Arapça:
لَا يُسْأَلُ عَمَّا يَفْعَلُ وَهُمْ يُسْأَلُونَ
Çeviriyazı:
lâ yüs'elü `ammâ yef`alü vehüm yüs'elûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
O, yaptığından sorumlu olmaz, onlar ise sorumlu tutulacaklardır.
Diyanet İşleri:
O, yaptığından sorumlu değildir, onlar ise sorumlu tutulacaklardır.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Yaptığından sorulmaz ona, fakat onlardır sorumlu olanlar, sorguya çekilenler.
Şaban Piriş:
O, yaptıklarından sorulmaz, oysa onlar sorguya çekilirler.
Edip Yüksel:
O, yaptığından sorulmaz; fakat onlar sorulurlar.
Ali Bulaç:
O, yaptıklarından sorulmaz, oysa onlar sorguya çekilirler.
Suat Yıldırım:
O, yaptıklarından sorumlu değildir. O'nu sorguya çekecek kimse yoktur, ama insanlar mutlaka sorgulanacaklardır. [15,92-93; 23,88]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Allah Teâlâ yapacağından sual olunmaz. Onlar ise sual olunur.
Yaşar Nuri Öztürk:
O, yaptığından hesaba çekilmez ama onlar hesaba çekilirler.
Bekir Sadak:
Bunlar icinde kim «Ben, Allah´tan baska bir tanriyim» derse, iste onu cehennemle cezalandiririz. Zulmedenlerin cezasini boyle veririz. *
İbni Kesir:
O
Adem Uğur:
Allah, yaptığından sorumlu tutulamaz
İskender Ali Mihr:
O (Allah), yaptığı şeylerden mesul (sorumlu) değildir. Ve onlar, (yaptıklarından) mesuldür (sorgulanırlar).
Celal Yıldırım:
O, yaptığından sorulmaz
Tefhim ul Kuran:
O, yaptıklarından sorulmaz, oysa onlar sorguya çekilirler.
Fransızca:
Il n'est pas interrogé sur ce qu'Il fait, mais ce sont eux qui devront rendre compte [de leurs actes].
İspanyolca:
No tendrá Él que responder de lo que hace, pero ellos tendrán que responder.
İtalyanca:
Non sarà Lui ad essere interrogato, sono loro che lo saranno.
Almanca:
ER wird nicht für das was ER tut zur Rechenschaft gezogen, jedoch sie werden zur Rechenschaft gezogen.
Çince:
他自己的行为,不受审讯,而他们都是要受审讯的。
Hollandaca:
Er zal hem geene rekenschap gevraagd worden nopens hetgeen hij zal doen; maar van hen zal rekenschap gevraagd worden.
Rusça:
Его не спросят за то, что Он совершает, а они будут спрошены.
Somalice:
Lama warsanayo wuxuu Falo Iyagase waa la warsan.
Swahilice:
Yeye hahojiwi kwa ayatendayo, na wao ndio wanao hojiwa kwa wayatendayo.
Uygurca:
اﷲ نىڭ قىلغانلىرىدىن سوئال - سوراق قىلىنمايدۇ، ئۇلاردىن سوئال - سوراق قىلىنىدۇ
Japonca:
かれは,その行われたことに就いて,尋問を受けることはない。だがかれらこそ尋問されるのである。
Arapça (Ürdün):
«لا يُسأل عما يفعل وهم يسألون» عن أفعالهم.
Hintçe:
जो कुछ वह करता है उसकी पूछगछ नहीं हो सकती
Tayca:
พระองค์จะไม่ทรงถูกสอบถามในสิ่งที่พระองค์ทรงปฏิบัติ และพวกเขาต่างหากที่จะถูกสอบถาม
İbranice:
אין שואלים אותו (אלוהים) על מעשיו, ואילו אותם ישאלו
Hırvatça:
On neće biti pitan za ono što radi, a oni će biti pitani.
Rumence:
El nu va fi întrebat de ceea ce face, însă ei vor fi întrebaţi.
Transliteration:
La yusalu AAamma yafAAalu wahum yusaloona
Türkçe:
O, yaptığından hesaba çekilmez ama onlar hesaba çekilirler.
Sahih International:
He is not questioned about what He does, but they will be questioned.
İngilizce:
He cannot be questioned for His acts, but they will be questioned (for theirs).
Azerbaycanca:
(Allah) gördüyü işlər barəsində sorğu-sual olunmaz; onlar (bütün bəndələr) isə (tutduqları əməllərə görə) sorğu-sual ediləcəklər.
Süleyman Ateş:
O, yaptığından sorulmaz, ama onlar, sorulurlar.
Diyanet Vakfı:
Allah, yaptığından sorumlu tutulamaz; onlar ise sorguya çekileceklerdir.
Erhan Aktaş:
O, yaptıklarından dolayı sorgulanamaz. Ama onlar yaptıklarının hesabını vereceklerdir.
Kral Fahd:
Allah, yaptığından sorumlu tutulamaz; onlar ise sorguya çekileceklerdir.
Hasan Basri Çantay:
O, yapacağından mes´ûl olmaz, fakat onlar mes´ûl olurlar.
Muhammed Esed:
O edip eylediği şeylerden ötürü sorguya çekilemez; ama onlar (mutlaka) sorgulanacaklar:
Gültekin Onan:
O, yaptıklarından sorulmaz, oysa onlar sorguya çekilirler.
Ali Fikri Yavuz:
Allah, yaptığından sorumlu olmaz
Portekizce:
Ele não poderá ser questionado quanto ao que faz; eles sim, serão interpelados.
İsveççe:
[Ingen] kan ställa Honom till svars för Hans handlande, men [människorna] skall stå till svars [för sina handlingar].
Farsça:
خدا از آنچه انجام می دهد، بازخواست نمی شود و آنان [در برابر خدا] بازخواست خواهند شد.
Kürtçe:
(خوا) پرسیاری لێ ناکرێت (ڕەخنەی لێ ناگیرێت) لەھەر کارێک کەدەیکات بەڵکو ئەوان (ئادەمیزاد) پرسیاریان لێ دەکرێت
Özbekçe:
У қилган нарсасидан сўралмас. Ҳолбуки, улар сўралурлар.
Malayca:
Ia tidak boleh ditanya tentang apa yang Ia lakukan, sedang merekalah yang akan ditanya kelak.
Arnavutça:
Nuk do të pyetet (Ai) për atë që punon, e ata do të jenë të pyetur.
Bulgarca:
Не Той ще бъде питан какво върши, а те ще бъдат питани.
Sırpça:
Он неће бити питан за Своје поступке, а они ће бити питани.
Çekçe:
A On nebude tázán na to, co koná. zatímco oni budou dotazováni na počtu vydání.
Urduca:
وہ اپنے کاموں کے لیے (کسی کے آگے) جواب دہ نہیں ہے اور سب جواب دہ ہیں
Tacikçe:
Ӯ дар баробари ҳеҷ як аз корҳое, ки мекунад, пурсида намешавад, вале мардум пурсида мешаванд.
Tatarca:
Аллаһ, үзенең эшләгән эшләреннән соралмас, әмма кешеләр эшләгән эшләреннән соралырлар.
Endonezyaca:
Dia tidak ditanya tentang apa yang diperbuat-Nya dan merekalah yang akan ditanyai.
Amharca:
ከሚሠራው ሁሉ አይጠየቅም፡፡ እነርሱ (ፍጥረቶቹ) ግን ይጠየቃሉ፡፡
Tamilce:
அவன் செய்வதைப் பற்றி கேள்வி கேட்கப்பட மாட்டான். அவர்கள்தான் கேள்வி கேட்கப்படுவார்கள்.
Korece:
그분이 행하신 것에 대해서 는 질문을 받지 아니하나 그들은 심문을 받니라
Vietnamca:
Ngài sẽ không bị ai chất vấn về việc Ngài làm còn họ mới là những kẻ sẽ bị Ngài chất vấn.
Ayet Linkleri: