Arapça:
قَيِّمًا لِّيُنذِرَ بَأْسًا شَدِيدًا مِّن لَّدُنْهُ وَيُبَشِّرَ الْمُؤْمِنِينَ الَّذِينَ يَعْمَلُونَ الصَّالِحَاتِ أَنَّ لَهُمْ أَجْرًا حَسَنًا
Çeviriyazı:
ḳayyimel liyünẕira be'sen şedîdem mil ledünhü veyübeşşira-lmü'minîne-lleẕîne ya`melûne-ṣṣâliḥâti enne lehüm ecran ḥasenâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onu dosdoğru (bir kitap) olarak (indirdi) ki katından gelecek şiddetli azaba karşı (insanları) uyarsın ve yararlı işler yapan müminlere kendileri için güzel bir mükafat bulunduğunu müjdelesin.
Diyanet İşleri:
Hamd Allah'a mahsustur ki, kendi katından şiddetli bir baskını haber vermek ve yararlı iş yapan müminlere, içinde temelli kalacakları güzel bir mükafatı müjdelemek ve: "Allah çocuk edindi" diyenleri uyarmak için kuluna eğri bir taraf bırakmadığı dosdoğru Kitap'ı indirmiştir.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Dosdoğru bir kitaptır, katından kafirlere çetin bir azap olduğunu haber verip onları korkutmak ve inanıp iyi işlerde bulunanları da onlara güzel bir mükafat olduğunu söyleyip müjdelemek için indirdi.
Şaban Piriş:
Dosdoğru (bir kitap olarak), katından (gelecek) şiddetli bir azapla korkutmak ve salih amellerde bulunan müminlere güzel bir ecir olduğunu müjde vermek için (indirdi).
Edip Yüksel:
Kusursuz bir (kitap)... O'ndan gelecek şiddetli bir cezaya karşı uyarsın ve erdemli davranan müminlere kendileri için güzel bir ödülü müjdelesin.
Ali Bulaç:
Dosdoğru (bir Kitap'tır) ki, Kendi Katından şiddetli bir azapla uyarıp-korkutmak ve salih amellerde bulunan mü'minlere müjde vermek için (onu indirdi); şüphesiz onlara güzel bir ecir vardır.
Suat Yıldırım:
Dosdoğru bir kitap olarak gönderdi. Ta ki Kendi nezdinde inkârcılar için hazırladığı şiddetli azabı bildirerek onları uyarsın.Makbul ve güzel işler yapan müminleri de ebediyyen içinde kalacakları güzel bir mükâfatla müjdelesin ve ta ki “Allah evlat edindi” diyenleri uyarsın.
Ömer Nasuhi Bilmen:
(2-3) Müstakım olarak (indirdi ki) tarafından sadır olan bir şiddetli azap ile (kâfirleri) korkutsun ve sâlih sâlih amellerde bulunan mü´minleri de tebşir eylesin, ki onlar için şüphe yok güzel bir mükâfaat vardır. Orada (o mü´minler) ebedîyyen ikamette bulunacaklardır.
Yaşar Nuri Öztürk:
Katından dosdoğru gelen açık bir söz olarak indirdi onu. Ki, zorlu bir iş ve oluş konusunda uyarsın ve barışa yönelik hayırlı ameller sergileyen müminlere, kendileri için güzel bir ödül öngörüldüğünü muştulasın...
Bekir Sadak:
Insanlarin hangisinin daha iyi is isledigini ortaya koyalim diye, yeryuzunde olan seyleri, yeryuzunun susu yaptik.
İbni Kesir:
Kendi katından şiddetli bir baskını haber vermek ve salih amel işleyen mü´minlere güzel bir mükafat olduğunu müjdelemek için.
Adem Uğur:
Onu dosdoğru (bir Kitab) olarak indirdi ki katından gelecek şiddetli azaba karşı (insanları)uyarmak ve yararlı işler yapan müminlere kendileri için güzel mükafat bulunduğunu müjdelemek için.
İskender Ali Mihr:
(Kur´ân-ı Kerim), kayyum (kıyâmete kadar devam edecek) olarak, katından şiddetli azapla uyarmak ve salih amel yapan mü´minlere en güzel ecrin onların olduğunu müjdelemek için (indirildi).
Celal Yıldırım:
18:1
Tefhim ul Kuran:
Dosdoğru (bir Kitaptır) ki, kendi katından şiddetli bir azabla uyarıp korkutmak ve salih amellerde bulunan mü´minlere müjde vermek için (onu indirdi)
Fransızca:
[Un livre] d'une parfaite droiture pour avertir d'une sévère punition venant de Sa part et pour annoncer aux croyants qui font de bonnes oeuvres qu'il y aura pour eux une belle récompense.
İspanyolca:
sino que la ha hecho recta, para prevenir contra una grave calamidad que procede de Él, anunciar a los creyentes que obran bien que tendrán una bella recompensa,
İtalyanca:
[Un Libro] retto, per avvertire di un rigore proveniente da parte di Allah, per annunciare ai credenti che compiono il bene una ricompensa bella,
Almanca:
(Sie ist) geradlinig gemäßigt, damit sie vor einer harten Peinigung von Ihm warnt, und den Mumin, die gottgefällig Gutes tun, eine frohe Botschaft überbringt, daß für sie eine schöne Belohnung bestimmt ist,
Çince:
以便他警告世人,真主要降下严厉的惩罚;并预告行善的信士们,他们得受优美的报酬,
Hollandaca:
Die het tot een rechten weg heeft gemaakt, bestemd om de ongeloovigen met eene strenge kastijding namens God te bedreigen, en om den geloovigen die rechtvaardigheid oefenen, goede tijdingen te brengen, dat zij eene uitmuntende belooning zullen ontvangen;
Rusça:
и сделал его правильным, чтобы он предостерег от тяжких мучений от Него и сообщил верующим, которые совершают праведные деяния, благую весть о том, что им уготована прекрасная награда,
Somalice:
Waana Toosanyahay si uu ugaga Digo Ciqaab daran oo Eebe Xaggiisa ka ahaatay, uguna Bishaareeyo Mu'miniinta fala Wanaagga inay Muteen Ajir Fiican.
Swahilice:
Kimenyooka sawa, ili kitoe onyo kali kutoka kwake, na kiwabashirie Waumini watendao mema kwamba watapata ujira mzuri.
Uygurca:
جىمى ھەمدۇسانا اﷲ قا خاستۇركى، (اﷲ ئىنسانلارنى) ئۆز تەرىپىدىن بولغان قاتتىق ئازابتىن ئاگاھلاندۇرۇش، ياخشى ئەمەللەرنى قىلغان مۆمىنلەرگە ئوبدان مۇكاپات (يەنى جەننەت) بېرىدىغانلىقى بىلەن خۇش خەۋەر بېرىش ئۈچۈن، بەندىسى (يەنى پەيغەمبىرى مۇھەممەد) گە توغرا، ھېچقانداق قىڭغىرلىق (يەنى ئىختىلاپ، زىددىيەت) بولمىغان قۇرئاننى نازىل قىلدى
Japonca:
(この啓典の内容を)正しく真直になされ,かれの御許からの痛烈な処罰を警告され,また正しい行いをする信者は,善い報奨を得るとの吉報を伝えられた。
Arapça (Ürdün):
«قيّما» مستقيما حال ثانية مؤكدة «لينذر» يخوف بالكتاب الكافرين «بأسا» عذابا «شديدا من لدنه» من قبل الله «ويبشر المؤمنين الذين يعملون الصالحات أن لهم أجرا حسنا».
Hintçe:
बल्कि हर तरह से सधा ताकि जो सख्त अज़ाब ख़ुदा की बारगाह से काफिरों पर नाज़िल होने वाला है उससे लोगों को डराए और जिन मोमिनीन ने अच्छे अच्छे काम किए हैं उनको इस बात की खुशख़बरी दे की उनके लिए बहुत अच्छा अज्र (व सवाब) मौजूद है
Tayca:
เป็นคัมภีร์ที่เที่ยงธรรม เพื่อเตือนสำทับถึงการลงโทษอย่างสาหัสจากพระองค์ และเพื่อแจ้งข่าวดีแก่บรรดาผู้ศรัทธาที่กระทำความดีทั้งหลายว่า สำหรับพวกเขานั้นจะได้รับรางวัลอันดีงาม (คือสวนสวรรค์)
İbranice:
יציב וקיים, כדי שיזהיר את האנשים מפני העונש הקשה אשר יבוא ממנו, ולמען יבשר למאמינים, אלה אשר עושים את הטוב כי אכן למענם שמור גמול טוב (בגן העדן)
Hırvatça:
nego ispravnu, da teškom kaznom, koju će On dati, opomene, a da vjernike koji čine dobra djela divnom nagradom obraduje.
Rumence:
ci a făcut-o desluşită ca să prevină asupra aprigei urgii care va veni de la El, ca să-i vestească pe credincioşii ce săvârşesc fapte bune că vor avea o frumoasă răsplată
Transliteration:
Qayyiman liyunthira basan shadeedan min ladunhu wayubashshira almumineena allatheena yaAAmaloona alssalihati anna lahum ajran hasanan
Türkçe:
Katından dosdoğru gelen açık bir söz olarak indirdi onu. Ki, zorlu bir iş ve oluş konusunda uyarsın ve barışa yönelik hayırlı ameller sergileyen müminlere, kendileri için güzel bir ödül öngörüldüğünü muştulasın...
Sahih International:
[He has made it] straight, to warn of severe punishment from Him and to give good tidings to the believers who do righteous deeds that they will have a good reward
İngilizce:
(He hath made it) Straight (and Clear) in order that He may warn (the godless) of a terrible Punishment from Him, and that He may give Glad Tidings to the Believers who work righteous deeds, that they shall have a goodly Reward,
Azerbaycanca:
(Allah kafirləri) Öz dərgahından gələcək şiddətli bir əzabla qorxutmaq, yaxşı əməllər edən mö’minlərə isə gözəl mükafata (Cənnətə) nail olacaqları ilə müjdə vermək üçün onu doğru-düzgün (qiyamətə qədər bütün bəşəriyyətə haqq yolu göstərən bir nur) olaraq endirdi.
Süleyman Ateş:
Onu dosdoğru (bir Kitap) olarak indirdi ki katından gelecek şiddetli azaba karşı (insanları) uyarsın ve iyi işler yapan mü'minlere de kendileri için güzel mükafat bulunduğunu müjdelesin.
Diyanet Vakfı:
Onu dosdoğru (bir Kitab)olarak indirdi ki katından gelecek şiddetli azaba karşı (insanları)uyarmak ve yararlı işler yapan müminlere kendileri için güzel mükafat bulunduğunu müjdelemek için.
Erhan Aktaş:
Dosdoğru bir gözetici olarak; şiddetli azâba karşı uyarmak, erdemli ve doğru davranışlarda bulunan Mü’minlere, en iyi karşılığın onların olduğunu müjdelemek için katından indirdi.
Kral Fahd:
(insanları) kendi tarafından çetin bir azap ile ikaz etmek ve iyi iş ve davranışlarda bulunan müminlere, kendileri için, güzel bir ecir bulunduğunu,
Hasan Basri Çantay:
18:1
Muhammed Esed:
(Bu) tutarlı ve dosdoğru (kitap, inkarcıları) O´nun katından zorlu bir cezayla uyarmak ve dürüst, erdemli davranışlarda bulunan müminlere hak ettikleri güzel karşılığı müjdelemek içindir,
Gültekin Onan:
Dosdoğru (bir Kitaptır) ki, kendi katından şiddetli bir azabla uyarıp korkutmak ve salih amellerde bulunan inançlılara müjde vermek için (onu indirdi)
Ali Fikri Yavuz:
Dosdoğru olarak kendi katından imansızlıkları şiddetli bir azap ile korkutmak ve sâlih ameller işliyen müminlere güzel bir ecir (cennet) olduğunu müjdelemek için yaptı.
Portekizce:
Fê-lo reto, para admoestar do Seu castigo e alvissarar aos fiéis que praticam o bem que obterão uma boa recompensa,
İsveççe:
[en Skrift som] på ett rakt och rättframt språk varnar [syndarna] för Hans stränga straff och kungör för dem som tror och lever rättskaffens det glada budskapet att en härlig belöning väntar -
Farsça:
[کتابی] است درست و استوار [و برپادارنده مصالح حیات انسان] تا از سوی خود [ستمکاران را] به عذابی سخت بیم دهد، و مؤمنانی را که کارهای شایسته انجام می دهند، مژده دهد که برای آنان پاداشی نیکوست.
Kürtçe:
(کتێبێکی) ڕاست و پایەدارە بۆ ئەوەی بە سزایەکی زۆر بەتین بترسێنێت (ئەوانەی کە باوەڕی پێ ناھێنن) لە لایەن خۆیەوە و مژدەش بدات بەو باوەڕ دارانەی کە کردەوە چاکەکان ئەنجام دەدەن بەمەی کە پاداشتێکی چاکیان بۆ ھەیە
Özbekçe:
Уни тўғри қилган; Ўз ҳузуридан бўладиган шиддатли азобдан огоҳлантирадиган; яхши амалларни қиладиган мўминларга, уларга гўзал ажр бўлиши башоратини берадиган қилган Зотга.
Malayca:
(Bahkan keadaannya) tetap benar lagi menjadi pengawas turunnya Al-Quran untuk memberi amaran (kepada orang-orang yang ingkar) dengan azab yang seberat- beratnya dari sisi Allah, dan memberi berita gembira kepada orang-orang yang beriman yang mengerjakan amal-amal soleh, bahawa mereka akan beroleh balasan yang baik.
Arnavutça:
është i drejtë për të paralajmëruar me anë të tij dënim të ashpër (për mohuesit), e që t’i sihariqojë besimtarët, që punojnë vepra të mira, se, për ta ka shpërblim të bukur,
Bulgarca:
Достоверна - да предупреждава за сурово мъчение от Него и да благовества вярващите, които вършат праведни дела, че за тях ще има добра награда [в Рая]
Sırpça:
тачна и потпуна, да тешком казном, коју ће Он дати, упозори, а да вернике који раде добра дела дивном наградом обрадује.
Çekçe:
nýbrž přímou, aby varovala před mocnou přísností od Něho přicházející a aby oznámila věřícím, kteří zbožné skutky konali, že obdařeni budou odměnou překrásnou,
Urduca:
ٹھیک ٹھیک سیدھی بات کہنے والی کتاب، تاکہ وہ لوگوں کو خدا کے سخت عذاب سے خبردار کر دے، اور ایمان لا کر نیک عمل کرنے والوں کو خوشخبری دیدے کہ ان کے لیے اچھا اجر ہے
Tacikçe:
Китобе холӣ аз каҷи. То мардумро аз хашми шадиди худ битарсонад ва мӯъминонро, ки корҳои шоиста мекунанд, хабари хуш диҳад, ки мукофоте некӯ доранд,
Tatarca:
Һәр сүзе дөрес булган хәлдә Аллаһ тарафыннан булачак каты ґәзаб белән Коръән белән гамәл кылмаучыларны куркытмак өчен һәм Коръән белән гамәл кылучы мөэминнәрне җәннәтләр белән шатландырмак өчен иңдерде, ул мөэминнәргә олугъ вә күркәм әҗерләр бар, дип хәбәр бирәдер.
Endonezyaca:
sebagai bimbingan yang lurus, untuk memperingatkan siksaan yang sangat pedih dari sisi Allah dan memberi berita gembira kepada orang-orang yang beriman, yang mengerjakan amal saleh, bahwa mereka akan mendapat pembalasan yang baik,
Amharca:
ቀጥተኛ ሲሆን ከእርሱ ዘንድ የኾነን ብርቱን ቅጣት ሊያስፈራራበት፣ እነዚያንም በጎ ሥራዎችን የሚሠሩትን ምእመናን ለነሱ መልካም ምንዳ ያላቸው መኾኑን ሊያበስርበት፤ (አወረደው)፡፡
Tamilce:
அது (முரன்பாடுகள் அற்ற) நேரானதும் நீதமானதுமாகும். (நிராகரிப்பவர்களுக்கு) அவன் புறத்திலிருந்து கடுமையான தண்டனையை அது எச்சரிப்பதற்காகவும் நன்மைகளை செய்கின்ற நம்பிக்கையாளர்களுக்கு - நிச்சயமாக அவர்களுக்கு அழகிய கூலி(யாகிய சொர்க்கம்) உண்டு - என்று நற்செய்தி கூறுவதற்காகவும் (அதை இறக்கினான்).
Korece:
그것은 을바른 진리로 이로하 여 무서운 벌을 경고하고 믿음으 로 선을 행하는 이들에게 좋은 보 상이 그들의 것이라는 복음을 전 하노라
Vietnamca:
(Một quyển Kinh) ngay thẳng, rõ ràng, dùng để cảnh báo về sự trừng phạt nghiêm khắc và để báo tin mừng đến những người có đức tin, những người làm việc thiện tốt rằng họ sẽ được ban cho phần thưởng tốt đẹp (Thiên Đàng).
Ayet Linkleri: