Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

18

Sûredeki Ayet No: 

25

Ayet No: 

2165

Sayfa No: 

296

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَلَبِثُوا فِي كَهْفِهِمْ ثَلَاثَ مِائَةٍ سِنِينَ وَازْدَادُوا تِسْعًا

Çeviriyazı: 

velebiŝû fî kehfihim ŝelâŝe mietin sinîne vezdâdû tis`â.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Onlar, mağaralarında üçyüz yıl kadar kaldılar ve dokuz yıl da buna ilave etmişlerdir.

Diyanet İşleri: 

Onlar mağaralarında üçyüz dokuz yıl kaldılar.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Onlar, mağaralarında üç yüz yıl yatıp kaldılar ve bu yıllara dokuz yıl daha kattılar.

Şaban Piriş: 

Onlar, mağarada üç yüz sene kaldılar ve buna dokuz sene daha eklediler.

Edip Yüksel: 

Mağaralarında üç yüz yıl kalıp dokuz arttırdılar.

Ali Bulaç: 

Onlar mağaralarında üç yüz yıl kaldılar ve dokuz (yıl) daha kattılar.

Suat Yıldırım: 

Mağaralarında üç yüz yıl kaldılar. Bazıları buna dokuz yıl daha ilâve ettiler.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve onlar mağaralarında üçyüz sene durdular. Dokuz (sene) de arttırdılar.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Onlar, mağaralarında üçyüz yıl kaldılar; dokuz da ilave ettiler.

Bekir Sadak: 

(30-31) Iyi hareket edenin ecrini zayi etmeyiz. Dogrusu, inanip yararli is yapanlara, iste onlara, iclerinden irmaklar akan Adn cennetleri vardir. Orada altin bilezikler takinirlar, ince ve kalin ipekliden yesil elbiseler giyerek tahtlari uzerinde otururlar. Ne guzel bir mukafat ve ne guzel yaslanacak yer! *

İbni Kesir: 

Onlar mağaralarında üçyüz sene eğleştiler. Buna dokuz daha kattılar.

Adem Uğur: 

Onlar,mağaralarında üçyüz yıl kadar kaldılar ve dokuz yıl da buna ilave etmişlerdir

İskender Ali Mihr: 

Onlar, mağaralarında 9 fazlasıyla 300 yıl kaldılar.

Celal Yıldırım: 

Onlar mağaralarında üçyüz yıl kaldılar ve dokuz da artırdılar.

Tefhim ul Kuran: 

Onlar mağaralarında üç yüz yıl kaldılar ve dokuz (yıl) daha kattılar,

Fransızca: 

Or, ils demeurèrent dans leur caverne trois cent ans et en ajoutèrent neuf (années).

İspanyolca: 

Permanecieron en su caverna trescientos años, a los que se añaden nueve.

İtalyanca: 

Rimasero trecento anni nella loro caverna, e ne aggiungono altri nove.

Almanca: 

Und sie verweilten in ihrer Höhle dreihundert Jahre und ihnen wurden neun noch hinzugefügt.

Çince: 

他们在山洞里逗留了三百年,(按阴历算)他们又加九年。

Hollandaca: 

En zij bleven drie honderd jaren in hunne spelonk en daarenboven negen jaren.

Rusça: 

Они провели в пещере триста лет и еще девять.

Somalice: 

waxay ku nagaadeen godkoodii seddex boqol oo sano waxayna siyaadsadeen sagaal.

Swahilice: 

Na walikaa katika pango lao miaka mia tatu, na wakazidisha tisa.

Uygurca: 

ئۇلار ئۆز غارىدا ئۈچيۈز توققۇز يىل تۇردى

Japonca: 

さて,かれらが洞窟に滞留したのは,3百と9年であった。

Arapça (Ürdün): 

«ولبثوا في كهفهم ثلاث مائة» بالتنوين «سنين» عطف بيان لثلاثمائة وهذه السنون الثلاثمائة عند أهل الكهف شمسية وتزيد القمرية عليها عند العرب تسع سنين وقد ذكرت في قوله «وازدادوا تسعا» أي تسع سنين فالثلاثمائة الشمسية: ثلاثمائة وتسع قمرية.

Hintçe: 

और असहाब कहफ अपने ग़ार में नौ ऊपर तीन सौ बरस रहे

Tayca: 

และพวกเขาพำนักอยู่ในถ้ำของพวกเขาสามร้อยปี และเพิ่มอีกเก้าปี

İbranice: 

והם נשארו במערתם שלוש מאות שנים , והוסיפו עוד תשע (שנים)

Hırvatça: 

A oni su ostali u pećini svojoj tri stotine godina, a k tome dodajte još devet.

Rumence: 

Ei vor zace în Grota lor trei sute de ani la care se mai adaugă nouă ani.

Transliteration: 

Walabithoo fee kahfihim thalatha miatin sineena waizdadoo tisAAan

Türkçe: 

Onlar, mağaralarında üçyüz yıl kaldılar; dokuz da ilave ettiler.

Sahih International: 

And they remained in their cave for three hundred years and exceeded by nine.

İngilizce: 

So they stayed in their Cave three hundred years, and (some) add nine (more)

Azerbaycanca: 

Onlar mağarada üç yüz doqquz il qaldılar. (Üç yüz il qaldılar, üstünə bir doqquz il də artırdılar).

Süleyman Ateş: 

Mağaralarında üçyüz yıl kaldılar. Dokuz (yıl) da ilave ettiler.

Diyanet Vakfı: 

Onlar, mağaralarında üçyüz yıl kadar kaldılar ve dokuz yıl da buna ilave etmişlerdir.

Erhan Aktaş: 

Onlar, mağaralarında, üç yüz yıl kaldılar ve dokuz yıl ilave ettiler.(1)

Kral Fahd: 

Onlar mağaralarında üç yüzyıl ve buna ilaveten dokuz yıl kalmışlardır.

Hasan Basri Çantay: 

Onlar mağaralarında üç yüz sene eğleşdiler. (Buna) dokuz (yıl) daha katdılar.

Muhammed Esed: 

Ve (bazıları,) onlar(ın) mağaralarında üçyüz yıl kaldı(ğını ileri sürüyor) ve kimileri de (bu sayıya) dokuz yıl daha ekliyorlar.

Gültekin Onan: 

Onlar mağaralarında üç yüz yıl kaldılar ve dokuz (yıl) daha kattılar.

Ali Fikri Yavuz: 

Onlar, mağaralarında üç yüz sene kaldılar ve buna dokuz yıl daha kattılar.

Portekizce: 

Eis que permaneceram na caverna trezentos e nove anos.

İsveççe: 

DE BLEV kvar i sin grotta i trehundra år, och till detta tal har lagts nio.

Farsça: 

[اصحاب کهف] سیصد سال در غارشان ماندند و نُه سال به آن افزودند.

Kürtçe: 

(ئەو کۆمەڵە لاوە) مانەوە لە ناو ئەشکەوتەکەیاندا (بە خەوتوویی) ماوەی سێ سەد ساڵ (بە ساڵی ھەتاوی) نۆ ساڵی تریشیان زیادکرد (ئەگەر بە ساڵی مانگی عەرەبی حیساب بکرێت)

Özbekçe: 

Ва каҳфларида уч юз йил қолдилар ва тўққиз йил зиёда ҳам қилдилар. (Йигитлар каҳфларида шамсий йил ҳисоби бўйича уч юз йил, қамарий йил ҳисоби бўйича уч юз тўққиз йил қолдилар. Чунки шамсий юз йил қамарий бир юз уч йилга тўғри келади, деган тафсирчиларимиз ҳам бор. Бу хулоса уларнинг ўз ижтиҳодаларидир. Чунки Қуръони Каримда ҳам, суннати набавияда ҳам бу ҳақда, яъни, шамсий ва қамарий йил ҳисоби ушбу оятда эътиборга олингани ҳақида аниқ маълумот йўқ. Шунинг учун оятда келганини ўз ҳолича қабул қилган маъқул.)

Malayca: 

Dan mereka telah tinggal tidur dalam gua mereka: Tiga ratus tahun dengan kiraan Ahli Kitab), dan sembilan lagi (dengan kiraan kamu).

Arnavutça: 

E, ata, kanë qëndruar në shpellën e tyre – treqind vjet, duke shtuar nëntë (vjet).

Bulgarca: 

И прекарали в пещерата си триста години и още девет.

Sırpça: 

А они су остали у пећини својој три стотине година, а ка томе додајте још девет.

Çekçe: 

A setrvali oni v jeskyni své tři sta let a přidáno je k tomu ještě devět.

Urduca: 

اور وہ اپنے غار میں تین سو سال رہے، اور (کچھ لوگ مدّت کے شمار میں) ۹ سال اور بڑھ گئے ہیں

Tacikçe: 

Ва онон дар ғори худ сесад сол орамиданд ва нуҳ сол ба он афзудаанд.

Tatarca: 

Тәхкыйк егетләр тау тишегендә төгәл өч йөз ел (300) тордылар, ләкин китабий кяферлар ялганлап тугыз ел арттырдылар.

Endonezyaca: 

Dan mereka tinggal dalam gua mereka tiga ratus tahun dan ditambah sembilan tahun (lagi).

Amharca: 

በዋሻቸውም ውስጥ ሶስት መቶ ዓመታትን ቆዩ፡፡ ዘጠኝንም ጨመሩ፡፡

Tamilce: 

மேலும், (அவர்கள்) தங்கள் குகையில் முன்னூறு ஆண்டுகள் (உறங்கியவர்களாக) தங்கினர். இன்னும், (சிலர் அவர்கள் தங்கிய கால அளவில்) ஒன்பது ஆண்டுகளை அதிகப்படுத்தி (கூறுகின்ற)னர்.

Korece: 

그리하여 그들은 삼백년에 아홈을 더하여 동굴에서 머물렀더라

Vietnamca: 

Và họ (nhóm thanh niên ẩn náu trong hang núi) đã lưu lại trong cái hang của họ ba trăm lẻ chín năm.