Arapça:
قَالَ بَلْ أَلْقُوا ۖ فَإِذَا حِبَالُهُمْ وَعِصِيُّهُمْ يُخَيَّلُ إِلَيْهِ مِن سِحْرِهِمْ أَنَّهَا تَسْعَىٰ
Çeviriyazı:
ḳâle bel elḳû. feiẕâ ḥibâlühüm ve`iṣiyyühüm yüḫayyelü ileyhi min siḥrihim ennehâ tes`â.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Musa dedi ki: "Hayır, siz atın." Bir de ne görsün! Onların ipleri ve değnekleri, yaptıkları sihirden ötürü kendisine sanki yürüyorlarmış gibi geldi.
Diyanet İşleri:
Musa: "Siz koyun" dedi. Hemen, değnekleri ve ipleri, sihirleri yüzünden, Musa'ya sanki yürüyorlarmış gibi geldi.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Musa, siz atın önce dedi. Derken büyüleriyle ipleri ve sopaları, Musa'ya doğru koşuyormuş gibi göründü.
Şaban Piriş:
Hayır! Siz atın, dedi. Bunun üzerine ipleri ve değnekleri sihirleri sebebiyle ona sanki gerçekten yürüyorlarmış gibi göründü.
Edip Yüksel:
"Hayır, siz atın!," dedi. Bunun üzerine, büyülerinden (hipnotik telkin ve illüzyondan) ötürü, halatları ve değnekleri ona (Musa'ya) sanki hareket ediyorlarmış gibi göründü.
Ali Bulaç:
Dedi ki: "Hayır, siz atın." Sonra hemen (ne görsün), sihirlerinden dolayı, onların ipleri ve asaları kendisine gerçekten koşuyormuş gibi göründü.
Suat Yıldırım:
“Hayır, siz ortaya koyun!” dedi. Bir de ne görsün: onların sihirleri sayesinde, ipleri ve sopaları, kendisine gerçekten hareket ediyormuş gibi geldi.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Dedi ki: «Hayır siz atınız. Hemen onların ipleri ve sopaları sihirlerinden dolayı koşuyormuş gibi ona tehayyül olunur oldu.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Mûsa dedi: "Hayır, siz atın!" Bir de ne görsün! Onların ipleri, sopaları, yaptıkları büyüler yüzünden, kendisine gerçekten koşuyorlarmış hayalini verdi.
Bekir Sadak:
(72-73) iman eden sihirbazlar: «Seni, gelen apacik mucizelere ve bizi yaratana ustun tutmayacagiz. Ne hukum vereceksen ver. Sen, ancak bu dunya hayatina hukmedebilirsin. Dogrusu biz, yanilmalarimizi ve bize zorla yaptirdigin sihri bagislamasi icin Rabbimize iman ettik. Allah´in verecegi mukafat daha iyi ve daha devamlidir» dediler.
İbni Kesir:
O da: Hayır siz atın, dedi. Bir de ne görsün
Adem Uğur:
Hayır, siz atın, dedi. Bir de baktı ki, büyüleri sayesinde ipleri ve sopaları, kendisine gerçekten koşuyor gibi görünüyor.
İskender Ali Mihr:
(Musa A.S): “Hayır, (siz) atın!” dedi. Böylece (onları attıkları) zaman onların ipleri ve asaları, kendisine, onların sihirlerinden dolayı “hızla hareket ediyor” gibi göründü.
Celal Yıldırım:
Musâ onlara: «Siz koyun,» dedi. Ansızın urganları ve değnekleri sihirleriyle Musâ´ya doğru sür´atle geliyormuş gibi (hayalî şekilde) görün dü.
Tefhim ul Kuran:
Dedi ki: «Hayır, sizler atın.» Sonra hemen (ne görsün), sihirlerinden dolayı, onların ipleri ve asaları kendisine gerçekten koşuyormuş gibi göründü.
Fransızca:
Il dit : "Jetez plutôt". Et voilà que leurs cordes et leurs bâtons lui parurent ramper par l'effet de leur magie.
İspanyolca:
Dijo: «¡No! ¡Tirad vosotros!» Y he aquí que le pareció que, por efecto de su magia, sus cuerdas y varas echaban a correr.
İtalyanca:
Disse: «Gettate pure!». Ed ecco che gli parve che le loro corde e i loro bastoni si mettessero a correre per effetto di magia.
Almanca:
Er sagte: "Nein, sondern werft (ihr)!" Und da erschienen ihm ihre Seile und Stöcke durch ihreMagie, als würden sie umhergleiten.
Çince:
他说:还是你们先抛吧!他们的绳子和拐杖,在他看来,好象是因他们的魔术而蜿蜒的。
Hollandaca:
Hij antwoordde: Werpt gij uwe staven het eerste weg. En zie, hunne koorden en hunne staven schenen hem toe, door hunne tooverij als slangen te loopen.
Rusça:
Он сказал: "Нет, бросайте вы!" И тут ему представилось, что их веревки и посохи от их колдовства пришли в движение.
Somalice:
wuxuu yidhi (Muuse) bal Tuura waxaana soo baxay xadhkahoodii iyo Ulahoodii oo loogu ekeysiiyey sixirkoodii inay ordi.
Swahilice:
Akasema: Bali tupeni nyinyi! Tahamaki kamba zao na fimbo zao zikaonekana mbele yake, kwa uchawi wao, kuwa zinapiga mbio.
Uygurca:
مۇسا: «بەلكى سىلەر ئاۋۋال تاشلاڭلار!» دېدى. (ئۇلار تاشلىغان ئىدى) ناگاھان ئۇلارنىڭ ئاغامچىلىرى، ھاسىلىرى ئۇلارنىڭ سېھىرىدىن (يەنى سېھىرنىڭ تەسىرىدىن) ئۇنىڭغا ھەرىكەتلىنىپ مېڭىۋاتقاندەك تۇيۇلدى
Japonca:
かれ(ムーサー)は言った。「いや,あなたがたが先に投げなさい。」すると見るがいい。かれには縄と杖が,魔術で(活きて)走るかのように見えた。
Arapça (Ürdün):
«قال بل ألقوا» فألقوا «فإذا حبالهم وعصيهم» أصله عصوو قبلت الواوان ياءين وكسرت العين والصاد «يخيل إليه من سحرهم أنها» حيات «تسعى» على بطونها.
Hintçe:
मूसा ने कहा (मैं नहीं डालूँगा) बल्कि तुम ही पहले डालो (ग़रज़ उन्होंने अपने करतब दिखाए) तो बस मूसा को उनके जादू (के ज़ोर से) ऐसा मालूम हुआ कि उनकी रस्सियाँ और उनकी छड़ियाँ दौड़ रही हैं
Tayca:
มูซากล่าวว่า “แต่ว่าพวกท่านจงโยนก่อนเถิด” ณ บัดนั้น เชือกและไม้เท้าของพวกเขาดูประหนึ่งว่ามันเลื้อยคลานไปมาเพราะเล่ห์กลของพวกเขา
İbranice:
אמר: 'השליכו אתם.' ואז, נדמו לו חבליהם ומטותיהם כמתרוצצים, בשל קסמיהם
Hırvatça:
"Bacite vi!", reče on, i odjednom mu se pričini da se konopi njihovi i štapovi njihovi, zbog vradžbine njihove, kreću.
Rumence:
El spuse: “Nu! Aruncaţi voi!” I se păru atunci sub vraja lor că funiile şi toiegele lor aleargă.
Transliteration:
Qala bal alqoo faitha hibaluhum waAAisiyyuhum yukhayyalu ilayhi min sihrihim annaha tasAAa
Türkçe:
Mûsa dedi: "Hayır, siz atın!" Bir de ne görsün! Onların ipleri, sopaları, yaptıkları büyüler yüzünden, kendisine gerçekten koşuyorlarmış hayalini verdi.
Sahih International:
He said, "Rather, you throw." And suddenly their ropes and staffs seemed to him from their magic that they were moving [like snakes].
İngilizce:
He said, "Nay, throw ye first!" Then behold their ropes and their rods-so it seemed to him on account of their magic - began to be in lively motion!
Azerbaycanca:
O (Musa) dedi: “Xeyr, (əvvəlcə) siz tullayın!” (Sehrbazlar əllərindəkini yerə atan kimi) onların sehri üzündən birdən (Musaya) elə gəldi ki, onların ipləri və dəyənəkləri hərəkətə gəlib (ilan kimi qarnı üstə) sürünür.
Süleyman Ateş:
(Musa): "Hayır siz atın!" dedi. (Attılar. Musa) bir de ne görsün: Büyülerinden ötürü onların ipleri ve sopaları gerçekten koşuyor gibi görünüyor.
Diyanet Vakfı:
Hayır, siz atın, dedi. Bir de baktı ki, büyüleri sayesinde ipleri ve sopaları, kendisine gerçekten koşuyor gibi görünüyor.
Erhan Aktaş:
Mûsâ, “Buyurun, önce siz atın.” dedi. Yaptıkları büyüden dolayı attıkları sopa ve ip hızla hareket ediyormuş gibi göründü.
Kral Fahd:
Hayır, siz atın, dedi. Bir de baktı ki, büyüleri sayesinde ipleri ve sopaları, kendisine gerçekten hızlıca hereket ediyor gibi görünüyor.
Hasan Basri Çantay:
(Musa) dedi: «Hayır, siz atın». Bir de ne görsün: Onların ipleri ve değnekleri, sihirleri yüzünden, kendisine hakıykat koşuyormuş hayâlini verdi!
Muhammed Esed:
(Musa:) "Hayır, (önce) siz atın!" karşılığını verdi. Ve derken onların ipleri ve asaları, yaptıkları sihir marifetiyle, ona hızla akıyorlarmış gibi göründü;
Gültekin Onan:
Dedi ki: "
Ali Fikri Yavuz:
Mûsa dedi ki: “- Hayır, siz atın.” Bir de ne görsün! Onların ipleri ve sopaları, yaptıkları sihirden ötürü, kendisine, gerçekten koşuyormuş hayalini verdi.
Portekizce:
Respondeu-lhes Moisés: Arrojai vós! E eis que lhe pareceu que suas cordas e cajados se moviam, em virtude da suamagia.
İsveççe:
Han svarade: "Kasta ni - [jag väntar]!" Och deras trolldom gjorde sådan verkan att han tyckte sig se att deras rep och stavar verkligen rörde sig.
Farsça:
گفت: بلکه شما بیفکنید. پس [چون افکندند] ناگهان ریسمان ها و چوب دستی هایشان بر اثر جادویشان در خیال، چنان وانمود شد که با سرعت به راه افتادند.
Kürtçe:
(موسا) فەرمووی نەخێر ئێوە (لەپێشەوە) فڕێی بدەن (ئەوانیش فڕێیاندا) جا لەناکاودا گوریس و دار دەستەکانیان وەھا ھاتە پێش چاوی (موسا) بەھۆی جادوەکەیانەوە کەبەڕاستی دەجوڵێن و دەڕۆن
Özbekçe:
У: «Йўқ. Сизлар ташланг», деди. Бирдан уларнинг арқонлари ва асолари унга сеҳрларидан худди ҳаракатланаётгандек бўлиб кўринди.
Malayca:
Nabi Musa menjawab: "Bahkan kamulah campak dahulu". Tiba-tiba tali-tali mereka dan tongkat-tongkat mereka terbayang-bayang kepadanya seolah-olah benda-benda berjalan, disebabkan sihir mereka.
Arnavutça:
(Musai) tha: “Jo, hedhni ju!” E, atë – herë, (pasi që i hedhën ata) litarët dhe shkopinjtë e tyre, - prej magjive të tyre – iu dukën atij, se me të vërtetë, po rrëshqasin,
Bulgarca:
Каза: “Вие метнете!” И ето - стори му се от магията им, че техните въжета и тояги запълзяват.
Sırpça:
„Баците ви!“, рече он, и одједном му се причини да се њихови канапи и њихови штапови крећу због њихове враџбине.
Çekçe:
I odpověděl: 'Nikoliv, házejte vy!' A hle, kouzly jejich se mu jevily jejich provazy a hole, jako by se plazily,
Urduca:
موسیٰؑ نے کہا "نہیں، تم ہی پھینکو" یکایک اُن کی رسّیاں اور اُن کی لاٹھیاں اُن کے جادو کے زور سے موسیٰؑ کو دَوڑتی ہوئی محسوس ہونے لگیں
Tacikçe:
Гуфт: «Шумо бипартоед». Ногаҳон аз ҷодуе, ки карданд, чунон дар назараш омад, ки он бандҳо ва асоҳо ба ҳар сӯ медаванд.
Tatarca:
Муса әйтте: "Бәлки сез әүвәл ташлагыз!" Сихерчеләр җепләрен вә таякларын җиргә салгач, елан булып йөри башладылар, бу еланнар Мусага йөрүче тере еланнар булып хыял ителде,
Endonezyaca:
Berkata Musa: "Silahkan kamu sekalian melemparkan". Maka tiba-tiba tali-tali dan tongkat-tongkat mereka, terbayang kepada Musa seakan-akan ia merayap cepat, lantaran sihir mereka.
Amharca:
«አይደለም ጣሉ» አላቸው፡፡ ወዲያውም ገመዶቻቸውና ዘንጎቻቸው ከድግምታቸው የተነሳ እነርሱ የሚሮጡ (እባቦች) ኾነው ወደርሱ ተመለሱ፡፡
Tamilce:
(மூஸா) கூறினார்: “மாறாக, (முதலாவதாக) நீங்கள் எறியுங்கள்.” ஆக, அ(வர்கள் எறிந்த அ)ப்போது அவர்களுடைய கயிறுகளும் அவர்களுடைய தடிகளும் அவர்களுடைய சூனியத்தால் நிச்சயமாக அவை ஓடுவதாக அவருக்கு தோற்றமளிக்கப்பட்டது.
Korece:
그가 말하길 너희가 먼저 던 지라 하였더라 그때 그들의 밧줄 과 지팡이가 그들의 요술로 살아 움직이는 것처럼 보이더라
Vietnamca:
(Musa) đáp: “Không, quí vị hãy ném xuống trước.” Thế là bằng pháp thuật, họ đã gây ảo giác làm cho Musa nhìn thấy những sợi dây cũng như những chiếc gậy của họ đang cử động.
Ayet Linkleri: