Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

22

Sûredeki Ayet No: 

56

Ayet No: 

2651

Sayfa No: 

339

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

الْمُلْكُ يَوْمَئِذٍ لِّلَّهِ يَحْكُمُ بَيْنَهُمْ ۚ فَالَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ فِي جَنَّاتِ النَّعِيمِ

Çeviriyazı: 

elmülkü yevmeiẕil lillâh. yaḥkümü beynehüm. felleẕîne âmenû ve`amilu-ṣṣâliḥâti fî cennâti-nne`îm.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

O gün hükümranlık yalnız Allah'ındır, O aralarında hükmünü verir. Artık iman edip yararlı iş işleyenler nimet cennetlerindedirler.

Diyanet İşleri: 

İşte o gün hükümranlık Allah'ındır. O aralarında hükmeder. İnanıp yararlı iş işleyenler nimet cennetlerindedirler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

O gün, saltanat ve tasarruf, Allah'ındır, aralarını hükmeder o, inanıp iyi işlerde bulunanlar, nimetlerle dolu cennetlerdedir.

Şaban Piriş: 

O gün, mülk Allah’ın’dır. Aralarında hükmü, O verecektir. İman edip, salih amellerde bulunanlar Nimet Cennetleri'ndedir.

Edip Yüksel: 

Yönetim ve otorite, o gün tümüyle ALLAH'a aittir. Onların arasında hüküm verecektir. İnanıp erdemli davrananlar nimet cennetlerindedir.

Ali Bulaç: 

Mülk, o gün yalnızca Allah'ındır. O, aralarında hükmedecektir. Artık iman edip salih amellerde bulunanlar; nimetlerle donatılmış cennetler içindedirler.

Suat Yıldırım: 

O gün hakimiyet yalnız Allah'ındır. İnsanlar hakkındaki hükmünü verir. İman edip makbul ve güzel işler yapanlar, Naim cennetindedirler. [25,26; 82,19]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Mülk o günde Allah´a mahsustur. Onların arasında hükmeder. Artık imân edenler ve sâlih sâlih amellerde bulunanlar Naîm cennetlerindedir.

Yaşar Nuri Öztürk: 

O gün mülk ve yönetim Allah'ındır. Aralarında O, hüküm verecektir. İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlar, nimetlerle dolu cennetlerde olacaklardır.

Bekir Sadak: 

Keza Hak yalniz Allah´tir

İbni Kesir: 

O gün

Adem Uğur: 

O gün, mülk Allah´ındır. İnsanlar arasında hüküm verir. (Bu hüküm gereği) iman edip iyi davranışlarda bulunanlar Naîm cennetlerinin içindedirler.

İskender Ali Mihr: 

Mülk, izin günü Allah´ındır. Onların arasında hüküm verecektir. Böylece âmenû olanlar (Allah´a ulaşmayı dileyenler) ve salih (nefsi tezkiye edici) amel (salâh makamına ulaştıracak amel) yapanlar, naim cennetlerindedirler.

Celal Yıldırım: 

Mülk o gün Allah´ındır. Onlar arasında hükmeder. İmân edip iyi yararlı amellerde bulunanlar Naîm Cennet´lerindedirler.

Tefhim ul Kuran: 

Mülk, o gün yalnızca Allah´ındır. O, aralarında hükmedecektir. Artık iman edip salih amellerde bulunanlar

Fransızca: 

La souveraineté ce jour-là appartiendra à Allah qui jugera parmi eux. Ceux qui auront cru et fait de bonnes oeuvres seront dans les Jardins de délice,

İspanyolca: 

Ese día el dominio será de Alá y Él decidirá entre ellos: quienes hayan creído y obrado bien, estarán en los jardines de la Delicia,

İtalyanca: 

In quel Giorno la sovranità apparterrà ad Allah, ed Egli giudicherà tra di loro. Poi, quelli che avranno creduto e ben operato

Almanca: 

Die Herrschaft an diesem Tag gehört ALLAH, ER richtet zwischen ihnen. So sind diejenigen, die den Iman verinnerlicht und gottgefällig Gutes getan haben, in den Dschannat des Wohlergehens.

Çince: 

在那日,主权只是真主的。他要判决他们。信道而且行善,将在极乐园中;

Hollandaca: 

Op dien dag zal het koninkrijk Gods zijn; hij zal tusschen hen richten. En zij die beloofd zullen hebben, en rechtvaardigheid uitgeoefend, zullen in tuinen des vermaaks verblijf houden.

Rusça: 

Власть в тот день будет принадлежать Аллаху, и Он рассудит между ними. И тогда те, которые уверовали и совершали праведные деяния, окажутся в Садах блаженства.

Somalice: 

Xukunka Maalintaas Eebaa iska leh, wuuna kala Xukmin Dhexdooda, kuwa Rumeeyey (Xaqa) oo falay Camal Fiican waxay Gali Janada Naciimo.

Swahilice: 

Ufalme wote siku hiyo utakuwa wa Mwenyezi Mungu. Atahukumu baina yao. Basi walio amini na wakatenda mema watakuwa katika Bustani zenye neema.

Uygurca: 

بۇ كۈندە پادىشاھلىق (يالغۇز) اﷲ قا خاستۇر، اﷲ بەندىلەر ئارىسىدا (ئادىل) ھۆكۈم چىقىرىدۇ، ئىمان ئېيتقان ۋە ياخشى ئەمەللەرنى قىلغانلار (تۈرلۈك) نازۇنېمەتلەر بار جەننەتلەردە بولىدۇ

Japonca: 

その日,大権はアッラーの有である。かれは,かれらの間を裁かれる。それで,信仰して善い行いをした者は,歓喜の楽園に入る。

Arapça (Ürdün): 

«الملك يومئذ» أي يوم القيامة «لله» وحده وما تضمنه من الاستقرار ناصب للظرف «يحكم بينهم» بين المؤمنين والكافرين بما بيّن بعده «فالذين آمنوا وعملوا الصالحات في جنات النعيم» فضلا من الله.

Hintçe: 

उस दिन की हुकूमत तो ख़ास खुदा ही की होगी वह लोगों (के बाहमी एख्तेलाफ) का फ़ैसला कर देगा तो जिन लोगों ने ईमान कुबूल किया और अच्छे काम किए हैं वह नेअमतों के (भरे) हुए बाग़ात (बेहश्त) में रहेंगे

Tayca: 

อำนาจในวันนั้นเป็นของอัลลอฮ์ พระองค์ทรงตัดสินระหว่างพวกเขา ดังนั้นบรรดาผู้ศรัทธาและกระทำความดีทั้งหลายจะอยู่ในสวนสวรรค์หลากหลายแห่งควงามโปรดปราน

İbranice: 

המלכות ביום ההוא לאלוהים, אשר ישפוט ביניהם. ואלה אשר האמינו ועשו את הטוב יוכנסו לגני עדן

Hırvatça: 

Taj dan vlast će samo Allah imati, On će im suditi. A vjernici i oni koji su dobra djela činili bit će u baščama u kojima se uživa,

Rumence: 

Împărăţia în Ziua aceea va fi a lui Dumnezeu şi El va judeca între ei. Cei care cred şi săvârşesc fapte bune vor intra în Grădinile Plăcerii,

Transliteration: 

Almulku yawmaithin lillahi yahkumu baynahum faallatheena amanoo waAAamiloo alssalihati fee jannati alnnaAAeemi

Türkçe: 

O gün mülk ve yönetim Allah'ındır. Aralarında O, hüküm verecektir. İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlar, nimetlerle dolu cennetlerde olacaklardır.

Sahih International: 

[All] sovereignty that Day is for Allah; He will judge between them. So they who believed and did righteous deeds will be in the Gardens of Pleasure.

İngilizce: 

On that Day of Dominion will be that of Allah: He will judge between them: so those who believe and work righteous deeds will be in Gardens of Delight.

Azerbaycanca: 

O gün (qiyamt günü) hökm yalnız Allahındır. (Allah) onların (müşriklərin və mö’minlərin) arasında hökm edəcəkdir. İman gətirib yaxşı işlər görənlər Nəim cənnətlərində olacaqlar!

Süleyman Ateş: 

O gün mülk Allah'ındır. (O) onların aralarında hükmeder. İnananlar ve iyi işler yapanlar ni'met cennetlerindedirler.

Diyanet Vakfı: 

O gün, mülk Allah'ındır. İnsanlar arasında hüküm verir. (Bu hüküm gereği) iman edip iyi davranışlarda bulunanlar Naim cennetlerinin içindedirler.

Erhan Aktaş: 

Egemenlik, O Gün(1) tamamen Allah’a aittir, İnsanlar arasında yalnızca O hüküm verir. Artık îmân eden ve sâlîhatı yapanlar, Nimet Cennetlerindedirler.

Kral Fahd: 

O gün, mülk Allah’ındır. İnsanlar arasında hüküm verir. (Bu hüküm gereği) iman edip sâlih ameller işleyenler Naîm cennetlerinin içindedirler.

Hasan Basri Çantay: 

O gün mülk (-ü saltanat yalınız) Allahındır. (Mü´minlerle kâfirlerin) aralarında O hükmeder. Artık îman edenler, güzel güzel de amel (ve hareket) lerde bulunanlar Naıym cennetlerinin içindedir.

Muhammed Esed: 

O Gün, tüm egemenlik (herkesin görebileceği biçimde) yalnızca Allah´ın elinde olacaktır. O, (bütün insanları) yargılayacak (ve) aralarında(ki farkı ortaya koyacaktır): buna göre, imana erişip de dürüst ve erdemli işler yapan kimseler kendilerini nimetlerle dolu hasbahçelerde bulacaklar;

Gültekin Onan: 

Mülk, o gün yalnızca Tanrı´nındır. O, aralarında hükmedecektir. Artık inanıp salih amellerde bulunanlar

Ali Fikri Yavuz: 

O kıyamet günü, hüküm ve saltanat yalnız Allah’ındır

Portekizce: 

A soberania, naquele dia, será de Deus, que julgará entre eles. Os fiéis que tiverem praticado o bem entrarão nos jardinsdo prazer.

İsveççe: 

Den Dagen skall [alla se att] Gud har herraväldet i [Sin hand]. Han skall döma människorna och de som trodde och levde rättskaffens skall stiga in i lycksalighetens lustgårdar,

Farsça: 

آن روز، حاکمیّت و فرمانروایی ویژه خداست. میان آنان داوری می کند؛ پس کسانی که ایمان آورده و کارهای شایسته انجام داده اند، در بهشت های پر نعمت اند.

Kürtçe: 

دەسەڵات و پاشایەتی لەو ڕۆژەدا تەنھا بۆ خوایە لەنێوانیاندا دادوەری دەکات ئەمجا ئەو کەسانەی باوەڕیان ھێناوەو کردەوە چاکەکانیان کردووە لە بەھەشتانی پڕ نازو نیعمەت دان

Özbekçe: 

Ўша кунда ҳукмронлик (ёлғиз) Аллоҳгагина хосдир. У улар орасида ҳукм қилур. Бас, иймон келтирганлар ва яхши амал қилганлар нозу неъмат жаннатларидадирлар.

Malayca: 

Kuasa pemerintahan pada hari kiamat itu tertentu bagi Allah. Ia akan menghukum di antara mereka. Maka orang-orang yang beriman dan beramal soleh ditempatkan di dalam Syurga yang penuh dengan segala nikmat dan kesenangan;

Arnavutça: 

I tërë pushteti, atë ditë i përket Perëndisë. Ai do të gjykojë në mes tyre: ata që kanë besuar dhe punuar vepra të mira, do të gjenden në kopshtet e dhuntive,

Bulgarca: 

Владението в този Ден принадлежи на Аллах. Той ще отсъди между тях. А онези, които са вярвали и вършели праведни дела, те ще са в Градините на блаженството.

Sırpça: 

Тог Дана власт ће само Аллах имати, Он ће им судити: верници и они који су добра дела чинили биће у рајским баштама уживања.

Çekçe: 

V ten den bude náležet vláda Bohu a On bude soudit mezi nimi. A ti, kdož uvěřili a zbožné skutky konali, budou v zahradách slastí,

Urduca: 

اُس روز بادشاہی اللہ کی ہو گی، اور وہ ان کے درمیان فیصلہ کر دے گا جو ایمان رکھنے والے اور عمل صالح کرنے والے ہوں گے وہ نعمت بھری جنتوں میں جائیں گے

Tacikçe: 

Фармонравоӣ дар он рӯз аз они Худост. Миёнашон ҳукм мекунад. Пас касоне, ки имон овардаанд ва корҳои шоиста кардаанд, дар биҳиштҳои пурнеъматанд.

Tatarca: 

Кыямәт көнендә патшалык ялгыз Аллаһ кулында булыр, кешеләр арасында гаделлек илә хөкем итәр, иман китереп изге гамәлләр кылган мөэминнәргә нигъмәтләр белән тулган җәннәтләр булыр.

Endonezyaca: 

Kekuasaan di hari itu ada pada Allah, Dia memberi keputusan di antara mereka. Maka orang-orang yang beriman dan beramal saleh adalah di dalam surga yang penuh kenikmatan.

Amharca: 

በዚያ ቀን ንግሥናው የአላህ ብቻ ነው፡፡ በመካከላቸው ይፈርዳል፡፡ እነዚያም ያመኑት መልካም ሥራዎችንም የሠሩት በመደሰቻ ገነቶች ውስጥ ናቸው፡፡

Tamilce: 

அந்நாளில் ஆட்சி அல்லாஹ்விற்கே உரியது. அவர்களுக்கு மத்தியில் அவன் தீர்ப்பளிப்பான். ஆக, நம்பிக்கை கொண்டு நன்மைகளை செய்தவர்கள் இன்பமிகு சொர்க்கங்களில் இருப்பார்கள்.

Korece: 

그날의 권능은 하나님께 있 어 그분께서 그들을 심판하시니 믿음으로 선을 행하는 자들은 환 희의 천국에 있게 되노라

Vietnamca: 

Mọi quyền hành trong Ngày hôm đó đều thuộc về Allah, Ngài sẽ xét xử họ. Cho nên, những ai có đức tin và hành thiện thì sẽ ở trong những Ngôi Vườn Thiên Đàng hạnh phúc.

Rubu tag: 

Hizb tag: