Arapça:
وَأَدْخَلْنَاهُ فِي رَحْمَتِنَا ۖ إِنَّهُ مِنَ الصَّالِحِينَ
Çeviriyazı:
veedḫalnâhü fî raḥmetinâ. innehû mine-ṣṣâliḥîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onu ise rahmetimizin içine aldık. Çünkü o salihlerdendi.
Diyanet İşleri:
Lut'u rahmetimizin içine aldık; doğrusu o iyilerdendi.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve rahmetimize ithal ettik onu; gerçekten de temiz kişilerdendi o.
Şaban Piriş:
O’nu da rahmetimize dahil ettik. Çünkü o, salih kimselerdendi.
Edip Yüksel:
Onu merhametimizin kapsamına aldık, çünkü o erdemlilerden idi.
Ali Bulaç:
Onu rahmetimize soktuk, çünkü o, salihlerdendi.
Suat Yıldırım:
Lût'a da hüküm ve ilim verdik ve onu iğrenç işler yapan şehir halkından kurtardık ki gerçekten onlar kötü ve itaat dışına çıkmış fâsık bir güruh idiler. Kendisini de şefkat ve himayemize aldık. O gerçekten erdemli kimselerdendi. [29,26; 11,69; 15,57-76]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve onu rahmetimize idhal ettik, çünkü o, şüphe yok sâlihlerden idi.
Yaşar Nuri Öztürk:
Onu rahmetimizin içine soktuk. O, hak ve barış için çalışanlardandı.
Bekir Sadak:
Bereketli kildigimiz yere dogru, Suleyman´in emriyle yuruyen siddetli ruzgari, onun buyruguna verdik. Biz herseyi biliyorduk.
İbni Kesir:
Ve onu rahmetimize kattık. Doğrusu o, salih kimselerdendi.
Adem Uğur:
Onu (Lût´u) rahmetimize kabul ettik
İskender Ali Mihr:
Ve onu rahmetimizin içine dahil ettik. Muhakkak ki o, salihlerdendir.
Celal Yıldırım:
Lût´u rahmetimize aldık
Tefhim ul Kuran:
Onu rahmetimize soktuk, çünkü o, salihlerdendi.
Fransızca:
Et Nous l'avons fait entrer en Notre miséricorde. Il était vraiment du nombre des gens du bien.
İspanyolca:
Le introdujimos en Nuestra misericordia. Es de los justos.
İtalyanca:
lo facemmo entrare nella Nostra misericordia. Egli era davvero un devoto.
Almanca:
Und WIR ließen ihn in Unsere Gnade eintreten. Gewiß, er war einer der gottgefällig Guttuenden.
Çince:
我使他进入我的恩惠之中,他确是一个善人。
Hollandaca:
En wij leidden hem in onze genade; want hij was een oprecht mensch.
Rusça:
Мы ввели его в Нашу милость, поскольку он был одним из праведников.
Somalice:
Waxaana Galinay Naxariistanada, wuxuuna ka mid ahaa kuwa Suuban.
Swahilice:
Na tukamuingiza katika rehema yetu. Hakika yeye ni miongoni mwa watenda mema.
Uygurca:
بىز ئۇنى رەھمىتىمىز دائىرىسىگە كىرگۈزدۇق، ئۇ ھەقىقەتەن ياخشىلاردىن ئىدى
Japonca:
かれ(ルート)をわれの慈悲に浸らせた。本当にかれは正しい者であった。
Arapça (Ürdün):
«وأدخلناه في رحمتنا» بأن أنجيناه من قومه «إنه من الصالحين».
Hintçe:
और हमने लूत को अपनी रहमत में दाख़िल कर लिया इसमें शक नहीं कि वह नेकोंकार बन्दों में से थे
Tayca:
และเราได้ให้เขาเข้าอยู่ในความเมตตาของเรา แท้จริงเขาเป็นคนหนึ่งในหมู่คนดี
İbranice:
והכנסנו אותו תחת רחמינו, והוא מן הישרים
Hırvatça:
i u milost Našu ga uvedosmo; on je, doista, od onih dobrih.
Rumence:
Noi l-am înconjurat cu milostivenia Noastră, căci el a fost dintre cei drepţi.
Transliteration:
Waadkhalnahu fee rahmatina innahu mina alssaliheena
Türkçe:
Onu rahmetimizin içine soktuk. O, hak ve barış için çalışanlardandı.
Sahih International:
And We admitted him into Our mercy. Indeed, he was of the righteous.
İngilizce:
And We admitted him to Our Mercy: for he was one of the Righteous.
Azerbaycanca:
Biz onu mərhəmətimizə qovuşdurduq, çünki o, doğrudan da, saleh kimsələrdən idi.
Süleyman Ateş:
Ve onu rahmetimizin içine soktuk. Çünkü o, Salihlerden idi.
Diyanet Vakfı:
Onu (Lut'u) rahmetimize kabul ettik; çünkü o, salihlerden idi.
Erhan Aktaş:
Onu rahmetimize dâhil ettik. O sâlîhlerdendi.(1)
Kral Fahd:
Onu (Lût'u) rahmetimize kabul ettik; çünkü o, sâlihlerden idi.
Hasan Basri Çantay:
Onu rahmetimizin ta içine koyduk. Çünkü o, saalihlerdendi.
Muhammed Esed:
Ve (Lut´u) rahmetimizle kuşattık: çünkü o gerçekten dürüst ve erdemli kimselerdendi.
Gültekin Onan:
Onu rahmetimize soktuk, çünkü o, salihlerdendi.
Ali Fikri Yavuz:
Biz, Lût’u rahmetimizin içine koyduk
Portekizce:
E o amparamos em Nossa misericórdia, porque era um dos virtuosos.
İsveççe:
Vi inneslöt honom i Vår nåd, och han var sannerligen en av de rättsinniga.
Farsça:
و او را در رحمت خود درآوردیم؛ چون او از شایستگان بود.
Kürtçe:
وە لوطمان خستە ناو ڕەحمەت و میھرەبانی خۆمانەوە بەڕاستی لوط لە چاکەکاران بوو
Özbekçe:
Ва Биз уни Ўз раҳматимизга киритдик. Албатта, у солиҳлардандир.
Malayca:
Dan Kami masukkan Nabi Lut dalam (kumpulan mereka yang dilimpahi) rahmat Kami; sesungguhnya dia dari orang-orang yang soleh.
Arnavutça:
E, atë e kemi shpënë në mëshirën Tonë. Me të vërtetë, ai është prej të mirëve.
Bulgarca:
И го въведохме в Нашата милост. Той бе от праведниците.
Sırpça:
и у Нашу милост смо га увели; он је, заиста, од оних добрих.
Çekçe:
A uvedli jsme jej do milosrdenství Svého, neboť patřil mezi bezúhonné.
Urduca:
اور لوطؑ کو ہم نے اپنی رحمت میں داخل کیا، وہ صالح لوگوں میں سے تھا
Tacikçe:
Ӯро дар раҳмати худ дохил кардем, ки ӯ аз шоистагон буд.
Tatarca:
Вә Лутны рәхмәтебезгә керттек, әлбәттә ул изге кешеләрдәндер.
Endonezyaca:
dan Kami masukkan dia ke dalam rahmat Kami; karena sesungguhnya dia termasuk orang-orang yang saleh.
Amharca:
በችሮታችንም ውስጥ አገባነው፡፡ እርሱ ከመልካሞቹ ነውና፡፡
Tamilce:
இன்னும், அவரை நமது அருளில் நாம் சேர்த்துக் கொண்டோம். நிச்சயமாக அவர் நல்லவர்களில் உள்ளவர் ஆவார்.
Korece:
하나님은 그에게 자비를 베 풀었노라 그는 실로 의인 중에서 한 사람이었더라
Vietnamca:
TA đã thương xót Lut (khi cứu Y khỏi sự trừng phạt mà TA đã giáng xuống đám dân của Y), bởi quả thật Y là một người ngoan đạo.
Ayet Linkleri: