Arapça:
وَأَنَّكَ لَا تَظْمَأُ فِيهَا وَلَا تَضْحَىٰ
Çeviriyazı:
veenneke lâ tażmeü fîhâ velâ taḍḥâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ve sen orada ne susarsın, ne de güneşin sıcağında kalırsın"
Diyanet İşleri:
Ey Adem! Doğrusu bu, senin ve eşinin düşmanıdır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın, yoksa bedbaht olursun. Doğrusu cennette ne acıkırsın, ne de çıplak kalırsın; orada ne susarsın ne de güneşin sıcağında kalırsın dedik.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve sen orada susamazsın, güneşin harareti de dokunmaz sana.
Şaban Piriş:
Ne susuzluk hissedersin, ne de güneşin sıcağında kalırsın
Edip Yüksel:
Burda ne susuzluk çeker, ne de sıcaktan bunalırsın.
Ali Bulaç:
Ve gerçekten sen burada susamayacaksın ve güneş altında yanmayacaksın da."
Suat Yıldırım:
“Sen cennette asla açlık çekmeyecek, asla çıplak kalmayacaksın. Orada asla susuzluk çekmeyecek ve güneşin kavurucu sıcağına mâruz kalmayacaksın.
Ömer Nasuhi Bilmen:
«Ve şüphesiz ki, sen orada susamazsın ve güneşin hararetine uğramazsın.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Ve sen burada ne susayacaksın ne de güneşten yanacaksın.
Bekir Sadak:
O zaman: «Rabbim! Beni nicin kor olarak hasrettin, oysa ben goren bir kimseydim» der.
İbni Kesir:
Orada ne susarsın, ne de güneşte yanarsın.
Adem Uğur:
Yine burada sen, susuzluk çekmeyecek, sıcaktan da bunalmayacaksın.
İskender Ali Mihr:
Ve muhakkak ki sen, orada susamazsın ve (sıcaktan) yanmazsın.
Celal Yıldırım:
Ve sen orada susamazsın, güneşte de yanmazsın.
Tefhim ul Kuran:
Ve gerçekten sen burada susamayacaksın ve güneş altında yanmayacaksın da.»
Fransızca:
tu n'y auras pas soif ni ne seras frappé par l'ardeur du soleil".
İspanyolca:
ni sed, ni ardor del sol».
İtalyanca:
non avrai mai sete e non soffrirai la calura del giorno.
Almanca:
Und daß du darin weder dürstest noch unter Sonnenhitze leidest."
Çince:
必不口渴,必不感炎热。
Hollandaca:
Ook zult gij daarin niet van dorst sterven, noch door hitte lastig gevallen worden.
Rusça:
В нем ты не будешь страдать от жажды и зноя".
Somalice:
waxaana kuugu sugnaaday inaadan ku oomin dhexdeeda kuna Qorroxoobin.
Swahilice:
Na hakika hutapata kiu humo wala hutapata joto.
Uygurca:
ھەمدە ئۇنىڭدا ھەقىقەتەن ئۇسساپ كەتمەيسەن، ئىسسىپ كەتمەيسەن»
Japonca:
また渇きを覚えることもなく,太陽の暑さにも晒されない。」
Arapça (Ürdün):
«وأنك» بفتح الهمزة وكسرها عطف على اسم إن وجملتها «لا تظمأ فيها» تعطش «ولا تضحى» لا يحصل لك حر شمس الضحى لانتفاء الشمس في الجنة.
Hintçe:
और न यहाँ प्यासे रहोगे और न धूप खाओगे
Tayca:
“และแท้จริงในสวนสวรรค์นั้น เจ้าจะไม่กระหายน้ำ และจะไม่ตากแดด”
İbranice:
ולא תצמא ולא יפגע בך כל חום
Hırvatça:
u njemu nećeš ni ožednjeti, ni žegu osjetiti."
Rumence:
Nu-ţi va fi sete şi nu vei suferi de arşiţă.”
Transliteration:
Waannaka la tathmao feeha wala tadha
Türkçe:
"Ve sen burada ne susayacaksın ne de güneşten yanacaksın."
Sahih International:
And indeed, you will not be thirsty therein or be hot from the sun."
İngilizce:
Nor to suffer from thirst, nor from the sun's heat.
Azerbaycanca:
Sən orada susamaq nədir, günəşin hərarətindən əziyyət çəkmək nədir, onu da bilməzsən!”
Süleyman Ateş:
Ve sen susamayacaksın, kuşluk vakti güneşi(nin ısısı)ndan etkilenmeyeceksin.
Diyanet Vakfı:
Yine burada sen, susuzluk çekmeyecek, sıcaktan da bunalmayacaksın.
Erhan Aktaş:
“Orada susuz kalmazsın ve sıcaktan zarar görmezsin.”
Kral Fahd:
Yine burada sen, susuzluk çekmeyecek, sıcaktan da bunalmayacaksın.
Hasan Basri Çantay:
«Ve sen hakıykaten burada susamayacaksın, Güneş (in sıcağı altında da) kalmayacaksın».
Muhammed Esed:
keza, orada susamaman ve güneşin sıcaklığından etkilenmemen de sağlanmıştır".
Gültekin Onan:
Ve gerçekten sen burada susamayacaksın ve güneş altında yanmayacaksın da."
Ali Fikri Yavuz:
Ve sen orada susamazsın, güneşte yanmazsın.”
Portekizce:
E não padecerás de sede ou calor.
İsveççe:
och här skall du aldrig plågas av törst eller av solens hetta."
Farsça:
و نه در آن تشنه شوی و نه دچار آفتاب زدگی گردی.
Kürtçe:
وبێگومان لەوێدا تینووت نابێت وە ھەتاوی (خۆر) لێت نادات (ئازارت پێ ناگەیەنێ)
Özbekçe:
Албатта, сен у ерда ташна ҳам бўлмассан, иссиқда ҳам қолмассан», дедик.
Malayca:
"Dan sesungguhnya engkau juga tidak akan dahaga dalam Syurga itu, dan tidak akan merasa panas matahari".
Arnavutça:
as nuk do të kesh etje, as vapë.
Bulgarca:
И не ще изпиташ там нито жажда, нито слънчев пек.”
Sırpça:
нити ћеш у њему ожеднити, нити врелину осетити.“
Çekçe:
a abys v něm nežíznil a žárem netrpěl!'
Urduca:
نہ پیاس اور دھوپ تمہیں ستاتی ہے"
Tacikçe:
ва на ташна мешавӣ ва на дучори тобиши офтоб».
Tatarca:
Дәхи син анда сусыз булмассың һәм кояш кызуына пешмәссең.
Endonezyaca:
dan sesungguhnya kamu tidak akan merasa dahaga dan tidak (pula) akan ditimpa panas matahari di dalamnya".
Amharca:
አንተም በርሷ ውስጥ አትጠማም፤ ፀሐይም አትተኮስም፡፡
Tamilce:
இன்னும், நிச்சயமாக நீர் அதில் தாகிக்க மாட்டீர். இன்னும், வெப்பத்தை உணரமாட்டீர்.
Korece:
그곳에는 갈증도 없으며 뜨거운 열사도 없노라
Vietnamca:
Quả thật trong đó Ngươi sẽ không khát và cũng không chịu cảnh nóng nực.
Ayet Linkleri: