Arapça:
الَّذِينَ يَخْشَوْنَ رَبَّهُم بِالْغَيْبِ وَهُم مِّنَ السَّاعَةِ مُشْفِقُونَ
Çeviriyazı:
elleẕîne yaḫşevne rabbehüm bilgaybi vehüm mine-ssâ`ati müşfiḳûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onlar görmedikleri halde Rablerinden korkarlar, kıyamet saatinden de titrerler.
Diyanet İşleri:
Onlar görmedikleri halde Rablerinden korkarlar; kıyamet saatinden de titrerler.
Abdulbakî Gölpınarlı:
O çekinenler, görmedikleri halde Rablerinden korkarlar ve kıyametten ürküp titrerler.
Şaban Piriş:
Onlar, görmedikleri halde Rablerinden korkan ve kıyamet saatinden de sakınan kimselerdir.
Edip Yüksel:
Onlar ki kimse kendilerini görmezken bile Rab'lerini sayarlar ve Saatin dehşetini duyarlar.
Ali Bulaç:
Onlar, Rablerine karşı gayb ile (O'nu görmedikleri halde) bir haşyet içindedirler ve onlar, kıyamet saatinden 'içleri titremekte olanlardır.'
Suat Yıldırım:
O müttakiler, görmedikleri halde Rab'lerini gıyabında tazim eder ve hem de kıyametten, o duruşma saatinden korkup titrerler. [50,33; 67,12]
Ömer Nasuhi Bilmen:
O muttakîler ki Rablerinden tenhada da büyük bir korku ile korkarlar ve onlar Kıyametten de titreyicilerdir.
Yaşar Nuri Öztürk:
O korunanlar ki, hiç görmeden Rablerinden korkarlar. Kıyamet saatinden de ürperirler onlar.
Bekir Sadak:
«Ben bize gercegi mi getirdin yoksa saka mi ediyorsun?» dediler.
İbni Kesir:
Onlar ki görmedikleri halde, Rabblarından korkarlar ve kıyamet saatından titrerler.
Adem Uğur:
(O takvâ sahipleri ki) onlar, görmedikleri halde Rablerine candan saygı gösterirler. Yine onlar, kıyametten korkan kimselerdir.
İskender Ali Mihr:
Onlar, gaybte (görmedikleri halde) Rab´lerine huşû duyarlar. Ve onlar, o saatten (kıyâmet saatinden) korkanlardır.
Celal Yıldırım:
O sakınanlar ki Rablarından gıyabında saygı ile korkarlar ve Kıyametin meydana geliş saatinden endişe içinde titreyip dururlar.
Tefhim ul Kuran:
Onlar, Rablerine karşı gayb ile (O´nu görmedikleri halde) bir haşyet içindedirler ve onlar, kıyamet saatinden ´içleri titremekte olanlardır.´
Fransızca:
qui craignent leur Seigneur malgré qu'ils ne Le voient pas , et redoutent l'Heure (la fin du monde).
İspanyolca:
que tienen miedo de su Señor en secreto y se preocupan por la Hora.
İtalyanca:
che temono il loro Signore in quello che è invisibile e che trepidano per l'Ora.
Almanca:
die Ehrfurcht vor ihrem HERRN im Verborgenen haben, und die vor der Stunde zitternd sind.
Çince:
敬畏者在秘密中敬畏他们的主,他们是为复活时而恐惧的。
Hollandaca:
Die hunnen Heer in het geheim vreezen en het uur des oordeels duchten.
Rusça:
которые боятся своего Господа, не видя Его воочию, и трепещут перед Часом.
Somalice:
Oo ah kuwa ka Cabsada Eebahood iyagoo kali ah iyagoo Saacadda (Qiyaame) ka Cabsan.
Swahilice:
Ambao wanamkhofu Mola wao Mlezi faraghani, na wanaiogopa Saa ya Kiyama.
Uygurca:
تەقۋادارلار پەرۋەردىگارىنى كۆرمەي تۇرۇپ، ئۇنىڭدىن قورقىدۇ ھەمدە ئۇلار قىيامەتنىڭ (دەھشىتىدىن) تىترىگۈچىلەردۇر
Japonca:
目に見えなくても主を畏れる者と,審判の時を畏れる者への訓戒を授けた。
Arapça (Ürdün):
«الذين يخشون ربهم بالغيب» عن الناس أي في الخلاء عنهم «وهم من الساعة» أي أهوالها «مشفقون» خائفون.
Hintçe:
जो बे देखे अपने परवरदिगार से ख़ौफ खाते हैं और ये लोग रोज़े क़यामत से भी डरते हैं
Tayca:
บรรดาผู้เกรงกลัวพระเจ้าของพวกเขาโดยที่พวกเขาไม่เห็น และพวกเขายังหวั่นกลัวต่อวันอวสานด้วย
İbranice:
היראים מריבונם בסתר, וחרדים מן השעה (יום הדין)
Hırvatça:
za one koji se budu Gospodara svoga bojali i u osami, i koji od časa oživljavanja budu strepjeli.
Rumence:
celor care se tem de Domnul lor în Taină şi celor pătrunşi de frica Ceasului.
Transliteration:
Allatheena yakhshawna rabbahum bialghaybi wahum mina alssaAAati mushfiqoona
Türkçe:
O korunanlar ki, hiç görmeden Rablerinden korkarlar. Kıyamet saatinden de ürperirler onlar.
Sahih International:
Who fear their Lord unseen, while they are of the Hour apprehensive.
İngilizce:
Those who fear their Lord in their most secret thoughts, and who hold the Hour (of Judgment) in awe.
Azerbaycanca:
O kəslərdən ötrü ki, onlar öz Rəbbindən Onu görmədən (yaxud Allahın axirətdə verəcəyi əzabdan) qorxar və qiyamətdən lərzəyə gələrlər.
Süleyman Ateş:
Korunanlar görmeden Rablerinden korkarlar ve (Duruşma) sa'at(in)den de titrerler.
Diyanet Vakfı:
(O takva sahipleri ki) onlar, görmedikleri halde Rablerine candan saygı gösterirler. Yine onlar, kıyametten korkan kimselerdir.
Erhan Aktaş:
Onlar, Rabb’lerini görmedikleri halde, O’na içten derin bir saygı duyarlar. Ve onlar, kıyâmet gününün hesabından endişe ederler.
Kral Fahd:
(O takvâ sahipleri ki) onlar, görmedikleri halde Rablerine candan saygı gösterirler. Yine onlar, kıyametten korkan kimselerdir.
Hasan Basri Çantay:
(Öyle takvaa saahibleri) ki onlar tenhâda da Rablerine candan saygı gösterirler. Onlar kıyâmetden korkanlardır.
Muhammed Esed:
o (bilinçli, duyarlı) kimseler ki, algı ve tasavvurlarının ötesinde olsa da, Rablerinden korkar ve Son Saat´in kaygısıyla titrerler.
Gültekin Onan:
Onlar rablerine karşı gayb ile (O´nu görmedikleri halde) bir haşyet içindedirler ve onlar, kıyamet saatinden ´içleri titremekte olanlardır.´
Ali Fikri Yavuz:
Onlar, o takva sahibleridir ki, yalnızlıkta Rablerinden titrerler ve onlar, kıyamet azabından da korkarlar.
Portekizce:
Que temem intimamente seu Senhor e são reverentes, quanto à Hora.
İsveççe:
som bävar inför sin Herre, trots att de inte kan se eller förnimma Honom, och som ängslas för [den Yttersta] stunden.
Farsça:
همانان که در پنهانی از پروردگارشان می ترسند و از قیامت هم بیمناکند.
Kürtçe:
ئەوانەی کەدەترسن لە پەروەردگاریان بەنادیاری وپەنھانی وەئەوان (کەسانێکن) لە ڕۆژی دوایی زۆر دەترسن
Özbekçe:
Улар Роббиларидан ғойибона қўрқурлар ва улар (қиёмат) соатидан титрарлар.
Malayca:
Iaitu mereka yang takut (melanggar hukum-hukum) Tuhannya semasa mereka tidak dilihat orang, dan mereka pula gerun cemas akan (peristiwa-peristiwa yang mengerikan pada) hari kiamat.
Arnavutça:
të cilët i druajnë Zotit të tyre – kur nuk i sheh askush, dhe ata brengosen për çastin e Ditës së Kijametit.
Bulgarca:
които и в уединение се боят от своя Господ, и се страхуват от Часа.
Sırpça:
за оне који се Господара свог боје и кад их нико не види, и који се брину због Часа проживљења.
Çekçe:
těm, kteří se Pána svého kvůli nepoznatelnému obávají a před Hodinou se chvějí.
Urduca:
جو بے دیکھے اپنے رب سے ڈریں اور جن کو (حساب کی) اُس گھڑی کا کھٹکا لگا ہُوا ہے
Tacikçe:
Онон, ки аз Худои худ дар ниҳон метарсанд ва аз рӯзи қиёмат ҳаросноканд.
Tatarca:
Алар күрмичә күргән кеби Аллаһудан куркалар, вә алар кыямәттән дә тетрәп куркучылардыр.
Endonezyaca:
(yaitu) orang-orang yang takut akan (azab) Tuhan mereka, sedang mereka tidak melihat-Nya, dan mereka merasa takut akan (tibanya) hari kiamat.
Amharca:
ለእነዚያ ጌታቸውን በሩቅ ለሚፈሩት እነሱም ከሰዓቲቱ ተጨናቂዎች ለኾኑ (መገሰጫን ሰጠን)፡፡
Tamilce:
அ(ந்த இறையச்சமுள்ள)வர்கள் தங்கள் இறைவனை மறைவில் (-இவ்வுலக வாழ்க்கையில்) பயப்படுவார்கள். இன்னும், அவர்கள் மறுமையை குறித்து (எச்சரிக்கையுடன்) அச்சப்படுவார்கள்.
Korece:
그들 심중에 주님을 두려워 하는 자들은 운명의 시각을 두려 워 하노라
Vietnamca:
(Đó là) những người sợ Thượng Đế của họ dù không nhìn thấy Ngài và khiếp sợ Giờ Tận Thế.
Ayet Linkleri: