Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

21

Sûredeki Ayet No: 

14

Ayet No: 

2497

Sayfa No: 

323

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

قَالُوا يَا وَيْلَنَا إِنَّا كُنَّا ظَالِمِينَ

Çeviriyazı: 

ḳâlû yâ veylenâ innâ künnâ żâlimîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Onlar da: "Vay bizlere! Biz gerçekten zalimler idik" dediler.

Diyanet İşleri: 

Vay başımıza gelenlere! Doğrusu biz haksızlık yapmış kimseleriz dediler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Yazıklar olsun bize derler, gerçekten de zulmetmiştik biz.

Şaban Piriş: 

Eyvah bize, dediler. Biz zalimlerden idik.

Edip Yüksel: 

"Vay bize, biz gerçekten zulmedenlermişiz," dediler.

Ali Bulaç: 

Yazıklar bize" dediler. "Gerçekten biz, zalimmişiz.

Suat Yıldırım: 

“Eyvah! dediler, gerçekten biz zalim kimselermişiz! (Eyvah! Eyvah!)”

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Dediler ki: «Vay halimize! Muhakkak ki, biz zalimler olmuş idik.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Dediler: "Eyvah bize! Biz gerçekten zalimlermişiz."

Bekir Sadak: 

Gece ve gunduz, bikmadan tesbih ederler.

İbni Kesir: 

Dediler ki: Vay başımıza gelenlere

Adem Uğur: 

Vay başımıza gelenlere! dediler

İskender Ali Mihr: 

“Yazıklar olsun bize! Muhakkak ki biz, zalimler olmuştuk.” dediler.

Celal Yıldırım: 

(Kaçmakla kurtulamıyacaklarını anlayınca), vay yazık oldu bize! Doğrusu biz zâlimler idik, dediler.

Tefhim ul Kuran: 

«Yazıklar bize» dediler. «Gerçekten biz, zalimmişiz.»

Fransızca: 

Ils dirent : "Malheur à nous ! Nous étions vraiment injustes".

İspanyolca: 

Dijeron: «¡Ay de nosotros, que hemos obrado impíamente!»

İtalyanca: 

Dissero: «Guai a noi! Invero siamo stati ingiusti!».

Almanca: 

Sie sagten: "Unser Untergang! Wir waren doch Unrecht-Begehende."

Çince: 

他们说:哀哉我们!我们原来确是不义的人。

Hollandaca: 

Zij antwoordden: Helaas! waarlijk, wij waren onrechtvaardig.

Rusça: 

Они говорили: "О горе нам! Воистину, мы были несправедливы!"

Somalice: 

Waxay Dhaheen Halaaganagee waxaan nahay Daalimiin.

Swahilice: 

Wakasema: Ole wetu! Hakika sisi tulikuwa madhaalimu.

Uygurca: 

ئۇلار: «ۋاي ئىسىت! ھەقىقەتەن بىز زالىم بولۇپتۇق» دېيىشتى

Japonca: 

かれらは言った。「ああ,情けない,わたしたちは本当に不義の徒でした。」

Arapça (Ürdün): 

«قالوا يا» للتنبيه «ويلنا» هلاكنا «إنا كنا ظالمين» بالكفر.

Hintçe: 

वह लोग कहने लगे हाए हमारी शामत बेशक हम सरकश तो ज़रूर थे

Tayca: 

พวกเขากล่าวว่า “โอ้ ความหายนะที่เกิดขึ้นแก่เรา แท้จริงเรานั้นเป็นผู้อธรรม”

İbranice: 

הם אמרו: 'אוי לנו! כי היינו מקפחים

Hırvatça: 

"Teško nama", oni bi govorili, "mi smo, zaista, zulumćari bili."

Rumence: 

Ei spun: “Vai nouă, căci am fost nedrepţi!”

Transliteration: 

Qaloo ya waylana inna kunna thalimeena

Türkçe: 

Dediler: "Eyvah bize! Biz gerçekten zalimlermişiz."

Sahih International: 

They said, "O woe to us! Indeed, we were wrongdoers."

İngilizce: 

They said: "Ah! woe to us! We were indeed wrong-doers!"

Azerbaycanca: 

Onlar (nicat tapmaqdan ümidlərini üzüncə): “Vay halımıza! Biz, həqiqətən, zalım olmuşuq (Rəbbimizə küfr etməklə özümüz özümüzə zülm etmişik)”, - dedilər.

Süleyman Ateş: 

Eyvah bize, dediler, gerçekten biz zalimlermişiz!

Diyanet Vakfı: 

"Vay başımıza gelenlere! dediler; gerçekten biz zalim insanlarmışız."

Erhan Aktaş: 

“Yazıklar olsun bize! Biz zâlimlermişiz.” dediler.

Kral Fahd: 

(Fakat onlar, Allah'ın azâbı onlara gelipte kaçamayacaklarını anlayınca) «Vay başımıza gelenlere! dediler, gerçekten biz zalim insanlarmışız.»

Hasan Basri Çantay: 

Dediler: «Ne yazık bize! Biz hakıykaten zaalimler idik».

Muhammed Esed: 

Ve yalnızca: "Vah bize!" diye yanıp yakınırlardı, "Doğrusu, gerçekten zalim kimselerdik biz!"

Gültekin Onan: 

21:13

Ali Fikri Yavuz: 

(Onlar kurtuluştan ümid keserek): “- Vay bizlere! Biz gerçekten zalimler idik.” dediler.

Portekizce: 

Disseram: Ai de nós! Em verdade, fomos iníquos!

İsveççe: 

[Då] jämrade de sig: "Vi har dragit olycka över oss genom att begå all den orätt som vi begick!"

Farsça: 

[با دیدن عذاب فریاد برداشتند و] گفتند: ای وای بر ما که ما قطعاً ستمکار بودیم!

Kürtçe: 

(لەگەڵ ھەڵھاتندا) دەیانووت: ھاوار بۆ ئێمە بێگومان ئێمە ستەمکار بووین

Özbekçe: 

Улар: «Ҳолимизга вой! Биз, албатта, золим бўлган эканмиз», дедилар.

Malayca: 

(Akhirnya) mereka berkata: "Aduhai celakanya kami! Sesungguhnya kami adalah orang-orang yang berlaku zalim!"

Arnavutça: 

Ata do të thonë: “Kuku për ne, me të vërtetë, kemi qenë zullumqarë!

Bulgarca: 

Казваха: “О, горко ни, наистина бяхме угнетители.”

Sırpça: 

“Тешко нама”, они би говорили, “ми смо, заиста, неверници били!”

Çekçe: 

A odpověděli: 'Běda nám, my věru byli jsme nespravedliví!'

Urduca: 

کہنے لگے "ہائے ہماری کم بختی، بے شک ہم خطا وار تھے"

Tacikçe: 

Гуфтанд; «Вой бар мо, мо ситамкор будаем!»

Tatarca: 

Ґәзаб тоткач әйтерләр: "Вәй безгә үкенеч вә һәлаклек, чөнки без залимнәр булдык.

Endonezyaca: 

Mereka berkata: "Aduhai, celaka kami, sesungguhnya kami adalah orang-orang yang zaIim".

Amharca: 

«ዋ ጥፋታችን! እኛ በእርግጥ በዳዮች ነበርን» ይላሉ፡፡

Tamilce: 

(தண்டனை இறக்கப்பட்ட) அவர்கள் கூறினார்கள்: எங்கள் நாசமே! நிச்சயமாக நாங்கள் அநியாயக்காரர்களாக இருந்தோம்.

Korece: 

이때 그들은 슬프도다 실로 우리가 최를 지었나이다 라고 하 매

Vietnamca: 

Họ kêu than: “Ôi thật khốn khổ thay! Chúng tôi thực sự là những kẻ đã làm điều sai quấy (vì đã vô đức tin nơi Allah).”