Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

21

Sûredeki Ayet No: 

49

Ayet No: 

2532

Sayfa No: 

326

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

الَّذِينَ يَخْشَوْنَ رَبَّهُم بِالْغَيْبِ وَهُم مِّنَ السَّاعَةِ مُشْفِقُونَ

Çeviriyazı: 

elleẕîne yaḫşevne rabbehüm bilgaybi vehüm mine-ssâ`ati müşfiḳûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Onlar görmedikleri halde Rablerinden korkarlar, kıyamet saatinden de titrerler.

Diyanet İşleri: 

Onlar görmedikleri halde Rablerinden korkarlar; kıyamet saatinden de titrerler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

O çekinenler, görmedikleri halde Rablerinden korkarlar ve kıyametten ürküp titrerler.

Şaban Piriş: 

Onlar, görmedikleri halde Rablerinden korkan ve kıyamet saatinden de sakınan kimselerdir.

Edip Yüksel: 

Onlar ki kimse kendilerini görmezken bile Rab'lerini sayarlar ve Saatin dehşetini duyarlar.

Ali Bulaç: 

Onlar, Rablerine karşı gayb ile (O'nu görmedikleri halde) bir haşyet içindedirler ve onlar, kıyamet saatinden 'içleri titremekte olanlardır.'

Suat Yıldırım: 

O müttakiler, görmedikleri halde Rab'lerini gıyabında tazim eder ve hem de kıyametten, o duruşma saatinden korkup titrerler. [50,33; 67,12]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

O muttakîler ki Rablerinden tenhada da büyük bir korku ile korkarlar ve onlar Kıyametten de titreyicilerdir.

Yaşar Nuri Öztürk: 

O korunanlar ki, hiç görmeden Rablerinden korkarlar. Kıyamet saatinden de ürperirler onlar.

Bekir Sadak: 

«Ben bize gercegi mi getirdin yoksa saka mi ediyorsun?» dediler.

İbni Kesir: 

Onlar ki görmedikleri halde, Rabblarından korkarlar ve kıyamet saatından titrerler.

Adem Uğur: 

(O takvâ sahipleri ki) onlar, görmedikleri halde Rablerine candan saygı gösterirler. Yine onlar, kıyametten korkan kimselerdir.

İskender Ali Mihr: 

Onlar, gaybte (görmedikleri halde) Rab´lerine huşû duyarlar. Ve onlar, o saatten (kıyâmet saatinden) korkanlardır.

Celal Yıldırım: 

O sakınanlar ki Rablarından gıyabında saygı ile korkarlar ve Kıyametin meydana geliş saatinden endişe içinde titreyip dururlar.

Tefhim ul Kuran: 

Onlar, Rablerine karşı gayb ile (O´nu görmedikleri halde) bir haşyet içindedirler ve onlar, kıyamet saatinden ´içleri titremekte olanlardır.´

Fransızca: 

qui craignent leur Seigneur malgré qu'ils ne Le voient pas , et redoutent l'Heure (la fin du monde).

İspanyolca: 

que tienen miedo de su Señor en secreto y se preocupan por la Hora.

İtalyanca: 

che temono il loro Signore in quello che è invisibile e che trepidano per l'Ora.

Almanca: 

die Ehrfurcht vor ihrem HERRN im Verborgenen haben, und die vor der Stunde zitternd sind.

Çince: 

敬畏者在秘密中敬畏他们的主,他们是为复活时而恐惧的。

Hollandaca: 

Die hunnen Heer in het geheim vreezen en het uur des oordeels duchten.

Rusça: 

которые боятся своего Господа, не видя Его воочию, и трепещут перед Часом.

Somalice: 

Oo ah kuwa ka Cabsada Eebahood iyagoo kali ah iyagoo Saacadda (Qiyaame) ka Cabsan.

Swahilice: 

Ambao wanamkhofu Mola wao Mlezi faraghani, na wanaiogopa Saa ya Kiyama.

Uygurca: 

تەقۋادارلار پەرۋەردىگارىنى كۆرمەي تۇرۇپ، ئۇنىڭدىن قورقىدۇ ھەمدە ئۇلار قىيامەتنىڭ (دەھشىتىدىن) تىترىگۈچىلەردۇر

Japonca: 

目に見えなくても主を畏れる者と,審判の時を畏れる者への訓戒を授けた。

Arapça (Ürdün): 

«الذين يخشون ربهم بالغيب» عن الناس أي في الخلاء عنهم «وهم من الساعة» أي أهوالها «مشفقون» خائفون.

Hintçe: 

जो बे देखे अपने परवरदिगार से ख़ौफ खाते हैं और ये लोग रोज़े क़यामत से भी डरते हैं

Tayca: 

บรรดาผู้เกรงกลัวพระเจ้าของพวกเขาโดยที่พวกเขาไม่เห็น และพวกเขายังหวั่นกลัวต่อวันอวสานด้วย

İbranice: 

היראים מריבונם בסתר, וחרדים מן השעה (יום הדין)

Hırvatça: 

za one koji se budu Gospodara svoga bojali i u osami, i koji od časa oživljavanja budu strepjeli.

Rumence: 

celor care se tem de Domnul lor în Taină şi celor pătrunşi de frica Ceasului.

Transliteration: 

Allatheena yakhshawna rabbahum bialghaybi wahum mina alssaAAati mushfiqoona

Türkçe: 

O korunanlar ki, hiç görmeden Rablerinden korkarlar. Kıyamet saatinden de ürperirler onlar.

Sahih International: 

Who fear their Lord unseen, while they are of the Hour apprehensive.

İngilizce: 

Those who fear their Lord in their most secret thoughts, and who hold the Hour (of Judgment) in awe.

Azerbaycanca: 

O kəslərdən ötrü ki, onlar öz Rəbbindən Onu görmədən (yaxud Allahın axirətdə verəcəyi əzabdan) qorxar və qiyamətdən lərzəyə gələrlər.

Süleyman Ateş: 

Korunanlar görmeden Rablerinden korkarlar ve (Duruşma) sa'at(in)den de titrerler.

Diyanet Vakfı: 

(O takva sahipleri ki) onlar, görmedikleri halde Rablerine candan saygı gösterirler. Yine onlar, kıyametten korkan kimselerdir.

Erhan Aktaş: 

Onlar, Rabb’lerini görmedikleri halde, O’na içten derin bir saygı duyarlar. Ve onlar, kıyâmet gününün hesabından endişe ederler.

Kral Fahd: 

(O takvâ sahipleri ki) onlar, görmedikleri halde Rablerine candan saygı gösterirler. Yine onlar, kıyametten korkan kimselerdir.

Hasan Basri Çantay: 

(Öyle takvaa saahibleri) ki onlar tenhâda da Rablerine candan saygı gösterirler. Onlar kıyâmetden korkanlardır.

Muhammed Esed: 

o (bilinçli, duyarlı) kimseler ki, algı ve tasavvurlarının ötesinde olsa da, Rablerinden korkar ve Son Saat´in kaygısıyla titrerler.

Gültekin Onan: 

Onlar rablerine karşı gayb ile (O´nu görmedikleri halde) bir haşyet içindedirler ve onlar, kıyamet saatinden ´içleri titremekte olanlardır.´

Ali Fikri Yavuz: 

Onlar, o takva sahibleridir ki, yalnızlıkta Rablerinden titrerler ve onlar, kıyamet azabından da korkarlar.

Portekizce: 

Que temem intimamente seu Senhor e são reverentes, quanto à Hora.

İsveççe: 

som bävar inför sin Herre, trots att de inte kan se eller förnimma Honom, och som ängslas för [den Yttersta] stunden.

Farsça: 

همانان که در پنهانی از پروردگارشان می ترسند و از قیامت هم بیمناکند.

Kürtçe: 

ئەوانەی کەدەترسن لە پەروەردگاریان بەنادیاری وپەنھانی وەئەوان (کەسانێکن) لە ڕۆژی دوایی زۆر دەترسن

Özbekçe: 

Улар Роббиларидан ғойибона қўрқурлар ва улар (қиёмат) соатидан титрарлар.

Malayca: 

Iaitu mereka yang takut (melanggar hukum-hukum) Tuhannya semasa mereka tidak dilihat orang, dan mereka pula gerun cemas akan (peristiwa-peristiwa yang mengerikan pada) hari kiamat.

Arnavutça: 

të cilët i druajnë Zotit të tyre – kur nuk i sheh askush, dhe ata brengosen për çastin e Ditës së Kijametit.

Bulgarca: 

които и в уединение се боят от своя Господ, и се страхуват от Часа.

Sırpça: 

за оне који се Господара свог боје и кад их нико не види, и који се брину због Часа проживљења.

Çekçe: 

těm, kteří se Pána svého kvůli nepoznatelnému obávají a před Hodinou se chvějí.

Urduca: 

جو بے دیکھے اپنے رب سے ڈریں اور جن کو (حساب کی) اُس گھڑی کا کھٹکا لگا ہُوا ہے

Tacikçe: 

Онон, ки аз Худои худ дар ниҳон метарсанд ва аз рӯзи қиёмат ҳаросноканд.

Tatarca: 

Алар күрмичә күргән кеби Аллаһудан куркалар, вә алар кыямәттән дә тетрәп куркучылардыр.

Endonezyaca: 

(yaitu) orang-orang yang takut akan (azab) Tuhan mereka, sedang mereka tidak melihat-Nya, dan mereka merasa takut akan (tibanya) hari kiamat.

Amharca: 

ለእነዚያ ጌታቸውን በሩቅ ለሚፈሩት እነሱም ከሰዓቲቱ ተጨናቂዎች ለኾኑ (መገሰጫን ሰጠን)፡፡

Tamilce: 

அ(ந்த இறையச்சமுள்ள)வர்கள் தங்கள் இறைவனை மறைவில் (-இவ்வுலக வாழ்க்கையில்) பயப்படுவார்கள். இன்னும், அவர்கள் மறுமையை குறித்து (எச்சரிக்கையுடன்) அச்சப்படுவார்கள்.

Korece: 

그들 심중에 주님을 두려워 하는 자들은 운명의 시각을 두려 워 하노라

Vietnamca: 

(Đó là) những người sợ Thượng Đế của họ dù không nhìn thấy Ngài và khiếp sợ Giờ Tận Thế.