Arapça:
۞ قَالُوا أَنُؤْمِنُ لَكَ وَاتَّبَعَكَ الْأَرْذَلُونَ
Çeviriyazı:
ḳâlû enü'minü leke vettebe`ake-l'erẕelûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Â, dediler, senin ardına hep düşük kimseler düşmüşken, biz sana hiç inanır mıyız?
Diyanet İşleri:
Sana mı inanacağız? Sana en rezil kimseler uymaktadır dediler.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Dediler ki: Sana, aşağılık kişiler uymuş, biz de mi inanalım sana?
Şaban Piriş:
Sana ayak takımı tabi olmuşken, biz sana inanır mıyız? dediler.
Edip Yüksel:
Dediler ki, "Seni izleyenler bayağı ve kötü kimseler iken, nasıl olur da sana inanırız?"
Ali Bulaç:
Dediler ki: "Sana, sıradan aşağılık insanlar uymuşken inanır mıyız?"
Suat Yıldırım:
“A!” dediler, “Seni izleyenlerin, toplumun en aşağı tabakasından olduklarını göre göre sana inanmamızı nasıl beklersin?” [6,52-53; 80,5-12]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Dediler: «Sana imân eder miyiz? Halbuki, sana en bayağı kimseler tebaiyyet edivermişlerdir.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Dediler: "Biz sana inanır mıyız? Seni, o bayağı zavallılar izliyor."
Bekir Sadak:
(117-11) 8 Nuh: «Rabbim! Milletim beni yalanladi. Benimle onlarin arasinda Sen hukum ver. Beni ve beraberimdeki inananlari kurtar» dedi.
İbni Kesir:
Sana mı inanacağız? Halbuki sana uyanlar en rezil kimselerdir, dediler.
Adem Uğur:
Onlar şöyle cevap verdiler: Sana düşük seviyeli kimseler tâbi olup dururken, biz sana iman eder miyiz hiç!
İskender Ali Mihr:
“Sana en basit insanlar tâbî olduğuna göre, biz (de) mi sana inanalım?” dediler.
Celal Yıldırım:
Onlar Nuh´a dediler ki: Sana en rezil aşağılık insanlar uymuşken biz sana inanır mıyız?
Tefhim ul Kuran:
Dediler ki: «Sana, sıradan aşağılık insanlar uymuşken inanır mıyız?»
Fransızca:
Ils dirent : "Croirons-nous en toi, alors que ce sont les plus vils qui te suivent ? "
İspanyolca:
Dijeron: «¿Vamos a creerte a ti, siendo así que son los más viles los que te siguen?»
İtalyanca:
Risposero: «Dovremmo credere in te nonostante che siano i più miserabili
Almanca:
Sie sagten: "Sollen wir etwa dir gegenüber den Iman verinnerlichen, während dir die Nichtgeachteten folgten?!"
Çince:
他们说:一些最卑贱的人追随你,我们怎能信仰你呢?
Hollandaca:
Zij antwoorden: Zullen wij u gelooven, die alleen door de laagsten uit het volk gevolgd wordt?
Rusça:
Они сказали: "Неужели мы поверим тебе, если за тобой последовали самые жалкие люди?"
Somalice:
Waxay Dheheen ma waxaanu ku Rumayn adooy ku Raaceen kuwa Dullaysan (Xun Xun).
Swahilice:
Wakasema: Je! Tukuamini wewe, hali wanao kufuata ni watu wa chini?
Uygurca:
ئۇلار: «(ئى نۇھ!) ساڭا تۆۋەن تەبىقىدىكى ئادەملەر ئەگەشكەن تۇرسا، ساڭا بىز ئىمان ئېيتامدۇق؟» دېدى
Japonca:
かれらは言った。「最も卑しい者たちがあなたに従っているというのに,わたしたちまであなたを信じるのですか。」
Arapça (Ürdün):
«قالوا أنؤمن» نصدق «لك» لقولك «واتبعك» وفي قراءة وأتباعك جمع تابع مبتدأ «الأرذلون» السفلة كالحاكة والأساكفة.
Hintçe:
तो हम तुम पर क्या ईमान लाएं
Tayca:
พวกเขากล่าวว่า จะให้พวกเราศรัทธาต่อท่านกระนั้นหรือ? ในเมื่อพวกต่ำต้อยเท่านั้นที่เชื่อฟังปฏิบัติตามท่าน
İbranice:
אמרו: 'הייתכן שנאמין לך, בעוד השפלים הם המאמינים שלך
Hırvatça:
oni rekoše: "Kako da te poslušamo kad te najniži sloj ljudi slijedi
Rumence:
Ei spuseră: “Să credem în tine, când cei care te urmează sunt cei prea-umili?”
Transliteration:
Qaloo anuminu laka waittabaAAaka alarthaloona
Türkçe:
Dediler: "Biz sana inanır mıyız? Seni, o bayağı zavallılar izliyor."
Sahih International:
They said, "Should we believe you while you are followed by the lowest [class of people]?"
İngilizce:
They said: "Shall we believe in thee when it is the meanest that follow thee?"
Azerbaycanca:
Onlar: “Sənə ən rəzil (səfil, yoxsul) adamlar tabe olmuşkən, biz sənə imanmı gətirəcəyik?” – dedilər.
Süleyman Ateş:
Dediler ki: "Sana bayağı kimseler uymuşken biz sana inanır mıyız?"
Diyanet Vakfı:
Onlar şöyle cevap verdiler: Sana düşük seviyeli kimseler tabi olup dururken, biz sana iman eder miyiz hiç!
Erhan Aktaş:
“Toplumun en yoksun kesimi sana uymaktayken, biz kendimizi onlarla bir tutup sana inanır mıyız?” dediler.
Kral Fahd:
Onlar şöyle cevap verdiler. Sana düşük seviyeli kimseler tâbi olup dururken, biz sana iman eder miyiz hiç!
Hasan Basri Çantay:
Dediler ki: «Arkana hep bayağı kimseler düşmüşken biz sana îman eder miyiz»?
Muhammed Esed:
"(Toplumun) en aşağı tabakasından insanların senin ardına düştüğünü göre göre tutup sana mı inanacağız?" dediler.
Gültekin Onan:
Dediler ki: "
Ali Fikri Yavuz:
Onlar dediler ki: “- Arkana hep düşük kimseler takılmışken, biz sana iman eder miyiz?”
Portekizce:
Perguntaram-lhe: Como havemos de crer em ti, uma vez que só te segue a plebe?
İsveççe:
De svarade: "Skall vi tro på dig som [bara] har slöddret till anhängare?"
Farsça:
گفتند: آیا ما به تو ایمان بیاوریم در حالی که فرومایگان از تو پیروی کرده اند؟!
Kürtçe:
ووتیان ئایا (چۆن) باوەڕ بەتۆ بھێنین لەکاتێکـدا ئـەوانـەی شـوێنت کـەوتون پەسترین کەسن (ھەژارو داماو ونەفامن)
Özbekçe:
Улар: «Сенга пасткашлар эргашиб турган ҳолда, биз сенга иймон келтирармидик?!» дедилар.
Malayca:
Mereka menjawab: "Patutkah kami percaya kepadamu, sedang engkau semata-mata diikut oleh orang-orang yang rendah (pangkatnya dan hina pekerjaannya)?"
Arnavutça:
Ata thanë: “Vallë, a të besojmë na ty, kur ty po të pasojnë të ulëtit?”
Bulgarca:
казаха: “Нима ще ти повярваме, щом те следват най-презрените?”
Sırpça:
Они рекоше: „Како да те послушамо када те следе најнеугледнији људи?“
Çekçe:
I řekli: 'Jak máme ti věřit, když následují tě jen ti nejnižší?'
Urduca:
انہوں نے جواب دیا "“کیا ہم تجھے مان لیں حالانکہ تیری پیروی رذیل ترین لوگوں نے اختیار کی ہے؟"
Tacikçe:
Гуфтанд: «Оё ба ту имон биёварем ва ҳол он ки камбағалон пайрави ту ҳастанд?»
Tatarca:
Кавеме аңа әйтте: "Әйә без синең сүзеңә ышаныйкмы, бит сиңа начар ярлы кешеләр ияргәннәр.
Endonezyaca:
Mereka berkata: "Apakah kami akan beriman kepadamu, padahal yang mengikuti kamu ialah orang-orang yang hina?".
Amharca:
(እነርሱም) «ወራዶቹ የተከተሉህ ኾነህ ለአንተ እናምናለን» አሉት፡፡
Tamilce:
அவர்கள் கூறினார்கள்: “சாதாரணமானவர்கள் (மட்டும்) உம்மை பின்பற்றி இருக்க, நாம் உம்மை நம்பிக்கை கொள்வோமா?”
Korece:
그들이 대답하길 가장 미 천한 자들이 따르고 있는 너를 믿 으란 말이뇨
Vietnamca:
Họ (đáp lại lời kêu gọi của Nuh), nói : “Lẽ nào bọn ta lại phải tin ngươi trong khi những kẻ đi theo ngươi toàn là những tên bần cùng?!”
Ayet Linkleri: