Arapça:
أَطَّلَعَ الْغَيْبَ أَمِ اتَّخَذَ عِندَ الرَّحْمَٰنِ عَهْدًا
Çeviriyazı:
eṭṭale`a-lgaybe emi-tteḫaẕe `inde-rraḥmâni `ahdâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
O (kâfir), gaybı mı bildi? Yoksa Rahmân (olan Allah) katından bir söz mü aldı?
Diyanet İşleri:
O görülmeyeni mi biliyor, yoksa Rahman katından bir söz mü almıştır?
Abdulbakî Gölpınarlı:
Gizli olan bir şeyi mi anlamış, yoksa rahmandan bir söz mü almış?
Şaban Piriş:
O gaybı mı biliyor, yoksa Rahman’dan bir söz mü almış?
Edip Yüksel:
Geleceğin bilgisine mi sahip oldu? Yoksa Rahman'dan bir söz mü aldı?
Ali Bulaç:
O, gayba mı tanık oldu, yoksa Rahman (olan Allah)ın Katında(n) bir ahid mi aldı?
Suat Yıldırım:
Ne o, bu adam gaybı öğrenmenin yolunu mu buldu, yoksa Rahman'dan kesin bir söz mü aldı?
Ömer Nasuhi Bilmen:
Gayba vakıf mı olmuş, yoksa Rahmân´ın nezdinde bir ahd mi edinmiş?
Yaşar Nuri Öztürk:
Bu adam gaybı mı öğrendi, yoksa Rahman katında bir söz mü aldı?
Bekir Sadak:
Oyleyse onlarin acele yok olmalarini isteme. Biz onlarin gunlerini saydikca sayiyoruz.
İbni Kesir:
O, görülmeyeni mi biliyor yoksa Rahman katından bir söz mü almış?
Adem Uğur:
O, gaybı mı bildi, yoksa Allah´ın katından bir söz mü aldı?
İskender Ali Mihr:
O, gayba muttali mi oldu (o, gaybı görüp bildi mi, vakıf mı oldu)? Yoksa Rahmân´ın indinde (huzurunda) bir ahd mi aldı?
Celal Yıldırım:
Gaybı mı biliyor, yoksa Rahmân´ın katından bir söz mü almıştır?
Tefhim ul Kuran:
O, gayba mı tanık oldu, yoksa Rahman (olan Allah) ın katında(n) bir ahid mi aldı?
Fransızca:
Est-il au courant de l'Inconnaissable ou a-t-il pris un engagement avec le Tout Miséricordieux ?
İspanyolca:
conoce lo oculto o ha concertado una alianza con el Compasivo?
İtalyanca:
Conosce il mistero o ha stretto un patto con il Compassionevole?
Almanca:
Hat er etwa Einsicht in das Verborgene gehabt oder etwa mit Dem Allgnade Erweisenden eine Abmachung getroffen?!
Çince:
他曾窥见幽玄呢?还是他曾与至仁主订约呢?
Hollandaca:
Is hij bekend met de geheimen der toekomst, of heeft hij een verbond met den Barmhartige aangegaan, dat het zoo zal wezen? Volstrekt niet.
Rusça:
Разве он знал сокровенное или заключил завет с Милостивым?
Somalice:
ma wuxuu daalaeday waxa maqan, mise wuxuu ka yeeshay Eebaha Raxmaana agtiisa ballan.
Swahilice:
Kwani yeye amepata khabari za ghaibu, au amechukua ahadi kwa Arrahmani Mwingi wa Rehema?
Uygurca:
ئۇ غەيبنى بىلگەنمۇ؟ ياكى مەرھەمەتلىك اﷲ نىڭ ئەھدىگە ئېرىشكەنمۇ؟
Japonca:
かれは幽玄界を見とどけたのか。それとも慈悲深い御方の何らかの約束を得たのか。
Arapça (Ürdün):
«أطلع الغيب» أي أعلمه وأن يؤتى ما قاله واستغنى بهمزة الاستفهام عن همزة الوصل فحذفت «أم اتخذ عند الرحمن عهدا» بأن يؤتى ما قاله.
Hintçe:
क्या उसे ग़ैब का हाल मालूम हो गया है या उसने खुदा से कोई अहद (व पैमान) ले रखा है हरग़िज नहीं
Tayca:
เขาล่วงรู้ในสิ่งเร้นลับหรือว่าเขาได้รับคำมั่นสัญญา จากพระผู้ทรงกรุณาปรานี ?
İbranice:
האם ראה את הנסתר? או קיבל הבטחה על כך מן הרחמן
Hırvatça:
Ili je on u ono što je čulima nedokučivo prodro ili je od Svemilosnog obećanje primio?!
Rumence:
Oare el cunoaşte Taina ori a încheiat vreun legământ cu Milostivul?
Transliteration:
AttalaAAa alghayba ami ittakhatha AAinda alrrahmani AAahdan
Türkçe:
Bu adam gaybı mı öğrendi, yoksa Rahman katında bir söz mü aldı?
Sahih International:
Has he looked into the unseen, or has he taken from the Most Merciful a promise?
İngilizce:
Has he penetrated to the Unseen, or has he taken a contract with (Allah) Most Gracious?
Azerbaycanca:
Görəsən, o, qeybə vaqif olmuş, yoxsa Rəhmandan (bu barədə) söz (əhd) almışdır?!
Süleyman Ateş:
Gaybe mi çık(ıp bak)tı, yoksa Rahman'ın huzurunda bir söz mü aldı (Allah ile bir andlaşma mı yaptı)?
Diyanet Vakfı:
O, gaybı mı bildi, yoksa Allah'ın katından bir söz mü aldı?
Erhan Aktaş:
O, gaybı mı biliyor? Yoksa Rahmân’dan bir söz mü aldı?
Kral Fahd:
O, gaybı mı bildi, yoksa Allah’ın katından bir söz mü aldı?
Hasan Basri Çantay:
O, gayba mı vaakıf, yoksa çok esirgeyici (Allah) nezdinde bir ahid mi edinmiş?
Muhammed Esed:
Yoksa o beşeri algı ve tasavvurların ulaşamayacağı bir görüş alanına mı erişti; yahut sınırsız rahmet Sahibi´yle bir sözleşme mi yaptı?
Gültekin Onan:
O, gayba mı tanık oldu, yoksa Rahmanın katında(n) bir ahid mi aldı?
Ali Fikri Yavuz:
O, gayba muttali mi olmuş, yoksa Rahman’ın huzurunda bir söz mü almış?
Portekizce:
Está, porventura, de posse do incognoscível? Estabeleceu, acaso, um pacto com o Clemente?
İsveççe:
Har han kanske fått se in i framtiden eller har han fått till stånd en överenskommelse med den Nåderike
Farsça:
آیا [او درباره رسیدن به مال و اولاد بسیار] بر غیب آگاهی یافته، یا پیمانی [بر این عطای فراوان] از سوی [خدای] رحمان دریافت نموده است؟
Kürtçe:
ئایا بەنھێنیەکان ئاگادارە یا بەڵێنی لە خوای میھرەبان وەرگرتووە
Özbekçe:
У ғойибни билармикан ёки Роҳманнинг ҳузуридан аҳду паймон олдимикан?! (Ғойибда унга охиратда албатта молу дунё ҳамда бола-чақа берилиши муқаррар эканлиги ҳақида аломат бормикан?)
Malayca:
Adakah ia telah mengetahui akan perkara yang ghaib, atau adakah ia telah membuat perjanjian dengan (Allah) Ar-Rahman mengenainya?
Arnavutça:
A, mos ai ka mësuar për atë që nuk është parë, ose ka marrë obligim te Perëndia – Mëshirues.
Bulgarca:
Нима надникна той в неведомото, или взе обет от Всемилостивия?
Sırpça:
Или је он будућност прозрео или је од Милостивог обећање примио?
Çekçe:
Pronikl snad on k nepoznatelnému či uzavřel snad s Milosrdným úmluvu?
Urduca:
کیا اسے غیب کا پتہ چل گیا ہے یا اس نے رحمان سے کوئی عہد لے رکھا ہے؟
Tacikçe:
Оё аз ғайб огоҳӣ доптт, ё аз Худои раҳмон паймон гирифта буд?
Tatarca:
Ул имансыз, әллә яшерен эшне белә торган булдымы, яки маллары вә балалары кайтарып биреләчәге белән Аллаһудан ґәһед алдымы?
Endonezyaca:
Adakah ia melihat yang ghaib atau ia telah membuat perjanjian di sisi Tuhan Yang Maha Pemurah?,
Amharca:
ሩቁን ምስጢር ዐወቀን ወይስ አልረሕማን ዘንድ ቃል ኪዳንን ያዘ
Tamilce:
(இப்படி அவன் கூறுவதற்கு) அவன் மறைவானதை அறிந்திருக்கிறானா?; அல்லது, ரஹ்மானிடம் ஓர் உடன்படிக்கையை ஏற்படுத்தி இருக்கிறானா?
Korece:
그는 보이지 않는 지식을 얻 었는가 아니면 하나님과 약속이라 도 하였단 말이뇨
Vietnamca:
Há y đã nhìn thấu điều vô hình hay phải chẳng y đã nhận được một Lời Cam Kết nào đó từ nơi Đấng Độ Lượng?
Ayet Linkleri: