldırım:
Bu, senin iki elin kazanıp önden gönderdiği şeyin karşılığıdır ve Allah kullarına zulmedici değildir.
Tefhim ul Kuran:
(Ey insan) Bu, senin ellerinin önden takdim ettikleridir. Şüphesiz Allah, kullar için zulmedici değildir.
Fransızca:
Voilà, pour ce que tes deux mains ont préparé (ici-bas) ! Cependant, Allah n'est point injuste envers Ses serviteurs.
İspanyolca:
«¡Ahí tienes, por las obras que has cometido!» Alá no es injusto con Sus siervos.
İtalyanca:
"Ecco il compenso per ciò che le tue mani hanno commesso!". Allah non è mai ingiusto nei confronti dei Suoi servi.
Almanca:
Dies ist für das, was du eigenhändig erworben hast. Und ALLAH ist gewiß den Dienern gegenüber niemals ungerecht.
Çince:
这是因为你所犯的罪行,也因为真主绝不是亏待众仆人的。
Hollandaca:
Dan zal tot hem gezegd worden: Dit ondergaat hij om hetgeen uwe handen vroeger bedreven; want God is niet onrechtvaardig nopens den mensch.
Rusça:
Ему будет сказано: "Это - за то, что приготовили твои руки, ведь Аллах не поступает несправедливо с рабами".
Somalice:
Taasna waa waxay Ilor marsatay Gacmahaagu, Eebana ma aha Dulmiyaha Addoomada.
Swahilice:
(Ataambiwa): Hayo ni kwa sababu ya iliyo tanguliza mikono yako. Na hakika Mwenyezi Mungu si dhaalimu kwa waja.
Uygurca:
(ئۇنىڭغا): «(خارلىق بىلەن ئازاب) سېنىڭ قىلمىشلىرىڭ يەنى كۇفرىڭ بىلەن گۇمراھلىقىڭ) تۈپەيلىدىندۇر، اﷲ بەندىلىرىگە ھەرگىز زۇلۇم قىلغۇچى ئەمەستۇر» (دېيىلىدۇ)
Japonca:
(その時言われよう)。「これは,あなたの手がやったことの報いである。アッラーはそのしもべたちに対し,決して不正をなされない。」
Arapça (Ürdün):
«ذلك بما قدمت يداك» أي قدمته عبر عنه بهما دون غيرهما لأن أكثر الأفعال تزاول بهما «وأن الله ليس بظلام» أي بذي ظلم «للعبيد» فيعذبهم بغير ذنب.
Hintçe:
और उस वक्त उससे कहा जाएगा कि ये उन आमाल की सज़ा है जो तेरे हाथों ने पहले से किए हैं और बेशक खुदा बन्दों पर हरगिज़ जुल्म नहीं करता
Tayca:
นั่นเพราะว่า มือทั้งสองของเจ้าได้ก่อกรรมทำไว้ และแท้จริงอัลลอฮ์นั้นจะไม่ทรงอธรรมต่อปวงบ่าว
İbranice:
זה, (כעונש) על מה שעשו ידיך בעבר. ושאלוהים אינו מקפח את עבדיו
Hırvatça:
"Eto, to je zbog djela ruku tvojih, a Allah, zaista, ne čini zulum robovima Svojim."
Rumence:
“Aceasta este pentru ce au făptuit mâinile voastre!” Dumnezeu nu este nedrept faţă de robii Săi.
Transliteration:
Thalika bima qaddamat yadaka waanna Allaha laysa bithallamin lilAAabeedi
Türkçe:
"Al, işte bu, iki elinin önden gönderdiğidir. Şu bir gerçek ki, Allah, kullara asla zulmedici değildir."
Sahih International:
That is for what your hands have put forth and because Allah is not ever unjust to [His] servants.
İngilizce:
(It will be said): "This is because of the deeds which thy hands sent forth, for verily Allah is not unjust to His servants.
Azerbaycanca:
(O zaman ona belə deyiləcək:) “Bu, (dünyada) öz əllərinlə etdiyin günahların cəzasıdır, yoxsa Allah bəndələrinə əsla zülm edən deyildir!”
Süleyman Ateş:
(Ey insan), "İşte bu, senin ellerinin yapıp öne sürdüğü işler yüzündendir. Allah kullara zulmedici değildir!"
Diyanet Vakfı:
İşte bu, önceden yapıp ettiklerin yüzündendir (denilir). Elbette Allah kullarına haksızlık edici değildir.
Erhan Aktaş:
İşte bu kendi tercihinle yaptığın şeylerden dolayıdır. Kuşkusuz Allah, kullarına haksızlık edici değildir.
Kral Fahd:
İşte bu, önceden yapıp ettiklerin yüzündendir (denilir). Elbette Allah kullarına haksızlık edici değildir.
Hasan Basri Çantay:
Bunun sebebi iki elinin öne sürdüğü şeylerdir ve çünkü Allah, şübhesiz, kulları hakkında zulümkâr değildir.
Muhammed Esed:
(Ve ona) (o Gün:) "bu senin kendi elinle önceden kazandığın şey; çünkü Allah kullarına asla en küçük bir haksızlık yapmaz!" (denecek).
Gültekin Onan:
(Ey insan) Bu, senin ellerinin önden takdim ettikleridir. Şüphesiz Tanrı, kullar için zulmedici değildir.
Ali Fikri Yavuz:
(Kıyamet gününde ona şöyle denecektir): Bu perişanlık ve azab, iki elinin kazandığı günahlar sebebiyledir. Muhakkak ki Allah, kullara zulümkar değildir (günahları olmadan onları cezalandırmaz).
Portekizce:
Isso, pelo que tiverem cometido suas mãos, porque Deus nunca é injusto para com os Seus servos.
İsveççe:
[Och en röst skall säga:] "Detta är dina händers verk. Gud låter inte Sina tjänare lida orätt."
Farsça:
این [رسوایی و عذاب] به کیفر اعمالی است که از پیش فرستاده ای و به آن خاطر است که خدا نسبت به بندگان ستمکار نیست.
Kürtçe:
(پێی دەووترێت) ئەو سزایە (کە باس کرا) بەھۆی ئەو (گوناھانەوەیە) کەبەدەستی خۆت پێشت خستووە وەبێگومان خوا ستەم کار نیە بەبەندەکانی
Özbekçe:
Бундай бўлиши ўз қўлларинг тақдим қилган нарсалардандир. Албатта, Аллоҳ бандаларга зулм қилгувчи эмасдир.
Malayca:
(Dengan dikatakan kepadanya): "Azab yang demikian ini ialah disebabkan perbuatan tanganmu sendiri, kerana sesungguhnya Allah tidak sekali-kali berlaku zalim kepada hamba-hambaNya".
Arnavutça:
“Kjo është, ngase kësaj, i kanë prirë duart tuaja, dhe se, Perëndia, në të vërtetë, nuk është i padrejtë ndaj robërve të Tij”.
Bulgarca:
То е заради онова, което с твоите ръце преди си сторил. Аллах не угнетява рабите.
Sırpça:
„Ето, то је због твојих дела, а Аллах, заиста, не чини насиље Својим створењима.“
Çekçe:
'A to je za to, co předtím ruce tvé spáchaly!' A Bůh věru neukřivdí služebníkům Svým.
Urduca:
یہ ہے تیرا وہ مستقبل جو تیرے اپنے ہاتھوں نے تیرے لیے تیار کیا ہے ورنہ اللہ اپنے بندوں پر ظلم کرنے والا نہیں ہے
Tacikçe:
Ин ҷазои корҳоест, ки пеш аз ин кардаӣ ва Худо ба бандагонаш ситам намекунад.
Tatarca:
Бу ґәзаб сиңа ике кулың белән кәсеп иткән динсезлегең сәбәпледер, бит Аллаһ колларына золым итүче түгел.
Endonezyaca:
(Akan dikatakan kepadanya): "Yang demikian itu, adalah disebabkan perbuatan yang dikerjakan oleh kedua tangan kamu dahulu dan sesungguhnya Allah sekali-kali bukanlah penganiaya hamba-hamba-Nya".
Amharca:
ይህ እጆችህ ባስቀደሙት ኀጢአት አላህም ለባሮቹ ፈጽሞ በዳይ ባለመሆኑ ነው (ይባላል)፡፡
Tamilce:
அ(ந்த தண்டனையான)து, உனது கரங்கள் எதை முற்படுத்தியதோ அ(ந்)த (பாவங்களி)ன் காரணத்தினாலும், நிச்சயம் அல்லாஹ் அடியார்களுக்கு அநியாயம் செய்பவன் இல்லை என்ற காரணத்தினாலும் ஆகும்.
Korece:
그것은 네 두 손이 내민 행 위 때문으로 하나님은 종들을 결 코 부당하게 대하시지 아니 하시 노라
Vietnamca:
(Y sẽ được bảo): “(Hình phạt) đó là do những điều mà bàn tay của ngươi đã gởi đi trước, bởi Allah không hề đối xử bất công với bầy tôi của Ngài.”
Ayet Linkleri: