Arapça:
يَا يَحْيَىٰ خُذِ الْكِتَابَ بِقُوَّةٍ ۖ وَآتَيْنَاهُ الْحُكْمَ صَبِيًّا
Çeviriyazı:
yâ yaḥyâ ḫuẕi-lkitâbe biḳuvveh. veâteynâhü-lḥukme ṣabiyyâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ey Yahya! Kitaba kuvvetle sarıl (dedik) ve daha çocukken ona hikmet verdik.
Diyanet İşleri:
Ey Yahya! Kitaba kuvvetle sarıl deyip daha çocukken ona hikmet, katımızdan kalp yumuşaklığı ve safiyet verdik. O, Allah'tan sakınan ve anasına babasına karşı iyi davranan bir kimse idi, baş kaldıran bir zorba değildi.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ey Yahya, azim ve kuvvetle kitabı al. Ve ona çocukken peygamberlik verdik.
Şaban Piriş:
Ey Yahya! Kitaba kuvvetle sarıl. Ona daha çocukluğunda hikmet vermiştik.
Edip Yüksel:
"Yahya, kitaba iyice sarıl." Çocuk yaşta kendisine bilgelik vermiştik.
Ali Bulaç:
(Çocuğun doğup büyümesinden sonra ona dedik ki:) "Ey Yahya, Kitabı kuvvetle tut." Daha çocuk iken ona hikmet verdik.
Suat Yıldırım:
“Yahya! Kitaba var kuvvetinle sarıl!” dedik ve henüz çocuk iken ona hikmet verdik. Tarafımızdan bir merhamet, arı duru bir gönül de ihsan ettik.O, Allah'ı sayıp günahtan sakınan bir insandı. Anne ve babasına iyi davranan hayırlı bir evlattı, asla zorba ve isyankâr biri değildi.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ey Yahya! Kitabı kuvetle tut. Ve O´na daha çocuk iken hikmet verdik.
Yaşar Nuri Öztürk:
Ey Yahya! Kitap'ı kuvvetle tut. Biz ona daha sabi iken hikmet verdik.
Bekir Sadak:
Sonra, insanlardan gizlenmek icin bir perde germisti. Cebrail´i gondermistik de ona tam bir insan olarak gorunmustu.
İbni Kesir:
Ey Yahya, Kitab´a kuvvetle sarıl. Daha çocuk iken ona hikmet verdik.
Adem Uğur:
Ey Yahya! Kitab´a (Tevrat´a) vargücünle sarıl! (dedik) ve henüz sabi iken ona (ilim ve) hikmet verdik.
İskender Ali Mihr:
Ey Yahya! Kitab´ı kuvvetle (dikkatle) al (kendine mal et). Ve Biz, ona sabi iken (küçük yaşta) hikmet verdik.
Celal Yıldırım:
(12-13-14) Ey Yahya ! Kitaba bütün gücünle sarıl, dedik. Biz ona henüz çocuk iken hikmet (ilim ve irfan) verdik. Ayrıca kendi katımızdan bir ince kalblilik, yufka yüreklilik ve paklık sunduk. O zaten (günah ve fenalıktan) sakınan, ana - babasına çok iyi davranan idi
Tefhim ul Kuran:
(Çocuğun doğup büyümesinden sonra ona dedik ki:) «Ey Yahya, Kitabı kuvvetle tut.» Daha çocuk iken ona hikmet verdik.
Fransızca:
..."ô Yahya, tiens fermement au Livre (la Thora) ! " Nous lui donnâmes la sagesse alors qu'il était enfant,
İspanyolca:
«¡Juan! ¡Coge la Escritura con mano firme!» Y le otorgamos el juicio cuando aún era niño,
İtalyanca:
«O Giovanni, tienti saldamente alla Scrittura». E gli demmo la saggezza fin da fanciullo,
Almanca:
Yahya! Halte dich mit Nachdruck an die Schrift! Und WIR ließen ihm als Kind die Weisheit zuteil werden,
Çince:
叶哈雅啊!你应当坚持经典。他在童年时代我已赏赐他智慧,
Hollandaca:
En wij zeiden tot zijn zoon: O Johannes! ontvang het boek der wet, met het besluit, dat te leeren en in acht te nemen. En wij schonken hem wijsheid, toen hij nog slechts een kind was.
Rusça:
О Йахйа (Иоанн)! Крепко держи Писание. Мы одарили его мудростью, пока он был еще ребенком,
Somalice:
(waxaa loo yidhi) yaxyow ku qaado kitaabka (tawreed) xoog (dadaal) waxaan siinnay xigmo isagoo yar.
Swahilice:
Ewe Yahya! Kishike Kitabu kwa nguvu! Nasi tulimpa hikima angali mtoto.
Uygurca:
(يەھيا تۇغۇلۇپ چوڭ بولغاندا ئۇنىڭغا) «ئى يەھيا! كىتابنى (يەنى تەۋراتنى) تىرىشىپ ئوقۇغىن» (دېدۇق). ئۇنىڭغا بالىلىق چېغىدىلا ئەقىل - پاراسەت ئاتا قىلدۇق
Japonca:
(そしてかれの息子に。)「ヤヒヤーよ,啓典をしっかりと守れ。」(と命令が下った)。そしてわれは,幼少(の時)かれに英知を授け,
Arapça (Ürdün):
«يا يحيى خذ الكتاب» أي: التوراة «بقوة» بجد «وآتيناه الحكم» النبوة «صبيا» ابن ثلاث سنين.
Hintçe:
(ग़रज़ यहया पैदा हुए और हमने उनसे कहा) ऐ यहया किताब (तौरेत) मज़बूती के साथ लो
Tayca:
โอ้ ยะห์ยาเอ๋ย ! เจ้าจงยึดมั่นในคัมภีร์ (เตารอฮ์) อย่างมั่นคง และเราได้ประทานความเฉลียวฉลาดให้เขา ตั้งแต่ยังเป็นเด็กอยู่
İbranice:
הוי יחיא! אחוז את הספר בחוזקה,'! והענקנו לו חכמה בצעירותו
Hırvatça:
"O Jahja, prihvati Knjigu odlučno!", a dadosmo mu mudrost još dok je dječak bio,
Rumence:
“O, Ioan! Ia Cartea cu tărie!” Noi i-am dăruit înţelepciunea, pe când era un băieţandru,
Transliteration:
Ya yahya khuthi alkitaba biquwwatin waataynahu alhukma sabiyyan
Türkçe:
"Ey Yahya! Kitap'ı kuvvetle tut." Biz ona daha sabi iken hikmet verdik.
Sahih International:
[Allah] said, "O John, take the Scripture with determination." And We gave him judgement [while yet] a boy
İngilizce:
(To his son came the command): "O Yahya! take hold of the Book with might": and We gave him Wisdom even as a youth,
Azerbaycanca:
(Yəhya dünyaya gəldikdən sonra ona dedik: ) “Ey Yəhya! Kitabdan bərk yapış (Tövratı möhkəm tutub onun hökmlərinə ciddi əməl et!). Biz uşaq ikən ona hikmət (Allah kəlamının incəliklərini anlamaq, peyğəmbərlik) verdik.
Süleyman Ateş:
Ey Yahya, Kitabı kuvvetle tut (Onun emirlerini uygula). (dedik) ve ona çocuk iken hikmet verdik.
Diyanet Vakfı:
"Ey Yahya! Kitab'a (Tevrat'a) vargücünle sarıl!" (dedik) ve henüz sabi iken ona (ilim ve) hikmet verdik.
Erhan Aktaş:
“Ey Yahyâ! Kitâp’ı kuvvetlice tut(1).” O henüz çocukken ona hikmet(2) verdik.
Kral Fahd:
«Ey Yahya! Kitab'a (Tevrat'a) vargücünle sarıl!» (dedik) ve henüz çocuk iken ona (ilim ve) hikmet verdik.
Hasan Basri Çantay:
(12-13-14) (Yahyâyi ihsan etdik ve ona çocukluğunda:) «Ey Yahya, kitabı kuvvetle tut» (dedik). Henüz sabî iken ona hikmet verdik. Tarafımızdan (ona) bir kalb yumuşaklığı ve (günâhlardan) temizlik (verdik). O, çok müttekıy idi. Anasına, babasına da itaatkârdı. Bir serkeş ve aasî değildi.
Muhammed Esed:
(Ve çocuk doğup büyüdüğünde o´na:) "Ey Yahya! İlahi mesaja sımsıkı sarıl!" (diye öğüt verdi). Çünkü o daha küçük bir oğlanken Biz o´na doğru ve kuşatıcı düşünme yeteneği vermiştik,
Gültekin Onan:
(Çocuğun doğup büyümesinden sonra ona dedik ki:) "
Ali Fikri Yavuz:
(Biz ona Yahya’yı ihsan ettik ve şöyle dedik): “- Ey Yahya! Kıtabı kuvvetle tut (Tevrat’da olan hükümlerle amel et).” Bir de daha çocukken ona hikmet verdik.
Portekizce:
(Foi dito): Ó Yahia, observa fervorosamente o Livro! E o agraciamos, na infância, com a sabedoria,
İsveççe:
[När sonen fötts och växt upp, sade Vi:] "Johannes! Håll med kraft fast vid [Vår] Skrift!" - Och Vi skänkte honom visdom [redan] i hans tidiga ungdom
Farsça:
ای یحیی! کتاب را به قوت و نیرومندی بگیر؛ و به او در حالی که کودک بود، حکمت دادیم.
Kürtçe:
(خوا دەفەرموێت بە یەحیا پاش گەورە بوونی) ئەی یەحیا تەورات بەتووند و گرنگ بگرە تێگەیشتنی تەورات (یان حیکمەت و ژیری)مان پێبەخشی لەتەمەنی مناڵیدا
Özbekçe:
«Эй Яҳё, китобни қувват-ла ол!» (дедик) ва унга гўдаклигидаёқ ҳукмни бердик. (Аллоҳ таоло Яҳё алайҳиссаломга, илоҳий Тавротни қувват билан ол, демоқда. Оятдаги: «Унга гўдаклигидаёқ ҳукмни бердик», деган жумлани уламоларимиз илму ҳикмат мазмунида таъвил қилганлар.)
Malayca:
"Wahai Yahya, terimalah Kitab itu (serta amalkanlah) dengan bersungguh-sungguh! Dan Kami berikan kepadanya Hikmat kebijaksanaan semasa ia masih kanak-kanak.
Arnavutça:
(Pasi që u lind Jahjai dhe u rrit, iu tha atij): “O Jahja, merre Librin me vendosmëri”. Dhe, Ne, ia kemi dhënë mençurinë (profetninë) duke qenë fëmijë,
Bulgarca:
“О, Яхя, твърдо се придържай към Писанието!” И дадохме му Ние мъдростта още като дете,
Sırpça:
„Јоване, прихвати Књигу одлучно!“ А дали смо му мудрост још док је био дечак,
Çekçe:
... 'Jahjá, pevně se Písma přidržuj!' A dali jsme mu moudrost již v dětství jeho
Urduca:
"اے یحییٰؑ! کتاب الٰہی کو مضبوط تھام لے" ہم نے اُسے بچپن ہی میں "حکم" سے نوازا
Tacikçe:
«Эй Яҳё, китобро ба қувват бигир». Ва дар кудакӣ ба ӯ доноӣ ато кардем.
Tatarca:
Ий Яхъя! Ал Тәүратны ныклап, куәт белән! Вә Без Яхъяга сабый чагында хикмәт, гыйлем бирдек.
Endonezyaca:
Hai Yahya, ambillah Al Kitab (Taurat) itu dengan sungguh-sungguh. Dan kami berikan kepadanya hikmah selagi ia masih kanak-kanak,
Amharca:
«የሕያ ሆይ! መጽሐፉን በጥብቅ ያዝ!» (አልነው)፡፡ ጥበብንም በሕፃንነቱ ሰጠነው፡፡
Tamilce:
(ஆக, அவருக்கு யஹ்யா என்ற மகன் பிறந்தார். அவர் பேசுகின்ற வயதை அடைந்த போது நாம் அவரை நோக்கி கூறினோம்:) “யஹ்யாவே! (தவ்ராத்) வேதத்தை பலமாகப் பற்றிப் பிடிப்பீராக!” இன்னும், (வேதத்தைப் புரிவதற்கு) ஞானத்தை (அவர்) சிறு குழந்தையாக இருக்கும்போதே அவருக்குக் கொடுத்தோம்.
Korece:
요한이여 이 성서를 단단히 지키라 하나님은 그가 어렸을 때 그에게 지혜를 주었노라
Vietnamca:
Này hỡi Yahya! Ngươi hãy nhận lấy Kinh Sách bằng sức mạnh, và TA đã ban cho Ngươi sự khôn ngoan mặc dầu Ngươi hãy còn nhỏ tuổi.
Ayet Linkleri: