Arapça:
وَيَضِيقُ صَدْرِي وَلَا يَنطَلِقُ لِسَانِي فَأَرْسِلْ إِلَىٰ هَارُونَ
Çeviriyazı:
veyeḍîḳu ṣadrî velâ yenṭaliḳu lisânî feersil ilâ hârûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ve göğsüm daralır, dilim dönmez, onun için Harun'a da elçilik ver.
Diyanet İşleri:
Musa: "Rabbim! Doğrusu beni yalanlamalarından korkuyorum; göğsüm daralıyor, dilim açılmıyor. Onun için Harun'a da elçilik ver. Onların bana isnat ettikleri bir suç da vardır. Beni öldürmelerinden korkuyorum" demişti.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Gönlüm daralır, dilim açılmaz, sen Harun'u gönder.
Şaban Piriş:
Göğsüm daralır, dilim açılmaz. Onun için Harun’a da (vahiy) gönder.
Edip Yüksel:
Göğsüm daralıyor, dilim açılmıyor; kardeşim Harun'u gönder.
Ali Bulaç:
Göğsüm sıkışıyor, dilim dönmüyor; bundan dolayı Harun'a da (elçilik görevini bildirmesi için Cibril'i) gönder.
Suat Yıldırım:
“Ya Rabbî” dedi, “Korkarım ki beni yalancı sayarlar, benim de göğsüm daralır, dilim tutulur. Onun için Harun'a da risalet ver!” [28,34; 20,29] {KM, Çıkış 4,10-14}
Ömer Nasuhi Bilmen:
26:12
Yaşar Nuri Öztürk:
Göğsüm daralıyor, dilim açılmıyor. Görev emrini Hârun'a gönder.
Bekir Sadak:
26:18
İbni Kesir:
Göğsüm daralıyor, dilim açılmıyor. Bunun için Harun´a da elçilik ver.
Adem Uğur:
(Bu durumda) içim daralır, dilim dönmez
İskender Ali Mihr:
Ve göğsüm daralıyor ve dilim dönmüyor. Bunun için Harun´a gönder.
Celal Yıldırım:
Göğsüm daralıyor, dilim açılmıyor. Onun için Harun´a da peygamberlik gönder.
Tefhim ul Kuran:
Göğsüm sıkışmakta, dilim dönmemektedir
Fransızca:
que ma poitrine ne se serre, et que ma langue ne soit embarrassée : Mande donc Aaron.
İspanyolca:
Me angustio, se me traba la lengua. ¡Envía por Aarón!
İtalyanca:
E' oppresso il mio petto e la mia lingua legata. Manda Aronne piuttosto.
Almanca:
daß meine Brust bedrückt wird und meine Zunge sich nicht löst, so mache aus Harun einen Gesandten!
Çince:
以至我烦闷口吃,所以求你派遣哈伦(一道去)。
Hollandaca:
En dat mijne borst vernauwd worde en dat mijn tong niet gereed zij tot spreken; wijs Aäron dus aan om mijn helper te wezen.
Rusça:
что стеснится моя грудь и не развяжется мой язык. Пошли же за Харуном (Аароном).
Somalice:
Ooy Cidhiidhyanto Laabtaydu Siina Daysmin Carrabkaygu ee Dir la Jirkayga Haaruun.
Swahilice:
Na kifua changu kina dhiki, na ulimi wangu haukunjuki vyema. Basi mtumie ujumbe Harun.
Uygurca:
(ئۇلارنىڭ مېنى ئىنكار قىلىشىدىن) يۈرىكىم سىقىلىدۇ، تىلىم كېكەچ، شۇڭا (ماڭا ياردەمدە بولۇش ئۈچۈن) ھارۇننى (پەيغەمبەر) قىلىپ ئەۋەتكىن
Japonca:
わたしの胸は圧迫され,またわたしの舌は(艇?)れます。ですからハールーンを,遺わし(助け)て下さい。
Arapça (Ürdün):
«ويضيق صدري» من تكذيبهم لي «ولا ينطلق لساني» بأداء الرسالة للعقدة التي فيه «فأرسل إلى» أخي «هارون» معي.
Hintçe:
और (उनके झुठलाने से) मेरा दम रुक जाए और मेरी ज़बान (अच्छी तरह) न चले तो हारुन के पास पैग़ाम भेज दे (कि मेरा साथ दे)
Tayca:
และหัวอกของฉันจะอึดอัด และลิ้นของฉันจะไม่คล่อง ดังนั้นพระองค์ทรงโปรดส่งฮารูนมาช่วยฉันด้วยเถิด!
İbranice:
ותהיה בלבי מצוקה ולשוני כבדה, לכן שלח לי את אהרון
Hırvatça:
Da mi ne postane teško u duši i da mi se jezik ne saplete; pa daj poslanstvo i Harunu, da mi pomogne;
Rumence:
Inima mi se strânge, limba mi se împleticeşte. Trimite-l pe Aaron!
Transliteration:
Wayadeequ sadree wala yantaliqu lisanee faarsil ila haroona
Türkçe:
"Göğsüm daralıyor, dilim açılmıyor. Görev emrini Hârun'a gönder."
Sahih International:
And that my breast will tighten and my tongue will not be fluent, so send for Aaron.
İngilizce:
My breast will be straitened. And my speech may not go (smoothly): so send unto Aaron.
Azerbaycanca:
Ürəyim sıxılır, dilim də açılmır. Buna görə Haruna da (peyğəmbərlik) ver! (Cəbraili ona göndərib nübüvvət bəxş et!)
Süleyman Ateş:
Göğsüm daralıyor, dilim açılmıyor (tutukluk yapıyor), onun için Harun'a da elçilik ver."
Diyanet Vakfı:
(Bu durumda) içim daralır, dilim dönmez; onun için Harun'a da elçilik ver.
Erhan Aktaş:
“Göğsüm daralır, dilim dönmez;(1) onun için Hârûn’u gönder.”
Kral Fahd:
"Göğsüm daralıyor; dilim çözülmüyor; onun için Harun'a da elçilik ver.
Hasan Basri Çantay:
«Benim de göğsüm daralır, dilim açılmaz. Onun için Hâruuna (Cebrâili) gönder (ona da peygamberlik ver)».
Muhammed Esed:
ve göğsümün daralacağından ve dilimin dolaşacağından (korkuyorum); bu yüzden, (bu emri) Harun´a tevdi et.
Gültekin Onan:
"
Ali Fikri Yavuz:
Hem (beni tekzib etmelerinden) canım sıkılır, dilim açılmaz. Onun için Hârun’a da peygamberlik ver (ve onu tebliğ için bana arkadaş yap).
Portekizce:
Meu peito se oprime e minha língua se entrava; envia comigo Aarão (para que me secunde),
İsveççe:
så att jag kommer ur fattningen och att min tunghäfta [förvärras]. Sänd därför bud efter Aron!
Farsça:
و سینه ام [از این وظیفه سنگین] تنگی می کند، و زبانم روان و گویا نمی شود، پس به سوی هارون هم [پیام نبوّت] بفرست [تا مرا در این وظیفه سنگین یاری دهد.]
Kürtçe:
وەسینگم (دڵم) تەنگ ببێ وە(دەترسم) بەچاکی قسەم بۆ نەکرێت و زمانم بەر نەبێت (لەو گرێیەی ھەیەتی) کەواتە (خوایە جوبرەیل) بنێرە بۆ لای ھاروون (و بیکە بەپێغەمبەر بۆ ئەوەی یارمەتیم بدات)
Özbekçe:
Ва дилим сиқилишидан ҳамда тилим бурро бўлмай қолишидан. Бас, Ҳорунни элчи қил.
Malayca:
"Dan akan sempit pula dadaku serta tidak lancar lidahku; oleh itu utuskanlah perintahMu kepada Harun (supaya ia membantuku).
Arnavutça:
e zemra po më ngushtohet, dhe gjuha nuk po më zhvillohet, andaj, dërgoja pejgamberllëkun edhe Harunit!
Bulgarca:
и сърцето ми ще се свие, и езикът ми не ще се развърже. Дай [пророчеството] и на Харун!
Sırpça:
И да ми у души не постане тешко и да ми се језик не саплете; па дај посланство и Арону, да ми помогне;
Çekçe:
a že hruď má stísněna bude a jazyk můj se nerozváže. Pošli pro Áróna raději!
Urduca:
میرا سینہ گھٹتا ہے اور میری زبان نہیں چلتی آپ ہارونؑ کی طرف رسالت بھیجیں
Tacikçe:
Ва дили ман танг гардад ва забонам кушода нашавад. Ҳорунро пайғамбарӣ деҳ!
Tatarca:
Миңа ышанмаулары сәбәпле күңелемнең тараймаклыгыннан вә телемдә төен булу сәбәпле аңлата алмавымнан куркамын, миңа ярдәмче итеп кардәшем Һарунны җибәр!
Endonezyaca:
Dan (karenanya) sempitlah dadaku dan tidak lancar lidahku maka utuslah (Jibril) kepada Harun.
Amharca:
«ልቤም ይጠብባል፡፡ ምላሴም አይፈታም፡፡ ስለዚህ ወደ ሃሩን ላክ፡፡
Tamilce:
“இன்னும், என் நெஞ்சம் நெருக்கடிக்குள்ளாகிவிடும்; என் நாவு பேசாமல் ஆகிவிடும். ஆகவே, நீ ஹாரூனுக்கு (அவர் எனக்கு உதவும்படி) வஹ்யி அனுப்புவாயாக!”
Korece:
저의 가슴이 답답하고 제 혀가 굳어 말이 나오지 않습니다 아론을 보내어 주옵소서
Vietnamca:
“Và lồng ngực của bề tôi thì chật hẹp, chiếc lưỡi của bề tôi thì nói không lưu loát, xin Ngài cử thêm Harun làm phò tá cho bề tôi.”
Ayet Linkleri: