Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

24

Sûredeki Ayet No: 

55

Ayet No: 

2846

Sayfa No: 

357

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا مِنكُمْ وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَيَسْتَخْلِفَنَّهُمْ فِي الْأَرْضِ كَمَا اسْتَخْلَفَ الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ وَلَيُمَكِّنَنَّ لَهُمْ دِينَهُمُ الَّذِي ارْتَضَىٰ لَهُمْ وَلَيُبَدِّلَنَّهُم مِّن بَعْدِ خَوْفِهِمْ أَمْنًا ۚ يَعْبُدُونَنِي لَا يُشْرِكُونَ بِي شَيْئًا ۚ وَمَن كَفَرَ بَعْدَ ذَٰلِكَ فَأُولَٰئِكَ هُمُ الْفَاسِقُونَ

Çeviriyazı: 

ve`ade-llâhü-lleẕîne âmenû minküm ve`amilu-ṣṣâliḥâti leyestaḫlifennehüm fi-l'arḍi keme-staḫlefe-lleẕîne min ḳablihim. veleyümekkinenne lehüm dînehümü-lleẕi-rteḍâ lehüm veleyübeddilennehüm mim ba`di ḫavfihim emnâ. ya`büdûnenî lâ yüşrikûne bî şey'â. vemen kefera ba`de ẕâlike feülâike hümü-lfâsiḳûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Allah, sizlerden iman edip iyi davranışlarda bulunanlara, kendilerinden öncekileri sahip ve hakim kıldığı gibi, kendilerini de yeryüzüne sahip ve hakim kılacağını, onlar için beğenip seçtiği dini (İslâm'ı) onların iyiliğine yerleştirip koruyacağını ve geçirdikleri korku döneminden sonra, bunun yerine onlara güven sağlayacağnı vaad etti. Çünkü onlar bana kulluk ederler. Hiçbir şeyi bana eş tutmazlar. Artık bundan sonra kim inkâr ederse, işte bunlar asıl büyük günahkarlardır.

Diyanet İşleri: 

Allah, içinizden inanıp yararlı iş işleyenlere, onlardan öncekileri halef kıldığı gibi, onları da yeryüzüne halef kılacağına, onlar için beğendiği dini temelli yerleştireceğine, korkularını güvene çevireceğine dair söz vermiştir. Çünkü onlar Bana kulluk eder, hiçbir şeyi Bana ortak koşmazlar. Bundan sonra inkar eden kimseler, işte onlar artık yoldan çıkmış olanlardır.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Allah, sizden inanıp iyi işlerde bulunanlara, onlardan önce gelip geçenleri nasıl yeryüzüne sahip ve hakim kıldıysa onları da mutlaka yeryüzüne sahip ve hakim kılmayı ve onlara, razı ve hoşnut oldukları dini nasip edip o dini, bütün dinlerden üstün etmeyi, korkularını emniyete tebdil eylemeyi vaadetmiştir; bana kulluk etsinler ve hiçbir şeyi eş tutmasınlar bana; ve bundan sonra kim kafir olursa o çeşit adamlardır, buyruktan çıkanların ta kendileri.

Şaban Piriş: 

Allah, sizden iman eden ve salih amellerde bulunanlara kendilerinden öncekileri halife/hükümran kıldığı gibi, onları da yeryüzüne halifeler kılacağını vaat etmiştir. Onlar için razı olduğu dinlerini üstün kılacak, korkularını güvene çevirecektir. İşte Onlar, sadece bana ibadet ederler, bana hiçbir şeyi şirk koşmazlar. Bundan sonra kim küfrederse, işte onlar, fasık olanlardır.

Edip Yüksel: 

ALLAH, inanıp erdemli davrananlarınızı, kendilerinden öncekileri egemen kıldığı gibi onları da egemen yapacağına, kendileri için seçtiği dini yerleştireceğine ve korkularını güvene çevireceğine söz vermiştir. Çünkü onlar bana kulluk ederler ve bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Bundan sonra inkar edenler, yoldan çıkmış olanlardır.

Ali Bulaç: 

Allah, içinizden iman edenlere ve salih amellerde bulunanlara va'detmiştir: Hiç şüphesiz onlardan öncekileri nasıl 'güç ve iktidar sahibi' kıldıysa, onları da yeryüzünde 'güç ve iktidar sahibi' kılacak, kendileri için seçip beğendiği dinlerini kendilerine yerleşik kılıp sağlamlaştıracak ve onları korkularından sonra güvenliğe çevirecektir. Onlar, yalnızca Bana ibadet ederler ve Bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Kim bundan sonra inkar ederse, işte onlar fasıktır.

Suat Yıldırım: 

Allah içinizden iman edip makbul ve güzel işler işleyenlere kesin olarak vaad buyurur ki:Daha önce müminleri dünyada hakim kıldığı gibi kendilerini de hakim kılacak, kendileri için beğenip seçtiği İslâm dinini tatbik etme gücü verecek ve yaşadıkları korkulu dönemin arkasından, kendilerini tam bir güvene erdirecektir.Çünkü onlar, yalnız Bana ibadet edip hiçbir şeyi Bana şerik yapmazlar.Artık bundan sonra kim küfrana saparsa, işte onlar yoldan çıkıp Allah'a karşı gelmiş olurlar. [2,30; 38,26; 27,16; 21,105; 14,14; 28,6; 6,165; 7,69; 8,26; 7,129; 22,41]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Allah sizden imân eden ve sâlih sâlih amellerde bulunanlara vaadetmiştir ki, elbette onları yer yüzünde halife kılacaktır. Nasıl ki, onlardan evvelkileri halife kılmıştır ve elbette onlara kendileri için razı olduğu dinlerini temkin edecektir. Ve muhakkak ki, onları korkularından sonra bir eminliğe çevirecektir. Bana ibadet ederler, Bana bir şeyi şerik koşmazlar, ve bundan sonra kim kâfir olursa artık fâsıklar olan, onların kendileridir.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Allah; sizin, iman edip hayra ve barışa yönelik iyilikler yapanlarınıza şu vaatte bulunmuştur: Onlardan öncekileri halef kıldığı gibi onları da yeryüzünde mutlaka halef kılacak. Onlar için beğenip seçtiği dinlerini yine onlar için güç kaynağı yapacak, onları korkularının arkasından mutlaka güvene ulaştıracak. Bana kulluk/ibadet edecekler, hiçbir şeyi bana ortak koşmayacaklar. Bundan sonra nankörlük edenlerse, yoldan sapanların ta kendileridir.

Bekir Sadak: 

Kor icin bir sorumluluk yoktur. Topal icin bir sorumluluk yoktur. Hastaya da bir sorumululuk yoktur. Evlerinizde veya babalarinizin evlerinde veya annelerinizin evlerinde veya erkek kardeslerinizin evlerinde veya kiz kardeslerinizin evlerinde veya amcalarinizin evlerinde veya halalarinizin evlerinde veya dayilarinizin evlerinde veya teyzelerinizin evlerinde veya kahyasi olup anahtarlari elinde olan evlerde, ya da dostlarinizin evlerinde izinsiz yemek yemenizde bir sorumluluk yoktur. Bir arada veya ayri ayri yemenizde de bir sorumluluk yoktur. Evlere girdiginiz zaman, kendinize ehlinize Allah katindan bereket, esenlik ve guzellik dileyerek selam verin. Allah size ayetleri, dusunesiniz diye bylece aciklar. *

İbni Kesir: 

Allah

Adem Uğur: 

Allah, sizlerden iman edip iyi davranışlarda bulunanlara, kendilerinden öncekileri sahip ve hakim kıldığı gibi onları da yeryüzüne sahip ve hakim kılacağını, onlar için beğenip seçtiği dini (İslâm´ı) onların iyiliğine yerleştirip koruyacağını ve (geçirdikleri) korku döneminden sonra, bunun yerine onlara güven sağlayacağını vâdetti. Çünkü onlar bana kulluk ederler

İskender Ali Mihr: 

Allah, sizden âmenû olanlara ve salih amel (nefs tezkiyesi) işleyenlere, kendilerinden öncekileri yeryüzünde halife kıldığı gibi mutlaka onları da halife kılacağını ve onlara, onlar için razı olduğu dînlerini mutlaka sağlamlaştıracağını ve korkularından sonra (korkularını) mutlaka güvenliğe çevireceğini vaadetti. Bana kul olurlar, hiçbir şeyle (Bana) şirk koşmazlar. Bundan sonra kim inkâr ederse, işte onlar, onlar fasıklardır.

Celal Yıldırım: 

Allah sizden imân edip iyi-yararlı işlerde bulunanları, onlardan öncekileri yeryüzünde (inkarcı sapıkların) yerine getirdiği gibi, onları da (putperest müşriklerin) yerine getireceğini, onlar için hoş görüp razı olduğu dini yine onlar için sağlam temellere oturtup yerleştireceğini ve korkularının ardından güvene çevireceğini yeminle va´detmiştir: Öyle ki bana ibâdet edecekler, hiçbir şeyi ortak koşmayacaklar. Bundan sonra kim küfrederse, işte onlar ilâhî sınırları aşanların kendileridir.

Tefhim ul Kuran: 

Allah, içinizden iman edenlere ve salih amellerde bulunanlara va´detmiştir: Hiç şüphesiz onlardan öncekileri nasıl ´güç ve iktidar sahibi´ kıldıysa, onları da yeryüzünde ´güç ve iktidar sahibi´ kılacak, kendileri için seçip beğendiği dinlerini kendilerine yerleşik kılıp sağlamlaştıracak ve onları korkularından sonra güvenliğe çevirecektir. Onlar, yalnızca bana ibadet ederler ve bana hiç bir şeyi ortak koşmazlar. Kim ki bundan sonra küfre saparsa, işte onlar fasık olandır.

Fransızca: 

Allah a promis à ceux d'entre vous qui ont cru et fait les bonnes oeuvres qu'Il leur donnerait la succession sur terre comme Il l'a donnée à ceux qui les ont précédés. Il donnerait force et suprématie à leur religion qu'il a agréée pour eux. Il leur changerait leur ancienne peur en sécurité. Ils M'adorent et ne M'associent rien et celui qui mécroît par la suite, ce sont ceux-là les pervers.

İspanyolca: 

A quienes de vosotros crean y obren bien, Alá les ha prometido que ha de hacerles sucesores en la tierra, como ya había hecho con sus antecesores. Y que ha de consolidar la religión que le plugo profesaran. Y que ha de trocar su temor en seguridad. Me servirán sin asociarme nada. Quienes, después de esto, no crean, ésos son los perversos.

İtalyanca: 

Allah ha promesso a coloro che credono e compiono il bene di farne [Suoi] vicari sulla terra, come già fu per quelli che li precedettero, di rafforzarli nella religione che Gli piacque dar loro e di trasformare in sicurezza il loro timore. Mi adoreranno senza associarMi alcunché. Quanto a colui che dopo di ciò ancora sarà miscredente... Ecco quelli che sono iniqui!

Almanca: 

ALLAH versprach denjenigen, die von euch den Iman verinnerlicht und gottgefällig Gutes getan haben, daß ER sie auf Erden die Nachfolge doch antreten lassen wird, wie ER diejenigen vor ihnen die Nachfolge antreten ließ, und daß ER ihnen ihren Din noch festigen wird, an welchem ER für sie Gefallen fand, und daß ER ihnen nach ihrer Angst doch Sicherheit eintauschen wird: Sie dienen Mir und betreiben Mir gegenüber keinerlei Schirk. Und wer danach Kufr betreibt, diese sind dann die wirklichen Fasiq.

Çince: 

真主应许你们中信道而且行善者(说):他必使他们代他治理大地, 正如他使在他们之前逝去者代他治理大地一样;他必为他们而巩固他所为他们嘉纳的宗教;他必以真主代替他们的恐怖。他们崇拜我而不以任何物配我。此后,凡不信道的,都是罪人。

Hollandaca: 

God beloofde aan diegenen uwer, welke gelooven en goede werken verrichten, dat hij hen den ongeloovigen op de aarde zou doen opvolgen, zooals hij hen die vóór u waren, den ongeloovigen van hunnen tijd liet opvolgen , en dat hij voor hen den godsdienst, welke het hem behaagd heeft hun te geven, vaststellen, en hunne vrees in gerustheid veranderen zal. Zij zullen mij aanbidden en geen ander met mij verbinden. Maar zij die hierna nog ongeloovig zullen wezen, zijn boozen.

Rusça: 

Аллах обещал тем из вас, которые уверовали и совершали праведные деяния, что Он непременно сделает их наместниками на земле, подобно тому, как Он сделал наместниками тех, кто был до них. Он непременно одарит их возможностью исповедовать их религию, которую Он одобрил для них, и сменит их страх на безопасность. Они поклоняются Мне и не приобщают сотоварищей ко Мне. Те же, которые после этого откажутся уверовать, являются нечестивцами.

Somalice: 

Wuxuu u Yaboohay Eebe kuwa Rumeeyay Xaqa oo Camal Fiican Falay inuu u Reebo Dhulka siduu ugu Reebay kuwii ka Horreeyay, wuxuuna Makanin Diintooda uu uga Raalli Noqday wuxuuna ugu Badali Cabsidooda ka Dib Nabadgalyo, wayna I cabudi Ilamana Wadaajiyaan waxba, Ciddii Gaalowda intaas Ka Dibna kuwaasu waa uun Faasiqiin.

Swahilice: 

Mwenyezi Mungu amewaahidi wale walio amini miongoni mwenu na wakatenda mema, ya kwamba atawafanya makhalifa katika ardhi kama alivyo wafanya makhalifa wa kabla yao, na kwa yakini atawasimamishia Dini yao aliyo wapendelea, na atawabadilishia amani baada ya khofu yao. Wawe wananiabudu Mimi, wala wasinishirikishe na chochote. Na watao kufuru baada ya hayo, basi hao ndio wapotovu.

Uygurca: 

اﷲ ئىچىڭلاردىكى ئىمان ئېيتقان ۋە ياخشى ئەمەللەرنى قىلغان كىشىلەرگە، ئۇلاردىن بۇرۇن ئۆتكەنلەرنى زېمىندا ھۆكۈمران قىلغاندەك، ئۇلارنىمۇ چوقۇم ھۆكۈمران قىلىشىنى، ئۇلار ئۈچۈن تاللىغان دىنىنى چوقۇم مۇستەھكەم قىلىپ بېرىشنى ۋە ئۇلارنىڭ قورقۇنچىسىنى ئامانلىققا ئايلاندۇرۇپ بېرىشنى ۋەدە قىلدى، ئۇلار ماڭا ئىبادەت قىلىدۇ، ماڭا ھېچ نەرسىنى شېرىك كەلتۈرمەيدۇ، شۇ ۋەدىدىن كېيىن كاپىر بولغانلار اﷲ نىڭ ئىتائىتىدىن چىققۇچىلاردۇر

Japonca: 

アッラーは,あなたがたの中,信仰して善い行いに勤しむ者には,あなたがた以前の者に継がせたように,この大地を継がせることを約束なされた。そしてかれらのために,かれが選ばれるものを,かれらの揺ぎのない宗教となされ,かれらの恐怖(不安の生活)を,安心無事(の境遇)に変えられる。かれらはわれに仕え,われに何ものをも配しない。だがそれ以後になお不信心になる者こそは,主の掟に背く者である。

Arapça (Ürdün): 

«وعد الله الذين آمنوا منكم وعملوا الصالحات ليستخلفنهم في الأرض» بدلا عن الكفار «كما استخلف» بالبناء للفاعل والمفعول «الذين من قبلهم» من بنى إسرائيل بدلا عن الجبارة «وليمكنن لهم دينهم الذي أرتضى لهم» وهو الإسلام بأن يظهر على جميع الأديان ويوسع لهم في البلاد فيملكوها «وَلَيُبْدلَنَّهُمْ» بالتخفيف والتشديد «من بعد خوفهم» من الكفار «أمنا» وقد أنجز الله وعده لهم بما ذكر وأثنى عليهم بقوله: «يعبدونني لا يشركون بي شيئا» هو مستأنف في حكم التعليل «ومن كفر بعد ذلك» الإنعام منهم به «فأولئك هم الفاسقون» وأول من كفر به قتلة عثمان رضي الله عنه فصاروا يقتتلون بعد أن كانوا إخوانا.

Hintçe: 

(ऐ ईमानदारों) तुम में से जिन लोगों ने ईमान क़ुबूल किया और अच्छे अच्छे काम किए उन से ख़ुदा ने वायदा किया कि उन को (एक न एक) दिन रुए ज़मीन पर ज़रुर (अपना) नाएब मुक़र्रर करेगा जिस तरह उन लोगों को नाएब बनाया जो उनसे पहले गुज़र चुके हैं और जिस दीन को उसने उनके लिए पसन्द फरमाया है (इस्लाम) उस पर उन्हें ज़रुर ज़रुर पूरी क़ुदरत देगा और उनके ख़ाएफ़ होने के बाद (उनकी हर आस को) अमन से ज़रुर बदल देगा कि वह (इत्मेनान से) मेरी ही इबादत करेंगे और किसी को हमारा शरीक न बनाएँगे और जो शख्स इसके बाद भी नाशुक्री करे तो ऐसे ही लोग बदकार हैं

Tayca: 

อัลลอฮ์ทรงสัญญากับบรรดาผู้ศรัทธาในหมู่พวกเจ้า และบรรดาผู้กระทำความดีทั้งหลายว่า แน่นอนพระองค์จะทรงให้พวกเขาเป็นตัวแทนสืบช่วงในแผ่นดิน เสมือนดังที่พระองค์ทรงให้บรรดาชนก่อนพวกเขา เป็นตัวแทนสืบช่วงมาก่อนแล้ว และพระองค์จะทรงทำให้ศาสนาของพวกเขาซึ่งพระองค์ทรงโปรดปราน เป็นที่มั่นคงเป็นเกียรติแก่พวกเขา และแน่นอนพระองค์จะทรงเปลี่ยนแปลงให้พวกเขาได้รับความปลอดภัย หลังจากความกลัวของพวกเขา โดยที่พวกเขาจะต้องเคารพภักดีข้าไม่ตั้งภาคีอื่นใดต่อข้า และผู้ใดปฏิเสธศรัทธาหลังจากนั้น ชนเหล่านั้นพวกเขาคือผู้ฝ่าฝืน

İbranice: 

הבטיח אלוהים לאלה אשר האמינו מכם ,ועשו את הטוב, שהם ישלטו בארץ כפי ששלטו בה אלה אשר קדמו להם. ויכונן להם את האמונה אשר בחר בשבילם, ויעניק להם ביטחון במקום מורא ופחד, כדי שיעבדו אותי ולא יצרפו לי כל שותף. ומי שכופר לאחר מכן, אכן הם אלה המושחתים

Hırvatça: 

Allah obećava da će one među vama koji budu vjerovali i dobra djela činili sigurno nasljednicima na Zemlji postaviti, kao što je postavio namjesnicima one prije njih, i da će im zacijelo vjeru njihovu učvrstiti, onu s kojom je zadovoljan da bude njihova, i da će im sigurno strah sigurnošću zamijeniti: "Oni će samo Meni ibadet činiti, i neće druge Meni u obožavanju pridruživati. A oni koji i poslije toga budu nezahvalni-oni su baš buntovnici."

Rumence: 

Dumnezeu le-a făgăduit celor dintre voi care cred şi care săvârşesc fapte bune că îi va face urmaşii Săi pe pământ, precum i-a făcut pe cei dinaintea lor şi că le va întări Legea de care El este mulţumit pentru ei, şi le va schimba frica în tihnă. “Ei să

Transliteration: 

WaAAada Allahu allatheena amanoo minkum waAAamiloo alssalihati layastakhlifannahum fee alardi kama istakhlafa allatheena min qablihim walayumakkinanna lahum deenahumu allathee irtada lahum walayubaddilannahum min baAAdi khawfihim amnan yaAAbudoonanee la yushrikoona bee shayan waman kafara baAAda thalika faolaika humu alfasiqoona

Türkçe: 

Allah; sizin, iman edip hayra ve barışa yönelik iyilikler yapanlarınıza şu vaatte bulunmuştur: Onlardan öncekileri halef kıldığı gibi onları da yeryüzünde mutlaka halef kılacak. Onlar için beğenip seçtiği dinlerini yine onlar için güç kaynağı yapacak, onları korkularının arkasından mutlaka güvene ulaştıracak. Bana kulluk/ibadet edecekler, hiçbir şeyi bana ortak koşmayacaklar. Bundan sonra nankörlük edenlerse, yoldan sapanların ta kendileridir.

Sahih International: 

Allah has promised those who have believed among you and done righteous deeds that He will surely grant them succession [to authority] upon the earth just as He granted it to those before them and that He will surely establish for them [therein] their religion which He has preferred for them and that He will surely substitute for them, after their fear, security, [for] they worship Me, not associating anything with Me. But whoever disbelieves after that - then those are the defiantly disobedient.

İngilizce: 

Allah has promised, to those among you who believe and work righteous deeds, that He will, of a surety, grant them in the land, inheritance (of power), as He granted it to those before them; that He will establish in authority their religion - the one which He has chosen for them; and that He will change (their state), after the fear in which they (lived), to one of security and peace: 'They will worship Me (alone) and not associate aught with Me. 'If any do reject Faith after this, they are rebellious and wicked.

Azerbaycanca: 

Allah aranızdan iman gətirib yaxşı işlər görənlərə - yalnız Mənə ibadət edərlər, heç nəyi Mənə şərik qoşmazlar deyə - onları özlərindən əvvəlkilər kimi yer üzünün varisləri edəcəyini (İsrail övladını yer üzündə kafirlərin yerinə gətirdiyi kimi onları da müşriklərin yerinə gətirəcəyini), onlar (mö’minlər) üçün onların Allahın Özü bəyəndiyi dinini (islamı) möhkəmləndirəcəyini (hər tərəfə yayacağını) və onların qorxusunu sonra əmin-amanlıqla (arxayınçılıqla) əzəv edəcəyini və’d buyurmuşdur. Bundan sonra küfr edənlər, şübhəsiz ki, (Allahın itaətindən çıxmış) əsl fasiqlərdir!

Süleyman Ateş: 

Allah sizden, inanıp iyi işler yapanlara va'detmiştir: Onlardan öncekileri nasıl hükümran kıldıysa, onları da yer yüzünde hükümran kılacak ve kendileri için seçip beğendiği dinlerini kendilerine sağlamlaştıracak ve korkularının ardından kendilerini (tam) bir güvene erdirecektir. Bana kulluk edecekler ve bana hiçbir şeyi ortak koşmayacaklar. Ama kim(ler) bundan sonra da nankörlük ederse işte onlar, yoldan çıkanlardır.

Diyanet Vakfı: 

Allah, sizlerden iman edip iyi davranışlarda bulunanlara, kendilerinden öncekileri sahip ve hakim kıldığı gibi onları da yeryüzüne sahip ve hakim kılacağını, onlar için beğenip seçtiği dini (İslam'ı) onların iyiliğine yerleştirip koruyacağını ve (geçirdikleri) korku döneminden sonra, bunun yerine onlara güven sağlayacağını vadetti. Çünkü onlar bana kulluk ederler; hiçbir şeyi bana eş tutmazlar. Artık bundan sonra kim inkar ederse, işte bunlar asıl büyük günahkarlardır.

Erhan Aktaş: 

Allah, sizden îmân eden ve sâlihâtı yapanlara(1), tıpkı kendilerinden öncekileri halife(2) kıldığı gibi, kendilerini de yeryüzünde halife kılacağını, onlar için beğenip seçtiği dini mutlaka sağlamlaştıracağını ve endişelerinden sonra onları mutlaka güvene kavuşturacağını vaat etti. Onlar, Bana kulluk ederler ve hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Bundan sonra da kim küfrederse, işte onlar yoldan çıkanların ta kendileridir.(3)

Kral Fahd: 

Allah, içinizden iman edenlere ve sâlih ameller işleyenlere, kendilerinden öncekileri hükümran kıldığı gibi, onları da yeryüzünde hükümran kılacağını, kendileri için hoşnut olduğu dinlerini, yine onlar için iyice yerleştireceğini ve korkulu hallerini güvene çevireceğini va'detmiştir. Çünkü onlar, yalnız bana ibadet ederler ve hiçbir şeyi bana şirk (ortak) koşmazlar. Bundan sonra her kim küfrederse, işte asıl fâsık olanlar onlardır.

Hasan Basri Çantay: 

Allah, içinizden îman edib de güzel güzel amel (ve hareket) de bulunanlara yemîn ile va´d etdi ki kendilerinden evvel gelenleri nasıl (kâfirlerin) yerine getirdi (haakim kıldı) ise onları da yer (yüzün) de muhakkak (müşriklerin) yerine geçir (ib hükümran ede) cek, onlara kendileri için beğendiği dîni (Islâmı) her halde pâydâr kılacak, onların korkuların (ı üzerlerinden kaldırdık) dan sonra (hallerini) kat´î bir emînliğe çevirecekdir. (Tâki) onlar (bu güvenlik içinde) bana ibâdet etsinler, bana hiçbir şey´i ortak tutmasınlar. Kim bundan sonra nankörlük ederse artık onlar faasıkların ta kendileridir.

Muhammed Esed: 

Allah, imana erişip dürüst ve erdemli davranışlarda bulunanlara, tıpkı kendilerinden önce gelip geçen (bazı toplumları) egemen kıldığı gibi, onları da yeryüzünde mutlaka egemen kılacağına; onları üzerinde görmekten hoşnut olduğu dini onlar için kuvvetle kökleştireceğine ve çektikleri korkulardan, kaygılardan sonra onları mutlaka güvenli bir duruma kavuşturacağına dair söz vermiştir; çünkü (böyleleri yalnız) Bana kulluk eder, Benden başkasına tanrısal güçler ve nitelikler yakıştırmazlar. Artık (bütün) bu (açıklamalardan) sonra da hakkı inkar yolunu seçenler, günaha gömülüp gitmiş olanların ta kendileridir!

Gültekin Onan: 

Tanrı, içinizden inananlara ve salih amellerde bulunanlara vaadetmiştir: Hiç şüphesiz onlardan öncekileri nasıl ´güç ve iktidar sahibi´ kıldıysa, onları da yeryüzünde ´güç ve iktidar sahibi´ kılacak, kendileri için seçip beğendiği dinlerini kendilerine yerleşik kılıp sağlamlaştıracak ve onları korkularından sonra güvenliğe (emna) çevirecektir. Onlar, yalnızca bana ibadet ederler ve bana hiç bir şeyi ortak koşmazlar. Kim bunlara sonra küfrederse işte onlar fasıktır.

Ali Fikri Yavuz: 

Sizden iman edib de salih ameller işliyenlere Allah şöyle vaad buyurdu: “- Yemin olsun ki, kendilerinden evvel gelen İsrail oğullarını nasıl kâfirlerin yerine getirdi ise, onları da kâfirlerin arazisine getirecek (hakim kılacak) ve onlara, kendileri için seçtiği dinlerini (İslâm’ı) kuvvetlendirib icra imkânı verecek, onları korkularının arkasından muhakkak emniyete kavuşturacaktır (Allah müslümanların düşmanlarını helâk edecektir). Böylece bana hiç bir şeyi ortak koşmıyarak hep bana ibadet edecekler. Kim de bundan sonra nankörlük ederse, işte onlar asıl fasıklardır.

Portekizce: 

Deus prometeu, àqueles dentre vós que crêem e praticam o bem, fazê-los herdeiros da terra, como fez com os seusantepassados; consolidar-lhes a religião que escolheu para eles, e trocar a sua apreensão por tranqüilidade - Que Meadorem e não Me associem a ninguém! - Mas aqueles que, depois disto, renegarem, serão depravados.

İsveççe: 

Gud har lovat dem bland er som tror och lever rättskaffens att Han skall göra dem till ställföreträdare på jorden - liksom Han gjorde dem till Sina ställföreträdare som levde före dem - och ge fasthet och styrka åt den religion som Han har godkänt för dem, och att Han i stället för den fruktan som de förut levde under skall skänka dem trygghet - [på villkor att] de ägnar Mig sin dyrkan och inte sätter något vid Min sida. Men de som efter detta återfaller i förnekelse av sanningen har förhärdats i synd och trots.

Farsça: 

خدا به کسانی از شما که ایمان آورده و کارهای شایسته انجام داده اند، وعده داده است که حتماً آنان را در زمین جانشین [دیگران] کند، همان گونه که پیشینیان آنان را جانشین [دیگران] کرد، و قطعاً دینشان را که برای آنان پسندیده به سودشان استوار و محکم نماید، و یقیناً ترس و بیمشان را تبدیل به امنیت کند، [تا جایی که] فقط مرا بپرستند [و] هیچ چیزی را شریک من نگیرند. و آنان که پس از این نعمت های ویژه ناسپاسی ورزند [در حقیقت] فاسق اند.

Kürtçe: 

خوا بەڵێنی داوە بەو کەسانەتان کەباوەڕیان ھێناوە وە کردەوەی چاکەکانیان کردووە کە بێگومان دەیانکاتە جێنیشینی (خەڵکی تر) لەزەویدا ھەروەک ئەوانی (ئیماندارانی) پێش ئەمانی کردە جێنشین وە ئاینەکەیان بۆ دەچەسپێنێت ئەو (ئاینە)ی کەخوا پێی ڕازی بووە بۆیان وە ترس وبیمیان بۆ دەگۆڕێ بەئاسایش و ئارامی (لەوکاتەدا ئیتر) ھەر من دەپەرستن و ھیچ ھاوبەشیەکم بۆ بڕیار نادەن وە ھەر کەس بێ بڕوا بێ دوا ئەوە (بەدی ھاتنی بەڵێنەکان) ئەوە بەڕاستی ھەر ئەوانەن دەرچوو لەرێگەی خوا

Özbekçe: 

Аллоҳ сизлардан иймон келтириб, солиҳ амалларни қилганларга уларни ер юзида худди улардан олдин ўтганларни халифа қилганидек халифа қилишни, улар учун Ўзи рози бўлган динни мустаҳкамлашни ва уларнинг хавф-хатарларидан сўнг омонликни бадал қилиб беришни ваъда қилди. Менгагина ибодат қилурлар ва Менга ҳеч нарсани ширк келтирмаслар. Шундан кейин ҳам ким куфр келтирса, бас, ана ўшалар, ўзлари фосиқлардир. (Олдинги ўтган умматлардан қайси бири Аллоҳ таолога иймон келтирган ва бу иймони ҳақиқий бўлиб, бутун вужудини қамраб олган ҳамда ўша ҳақиқий иймонлари тақозоси ила солиҳ амаллар қилиб ҳаёт кечирган бўлса, Аллоҳ таоло уларни ер юзига Ўзининг халифаси этиб тайинлаб қўйган эди. Ер юзида ҳукми юритилиши учун уларни Ўзига ўринбосар қилиб қўйган эди. Энди ўшалар каби ер юзида халифа бўлиш имконияти фақат Муҳаммаднинг (с. а. в.) умматларида бордир. Уларнинг мазкур халифаликка эришишлари учун асосий шарт–иймон келтириб, амали солиҳ қилишдир. Ислом уммати қачон ушбу шартни бажарганида, Аллоҳ таоло ваъдасининг устидан чиққан.)

Malayca: 

Allah menjanjikan orang-orang yang beriman dan beramal soleh dari kalangan kamu (wahai umat Muhammad) bahawa Ia akan menjadikan mereka khalifah-khalifah yang memegang kuasa pemerintahan di bumi, sebagaimana Ia telah menjadikan orang- orang yang sebelum mereka: khalifah-khalifah yang berkuasa; dan Ia akan menguatkan dan mengembangkan ugama mereka (ugama Islam) yang telah diredhaiNya untuk mereka; dan Ia juga akan menggantikan bagi mereka keamanan setelah mereka mengalami ketakutan (dari ancaman musuh). Mereka terus beribadat kepadaKu dengan tidak mempersekutukan sesuatu yang lain denganKu. Dan (ingatlah) sesiapa yang kufur ingkar sesudah itu, maka mereka itulah orang-orang yang derhaka.

Arnavutça: 

Perëndia, u ka premtuar disave prej jush, që kanë besuar dhe që punojnë vepra të mira – se do t’i bëjë sundimtarë në Tokë, ashtu, si i ka bërë ata para tyre dhe që do t’ua forcojë fenë e tyre, me të cilën Ai është i kënaqur, dhe që do t’ua shndërrojë atyre – pas frikës, sigurinë. Ata, më adhurojnë Mua, e nuk më bëjnë shok asgjë. E, kush bën mohim pas kësaj, ata janë ngatërrestarë të vërtetë.

Bulgarca: 

Аллах обеща на онези от вас, които вярват и вършат праведни дела, че ще ги остави наследници на земята, както остави и онези преди тях, и непременно ще укрепи тяхната религия, която Той им избра, и в замяна след страха ще им дари сигурност. Те само на Ме

Sırpça: 

Аллах обећава да ће оне међу вама који буду веровали и добра дела чинили сигурно намесницима на Земљи поставити, као што је поставио намесницима оне пре њих, и да ће им зацело веру њихову учврстити, ону коју им Он жели, и да ће им сигурно страх сигурношћу заменити; они ће само Мене обожавати, и неће друге Мени у обожавању да придружују. А они који и после тога буду неверници – они су прави грешници.

Çekçe: 

Bůh přislíbil těm z vás, kdož uvěřili a zbožné skutky konali, že z nich učiní nástupce na zemi, tak jako již učinil nástupci ty, kdož byli před nimi. A přislíbil jim, že upevní pro ně náboženství jejich, které se mu zlíbilo jim dát, a že nahradí posléze

Urduca: 

اللہ نے وعدہ فرمایا ہے تم میں سے اُن لوگوں کے ساتھ جو ایمان لائیں اور نیک عمل کریں کہ وہ ان کو اُسی طرح زمین میں خلیفہ بنائے گا جس طرح اُن سے پہلے گزرے ہوئے لوگوں کو بنا چکا ہے، اُن کے لیے اُن کے اُس دین کو مضبوط بنیادوں پر قائم کر دے گا جسے اللہ تعالیٰ نے اُن کے حق میں پسند کیا ہے، اور اُن کی (موجودہ) حالت خوف کو امن سے بدل دے گا، بس وہ میری بندگی کریں اور میرے ساتھ کسی کو شریک نہ کریں اور جو اس کے بعد کفر کرے تو ایسے ہی لوگ فاسق ہیں

Tacikçe: 

Худо ба касоне аз шумо, ки имон овардаанд ва корҳое шоиста кардаанд, ваъда дод, ки дар рӯи замин ҷонишини дигаронашон кунад, ҳамчунон, ки мардумеро, ки пеш аз онҳо буданд, ҷонишини дигарон кард, Ва динашонро, ки худ барояшон писандида аст, устувор созад. Ва ваҳшаташонро ба тинҷи иваз кунад. Маро мепарастанд ва ҳеҷ чизеро бо Ман шарик намекунанд. Ва онҳо, ки аз ин пас ношукрӣ кунанд, нофармонанд!

Tatarca: 

Иман китереп изге гамәлләр кылган хак мөселманнарны Аллаһ җир өстенә хуҗа итәргә вәгъдә кылды болардан әүвәлге мөселманнарны хуҗа иткән кеби, һәм Үзе аларга риза булып биргән ислам динен загыйфьләтмичә таза һәлендә сакларга вәгъдә кыллы, дәхи дошманнарыннан куркып яшәүне иминлеккә, тынычлыкка алыштырырга вәгъдә кылды. Миңа гына гыйбәдәт кылырлар вә Миңа һич кемне тиңдәш кылмаслар. Ошбу Аллаһуның вәгъдәсеннән һәм Аның ярдәменнән соң берәү артка чигенеп мөртәт булса, ул кешеләр – фасыйклардыр.

Endonezyaca: 

Dan Allah telah berjanji kepada orang-orang yang beriman di antara kamu dan mengerjakan amal-amal yang saleh bahwa Dia sungguh-sungguh akan menjadikan mereka berkuasa dimuka bumi, sebagaimana Dia telah menjadikan orang-orang sebelum mereka berkuasa, dan sungguh Dia akan meneguhkan bagi mereka agama yang telah diridhai-Nya untuk mereka, dan Dia benar-benar akan menukar (keadaan) mereka, sesudah mereka dalam ketakutan menjadi aman sentausa. Mereka tetap menyembahku-Ku dengan tiada mempersekutukan sesuatu apapun dengan Aku. Dan barangsiapa yang (tetap) kafir sesudah (janji) itu, maka mereka itulah orang-orang yang fasik.

Amharca: 

አላህ እነዚያን ከእናንተ ያመኑትንና መልካም ሥራዎችን የሠሩትን እነዚያን ከእነሱ በፊት የነበሩትን እንደተካ በምድር ለይ በእርግጥ ሊተካቸው፣ ለእነሱም ያንን የወደደላቸውን ሃይማኖታቸውን ሊያደላድልላቸው፣ ከፍርሃታቸውም በኋላ ጸጥታን ሊለውጥላቸው ተስፋን ቃል ሰጥቷቸዋል፡፡ በእኔ ምንንም የማያጋሩ ኾነው ይግገዙኛል፡፡ ከዚያም በኋላ የካደ ሰው እነዚያ እነርሱ አመጸኞች ናቸው፡፡

Tamilce: 

உங்களில் எவர்கள் நம்பிக்கைகொண்டு நற்செயல்கள் செய்தார்களோ அவர்களுக்கு அல்லாஹ் வாக்களித்துள்ளான்: அவர்களுக்கு முன்னுள்ளவர்களை (பூமியின்) ஆட்சியாளர்களாக ஆக்கியது போன்று இப்பூமியில் அவர்களை ஆட்சியாளர்களாக ஆக்குவான். இன்னும், அவர்களுக்காக அவன் திருப்தியடைந்த அவர்களுடைய மார்க்கத்தை அவர்களுக்கு பலப்படுத்தித் தருவான். அவர்களது பயத்திற்கு பின்னர் நிம்மதியை அவர்களுக்கு மாற்றித்தருவான். அவர்கள் என்னை வணங்குவார்கள், எனக்கு எதையும் இணைவைக்க மாட்டார்கள். இதற்குப் பின்னர் யார் நிராகரிப்பார்களோ அவர்கள்தான் பாவிகள்.

Korece: 

너희가운데 믿음을 갖고 선을 행하는 자에게 하나님은 약속 하셨나니 이전에 그들에게 부여 했던 것처럼 그들에게 지상을 다 스리는 힘을 주실 것이요 그들을 위하여 선택한 종교를 확립하여 주실 것이며 두려움에서 평안함으로 인도하여 주시리니 그들이 나 를 경배함에 다른 것을 비유하지 아니 하리라 그러나 그 후에 믿음을 배반하는 자 있다면 그들은 사악한 자들이라

Vietnamca: 

Allah đã hứa với những người có đức tin và hành thiện trong số các ngươi rằng Ngài sẽ làm cho họ trở thành những người quản lý và lãnh đạo trên trái đất giống như những người đã trở thành những người quản lý và lãnh đạo trước họ, và Ngài sẽ làm cho họ ổn định tôn giáo của họ, tôn giáo mà Ngài đã hài lòng cho họ, và Ngài sẽ đổi lại cho họ sự an ninh và yên bình sau cảnh phập phòng lo sợ (với điều kiện) họ chỉ thờ phượng một mình TA và không tổ hợp với TA bất cứ gì. Và ai vô đức tin sau đó thì họ là những kẻ quấy rối và đại nghịch.