Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

24

Sûredeki Ayet No: 

38

Ayet No: 

2829

Sayfa No: 

355

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

لِيَجْزِيَهُمُ اللَّهُ أَحْسَنَ مَا عَمِلُوا وَيَزِيدَهُم مِّن فَضْلِهِ ۗ وَاللَّهُ يَرْزُقُ مَن يَشَاءُ بِغَيْرِ حِسَابٍ

Çeviriyazı: 

liyecziyehümü-llâhü aḥsene mâ `amilû veyezîdehüm min faḍlih. vellâhü yerzüḳu mey yeşâü bigayri ḥisâb.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Çünkü Allah, kendilerine işledikleri amellerin en güzeli ile ecir verecek, lütfundan fazlasını da bahşedecektir ve Allah, dilediğine hesapsız rızık verir.

Diyanet İşleri: 

Allah, onları işlediklerinin en güzeliyle mükafatlandırır ve lütfundan onlara fazlasıyla verir. Allah dilediğini hesapsız şekilde rızıklandırır.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Allah'ın onları, yaptıkları işlerin daha da güzeliyle mükafatlandırması ve haklarında, lutfunu arttırması için ve Allah, dilediğini hesapsız olarak rızıklandırır.

Şaban Piriş: 

Allah, onları yaptıklarının en güzeli ile mükâfatlandıracak, onlara katından fazla fazla ihsanını verecektir. Allah, dilediğine hesapsız rızık verir.

Edip Yüksel: 

ALLAH onların güzel işlerini kuşkusuz ödüllendirecek ve onlara lütfunu arttıracaktır. ALLAH dilediğini hesapsız olarak rızıklandırır.

Ali Bulaç: 

Çünkü Allah, yaptıklarının en güzeliyle karşılık verecek ve onlara Kendi fazlından arttıracaktır. Allah, dilediğini hesapsız rızıklandırır.

Suat Yıldırım: 

Allah Teâlâ onlara yaptıklarına karşılık en güzel mükâfatı verecek, onların mükâfatlarını kendi lütfundan artıracaktır.Allah dilediği kimseyi hesapsız rızıklandırır. [39,34; 25,16; 16,31; 6,160]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Tâ ki, Allah Teâlâ onlara amellerinin en güzeli ile mükâfaat versin ve onlara ziyâdesini de kendi kereminden ihsan buyursun ve Allah Teala dilediğini hesapsız derecelerde merzûk buyurur.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Ki Allah kendilerine, yapıp işlediklerinin en güzelini versin ve lütfundan onlara artışlar sağlasın. Allah dilediğini hesapsızca rızıklandırır.

Bekir Sadak: 

Allah geceyi gunduze, gunduzu geceye cevirir. Dogrusu, gorebilenler icin bunda ibretler vardir.

İbni Kesir: 

Allah

Adem Uğur: 

Çünkü (o günde) Allah, onları yaptıklarının en güzeli ile mükâfatlandıracak ve lütfundan onlara fazlasıyla verecektir. Allah, dilediğini hesapsız rızıklandırır.

İskender Ali Mihr: 

Allah, onlara yaptıklarının karşılığını en güzel şekilde vermek için onlara fazlından arttırır. Ve Allah, dilediği kimseyi hesapsız rızıklandırır.

Celal Yıldırım: 

(Bu da) Allah´ın onları işlediklerinin en güzeliyle mükâfatlandırması ve kendi bol nîmetini, geniş rahmetini onlara fazlasiyle vermesi içindir. Allah dilediği kimseleri hesapsız rızıklandırır.

Tefhim ul Kuran: 

Çünkü Allah, onlara yaptıklarının en güzeliyle karşılık verecek ve onlara kendi fazlından arttıracaktır. Allah, dilediğini hesapsız olarak rızıklandırmaktadır.

Fransızca: 

Afin qu'Allah les récompense de la meilleure façon pour ce qu'ils ont fait [de bien]. Et Il leur ajoutera de Sa grâce. Allah attribue à qui Il veut sans compter.

İspanyolca: 

Para que Alá les retribuya por sus mejores obras y les dé más de Su favor. Alá provee sin medida a quien Él quiere.

İtalyanca: 

Affinché Allah li compensi delle loro opere più belle e aggiunga loro della Sua Grazia. Allah provvede a chi vuole senza misura.

Almanca: 

ALLAH wird ihnen gewiß vergelten Besseres als das, wie sie handelten, und wird ihnen noch mehr von Seiner Gunst geben. Und ALLAH gewährt Rizq, wem ER will, ohne Berechnung.

Çince: 

以便真主以他们的行为的善报赏赐他们,并以他的恩惠加赐他们。真主无量地供给他所意欲者。

Hollandaca: 

Opdat God hen zou mogen beloonen, overeenkomstig de grootste verdienste van hetgeen zij hebben verricht, en hun van zijnen overvloed eene uitmuntende belooning toekennen; want God beschenkt zonder maat wie hem behaagt.

Rusça: 

чтобы Аллах воздал им за наилучшее из того, что они совершили (или лучшим, чем то, что они совершили; или наилучшим образом за то, что они совершили), и приумножил это по Своей милости. Аллах наделяет, кого пожелает, безо всякого счета.

Somalice: 

Inuu ka Abaal Mariyo Eebe Wanaagay Faleen una Kordhiyo Fadligiisa, Eebana wuu Arzuqaa Cidduu Doono Xisaab la'aan.

Swahilice: 

Ili Mwenyezi Mungu awalipe bora ya waliyo yatenda, na awazidishie katika fadhila zake. Na Mwenyezi Mungu humruzuku amtakaye bila ya hisabu.

Uygurca: 

اﷲ نى ئۆزلىرىنىڭ قىلغان ياخشى ئەمەللىرىگە مۇكاپات بەرسۇن ۋە ئۆزىنىڭ پەزلىدىن ئاشۇرۇپ بەرسۇن دەپ (ئۇلار شۇنداق ئىبادەتلەرنى قىلىدۇ) اﷲ خالىغان ئادەمگە ھېسابسىز رىزىق بېرىدۇ

Japonca: 

アッラーはかれらの行った,最善のものに報われ,且つ恩恵により報奨を付け加えられる。アッラーは御心に叶,者に,際限なく与える。

Arapça (Ürdün): 

«ليجزيهم الله أحسن ما عملوا» أي ثوابه وأحسن بمعنى حسن «ويزيدهم من فضله والله يرزق من يشاءُ بغير حساب» يقال فلان ينفق بغير حساب: أي يوسع كأنه لا يحسب ما ينفقه.

Hintçe: 

(उसकी इबादत इसलिए करते हैं) ताकि ख़ुदा उन्हें उनके आमाल का बेहतर से बेहतर बदला अता फरमाए और अपने फज़ल व करम से कुछ और ज्यादा भी दे और ख़ुदा तो जिसे चाहता है बेहिसाब रोज़ी देता है

Tayca: 

เพื่ออัลลอฮ์จะทรงตอบแทนพวกเขาอย่างดีเยี่ยม ตามที่พวกเขาได้กระทำไว้ และพระองค์จะทรงเพิ่มให้พวกเขาอีกจากความโปรดปรานของพระองค์ และอัลลอฮ์ทรงประทานปัจจัยยังชีพแก่ผู้ที่พระองค์ทรงประสงค์ โดยปราศจากการคำนวณ

İbranice: 

כדי שיעניק להם גמול על כל הטוב אשר עשו ויוסיף להם מחסדו. ואלוהים יכלכל את מי שירצה בלא חשבון

Hırvatça: 

da bi ih Allah za ono bolje što su radili nagradio i da bi im iz obilja Svoga i više dao. A Allah daje opskrbu kome hoće, bez računa.

Rumence: 

şi astfel, Dumnezeu îi va răsplăti pentru cele mai bune fapte ale lor şi va spori harul Său asupra lor. Dumnezeu înzestrează, fără socoteală, pe cine voieşte.

Transliteration: 

Liyajziyahumu Allahu ahsana ma AAamiloo wayazeedahum min fadlihi waAllahu yarzuqu man yashao bighayri hisabin

Türkçe: 

Ki Allah kendilerine, yapıp işlediklerinin en güzelini versin ve lütfundan onlara artışlar sağlasın. Allah dilediğini hesapsızca rızıklandırır.

Sahih International: 

That Allah may reward them [according to] the best of what they did and increase them from His bounty. And Allah gives provision to whom He wills without account.

İngilizce: 

That Allah may reward them according to the best of their deeds, and add even more for them out of His Grace: for Allah doth provide for those whom He will, without measure.

Azerbaycanca: 

(Onların vaxtli-vaxtında, lazımınca ibadət etmələri, Allahdan qorxub pislikdən çəkinmələri ona görədir ki) Allah onlara etdikləri əməllərin ən gözəl mükafatını (yaxud gördükləri ən yaxşı işlərin əvəzini) versin, onlara olan lütfünü artırsın. Allah dilədiyinə saysız-hesabsız ruzi verər.

Süleyman Ateş: 

Ki Allah onlara yaptıklarının en güzel karşılığını versin ve lutfundan onlara daha fazlasını da ihsan etsin. Allah dilediğini hesapsız rızıklandırır.

Diyanet Vakfı: 

Çünkü (o günde) Allah, onları yaptıklarının en güzeli ile mükafatlandıracak ve lütfundan onlara fazlasıyla verecektir. Allah, dilediğini hesapsız rızıklandırır.

Erhan Aktaş: 

Yaptıklarına karşılık Allah onlara en iyi karşılığı verecek ve lütfundan daha fazlasını da verecektir. Ve Allah hak edeni(1) hesapsız rızıklandırır.

Kral Fahd: 

(Bütün bunlar) Allah'ın, onları yaptıklarına karşılık en iyi şekilde mükâfatlandırması ve lütfundan onlara daha da artırması içindir. Allah, dilediklerine hesapsız rızık verir.

Hasan Basri Çantay: 

Çünkü Allah, kendilerini işledikleri amellerin en güzeliyle mükâfatlandıracak, onlara fazlından daha ziyâdesini de verecekdir. Allah kimi dilerse onu sayısız rızıklandırır (Sevaba kavuşdurur).

Muhammed Esed: 

(Ve ancak böyleleri) Allah(´ın kendilerini) yapıp ettiklerinin en iyisi, en güzeliyle ödüllendireceğini ve onlara, lütuf ve cömertliğinden, (hak ettiklerinden de) fazlasını vereceğini (umabilirler); çünkü dilediğine hesapsız rızık bahşeden (yalnızca) Allah´tır.

Gültekin Onan: 

Çünkü Tanrı, yaptıklarının en güzeliyle karşılık verecek ve onlara kendi fazlından arttıracaktır. Tanrı, dilediğini hesapsız rızıklandırır.

Ali Fikri Yavuz: 

Çünkü Allah, kendilerine yaptıkları işlerin en güzeli ile mükâfat verecek ve fazlından da, onlara daha ziyadesini verecektir. Allah, dilediği kimseye hesabsız rızık verir.

Portekizce: 

para que Deus os recompense melhor pelo que tiveram feito, acrescentando-lhes de Sua graça; sabei que Deus agraciaimensuravelmente a quem Lhe apraz.

İsveççe: 

de [som hoppas] att Gud skall belöna dem för det bästa som de har gjort och i Sin godhet ge dem mer [än de förtjänar] - Gud skänker Sitt goda i överflöd till den Han vill.

Farsça: 

[این گونه عمل می کنند] تا خدا آنان را بر [پایه] نیکوترین عملی که انجام داده اند پاداش دهد، و از فضلش برای آنان بیفزاید، خدا به هر که بخواهد بی حساب روزی می دهد.

Kürtçe: 

تا خوا پاداشتیان بداتەوە بەپاداشتی چاکترینی ئەوەی کردویانە وە (بێجگە لەپاداشتەکەیان) لە فەزڵی خۆی زیادەشیان دەداتێ وە خوا ڕزق و رۆزی (پاداشت) دەدا بەھەر کەس بیەوێت بەبێ ژمار، و بێ سنوور

Özbekçe: 

Аллоҳ уларни қилган амалларининг энг гўзали ила мукофотлаши ва фазли карамидан зиёда қилиб бериши учундир. Аллоҳ хоҳлаган кишига беҳисоб ризқ берур.

Malayca: 

(Mereka mengerjakan semuanya itu) supaya Allah membalas mereka dengan sebaik- baik balasan bagi apa yang mereka kerjakan, dan menambahi mereka lagi dari limpah kurniaNya; dan sememangnya Allah memberi rezeki kepada sesiapa yang dikehendakiNya dengan tidak terhitung.

Arnavutça: 

(e lavdërojnë Perëndinë) që Perëndia t’i shpërblejë ata me dhuratat më të mira për atë që kanë punuar, e që t’jua shtojë atyre dhuntinë e Tij. E, Perëndia e furnizon kë të dojë, pa llogari.

Bulgarca: 

за да им въздаде Аллах най-доброто за онова, което са вършили, и да им надбави от Своята благодат. Аллах безмерно дава препитание на когото пожелае.

Sırpça: 

да би их Аллах лепом наградом за дела њихова наградио и да би им од доброте Своје и више дао. А Аллах даје коме хоће, без рачуна.

Çekçe: 

aby je Bůh odměnil za to, co vykonali dobrého, a aby to rozmnožil z laskavosti Své. A Bůh uštědřuje, komu chce, aniž počítá.

Urduca: 

(اور وہ یہ سب کچھ اس لیے کرتے ہیں) تاکہ اللہ ان کے بہترین اعمال کی جزا اُن کو دے اور مزید اپنے فضل سے نوازے، اللہ جسے چاہتا ہے بے حساب دیتا ہے

Tacikçe: 

То Худо ба некӯтар аз он чӣ кардаанд, ҷазояшон диҳад ва аз фазли худ бар он биафзояд ва Худо ҳар киро хоҳад, беҳисоб рӯзӣ диҳад.

Tatarca: 

Алар ул изгелекләрне эшлиләр, Аллаһ аларның кылган гамәлләренең күркәмерәге белән җәза кылсын өчен һәм Аллаһ үзенең юмартлыгыннан савабларын кылган гамәлләреннән арттырып бирсен өчен. Аллаһ теләгән бәндәсен хисапсыз ризыкландырыр.

Endonezyaca: 

(Meraka mengerjakan yang demikian itu) supaya Allah memberikan balasan kepada mereka (dengan balasan) yang lebih baik dari apa yang telah mereka kerjakan, dan supaya Allah menambah karunia-Nya kepada mereka. Dan Allah memberi rezeki kepada siapa yang dikehendaki-Nya tanpa batas.

Amharca: 

አላህ የሠሩትን ሥራ መልካሙን ሊመነዳቸው ከችሮታውም ሊጨመርላቸው (ያጠሩታል)፡፡ አላህም ለሚሻው ሰው ያለ ግምት ይሰጣል፡፡

Tamilce: 

(அவர்கள் அப்படி அமல் செய்தது ஏனெனில்,) அவர்கள் செய்த மிக அழகிய நன்மைகளுக்கு அல்லாஹ் கூலி வழங்குவதற்காகவும் தனது அருளிலிருந்து அவர்களுக்கு மேலும் அதிகப்படுத்துவதற்காகவும் ஆகும். அல்லாஹ் தான் நாடியவருக்கு கணக்கின்றி வழங்குகிறான்.

Korece: 

하나님께서는 그들이 행한 것에 대하여 그들에게 최선의 보 상을 하실 것이며 그들 위에 은 혜를 더할 것이며 또한 그분이 원하는 자에게 한량없는 양식을 주시리라

Vietnamca: 

(Những người đó) sẽ được Allah ban cho phần thưởng tốt đẹp về những gì mà họ đã làm và Ngài sẽ ban thêm cho họ từ hồng phúc nơi Ngài. Quả thật, Allah ban phát bổng lộc một cách vô kể cho bất cứ ai Ngài muốn.