Arapça:
وَيَخِرُّونَ لِلْأَذْقَانِ يَبْكُونَ وَيَزِيدُهُمْ خُشُوعًا ۩
Çeviriyazı:
veyeḫirrûne lil'eẕḳâni yebkûne veyezîdühüm ḫuşû`â.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ve ağlayarak yüzleri üstü secdeye kapanırlar. Hem de bu Kur'ân'ı işitmek onların Allah'a teslimiyetlerini daha da artırır.
Diyanet İşleri:
Ağlayarak yüz üstü yere kapanırlar; bu, onların gönüllerindeki saygıyı artırır.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ağlayaağlaya yüzüstü yere kapanıyorlar ve Kur'an'ı dinleyiş onların gönül alçaklığını ve itaatlerini arttırıyor.
Şaban Piriş:
Ağlayarak çeneleri üstüne kapanırlar ve (Kur'an) onların huşularını arttırır.
Edip Yüksel:
Ağlayarak yüz üstü kapanırlar; çünkü o (ayetler) onların saygısını arttırır.
Ali Bulaç:
Çeneleri üstüne kapanıp ağlıyorlar ve (Kur'an) onların huşu (saygı dolu korku)larını arttırıyor.
Suat Yıldırım:
Yine ağlayarak yüzüstü secdeye kapanırlar.”İşte Kur'ân, onların saygısını böyle artırır. [47,17; 41,44; 3,113-115]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve ağlayarak çeneleri üstüne kapanırlar ve (Kur´an) onların tevazusunu arttırır.
Yaşar Nuri Öztürk:
Ağlayarak çeneleri üstü kapanıyorlar; o onların huşûunu artırıyor.
Bekir Sadak:
18:1
İbni Kesir:
Yüzleri üstü kapanarak ağlarlar. Ve bu, onların huşu´unu artırır.
Adem Uğur:
Ağlayarak yüz üstü yere kapanırlar. (Kur´an okumak) onların saygısını artırır.
İskender Ali Mihr:
Ve çeneleri (alınları) üstüne kapanırlar. Ve huşûları artarak ağlarlar.
Celal Yıldırım:
Yine çeneleri üzerine yere kapanıp ağlarlar ve bu onların saygı dolu korkusunu artırır.
Tefhim ul Kuran:
Çeneleri üstüne kapanıp ağlıyorlar ve (Kur´an) onların huşû (saygı dolu korku) larını arttırıyor.
Fransızca:
Et ils tombent sur leur menton, pleurant, et cela augmente leur humilité .
İspanyolca:
Y continúan rostro en tierra, llorando y creciendo en humildad».
İtalyanca:
Cadono prosternati sui loro volti, piangendo, e la loro umiltà si accresce.
Almanca:
Und sie fallen auf ihr Angesicht nieder, sie weinen, und er läßt sie noch mehr Ehrfurcht empfinden.
Çince:
他们痛哭著俯伏下去,《古兰经》使他们更恭敬。(此处叩头!)
Hollandaca:
Zij vallen weenende op hunne aangezichten neder, en het hooren daarvan vermeerdert hunne nederigheid.
Rusça:
Они падают ниц, касаясь земли подбородками и рыдая. И это приумножает их смирение".
Somalice:
waxayna u dhacaan wajiga iyagoo ooyi wuxuuna u kordhiyaa «Quraanku» Khushuuc.
Swahilice:
Na huanguka kifudifudi na huku wanalia, na inawazidisha unyenyekevu.
Uygurca:
ئۇلار يىغلىغان ھالدا سەجدە قىلىشقا يىقىلىدۇ (قۇرئاننى ئاڭلاش بىلەن ئۇلار اﷲ قا) تېخىمۇ تەزەررۇ قىلىدۇ
Japonca:
かれらは涙を流して顔を地に伏せ,謙譲の誠を募らせる。〔サジダ〕
Arapça (Ürdün):
«ويخرون للأذقان يبكون» عطف بزيادة صفة «ويزيدهم» القرآن «خشوعا» تواضعا لله.
Hintçe:
और ये लोग (सजदे के लिए) मुँह के बल गिर पड़तें हैं और रोते चले जाते हैं और ये क़ुरान उन की ख़ाकसारी के बढ़ाता जाता है (109) (सजदा)
Tayca:
และพวกเขาจะหมอบราบลงใบหน้าจรดพื้นพลางร้องไห้ และมันจะเพิ่มการสำรวมแก่พวกเขา
İbranice:
והם ייפלו אפיים ארצה, בוכים, וזה יוסיף להם כניעה (לאלוהים) המערה
Hırvatça:
i padaju licem na tle plačući, i on im uvećava strahopoštovanje,
Rumence:
Ei cad cu faţa la pământ plângând şi smerenia lor este tot mai mare.
Transliteration:
Wayakhirroona lilathqani yabkoona wayazeeduhum khushooAAan
Türkçe:
Ağlayarak çeneleri üstü kapanıyorlar; o onların huşûunu artırıyor.
Sahih International:
And they fall upon their faces weeping, and the Qur'an increases them in humble submission.
İngilizce:
They fall down on their faces in tears, and it increases their (earnest) humility.
Azerbaycanca:
Onlar üzüstə səcdəyə qapanıb ağlayar, (Qur’andakı öyüd-nəsihət isə) onların (Allaha) itaətini daha da artırar.
Süleyman Ateş:
Ağlayarak çeneleri üstüne kapanırlar ve Kur'an onların derin saygısını artırır.
Diyanet Vakfı:
Ağlayarak yüz üstü yere kapanırlar. (Kur'an okumak) onların saygısını artırır.
Erhan Aktaş:
Onlar, ağlayarak çeneleri üzerine kapanırlar.(1) Bu onların hûşûlarını(2) artırır.
Kral Fahd:
Ağlayarak yüzüstü yere kapanırlar ve giderek artan bir huşu duyarlardı.
Hasan Basri Çantay:
Ağlayarak çeneleri üstüne (yüzü koyun) kapanıyorlar ve bu, onlara derin saygısını artırıyor.
Muhammed Esed:
İşte (böyle deyip) ağlayarak yüzüstü yere kapanırlar ve (Allah´tan yana gösterdikleri) bu (bilinç ve duyarlık) onların saygı ve sakınmasını artırır.
Gültekin Onan:
Çeneleri üstüne kapanıp ağlıyorlar ve (Kuran) onların huşu (saygı dolu korku)larını arttırıyor.
Ali Fikri Yavuz:
Hem ağlayarak yüzleri üstü secdeye kapanıyorlar, hem de bu Kur’ân’ı işitmek, onların kalb yumuşaklığını artırıyor.
Portekizce:
E caem de bruço, chorando, e isso lhes aumenta a humildade.
İsveççe:
Ja, de faller ned på sina ansikten med tårar [i ögonen] och deras ödmjukhet fördjupas.
Farsça:
و گریه کنان به رو در می افتند و [شنیدن قرآن] بر فروتنی و خشوعشان می افزاید.
Kürtçe:
وە دەکەون بەسەر ڕوودا و دەگرین و (قورئان) ھەمیشە ملکەچیان بۆ زیاد دەکات
Özbekçe:
Ва юзлари ила йиқилиб йиғларлар ва у хокисорликларни зиёда қилур.
Malayca:
Dan mereka segera tunduk sujud itu sambil menangis, sedang Al-Quran menambahkan mereka khusyuk.
Arnavutça:
Dhe, bien me fytyrë, për tokë, duke qajtur, dhe ai (leximi i Kur’anit) ua rritë përuljen atyre.
Bulgarca:
И покорно свеждат чела до земята, плачейки, и им надбавя той смирение.
Sırpça:
И падају лицем на тло плачући, и он им увећава страхопоштовање.
Çekçe:
A padali na tváře své plačíce, v pokoře vzrůstající.'
Urduca:
اور وہ منہ کے بل روتے ہوئے گر جاتے ہیں اور اسے سن کر اُن کا خشوع اور بڑھ جاتا ہے
Tacikçe:
Ва ба рӯ дармеафтаид ва мегирянд ва бар хушӯъашон (шикастагиашон) афзуда мешавад.
Tatarca:
Дәхи елап сәҗдә кылырлар вә ул Коръән аларга иманны вә хошугъны арттырыр. Ягъни алар исламны кабул итеп Коръән белән гамәл кылучылардыр.
Endonezyaca:
Dan mereka menyungkur atas muka mereka sambil menangis dan mereka bertambah khusyu'.
Amharca:
እያለቀሱም በሸንጎበቶቻቸው ላይ ይወድቃሉ (አላህን) መፍራትንም ይጨምራላቸዋል፡፡
Tamilce:
இன்னும், அழுதவர்களாக தாடைகள் மீது விழுவார்கள். மேலும் இ(ந்த வேதமான)து அவர்களுக்கு (அல்லாஹ்விற்கு முன்) உள்ளச்சத்தை அதிகப்படுத்துகிறது.
Korece:
그리고 그들은 엎드려 흐느끼니 그들의 겸손함이 더하여 지 더라
Vietnamca:
Họ sẽ úp mặt quỳ lạy trong tiếng khóc và nó làm cho họ tăng thêm lòng thành kính.
Ayet Linkleri: