Arapça:
وَحَنَانًا مِّن لَّدُنَّا وَزَكَاةً ۖ وَكَانَ تَقِيًّا
Çeviriyazı:
veḥanânem mil ledünnâ vezekâh. vekâne teḳiyyâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Hem de katımızdan bir merhamet ve (günahlardan) paklık verdik, o çok takva sahibi idi.
Diyanet İşleri:
Ey Yahya! Kitaba kuvvetle sarıl deyip daha çocukken ona hikmet, katımızdan kalp yumuşaklığı ve safiyet verdik. O, Allah'tan sakınan ve anasına babasına karşı iyi davranan bir kimse idi, baş kaldıran bir zorba değildi.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Katımızdan ona bir kalb yumuşaklığı, bir temizlik ihsan ettik ve o, mabudundan çekinirdi.
Şaban Piriş:
Katımızdan bir merhamet ve arınmışlık vermiştik. O takva sahibiydi.
Edip Yüksel:
Ek olarak katımızdan bir şefkat ve dürüstlük... Erdemli birisiydi.
Ali Bulaç:
Katımız'dan ona bir sevgi duyarlılığı ve temizlik (de verdik). O, çok takva sahibi biriydi.
Suat Yıldırım:
“Yahya! Kitaba var kuvvetinle sarıl!” dedik ve henüz çocuk iken ona hikmet verdik. Tarafımızdan bir merhamet, arı duru bir gönül de ihsan ettik.O, Allah'ı sayıp günahtan sakınan bir insandı. Anne ve babasına iyi davranan hayırlı bir evlattı, asla zorba ve isyankâr biri değildi.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve O´na tarafımızdan bir rahmet, bir nezahet (verdik) ve çok muttakî oldu.
Yaşar Nuri Öztürk:
Katımızdan bir kalp yumuşaklığı, bir temizlik verdik. Korunan biriydi o.
Bekir Sadak:
Meryem: «Eger Allah´tan sakinan bir kimse isen, senden Rahman´a siginirim» dedi.
İbni Kesir:
Katımızdan bir kalb yumuşaklığı ile safiyet verdik. O, takva sahibi biri idi.
Adem Uğur:
Tarafımızdan ona kalp yumuşaklığı ve temizlik de (verdik). O, çok sakınan bir kimse idi.
İskender Ali Mihr:
Ve katımızdan ona, sevgi ve zekât (nefs tezkiyesi) (verdik). Ve o, takva sahibi oldu.
Celal Yıldırım:
19:12
Tefhim ul Kuran:
Katımızdan ona bir sevgi duyarlılığı ve temizlik (de verdik.) O, çok takva sahibi biriydi.
Fransızca:
ainsi que la tendresse de Notre part et la pureté. Il était pieux,
İspanyolca:
así como ternura de Nosotros y pureza. Y fue temeroso de Alá
İtalyanca:
tenerezza da parte Nostra e purezza. Era uno dei timorati,
Almanca:
sowie Mildherzigkeit von Uns und Reinheit. Und er war ein Muttaqi.
Çince:
与从我发出的恩惠和纯洁。他是敬畏的,
Hollandaca:
En onze genade en zuiverheid des levens; en hij was een vroom mensch
Rusça:
а также состраданием от Нас и чистотой. Он был богобоязнен,
Somalice:
iyo naxariis agtanada ka ahaatay iyo daahirnimo wuxuuna ahaa dhawrsade.
Swahilice:
Na tukampa huruma itokayo kwetu, na utakaso, na akawa mchamungu.
Uygurca:
بىز ئۇنىڭغا مەرھەمەت قىلىش ۋە ئۇنى (ناچار خىسلەتلەردىن) پاك قىلىش يۈزىسىدىن (شۇنداق قىلدۇق)، يەھيا تەقۋادار ئىدى
Japonca:
またわが許から慈愛と清純な心を授けた。かれは主を畏れ,
Arapça (Ürdün):
«وحنانا» رحمة للناس «من لدنا» من عندنا «وزكاة» صدقة عليهم «وكان تقيا» روي أنه لم يعمل خطيئة ولم يهم بها.
Hintçe:
और हमने उन्हें बचपन ही में अपनी बारगाह से नुबूवत और रहमदिली और पाक़ीज़गी अता फरमाई
Tayca:
และความน่าสงสารจากเรา และความบริสุทธิ์แก่เขา และเขาเป็นผู้ยำเกรง
İbranice:
והענקנו לו רחמנות וטוהר מאתנו, והיה ירא
Hırvatça:
i nježnost i čednost, i bogobojazan je bio,
Rumence:
precum şi gingăşia şi neprihănirea. El se temea de Dumnezeu,
Transliteration:
Wahananan min ladunna wazakatan wakana taqiyyan
Türkçe:
Katımızdan bir kalp yumuşaklığı, bir temizlik verdik. Korunan biriydi o.
Sahih International:
And affection from Us and purity, and he was fearing of Allah
İngilizce:
And piety (for all creatures) as from Us, and purity: He was devout,
Azerbaycanca:
Biz həm də ona Öz dərgahımızdan bir mərhəmət (yaxud insanlara qarşı şəfqət) və (günahlardan) paklıq bəxş etdik. O, (çox) müttəqi idi.
Süleyman Ateş:
Katımızdan bir rahmet (bir acıma duygusu) ve temizlik de (verdik; o günahlardan) korunan oldu.
Diyanet Vakfı:
Tarafımızdan ona kalp yumuşaklığı ve temizlik de (verdik). O, çok sakınan bir kimse idi.
Erhan Aktaş:
Tarafımızdan yumuşak kalplilik ve zekât(1) verdik. Ve o, takvâ(2) sahibi oldu.
Kral Fahd:
Tarafımızdan ona kalp yumuşaklığı ve temizlik de (verdik). O, çok sakınan bir kimse idi.
Hasan Basri Çantay:
19:12
Muhammed Esed:
ve katımızdan bir ruh inceliği ve arınmışlık... Öyle ki, Bize karşı o (her zaman) bilinç ve duyarlık içinde idi;
Gültekin Onan:
Katımızdan ona bir sevgi duyarlılığı ve temizlik (de verdik). O, çok takva sahibi biriydi.
Ali Fikri Yavuz:
Hem de tarafımızdan bir merhamet ve günahlardan bir pâklik verdik. O çok takvâ sahibi idi.
Portekizce:
assim como com as Nossas clemência e pureza, e foi devoto,
İsveççe:
och, som Vår särskilda gåva, ett ömt sinne och [viljan till] renhet, och han fruktade Gud
Farsça:
و از سوی خود مهرورزی [به همه مردم] و پاکی و شایستگی [به او عطا کردیم] و او همواره پرهیزکار بود.
Kürtçe:
لەگەڵ دڵسۆزی و پاک و خاوێنی لەلایەن خۆمانەوە وە ئەو (یەحیا) لەخوا ترس و پارێزکار بوو
Özbekçe:
Ва Ўз томонимиздан меҳрибонлик ва поклик (бердик). Ҳамда у тақводор эди.
Malayca:
dan (Kami mengurniakannya) rahmat dari sisi Kami, serta kelebihan yang kembang manfaatnya; dan ia seorang yang bertaqwa.
Arnavutça:
dhe butësi prej Nesh dhe pastërti, dhe ishte besimtar,
Bulgarca:
и състрадание от Нас, и чистота. И бе богобоязлив,
Sırpça:
и нежност и чедност, и богобојазан је био,
Çekçe:
a laskavost a čistotu od Nás přicházející. A byl bohabojný
Urduca:
اور اپنی طرف سے اس کو نرم دلی اور پاکیزگی عطا کی اور وہ بڑا پرہیزگار
Tacikçe:
Ва ба ӯ шафқат кардем ва покизааш сохтем ва ӯ парҳезгор буд.
Tatarca:
Без Яхъяга бирдек рәхимле булуны вә зәк итеп яки көферлек, мөшриклек кереннән пакьлекне бирдек. Вә ул Аллаһудан куркучы тәкъва булды.
Endonezyaca:
dan rasa belas kasihan yang mendalam dari sisi Kami dan kesucian (dan dosa). Dan ia adalah seorang yang bertakwa,
Amharca:
ከእኛም የሆነን ርኅራኄ ንጽሕናንም (ሰጠነው)፡፡ ጥንቁቅም ነበር፡፡
Tamilce:
இன்னும், நம்மிடமிருந்து இரக்கத்தையும் தூய்மையையும் (அவருக்குக் கொடுத்தோம்). இன்னும், அவர் இறையச்சமுள்ளவராக இருந்தார்.
Korece:
그리고 하나님에계서 자애와은총을 받았으니 그는 경건하었더 라
Vietnamca:
TA đã thương xót Y bằng lòng nhân từ nơi TA và thanh lọc Y trong sạch; và Y là một người ngay chính, ngoan đạo.
Ayet Linkleri: