Arapça:
أَمِ اتَّخَذُوا مِن دُونِهِ آلِهَةً ۖ قُلْ هَاتُوا بُرْهَانَكُمْ ۖ هَٰذَا ذِكْرُ مَن مَّعِيَ وَذِكْرُ مَن قَبْلِي ۗ بَلْ أَكْثَرُهُمْ لَا يَعْلَمُونَ الْحَقَّ ۖ فَهُم مُّعْرِضُونَ
Çeviriyazı:
emi-tteḫaẕû min dûnihî âliheh. ḳul hâtû bürhâneküm. hâẕâ ẕikru mem me`iye veẕikru men ḳablî. bel ekŝeruhüm lâ ya`lemûne-lḥaḳḳa fehüm mü`riḍûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Yoksa O'ndan başka ilâhlar mı edindiler? De ki: "Kesin delilinizi getirin. İşte benimle beraber olanların kitabı ve benden öncekilerin kitabı." Hayır, onların çoğu gerçeği bilmezler de onun için yüz çevirirler.
Diyanet İşleri:
O'nu bırakıp tanrılar mı edindiler? De ki: "Kesin delilinizi getirin. İşte benim ve ümmetimin Kitap'ı ve senden öncekilerin kitapları." Hayır; onların çoğu gerçeği bilmez de yüz çevirirler.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ondan başka bir mabut mu kabul ettiler? De ki: Getirin delilinizi öyleyse. İşte benimle beraber olanların kitabı ve işte benden öncekilerin kitapları. Hayır, onların çoğu, gerçeği bilmiyorlar ve bundan dolayı da yüz çeviriyorlar.
Şaban Piriş:
Yoksa, O’ndan başka ilahlar mı edindiler? De ki: Haydi delilinizi getirin! İşte bu, benimle beraber olanların zikri ve benden öncekilerin zikridir. Fakat, onların çoğu hakkı bilmiyorlar, ama buna rağmen yüz çeviriyorlar.
Edip Yüksel:
O'nun dışında tanrılar mı edindiler? De ki, "Delilinizi getirin. Bu, benim çağımdakilerin de mesajıdır, benden öncekilerin de mesajıdır." Ne var ki, onların çoğu gerçeği bilmediğinden yüz çevirirler.
Ali Bulaç:
Yoksa O'ndan başka ilahlar mı edindiler? De ki: "Kesin-kanıt (burhan)ınızı getirin. İşte benimle birlikte olanların zikri (kitabı) ve benden öncekilerin de zikri." Hayır, onların çoğu hakkı bilmiyorlar, bundan dolayı yüz çeviriyorlar.
Suat Yıldırım:
Yine de tuttular, O'nun yanısıra başka birtakım tanrılar edindiler. Ey Resûlüm! De ki: “İddianızı ispatlayın, delilinizi getirin görelim!” Böyle bir delil de getiremediklerine göre de ki: “İşte bu tevhid, benimle beraber olanların ve benden önceki peygamberlerin bidirisidir.” Hayır, onların çoğu gerçeği bilmiyor ve bu sebeple de ondan yüz çeviriyorlar.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Yoksa O´ndan başka ilâhlar mı edindiler? De ki: «Delillerinizi getiriniz. İşte bu benimle beraber olanların kitabı ve benden evvelkilerin kitabı.» Hayır. Onların çoğu hakkı bilmezler de onun için onlar yüz döndürücülerdir.
Yaşar Nuri Öztürk:
Yoksa O'nun dışında bazı ilahlar mı edindiler? De ki: "Susturucu delilinizi getirin! Benimle beraber olanların da benden öncekilerin de Zikir'i budur. Ne yazık ki onların çokları hakkı bilmezler; bu yüzden de yüz çevirirler."
Bekir Sadak:
inkar edenler, gokler ve yer yapisikken onlari ayirdigimizi ve butun canlilari sudan meydana getirdigimizi bilmezler mi? inanmiyorlar mi?
İbni Kesir:
Yoksa O´ndan başka tanrılar mı edindiler? De ki: Kesin delilinizi getirin işte benimle birlikte olanların zikri ve benden öncekilerin zikri. Hayır onların çoğu hakkı bilmezler de onun için yüz çevirirler.
Adem Uğur:
Yoksa O´ndan başka birtakım tanrılar mı edindiler? De ki: Haydi delillerinizi getirin! İşte benimle beraber olanların Kitab´ı ve benden öncekilerin Kitab´ı. Hayır, onların çoğu hakkı bilmezler
İskender Ali Mihr:
Yoksa O´ndan (Allah´tan) başka ilâhlar mı edindiler? “Haydi burhanınızı (kesin delilinizi) getirin. (İşte) bu, benimle beraber olanların ve benden öncekilerin zikridir (kitabıdır).” de. Fakat onların çoğu, hakkı bilmezler. Bu sebeple onlar, yüz çevirenlerdir.
Celal Yıldırım:
Yoksa Allah´tan başka ilâhlar mı edindiler? De ki : Haydi getirin kesin hüccetlerinizi! İşte (bu Kur´ân) benimle beraber olanların zikri ve benden öncekilerin zikridir! Hayır, onların çoğu hakkı bilmezler de o sebeple yüzçevirirler.
Tefhim ul Kuran:
Yoksa O´ndan başka ilahlar mı edindiler? De ki: «Kesin kanıt (burhan)ınızı getirin. İşte benimle birlikte olanların zikri (Kitabı) ve benden öncekilerin de zikri.» Hayır, onların çoğu hakkı bilmiyorlar, bundan dolayı yüz çevirmektedirler.
Fransızca:
Ont-ils pris des divinités en dehors de Lui ? Dis : "Apportez votre preuve". Ceci est la révélation de ceux qui sont avec moi et de ceux qui étaient avant moi. Mais la plupart d'entre eux ne connaissent pas la vérité et s'en écartent.
İspanyolca:
Entonces, ¿han tomado a dioses en lugar de tomarle a Él? Di: «¡Aportad vuestra prueba!». Ésta es la Amonestación de mis contemporáneos y la Amonestación de mis antecesores. Pero la mayoría no conocen la Verdad y se desvían.
İtalyanca:
Si son presi dèi all'infuori di Lui? Di': «Mostrate la vostra prova!». Questo è un Monito per coloro che sono con me e per coloro che furono prima di me ; ma la maggior parte di essi non conoscono la verità e se ne discostano.
Almanca:
Oder nahmen sie sich etwa anstelle von Ihm Gottheiten?! Sag: "Bringt euren Beweis her! Dies ist die Ermahnung, über die ich verfüge, und die Ermahnung derer, die vor mir waren." Nein, sondern viele von ihnen kennen die Wahrheit nicht, so wenden sie sich ab.
Çince:
难道他们除真主外还事奉许多神明吗?你说:你们拿证据来吧,这是对于我的同道者的记念,也是对于在我之前者的记念,但他们大半不知真理,背弃它。
Hollandaca:
Hebben zij andere goden naast hem geplaatst? Zeg: lever uw bewijs daarvoor. Dit is de vermaning van hen die tegelijk met mij bestaan en de vermaning van hen die voor mij bestonden maar het grootste deel hunner kent de waarheid niet en wendt zich daarvan af.
Rusça:
Неужели они стали поклоняться иным божествам вместо Него? Скажи: "Приведите ваши доказательства! Вот напоминание для тех, кто со мной, и напоминание для тех, кто жил до меня". Однако большинство их не ведает об истине и отворачивается.
Somalice:
Mise waxay Yeesheen Eebe ka sokow Ilaahyo, waxaad Dhahdaa keena Xujadiinna, kana waa (quraanka) sheegi waxa ila jooga iyo sheegiddii kuwii iga horreeyey, Badidoodse ma oga Xaqa wayna ka Jeedsan.
Swahilice:
Au wanawaabudu miungu mingine badala yake? Sema: Leteni ushahidi wenu! Haya ni ukumbusho wa hawa walio nami, na ukumbusho wa walio kabla yangu. Lakini wengi wao hawaijui kweli, na kwa hivyo wanapuuza.
Uygurca:
ئۇلار اﷲ نى قويۇپ، باشقا مەبۇدلارنى ئىلاھ قىلىۋالدىمۇ؟ ئېيتقىنكى: «(بۇنىڭغا) دەلىلىڭلارنى كۆرسىتىڭلار، مانا بۇ مەن بىلەن بىللە بولغانلارنىڭ كىتابى (يەنى قۇرئان) دۇر ۋە مەندىن ئىلگىرىكىلەرنىڭ (تەۋرات، ئىنجىل قاتارلىق) كىتابىدۇر، ئۇلارنىڭ تولىسى ھەقنى ئۇقمايدۇ، ئۇلار (تەۋھىد) تىن يۈز ئۆرۈگۈچىلەردۇر»
Japonca:
それともかれらは,かれを差し置いて外の神々を崇めたのか。言ってやるがいい。「あなたがたの証拠を出してみなさい。これはわたしと共にいる者への訓戒であり,また以前の世代の者への訓戒である。」だがかれらの多くはこの真理を理解出米ずに背き去る。
Arapça (Ürdün):
«أم اتخذوا من دونه» تعالى أي سواه «آلهة» فيه استفهام توبيخ «قل هاتوا برهانكم» على ذلك ولا سبيل إليه «هذا ذكر من معي» أمتي وهو القرآن «وذكر من قبلي» من الأمم وهو التوراة والإنجيل وغيرهما من كتب الله ليس في واحد منها أن مع الله إلهاً مما قالوا، تعالى عن ذلك «بل أكثرهم لا يعلمون الحق» توحيد الله «فهم معرضون» عن النظر الموصل إليه.
Hintçe:
(हाँ) और उन लोगों से बाज़पुर्स होगी क्या उन लोगों ने खुदा को छोड़कर कुछ और माबूद बना रखे हैं (ऐ रसूल) तुम कहो कि भला अपनी दलील तो पेश करो जो मेरे (ज़माने में) साथ है उनकी किताब (कुरान) और जो लोग मुझ से पहले थे उनकी किताबें (तौरेत वग़ैरह) ये (मौजूद) हैं (उनमें खुदा का शरीक बता दो) बल्कि उनमें से अक्सर तो हक़ (बात) को तो जानते ही नहीं
Tayca:
พวกเขาได้ยึดถือบรรดาพระเจ้า นอกจากพระองค์กระนั้นหรือ? จงกล่าวเถิดมุฮัมมัด “ขอให้พวกท่านนำหลักฐานของพวกท่านมา นี่คือคัมภีร์ที่อยู่กับฉัน (อัลกุรอาน) และคัมภีร์ที่มีอยู่ก่อนหน้าฉัน (เตารอตและอินญีล)” แต่ว่าส่วนใหญ่ของพวกเขาไม่รู้ความจริง พวกเขาจึงผินหลังเมินห่าง
İbranice:
האם אומנם לקחו להם אלים מלבדו? אמור: ' הציגו את הוכחותיכם! הנה בספר זה, זכר אלה אשר אתי וזכר אלה שהיו לפניי, ואולם רובם אינם יודעים את הצדק והם מתרחקים ממנה
Hırvatça:
Zar da pored Njega oni uzimaju bogove?! Reci: "Dajte vaš dokaz! Ovo je opomena za one koji su sa mnom, a i opomena za one koji su bili prije mene." Međutim, većina njih ne zna Istinu, pa se okreću.
Rumence:
Şi-au luat alţi dumnezei în locul Lui? Spune: “Aduceţi dovada! Aceasta este amintire pentru cei care sunt cu mine şi amintire pentru cei dinaintea mea.” Cei mai mulţi dintre ei, necunoscând însă Adevărul, îi sunt potrivnici.
Transliteration:
Ami ittakhathoo min doonihi alihatan qul hatoo burhanakum hatha thikru man maAAiya wathikru man qablee bal aktharuhum la yaAAlamoona alhaqqa fahum muAAridoona
Türkçe:
Yoksa O'nun dışında bazı ilahlar mı edindiler? De ki: "Susturucu delilinizi getirin! Benimle beraber olanların da benden öncekilerin de Zikir'i budur. Ne yazık ki onların çokları hakkı bilmezler; bu yüzden de yüz çevirirler."
Sahih International:
Or have they taken gods besides Him? Say, [O Muhammad], "Produce your proof. This [Qur'an] is the message for those with me and the message of those before me." But most of them do not know the truth, so they are turning away.
İngilizce:
Or have they taken for worship (other) gods besides him? Say, "Bring your convincing proof: this is the Message of those with me and the Message of those before me." But most of them know not the Truth, and so turn away.
Azerbaycanca:
Yoxsa (müşriklər özləri üçün) Ondan (O Allahdan) başqa tanrılar qəbul etdilər? (Ya Rəsulum!) De: “(Etdiyiniz əməlin düzgünlüyünü sübut edən) dəlilinizi gətirin. Bu mənimlə onların (ümmətimin) Kitabı (Qur’an), bu da məndən əvvəlkilərin kitabı (Tövrat və İncil)! Xeyr, onların əksəriyyəti haqqı bilməz və buna görə də (ondan) üz döndərər!”
Süleyman Ateş:
Yoksa O'ndan başka tanrılar mı edindiler? De ki: "(Bu hususta kesin) delilinizi getirin. İşte benimle beraber olanların da öğütü ve benden öncekilerin de öğütü budur." Ama çokları hakkı bilmezler, bundan dolayı onlar, (haktan) yüz çevirirler.
Diyanet Vakfı:
Yoksa O'ndan başka birtakım tanrılar mı edindiler? De ki: Haydi delillerinizi getirin! İşte benimle beraber olanların Kitab'ı ve benden öncekilerin Kitab'ı. Hayır, onların çoğu hakkı bilmezler; bu yüzden de yüz çevirirler.
Erhan Aktaş:
Yoksa O’nun yanı sıra başka ilâhlar mı edindiler? De ki: “Burhânınızı getirin.(1) Bu benimle beraber olanların ve benden öncekilerin öğüdüdür.” Fakat onların çoğu gerçeği bilmezler ve onlar, ondan yüz çevirenlerdir.
Kral Fahd:
Yoksa O'nu bırakıp bir takım ilâhlar mı edindiler? (Ey Muhammed! Onlara) de ki: "Öyleyse (ilâhlar edinmenizin) kesin delilini getirin. İşte benimle beraber olanlara ve benden öncekilere gönderilen kitap bu; fakat onların çoğu hakkı bilmiyorlar; bu yüzden de ondan yüz çeviriyorlar.
Hasan Basri Çantay:
Ondan başka Tanrılar edindiler ha? Sen (onlara) de ki: «(Varsa) delilinizi getirin. İşte benimle beraber olan (müslüman) ların kitabı, (işte) benden evvel gelenlerin kitabı (da meydanda)». Hayır, onların çoğu hakkı bilmezler de bunun için yüz çeviricidirler onlar.
Muhammed Esed:
(hal böyleyken), onlar yine de, kulluk etmek için O´nun yerine (düzmece) tanrılar ediniyorlar! (Ey Peygamber,) de ki: "Haydi, siz de davanızı destekleyecek bir delil getirin: İşte bu, benimle birlikte olanların ve benden önceki (peygamber)lerin dile getirip durdukları ilahi öğretidir". Hayır, onların çoğu gerçeği bilmiyor ve bunun için de (ondan) inatla yüz çeviriyorlar.
Gültekin Onan:
Yoksa O´ndan başka tanrılar mı edindiler? De ki: "
Ali Fikri Yavuz:
Yoksa Allah’dan başka ilâhlar mı edindiler? (Ey Rasûlüm, onlara) de ki: “- (Putlara ibadete dair varsa) delilinizi getirin. İşte benimle beraber olanların kitabı (Kur’an) ve benden evvelki ümmetlerin kitabı! (Bu kitablarda Allah’a ortak koşulmamıştır).” Doğrusu, onların çoğu hakkı bilmezler (Kur’an ve Peygamberi tanımazlar) da onun için yüz çevirirler.
Portekizce:
Adotarão, porventura, outras divindades além d'Ele? Dize-lhes: Apresentai vossa prova! Eis aqui a Mensagem daquelesque estão comigo e a Mensagem daqueles que me precederam. Porém, a maioria deles não conhece a verdade, e a desdenha.
İsveççe:
Icke desto mindre dyrkar de [falska] gudar i Hans ställe! Säg [Muhammad]: "Lägg fram era bevis; detta är Påminnelsens [ord, Påminnelsen] som har nedsänts till dem som följer mig och Påminnelsen [som sändes] till dem som var mina föregångare." Men de flesta känner inte sanningen och [därför] vänder de sig bort.
Farsça:
[شگفتا!] آیا به جای خدا معبودانی اختیار کرده اند؟ بگو: [اگر انتخاب شما حق است] دلیل و برهانتان را [بر آن] بیاورید، این [قرآن] یادآور امت من [نسبت به توحید و نفی شرک] و یادآور امت های پیش از من [نسبت به معارف توحیدی دیگر کتاب های آسمانی] است؛ [حق نه این است که مشرکان می گویند] بلکه بیشترشان حق را نمی شناسند و به این سبب از آن روی گردانند.
Kürtçe:
ئایا ئەوانە ھەڵیان بژاردووە (وبڕیاریان داوە) چەند پەرستراوێک جگە لەخوا (پێیان) بڵێ بەڵگەتان بھێنن (لەسەر ئەوەی بڕیارتانداوە) ئەمە قسەی ئەم قورئانەیە (خوا ناردویەتی) بۆ من وەقسەی ئەو (پەیام وپەڕاوانەشە) لەپێش منەوە ھاتوون (وەک: تەورات و ئینجیل، لەھیچیاندا بوونی چەند پەرستراوێک بڕیار نەدراوە بۆ خوای گەورە) بەڵام زۆربەی زۆریان حەق و ڕاستی نازانن لەبەر ئەوە پشتی تێدەکەن و ڕووی لێ وەردەگێڕن
Özbekçe:
Ёки ундан ўзга «худо»лар тутдиларми? Сен: «Ҳужжатларингизни келтиринг. Мана бу мен билан биргаларнинг зикридир ва мендан олдингиларнинг зикридир», дегин. Йўқ, уларнинг кўплари ҳақни билмаслар. Бас, улар юз ўгиргувчидирлар. (Борлиққа назар солиб, ундаги мавжудотларни мулоҳаза қилиб кўрганда, Аллоҳ таолонинг шериги бўлиши мумкин эмаслиги исботланди. Яна нима учун мушриклар Аллоҳ таолога ибодат қилмаяптилар?)
Malayca:
Patutkah mereka menyembah tuhan-tuhan yang lain dari Allah? Katakanlah (wahai Muhammad): "Bawalah keterangan dan bukti kamu; kandungan Al-Quran ini menjadi peringatan dan bukti tauhid umatku, juga peringatan dan bukti tauhid umat-umat yang dahulu daripadaku". (Kaum musyrik tidak mempunyai sebarang keterangan) bahkan kebanyakan mereka tidak mengetahui mana yang benar dan mana yang salah, dengan sebab itulah maka mereka berpaling ingkar.
Arnavutça:
Vallë, a marrin ata tjerë zotëra, përpos Tij? Thuaj: “Sillni argumentin tuaj!” Ky (Kur’ani) është një këshillë për ata që janë me mua dhe këshillë për ata që kanë para meje, por, shumica e tyre nuk di të Vërtetën dhe shmangen nga ajo.
Bulgarca:
Или приеха вместо Него други богове? Кажи [о, Мухаммад]: “Дайте своя довод! Това е послание за онези, които са с мен, и послание за онези преди мен.” Но повечето от тях не знаят истината и се отдръпват.
Sırpça:
Зар да они уместо Њега узимају богове!? Реци: “Дајте ваш доказ! У овом Кур'ану и књигама пре мене објављеним немате доказ.” Али већина њих не зна истину, па је зато не прихватају.
Çekçe:
Či vzali si vedle Něho božstva jiná? Rci: 'Předložte tedy důkaz svůj! Toto je připomenutí těm, kdož se mnou jsou, i připomenutí těm, kdož byli přede mnou!' Však naopak, většina z nich pravdu nezná a odvrací se od ní.
Urduca:
کیا اُسے چھوڑ کر اِنہوں نے دوسرے خدا بنا لیے ہیں؟ اے محمدؐ، ان سے کہو کہ "لاؤ اپنی دلیل، یہ کتاب بھی موجود ہے جس میں میرے دَور کے لوگوں کے لیے نصیحت ہے اور وہ کتابیں بھی موجود ہیں جن میں مجھ سے پہلے لوگوں کے لیے نصیحت تھی" مگر ان میں سے اکثر لوگ حقیقت سے بے خبر ہیں، اس لیے منہ موڑے ہوئے ہیں
Tacikçe:
Оё ба ҷуз Ӯ худоёнро интихобидаанд? Бигӯ: «Ҳуҷҷати худ биёваред. Дар ин китоб сухани касонест, ки бо ман ҳастанд ва сухане касоне, ки пеш аз ман будаанд». На, бештаринашон чизе аз ҳақ намедонанд ва аз он рӯй мегардонанд.
Tatarca:
Әйә алар Аллаһудан башка бернәрсәне Илаһә тоттылармы? Бу эшегез дөрес булса, дәлилегезне китерегез диген! Бу Коръән минем белән бергә булган өммәтемнең, китабының хәерлеседер вә элекке өммәтнең китабының хәерлеседер диген! Бәлки кешеләрнең күбрәге Коръәннең дөреслеген белмиләр, шуның өчен Коръән белән гамәл кылудан баш тарталар.
Endonezyaca:
Apakah mereka mengambil tuhan-tuhan selain-Nya? Katakanlah: "Unjukkanlah hujjahmu! (Al Quran) ini adalah peringatan bagi orang-orang yang bersamaku, dan peringatan bagi orang-orang yang sebelumku". Sebenarnya kebanyakan mereka tiada mengetahui yang hak, karena itu mereka berpaling.
Amharca:
ይልቁንም ከእርሱ ሌላ አማልክትን ያዙን «አስረጃችሁን አምጡ፡፡ ይህ (ቁርኣን) እኔ ዘንድ ያለው ሕዝብ መገሰጫ ከእኔ በፊትም የነበሩት ሕዝቦች መገሰጫ ነው» በላቸው፡፡ በውነቱ አብዛኞቻቸው እውነቱን አያውቁም፡፡ ስለዚህ እነሱ እምቢተኞች ናቸው፡፡
Tamilce:
அவ(ன் ஒருவ)னை அன்றி பல கடவுள்களை அவர்கள் எடுத்துக் கொண்டார்களா? (நபியே!) கூறுவீராக: “உங்கள் ஆதாரத்தைக் கொண்டு வாருங்கள். இது என்னுடன் உள்ளவர்களைப் பற்றிய செய்தியாகும்; இன்னும், எனக்கு முன் உள்ளவர்களைப் பற்றிய செய்தியாகும். மாறாக, அவர்களில் அதிகமானவர்கள் சத்தியத்தை அறியமாட்டார்கள். ஆகவே, அவர்கள் (சத்தியத்தை) புறக்கணிப்பவர்கள் ஆவார்கள்.”
Korece:
그들은 그분 외에 다른 신들 을 숭배하느뇨 일러가로되 증거를 가져오라 이것은 나와 함께 한 메 세지요 내 이전에 있었던 이들의 메세지라 그러나 그들 대다수는 진리를 깨닫지 못하고 등을 돌리 더라
Vietnamca:
Họ đã thờ phượng những thần linh khác ngoài Ngài (Allah). Ngươi (hỡi Thiên Sứ) hãy bảo họ: “Các người hãy đưa ra bằng chứng của các người (về việc các thần linh đó đáng được thờ phượng) xem nào! Còn đây (Kinh Sách được ban xuống cho Ta) là Bức Thông Điệp nhắc nhở cho người nào theo Ta và là điều nhắc nhở cho những người trước Ta.” Không! Đa số bọn họ đều không biết sự thật nên họ đã quay lưng với nó.
Ayet Linkleri: