Arapça:
سَيَقُولُونَ لِلَّهِ ۚ قُلْ أَفَلَا تَتَّقُونَ
Çeviriyazı:
seyeḳûlûne lillâh. ḳul efelâ tetteḳûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
(Onlar da) Allah'ındır. diyecekler. "Şu halde siz Allah'tan korkmaz mısınız?" de.
Diyanet İşleri:
Allah'tır diyecekler! "Öyleyse O'na karşı gelmekten sakınmaz mısınız?" de.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Diyecekler ki: Bunlar da Allah'ın. De ki: Ne diye hala çekinmezsiniz?
Şaban Piriş:
“Allah’tır!” diyecekler. Sakınmıyor musunuz? de.
Edip Yüksel:
ALLAH.," diyecekler. De ki, "Öyleyse neden erdemli davranmıyorsunuz?
Ali Bulaç:
Allah'ındır" diyecekler. De ki: "Yine de sakınmayacak mısınız?
Suat Yıldırım:
Elbette, “Allah'tır”, diyeceklerdir. Öyleyse, sen de ki: “İnandığınız Allah’a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?”
Ömer Nasuhi Bilmen:
Hemen diyeceklerdir ki: «Allah» De ki: «O halde korkmaz mısınız?»
Yaşar Nuri Öztürk:
Allah'tır! diyecekler. De ki: "Hâlâ benden sakınmıyor musunuz?"
Bekir Sadak:
(93-94) De ki: «Rabbim! Onlarin tehdit olunduklari seyi bana mutlaka gostereceksen, o zaman beni zalim milletin icinde bulundurma Yarabbi.
İbni Kesir:
Allah´tır, diyecekler. Öyleyse sakınmaz mısınız? de.
Adem Uğur:
(Bunlar da) Allah´ındır diyecekler. Şu halde siz Allah´tan korkmaz mısınız! de.
İskender Ali Mihr:
“Allah´ındır.” diyecekler. De ki: “Hâlâ takva sahibi olmayacak mısınız?”
Celal Yıldırım:
Allah´tır, diyecekler. De ki: O halde (O´ndan korkup inkâr ve sapıklıktan) sakınmaz mısınız?
Tefhim ul Kuran:
«Allah´ındır» diyecekler. De ki: «Yine de korkup sakınmayacak mısınız?»
Fransızca:
Ils diront : [ils appartiennent] "A Allah". Dis : "Ne craignez-vous donc pas ? "
İspanyolca:
Dirán: «¡Alá!» Di: «¿Y no Le teméis?»
İtalyanca:
Risponderanno: «Allah». Di': «Non Lo temerete dunque?».
Almanca:
Sie werden sagen: "ALLAH!" Sag: "Handelt ihr etwa nicht Taqwa gemäß?!"
Çince:
他们要说:真主。你说:那你们怎不敬畏呢?
Hollandaca:
Zij zullen antwoorden: God. Zeg: Wilt gij hem dus niet vreezen?
Rusça:
Они скажут: "Аллах". Скажи: "Неужели вы не устрашитесь?"
Somalice:
Waxay Odhan Eebe, Dheh Miyeydaan Dhawrsanayn.
Swahilice:
Watasema: Ni vya Mwenyezi Mungu. Sema: Basi je, hamwogopi?
Uygurca:
ئۇلار «اﷲ» دەيدۇ. ئېيىتقىنكى، «ئۇنىڭ (ئازابىدىن) قورقمامسىلەر؟»
Japonca:
かれらは必ず,「アッラー。」と言うであろう。言ってやるがいい。「あなたがたはなお畏れないのか。
Arapça (Ürdün):
«سيقولون الله قل أفلا تتقون» تحذرون عبادة غيره.
Hintçe:
अब तुम कहो तो क्या तुम अब भी (उससे) नहीं डरोगे
Tayca:
พวกเขาจะกล่าวว่า “มันเป็นของอัลลอฮ์” จงกล่าวเถิดมุฮัมมัด “ถ้าเช่นนั้นพวกท่านจะไม่ยำเกรง (การลงโทษของ)พระองค์หรือ ?”
İbranice:
הם יאמרו: 'אלוהים' .אמור: 'האם לא תיראו
Hırvatça:
"Allah!", odgovorit će, a ti reci: "Pa zašto se onda ne čuvate?!"
Rumence:
Ei vor spune: “Dumnezeu!” Spune: “Şi nu vă veţi teme?”
Transliteration:
Sayaqooloona lillahi qul afala tattaqoona
Türkçe:
"Allah'tır!" diyecekler. De ki: "Hâlâ benden sakınmıyor musunuz?"
Sahih International:
They will say, "[They belong] to Allah." Say, "Then will you not fear Him?"
İngilizce:
They will say, "(They belong) to Allah." Say: "Will ye not then be filled with awe?"
Azerbaycanca:
(Müşriklər) mütləq: “(Bunlar) Allahındır!” – deyə cavab verəcəklər. Onda sən də de: “Bəs elə isə (Allahın əzabından) qorxmursunuz?”
Süleyman Ateş:
Bunlar Allah'ındır diyecekler. "O halde korunmuyor musunuz?" de.
Diyanet Vakfı:
"(Bunlar da) Allah'ındır" diyecekler. Şu halde siz Allah'tan korkmaz mısınız! de.
Erhan Aktaş:
“Allah’tır.” diyecekler. De ki: “O halde takvâ sahibi olmayacak mısınız?”
Kral Fahd:
Onlar da diyeceklerdir ki: "Allah'tır." De ki: "O halde hiç korkmuyor musunuz?"
Hasan Basri Çantay:
(Yine bunlar) «Allahındır» diyecekler. Sen de (şöyle) de: «Öyledir de (Allahdan başkasına tapmakdan) sakınmaz mısınız»?
Muhammed Esed:
Diyeceklerdir ki: "Allah!" De ki: "Peki, artık O´na karşı sorumluluk bilinci taşımayacak mısınız?"
Gültekin Onan:
"
Ali Fikri Yavuz:
“-Allah’ındır” diyecekler, De ki: “- O halde Allah’dan korkmaz mısınız?” (Allah’dan başkasına nasıl tapınırsınız?)
Portekizce:
Responderão: Deus! Pergunta-lhe mais: Não (O) temeis, pois?
İsveççe:
De kommer att svara: "Gud." Säg: "Fruktar ni [Honom] inte?"
Farsça:
خواهند گفت: [آنها هم] در سیطره مالکیّت خداست. بگو: آیا [از پرستش بتان] نمی پرهیزید؟
Kürtçe:
بێگومان دەڵێن (ھەمووی) ھی خوایە بڵێ دەی ئایا خۆتان ناپارێزن و (لەخوا ناترسن)
Özbekçe:
Улар: «Аллоҳникидир», дерлар. Сен: «Наҳотки қўрқмасангиз?!» деб айт.
Malayca:
Mereka akan menjawab: "(Semuanya) kepunyaan Allah". Katakanlah: "Mengapa kamu tidak mahu bertaqwa?"
Arnavutça:
Ata thonë: “Të Perëndisë!” E ti, thuaj: “Vallë, a nuk po druani ju?”
Bulgarca:
Ще кажат: “Аллах!” Кажи: “Не ще ли се побоите?”
Sırpça:
„Аллах!“, одговориће, а ти реци: „Па зашто Га се онда не бојите?!“
Çekçe:
Odvětí: 'Bůh.' Rci: 'Což tedy bohabojní nebudete?'
Urduca:
یہ ضرور کہیں گے اللہ کہو، پھر تم ڈرتے کیوں نہیں؟
Tacikçe:
Хоҳанд гуфт: «Худо». Бигӯ: «Оё наметарсед?»
Tatarca:
Әлбәттә, Аллаһуныкы диярләр. Шулай булгач Аның ґәзабыннан курыкмыйсызмы, диген!
Endonezyaca:
Mereka akan menjawab: "Kepunyaan Allah". Katakanlah: "Maka apakah kamu tidak bertakwa?"
Amharca:
«በእርግጥ አላህ ነው» ይሉሃል፡፡ «እንግዲያ አትፈሩትምን» በላቸው፡፡
Tamilce:
அவர்கள் கூறுவார்கள்: “(அவை அனைத்தும்) அல்லாஹ்விற்கே உரியவையாகும்.” நீர் கூறுவீராக: ஆக, நீங்கள் (அந்த அல்லாஹ்வை) அஞ்ச மாட்டீர்களா?
Korece:
하나님깨 귀속되어 있도다 라고 그들이 말하리니 일러가로되너희는 그래도 두려워하지 않느뇨
Vietnamca:
Họ sẽ trả lời: “Allah” Ngươi hãy bảo họ: “Vậy sao các ngươi không sợ Ngài?”
Ayet Linkleri: