Arapça:
وَيَعْبُدُونَ مِن دُونِ اللَّهِ مَا لَمْ يُنَزِّلْ بِهِ سُلْطَانًا وَمَا لَيْسَ لَهُم بِهِ عِلْمٌ ۗ وَمَا لِلظَّالِمِينَ مِن نَّصِيرٍ
Çeviriyazı:
veya`büdûne min dûni-llâhi mâ lem yünezzil bihî sülṭânev vemâ leyse lehüm bihî `ilm. vemâ liżżâlimîne min neṣîr.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onlar Allah'ı bırakıp da O'nun, haklarında hiçbir delil indirmediği ve kendilerinde de bir bilgi bulunmayan şeylere taparlar. Zalimler için hiçbir yardımcı yoktur.
Diyanet İşleri:
Onlar Allah'ı bırakıp da O'nun, haklarında hiçbir delil indirmediği, kendilerinde de bir bilgi olmayan şeylere taparlar. Zulmedenlerin yardımcısı olmaz.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve bu hususta kendilerinin bir delilleri olmadığı ve bir bilgiye sahip bulunmadıkları halde Allah'ı bırakırlar da başka şeylere kulluk ederler ve zalimlere hiçbir yardımcı yoktur.
Şaban Piriş:
Onlar, Allah’ın dışında hakkında hiçbir delil indirmediği ve kendilerinin de hakkında bir bilgiye sahip olmadıkları şeylere ibadet ediyorlar. Zalimlerin hiç yardımcısı yoktur.
Edip Yüksel:
ALLAH'ın yanında öylelerine tapıyorlar ki, kendilerine hiç bir güç verilmemiştir ve haklarında bir bilgiye de sahip değillerdir. Bu zalimlerin hiç bir yardımcısı yoktur.
Ali Bulaç:
Onlar, Allah'ı bırakıp da (Allah'ın) kendisine bir delil indirmediği ve haklarında (hiçbir) bilgileri olmayan şeylere tapıyorlar. Zulmedenler için hiçbir yardımcı yoktur.
Suat Yıldırım:
Müşrikler Allah'tan başka,O’nun, tanrılıklarına dair hiç bir delil göndermediği ve kendilerinin de onlara ibadet edilmesinin cevazı hakkında kesin bilgi sahibi olmadıkları bir takım nesnelere ibadet ediyorlar. İşte o zalimlerin hiç bir yardımcısı olmayacaktır. [23,117]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve Allah´tan başka öyle bir şeye ibadet ederler ki, ona dair bir hüccet indirmemiştir. Ve onlar için ona ait bir bilgi de yoktur ve zalimler için bir yardımcı da yoktur.
Yaşar Nuri Öztürk:
Allah'tan ayrı olarak, hakkında O'nun hiçbir kanıt indirmediği şeye kulluk ediyorlar. Kendilerinin de onunla ilgili bir ilmi yoktur. O zalimlerin yardımcısı olmayacaktır.
Bekir Sadak:
Ey inananlar! Ruku edin, secdeye varin, Rabbiniz´e kulluk edin, iyilik yapin ki saadete erisesiniz.
İbni Kesir:
Onlar
Adem Uğur:
Onlar, Allah´ı bırakıp, Allah´ın kendisine hiçbir delil indirmediği, kendilerinin dahi hakkında bilgi sahibi olmadıkları şeylere tapıyorlar. Zalimlerin hiç yardımcısı yoktur.
İskender Ali Mihr:
Ve (onlar), kendilerine bir sultan (delil, yaptırım gücü) indirilmeyen Allah´tan başka şeylere tapıyorlar. Ve onların, ona (taptıkları şeylere) ait ilimleri yoktur. Ve zalimler için yardımcı da yoktur.
Celal Yıldırım:
Allah´tan başka, hakkında Allah´ın hiçbir delil ve belge indirmediği ve o hususta (kendilerinin de) hiçbir bilgileri olmadığı şeylere tapıyorlar. Zâlimler için hiçbir yardımcı yoktur.
Tefhim ul Kuran:
Onlar, Allah´ı bırakıp da (Allah´ın) kendisine ispatlayıcı bir delil indirmediği ve haklarında kendilerinin (hiç bir) bilgileri olmayan şeylere tapmaktadırlar. Zulme sapanlar için hiç bir yardımcı yoktur.
Fransızca:
Et ils adorent en dehors, d'Allah, ce en quoi Il n'a fait descendre aucune preuve et ce dont ils n'ont aucune connaissance. Et il n'y aura pas de protecteur pour les injustes.
İspanyolca:
Sirven, en lugar de servir a Alá, algo a lo que Él no ha conferido autoridad y de lo que no tienen ningún conocimiento. Los impíos no tendrán quien les auxilie.
İtalyanca:
Adorano all'infuori di Lui cose su cui Egli non ha fatto scendere autorità alcuna, ciò su cui non possiedono nessuna scienza. Ebbene, gli ingiusti non avranno chi li soccorra.
Almanca:
Und sie dienen anstelle von ALLAH dem, wozu ER niemals eine Bestätigung hinabsandte, und das, worüber sie über kein Wissen verfügen. Und für die Unrecht- Begehenden gibt es keinen Beistehenden.
Çince:
他们舍真主而崇拜真主所未证实的,也非他们所知道的偶像; 不义的人绝没有任何援助者。
Hollandaca:
Zij aanbidden naast God datgene, waaromtrent hij geen overtuigend bewijs heeft nedergezonden, en waarvan zij geene kennis bezitten, maar de onrechtvaardigen zullen niemand ter hunner ondersteuning hebben.
Rusça:
Они поклоняются вместо Аллаха тому, о чем Он не ниспослал никакого довода и о чем у них нет никакого знания. Не будет у беззаконников помощников!
Somalice:
Waxay Caabudi Eebe ka sokow Wuxuusan u soo Dejini Xujo oyna u Lahayn cilmi, umana Sugna Daalimiinta Gargaare.
Swahilice:
Na wanaabudu badala ya Mwenyezi Mungu ambavyo hakuviteremshia ushahidi, na ambavyo hawana ujuzi navyo. Na madhaalimu hawatakuwa na wa kuwasaidia.
Uygurca:
ئۇلار (يەنى قۇرەيش كۇففارلىرى) اﷲ نى قويۇپ، (ئىبادەت قىلىشنىڭ دۇرۇسلۇقىغا) اﷲ ھېچقانداق دەلىل چۈشۈرمىگەن نەرسىلەرگە ۋە ئۆزلىرى بىلمەيدىغان نەرسىلەرگە (يەنى بوتلارغا) چوقۇنىدۇ، زالىملارغا ھېچقانداق مەدەتكار يوق
Japonca:
かれらはアッラーを外にして,何の権威も授かっていないもの,またそれに就いて何の知識もないものを崇拝している。悪を行う者には援助者もない。
Arapça (Ürdün):
«ويعبدون» أي المشركون «من دون الله ما لم ينزل به» هو الأصنام «سلطانا» حجة «وما ليس لهم به علم» أنها آلهة «وما للظالمين» بالإشراك «من نصير» يمنع عنهم عذاب الله.
Hintçe:
बेशक ये (सब कुछ) खुदा पर आसान है और ये लोग खुदा को छोड़कर उन लोगों की इबादत करते हैं जिनके लिए न तो ख़ुदा ही ने कोई सनद नाज़िल की है और न उस (के हक़ होने) का खुद उन्हें इल्म है और क़यामत में तो ज़ालिमों का कोई मददगार भी नहीं होगा
Tayca:
และพวกเขาสักการะบูชาสิ่งอื่นจากอัลลอฮ์ ซึ่งพระองค์มิได้ประทานลงมาให้เป็นหลักฐาน และสำหรับพวกเขาไม่มีความรู้เกี่ยวกับเรื่องนี้ และสำหรับพวกอธรรมนั้นไม่มีผู้ช่วยเหลือใด ๆ
İbranice:
אך, הם עובדים מלבד אלוהים את אשר הוא לא הוריד לו כל הוכחה, ואשר הם אינם יודעים דבר עליהם. ואין מושיע למקפחים
Hırvatça:
Višebošci, pored Allaha, obožavaju one za koje im On nije poslao nikakav dokaz, i o njima sami ništa ne znaju. A zulumćarima nema pomagača.
Rumence:
Ei se închină altora în locul lui Dumnezeu, fără ca El să le fi pogorât lor vreo împuternicire întru aceasta, şi de care ei nu au nici o ştiinţă. Nedrepţii nu vor avea ajutor.
Transliteration:
WayaAAbudoona min dooni Allahi ma lam yunazzil bihi sultanan wama laysa lahum bihi AAilmun wama lilththalimeena min naseerin
Türkçe:
Allah'tan ayrı olarak, hakkında O'nun hiçbir kanıt indirmediği şeye kulluk ediyorlar. Kendilerinin de onunla ilgili bir ilmi yoktur. O zalimlerin yardımcısı olmayacaktır.
Sahih International:
And they worship besides Allah that for which He has not sent down authority and that of which they have no knowledge. And there will not be for the wrongdoers any helper.
İngilizce:
Yet they worship, besides Allah, things for which no authority has been sent down to them, and of which they have (really) no knowledge: for those that do wrong there is no helper.
Azerbaycanca:
(Müşriklər) Allahı qoyub elə bir şeyə ibadət edərlər ki, (Allah Ona ibadət edilməsi haqda) heç bir dəlil nazil etməmişdir. Və (müşriklərin) ona dair heç bir biliyi də (dəlili-sübutu da) yoxdur. Zalımlara (müşriklərə) heç bir yardım edən olmaz!
Süleyman Ateş:
Allah'tan ayrı olarak öyle şeylere tapıyorlar ki (Allah), onlara hiçbir kudret indirmemiştir. Kendilerinin de onların tanrı olabileceği hakkında bir bilgileri yoktur. O zalimlerin yardımcısı yoktur.
Diyanet Vakfı:
Onlar, Allah'ı bırakıp, Allah'ın kendisine hiçbir delil indirmediği, kendilerinin dahi hakkında bilgi sahibi olmadıkları şeylere tapıyorlar. Zalimlerin hiç yardımcısı yoktur.
Erhan Aktaş:
Onlar; Allah’ın yanı sıra O’nun kendileri hakkında bir sûltan(1) indirmediği ve hakkında bilgi sahibi olmadıkları şeylere kulluk ediyorlar. Zalimler için hiçbir yardım edici yoktur.
Kral Fahd:
Onlar, Allah’ı bırakıp, Allah'ın kendisine hiçbir delil indirmediği, kendilerinin dahi hakkında bilgi sahibi olmadıkları şeylere tapıyorlar. Zalimlerin hiç yardımcısı yoktur.
Hasan Basri Çantay:
Onlar Allâhı bırakıb da (Allahın), kendisine hiçbir hüccet indirmediği, kendilerinin dahi (Tanrı olduklarına dâir) bir bilgileri bulunmadığı şeylere (putlara) taparlar. O zaalimlerin (azâb-ı ilâhîyi men´ edici) hiç bir yardımcısı yokdur.
Muhammed Esed:
Yine de, (yeri gelince O´na inandıklarını söyleyen) kimseler, Allah´ı bırakıp, O´nun haklarında hiçbir delil indirmediği ve gerçekte kendilerinin de haklarında pek bir şey bilemeyecekleri başka varlıklara, başka güçlere kulluk edip duruyorlar; (Hesap Günü´nde, işte bu) zalimler kendilerine asla yardımcı bulamayacaklardır.
Gültekin Onan:
Onlar, Tanrı´yı bırakıp da (Tanrı´nın) kendisine bir delil indirmediği ve haklarında (hiç bir) bilgileri olmayan şeylere tapıyorlar. Zulmedenler için hiç bir yardımcı yoktur.
Ali Fikri Yavuz:
O Mekke kâfirleri, Allah’ı bırakıb da kendisine bir delil indirilmiyen ve hakkında kendileri için bir bilgi bulunmıyan şeye (putlara) ibadet ediyorlar. O zalimler için, (azabdan alıkoyacak) hiç bir yardımcı yoktur.
Portekizce:
E adoram, em vez de Deus, coisas, às quais Ele não concedeu autoridade alguma, e da qual não têm conhecimento algum;porém, os iníquos não terão nenhum protetor.
İsveççe:
[Men] vid sidan av Gud tillber de det som Han aldrig har gett dem tillstånd till och som de [själva] inte har någon kunskap om; dessa orättfärdiga [människor] kommer inte att få hjälp [att undkomma straffet].
Farsça:
و [مشرکان] به جای خدا معبودانی را می پرستند که خدا هیچ دلیل و برهانی [نسبت] به [حق بودن] آنها نازل نکرده است؛ و معبودانی را می پرستند که به آن دانشی [برای استدلال بر ربوبیّت آنها] ندارند و ستمکاران را [در قیامت] هیچ یاوری نیست.
Kürtçe:
ئەوان جگە لەخوا شتێک دەپەرستن، (خوا) ھیچ بەڵگەیەکی نەناردۆتە خوارەوە لەسەری وە بێگومان خۆشیان ھیچ زانیاریان دەربارەی ئەو (پەرستراوانە) نیە وەبۆ ستەمکاران نیە ھیچ یارمەتیدەرێک
Özbekçe:
Улар Аллоҳни қўйиб, У зот ҳақларида бирон ҳужжат туширмаган, ўзларида у ҳақда илм бўлмаган нарсага ибодат қиладилар. Золимларга ҳеч бир нусрат бергувчи йўқдир.
Malayca:
Dan mereka menyembah yang lain dari Allah iaitu benda-benda yang Allah tidak menurunkan sebarang keterangan membenarkannya, dan yang mereka tidak mempunyai sebarang pengetahuan mengenainya dan (ingatlah) tiadalah bagi orang-orang yang zalim (dengan perbuatan syirik) itu sesiapapun yang dapat memberikan pertolongan (di dunia dan di akhirat).
Arnavutça:
Dhe, adhurojnë përpos Perëndisë – (atë), të cilën, Ai nuk u ka dërguar atyre asnjë argument, dhe për atë, që ata nuk kanë kurrfarë dijenie. E, zullumqarët, nuk kanë kurrfarë ndihmësi.
Bulgarca:
И вместо на Аллах те служат на онова, на което Той не е дал довод, и на онова, за което нямат знание. За угнетителите няма избавител.
Sırpça:
Незнанобошци, поред Аллаха, обожавају оне за које им Он није дао никакав доказ, и о њима сами ништа не знају. А незнанобошце неће имати ко да спаси.
Çekçe:
A oni uctívají místo Boha něco, k čemu On neseslal oprávnění a o čem nemají žádné vědění. A nespravedliví nebudou mít pomocníka žádného.
Urduca:
یہ لوگ اللہ کو چھوڑ کر ان کی عبادت کر رہے ہیں جن کے لیے نہ تو اس نے کوئی سند نازل کی ہے اور نہ یہ خود اُن کے بارے میں کوئی علم رکھتے ہیں اِن ظالموں کے لیے کوئی مددگار نہیں ہے
Tacikçe:
Ва ғайри Оллоҳ чизеро мепарастанд, ки хеҷ далеле бар вуҷудаш нозил нашудааст ва ҳеҷ донише бад-он надоранд. Ва ситамкорон ёваре надоранд.
Tatarca:
Мөшрикләр Аллаһудан башкага гыйбадәт кылалар, ләкин аларның бу эшләрен дөресләп Аллаһудан дәлил иңдерелмәде, үзләренең дә бу хакта белемнәре юк. Ягъни һичнәрсә аңламаганлыктан мәхлукка гыйбадәт кылалар. Мөшрик залимнәргә Аллаһ ґәзабыннан котылырга ярдәмче булмас.
Endonezyaca:
Dan mereka menyembah selain Allah, apa yang Allah tidak menurunkan keterangan tentang itu, dan apa yang mereka sendiri tiada mempunyai pengetahuan terhadapnya. Dan bagi orang-orang yang zalim sekali-kali tidak ada seorang penolongpun.
Amharca:
ከአላህ ሌላም በእርሱ ማስረጃን ያላወረደበትን ለእነርሱም በእርሱ ዕውቀት የሌላቸውን ነገር ይግገዛሉ፡፡ ለባዳዮችም ምንም ረዳት የላቸውም፡፡
Tamilce:
இன்னும், அல்லாஹ் எதற்கு எந்த ஓர் ஆதாரத்தையும் இறக்கவில்லையோ அதையும்; இன்னும், அவர்களுக்கு எதைப் பற்றி அறவே எவ்வித அறிவும் இல்லையோ அதையும் அவர்கள் அல்லாஹ்வை அன்றி வணங்குகிறார்கள். (விசாரணை நாளில்) அநியாயக்காரர்களுக்கு உதவுபவர் யாரும் இல்லை.
Korece:
그들은 그분께서 권한을 내 리시지 아니한 하나님 아닌 것 또 는 지혜도 없는 우상을 숭배하고 있을 뿐이라 이들 우매한 자들에 게는 구원자가 없노라
Vietnamca:
Tuy nhiên, họ (những kẻ thờ đa thần) lại tôn thờ ngoài Allah những vật (các bục tượng) mà Ngài đã không ban cho chúng một chút thẩm quyền nào và họ cũng không hề có nguồn kiến thức nào làm cơ sở cho việc tôn thờ đó (mà chỉ là bắt chước theo ông bà của họ một cách mù quáng); và những kẻ sai quấy sẽ không được ai giúp đỡ.
Ayet Linkleri: