Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

26

Sûredeki Ayet No: 

111

Ayet No: 

3043

Sayfa No: 

371

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

۞ قَالُوا أَنُؤْمِنُ لَكَ وَاتَّبَعَكَ الْأَرْذَلُونَ

Çeviriyazı: 

ḳâlû enü'minü leke vettebe`ake-l'erẕelûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Â, dediler, senin ardına hep düşük kimseler düşmüşken, biz sana hiç inanır mıyız?

Diyanet İşleri: 

Sana mı inanacağız? Sana en rezil kimseler uymaktadır dediler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Dediler ki: Sana, aşağılık kişiler uymuş, biz de mi inanalım sana?

Şaban Piriş: 

Sana ayak takımı tabi olmuşken, biz sana inanır mıyız? dediler.

Edip Yüksel: 

Dediler ki, "Seni izleyenler bayağı ve kötü kimseler iken, nasıl olur da sana inanırız?"

Ali Bulaç: 

Dediler ki: "Sana, sıradan aşağılık insanlar uymuşken inanır mıyız?"

Suat Yıldırım: 

“A!” dediler, “Seni izleyenlerin, toplumun en aşağı tabakasından olduklarını göre göre sana inanmamızı nasıl beklersin?” [6,52-53; 80,5-12]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Dediler: «Sana imân eder miyiz? Halbuki, sana en bayağı kimseler tebaiyyet edivermişlerdir.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Dediler: "Biz sana inanır mıyız? Seni, o bayağı zavallılar izliyor."

Bekir Sadak: 

(117-11) 8 Nuh: «Rabbim! Milletim beni yalanladi. Benimle onlarin arasinda Sen hukum ver. Beni ve beraberimdeki inananlari kurtar» dedi.

İbni Kesir: 

Sana mı inanacağız? Halbuki sana uyanlar en rezil kimselerdir, dediler.

Adem Uğur: 

Onlar şöyle cevap verdiler: Sana düşük seviyeli kimseler tâbi olup dururken, biz sana iman eder miyiz hiç!

İskender Ali Mihr: 

“Sana en basit insanlar tâbî olduğuna göre, biz (de) mi sana inanalım?” dediler.

Celal Yıldırım: 

Onlar Nuh´a dediler ki: Sana en rezil aşağılık insanlar uymuşken biz sana inanır mıyız?

Tefhim ul Kuran: 

Dediler ki: «Sana, sıradan aşağılık insanlar uymuşken inanır mıyız?»

Fransızca: 

Ils dirent : "Croirons-nous en toi, alors que ce sont les plus vils qui te suivent ? "

İspanyolca: 

Dijeron: «¿Vamos a creerte a ti, siendo así que son los más viles los que te siguen?»

İtalyanca: 

Risposero: «Dovremmo credere in te nonostante che siano i più miserabili

Almanca: 

Sie sagten: "Sollen wir etwa dir gegenüber den Iman verinnerlichen, während dir die Nichtgeachteten folgten?!"

Çince: 

他们说:一些最卑贱的人追随你,我们怎能信仰你呢?

Hollandaca: 

Zij antwoorden: Zullen wij u gelooven, die alleen door de laagsten uit het volk gevolgd wordt?

Rusça: 

Они сказали: "Неужели мы поверим тебе, если за тобой последовали самые жалкие люди?"

Somalice: 

Waxay Dheheen ma waxaanu ku Rumayn adooy ku Raaceen kuwa Dullaysan (Xun Xun).

Swahilice: 

Wakasema: Je! Tukuamini wewe, hali wanao kufuata ni watu wa chini?

Uygurca: 

ئۇلار: «(ئى نۇھ!) ساڭا تۆۋەن تەبىقىدىكى ئادەملەر ئەگەشكەن تۇرسا، ساڭا بىز ئىمان ئېيتامدۇق؟» دېدى

Japonca: 

かれらは言った。「最も卑しい者たちがあなたに従っているというのに,わたしたちまであなたを信じるのですか。」

Arapça (Ürdün): 

«قالوا أنؤمن» نصدق «لك» لقولك «واتبعك» وفي قراءة وأتباعك جمع تابع مبتدأ «الأرذلون» السفلة كالحاكة والأساكفة.

Hintçe: 

तो हम तुम पर क्या ईमान लाएं

Tayca: 

พวกเขากล่าวว่า จะให้พวกเราศรัทธาต่อท่านกระนั้นหรือ? ในเมื่อพวกต่ำต้อยเท่านั้นที่เชื่อฟังปฏิบัติตามท่าน

İbranice: 

אמרו: 'הייתכן שנאמין לך, בעוד השפלים הם המאמינים שלך

Hırvatça: 

oni rekoše: "Kako da te poslušamo kad te najniži sloj ljudi slijedi

Rumence: 

Ei spuseră: “Să credem în tine, când cei care te urmează sunt cei prea-umili?”

Transliteration: 

Qaloo anuminu laka waittabaAAaka alarthaloona

Türkçe: 

Dediler: "Biz sana inanır mıyız? Seni, o bayağı zavallılar izliyor."

Sahih International: 

They said, "Should we believe you while you are followed by the lowest [class of people]?"

İngilizce: 

They said: "Shall we believe in thee when it is the meanest that follow thee?"

Azerbaycanca: 

Onlar: “Sənə ən rəzil (səfil, yoxsul) adamlar tabe olmuşkən, biz sənə imanmı gətirəcəyik?” – dedilər.

Süleyman Ateş: 

Dediler ki: "Sana bayağı kimseler uymuşken biz sana inanır mıyız?"

Diyanet Vakfı: 

Onlar şöyle cevap verdiler: Sana düşük seviyeli kimseler tabi olup dururken, biz sana iman eder miyiz hiç!

Erhan Aktaş: 

“Toplumun en yoksun kesimi sana uymaktayken, biz kendimizi onlarla bir tutup sana inanır mıyız?” dediler.

Kral Fahd: 

Onlar şöyle cevap verdiler. Sana düşük seviyeli kimseler tâbi olup dururken, biz sana iman eder miyiz hiç! 

Hasan Basri Çantay: 

Dediler ki: «Arkana hep bayağı kimseler düşmüşken biz sana îman eder miyiz»?

Muhammed Esed: 

"(Toplumun) en aşağı tabakasından insanların senin ardına düştüğünü göre göre tutup sana mı inanacağız?" dediler.

Gültekin Onan: 

Dediler ki: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

Onlar dediler ki: “- Arkana hep düşük kimseler takılmışken, biz sana iman eder miyiz?”

Portekizce: 

Perguntaram-lhe: Como havemos de crer em ti, uma vez que só te segue a plebe?

İsveççe: 

De svarade: "Skall vi tro på dig som [bara] har slöddret till anhängare?"

Farsça: 

گفتند: آیا ما به تو ایمان بیاوریم در حالی که فرومایگان از تو پیروی کرده اند؟!

Kürtçe: 

ووتیان ئایا (چۆن) باوەڕ بەتۆ بھێنین لەکاتێکـدا ئـەوانـەی شـوێنت کـەوتون پەسترین کەسن (ھەژارو داماو ونەفامن)

Özbekçe: 

Улар: «Сенга пасткашлар эргашиб турган ҳолда, биз сенга иймон келтирармидик?!» дедилар.

Malayca: 

Mereka menjawab: "Patutkah kami percaya kepadamu, sedang engkau semata-mata diikut oleh orang-orang yang rendah (pangkatnya dan hina pekerjaannya)?"

Arnavutça: 

Ata thanë: “Vallë, a të besojmë na ty, kur ty po të pasojnë të ulëtit?”

Bulgarca: 

казаха: “Нима ще ти повярваме, щом те следват най-презрените?”

Sırpça: 

Они рекоше: „Како да те послушамо када те следе најнеугледнији људи?“

Çekçe: 

I řekli: 'Jak máme ti věřit, když následují tě jen ti nejnižší?'

Urduca: 

انہوں نے جواب دیا "“کیا ہم تجھے مان لیں حالانکہ تیری پیروی رذیل ترین لوگوں نے اختیار کی ہے؟"

Tacikçe: 

Гуфтанд: «Оё ба ту имон биёварем ва ҳол он ки камбағалон пайрави ту ҳастанд?»

Tatarca: 

Кавеме аңа әйтте: "Әйә без синең сүзеңә ышаныйкмы, бит сиңа начар ярлы кешеләр ияргәннәр.

Endonezyaca: 

Mereka berkata: "Apakah kami akan beriman kepadamu, padahal yang mengikuti kamu ialah orang-orang yang hina?".

Amharca: 

(እነርሱም) «ወራዶቹ የተከተሉህ ኾነህ ለአንተ እናምናለን» አሉት፡፡

Tamilce: 

அவர்கள் கூறினார்கள்: “சாதாரணமானவர்கள் (மட்டும்) உம்மை பின்பற்றி இருக்க, நாம் உம்மை நம்பிக்கை கொள்வோமா?”

Korece: 

그들이 대답하길 가장 미 천한 자들이 따르고 있는 너를 믿 으란 말이뇨

Vietnamca: 

Họ (đáp lại lời kêu gọi của Nuh), nói : “Lẽ nào bọn ta lại phải tin ngươi trong khi những kẻ đi theo ngươi toàn là những tên bần cùng?!”