Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

21

Sûredeki Ayet No: 

43

Ayet No: 

2526

Sayfa No: 

325

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

أَمْ لَهُمْ آلِهَةٌ تَمْنَعُهُم مِّن دُونِنَا ۚ لَا يَسْتَطِيعُونَ نَصْرَ أَنفُسِهِمْ وَلَا هُم مِّنَّا يُصْحَبُونَ

Çeviriyazı: 

em lehüm âlihetün temne`uhüm min dûninâ. lâ yesteṭî`ûne naṣra enfüsihim velâ hüm minnâ yuṣḥabûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Yoksa kendilerini bize karşı savunacak tanrıları mı var? O tanrılar kendilerine bile yardım edemezler, katımızdan da dostluk görmezler.

Diyanet İşleri: 

Yoksa kendilerini bize karşı savunacak tanrıları mı var? O tanrılar kendilerine bile yardım edemezler. Katımızdan da dostluk görmezler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Onların, azabımızı kendilerinden menedecek bir mabutları mı var yoksa? O mabutların, ne kendilerine yardım etmeye güçleri yeter, ne de bizden bir yardım görür kafirler.

Şaban Piriş: 

Yoksa onların, bizden başka, kendilerini (azabımızdan) koruyabilecek ilahları mı var? Oysa o ilahları, kendilerine bile yardım edemezler. Bizden bir korunma/sığınma verilmez.

Edip Yüksel: 

Yoksa onları bize karşı savunacak tanrıları mı var? Halbuki onlar kendilerine bile yardım edemezler ve biz de sahip çıkmayız.

Ali Bulaç: 

Yoksa Bize karşı kendilerini, engelleyerek koruyabilecek ilahları mı var? Onların kendi nefislerine bile yardıma güçleri yetmez ve onlar Bizden yakınlık bulamazlar.

Suat Yıldırım: 

Ne o, yoksa, akılları sıra, onların Bizden başka kendilerini savunacak tanrıları mı var? (Nerede!) O tanrılaştırdıkları nesneler kendi kendilerini bile koruyamazlar. Öyleyse, o müşrikleri Bize karşı hiç mi hiç koruyamazlar. Onlar Bizim tarafımızdan zaten bir destek görmezler. [36,75]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Yoksa onlar için kendilerini azabımızdan menedecek ilâhlar mı vardır? Kendi nefislerine yardıma muktedir olamazlar ve onlar Bizden sehabet de görmezler.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Yoksa onların; kendilerini bize karşı siperleyecek tanrıları mı var? Ne kendilerine yardıma güç yetirebilirler ne de bizden bir dostluğa muhatap olurlar.

Bekir Sadak: 

Onlar gormedikleri halde Rablerinden korkarlar

İbni Kesir: 

Yoksa kendilerini Bize karşı savunacak tanrıları mı var? Oysa bunlar kendilerine bile yardım edemezler. Bizden yakınlık da görmezler.

Adem Uğur: 

Yoksa kendilerini bize karşı savunacak birtakım ilâhları mı var? (O ilâh dedikleri şeyler) kendilerine bile yardım edecek güçte değildirler. Onlar bizden de alâka ve destek görmezler.

İskender Ali Mihr: 

Yoksa onların, Bizden men eden (azabımızdan onları koruyan) ilâhları mı var? Onların, kendilerine dahi yardım etmeye güçleri yetmez. Ve onlara, Bizim tarafımızdan sahip çıkılmaz.

Celal Yıldırım: 

Yoksa kendilerini bizim (azabımızdan koruyup) engelleyecek bizden başka tanrıları mı vardır ? (Nerede ?..) O tanrılar kendilerine yardıma güç. getiremezler, bizden ise hiç dostluk ve yakınlık göremezler.

Tefhim ul Kuran: 

Yoksa onların, bize karşı kendilerini, engellemeyle koruyabilecek ilahları mı var? Onların kendi nefislerine bile yardıma güçleri yetmez ve onlar bizden yakınlık bulamazlar.

Fransızca: 

Ont-ils donc des divinités en dehors de Nous, qui peuvent les protéger ? Mais celles-ci ne peuvent ni se secourir elles-mêmes, ni se faire assister contre Nous.

İspanyolca: 

¿Tienen dioses que les defiendan en lugar de Nosotros? Éstos no pueden auxiliarse a sí mismos, ni encontrarán quien les ayude frente a Nosotros.

İtalyanca: 

Dispongono forse, all'infuori di Noi, di dèi che sappiano proteggerli? Questi non possono neppure difendere loro stessi né trovare altri che li difendano contro di Noi.

Almanca: 

Oder haben sie etwa Gottheiten, die sie vor Uns verteidigen?! Sie können doch weder sich selbst beistehen, noch werden sie von Uns begleitet.

Çince: 

除我之外,难道他们有许多神明保护他们吗?他们所崇拜的神明,不能自卫,他们对我(的刑罚)也不蒙庇护。

Hollandaca: 

Hebben zij goden die hen tegen ons kunnen verdedigen? Zij zijn niet in staat zich zelven te helpen, en nimmer zullen zij door hunne makkers tegen ons worden bijgestaan.

Rusça: 

Или же у них есть боги, которые могут защитить их от Нас? Они не способны помочь самим себе, и никто не защитит их от Нас.

Somalice: 

ma waxaa u sugnaaday Ilaahyo naga celin ma karaan (waxay caabudi) Gargaarka Naftooda nalagamana Magan galiyo.

Swahilice: 

Au wao wanao miungu watao weza kuwakinga nasi? Hao hawawezi kujinusuru nafsi zao, wala hawatalindwa nasi!

Uygurca: 

ئۇلاردىن بىزدىن باشقا ئۆزلىرىنى (قوغدايدىغان) مەبۇدلىرى بارمۇ ئۇلارنىڭ (چوقۇنۇۋاتقان) مەبۇدلىرى ئۆزلىرىنى قوغداشقىمۇ قادىر بولالمايدۇ، بىزنىڭ ياردىمىمىزگىمۇ ئېرىشەلمەيدۇ

Japonca: 

それともかれらには,われ以外にかれらを守護出来る神々があるのか。かれら(神々)は,自分自身も助けられず,またわれから防ぎおおせない。

Arapça (Ürdün): 

«أم» فيها معنى الهمزة للإنكار: أي أ «لهم آلهة تمنعهم» مما يسوؤهم «من دوننا» أي ألَهم من يمنعهم منه غيرنا؟ لا «لا يستطيعون» أي الآلهة «نصر أنفسهم» فلا ينصرونهم «ولا هم» أي الكفار «منا» من عذابنا «يصحبون» يجارون، يقال صحبك الله: أي حفظك وأجارك.

Hintçe: 

क्या हमरो सिवा उनके कुछ और परवरदिगार हैं कि जो उनको (हमारे अज़ाब से) बचा सकते हैं (वह क्या बचाएँगे) ये लोग खुद अपनी आप तो मदद कर ही नहीं सकते और न हमारे अज़ाब से उन्हें पनाह दी जाएगी

Tayca: 

หรือว่าพวกเขามีพระเจ้าหลายองค์ นอกไปจากเรา คอบป้องกันพวกเขา ทั้ง ๆ ที่พระเจ้าเหล่านั้นไม่สามารถที่จะช่วยเหลือตัวเอง และไม่สามารถป้องกันตัวเองให้พ้นจากการลงโทษของเราได้

İbranice: 

האם יש להם אלים אחרים אשר יגוננו עליהם מפנינו? הרי לעצמם לא יעלה בידם לסייע, ואף מפנינו לא תהיה להם ישועה

Hırvatça: 

Zar oni imaju božanstva, osim Nas, koja će ih odbraniti?! Ona sama sebi ne mogu pomoći, niti se od Nas mogu zaštititi.

Rumence: 

Ei au afară de Noi alţi dumnezei care-i opresc? Aceştia nu se pot ajuta pe ei înşişi şi Nouă nu Ni se pot împotrivi.

Transliteration: 

Am lahum alihatun tamnaAAuhum min doonina la yastateeAAoona nasra anfusihim wala hum minna yushaboona

Türkçe: 

Yoksa onların; kendilerini bize karşı siperleyecek tanrıları mı var? Ne kendilerine yardıma güç yetirebilirler ne de bizden bir dostluğa muhatap olurlar.

Sahih International: 

Or do they have gods to defend them other than Us? They are unable [even] to help themselves, nor can they be protected from Us.

İngilizce: 

Or have they gods that can guard them from Us? They have no power to aid themselves, nor can they be defended from Us.

Azerbaycanca: 

Yoxsa onların Bizdən başqa (əzabı) onlardan dəf edə biləcək tanrıları vardır?! Onlar (o tanrılar) heç özlərinə belə yardım etməyə qadir olmaz, Bizdən də (əzabımızdan da) qoruna bilməzlər. (Və ya: Bizdən də dəstək görə bilməzlər).

Süleyman Ateş: 

Yoksa onları, bize karşı koruyacak tanrıları mı var? Onlar, ne kendilerine yardım edebilirler, ne de bizim tarafımızdan onlara sahip çıkılır.

Diyanet Vakfı: 

Yoksa kendilerini bize karşı savunacak birtakım ilahları mı var? (O ilah dedikleri şeyler) kendilerine bile yardım edecek güçte değildirler. Onlar bizden de alaka ve destek görmezler.

Erhan Aktaş: 

Yoksa onların, onları Bize karşı koruyacak ilâhları mı var? Onlar, kendilerine dahi yardıma güç yetiremezler. Ve onlara Bizim tarafımızdan sahip çıkılmaz.

Kral Fahd: 

Yoksa onların, kendilerini bizim azâbımızdan koruyacak ilâhları mı var? O ilâhlar ki, kendilerine bile yardım edemiyorlar. Onlar, bizden de yakınlık görmezler.

Hasan Basri Çantay: 

Yoksa onların bize karşı müdâfaa edebilecek (başkaca) Tanrıları var mı? (Tapdıkları o nesneler) kendi nefislerine bile yardım etmiye güc yetiremezler. Bizden ise hiç sahaabet göremezler onlar.

Muhammed Esed: 

Yoksa onlar, gerçekten, kendilerini Bizim elimizden kurtaracak tanrıları olduğunu mu (düşünüyorlar)? Onların bu (düzmece) tanrıları kendi kendilerini bile koruyacak durumda değiller; öyleyse, (onlara tapınanlara, onlara güvenenlere de) Bize karşı kimse arka çıkamayacaktır.

Gültekin Onan: 

Yoksa bize karşı kendilerini, engelleyerek koruyabilecek tanrıları mı var? Onların kendi nefslerine bile yardıma güçleri yetmez ve onlar bizden yakınlık bulamazlar.

Ali Fikri Yavuz: 

Yoksa onlar için, kendilerini azabımızdan menedecek, İlâhlar mı var? O taptıkları putlar ve İlâhlar, kendi nefislerini kurtaramıyacakları gibi, azabımızdan da kurtulamıyacaklardır.

Portekizce: 

Ou têm, acaso, divindades que os defendem de Nós? Não podem sequer socorrer a si mesmos, nem estarão a salvo eNós!

İsveççe: 

Har de då andra gudar än Oss som skyddar dem? Men dessa [gudar] kan inte [ens] hjälpa sig själva och har ingen som skyddar dem mot Oss!

Farsça: 

آیا برای آنان به جای ما معبودانی هست که آنان را [از عذاب ما] باز دارند در حالی که [آن معبودان] نمی توانند خود را یاری دهند و از سوی ما هم پناه داده نمی شوند؟

Kürtçe: 

ئاخۆ (ئەو بێ باوەڕانە) چەند پەرستراوێکیان ھەیە جگە لەئێمە ڕێگری (سزا) یان لێ بکات (ئەو پەرستراوانە) ناتوانن یارمەتی خۆیان بدەن وە لەلایەن ئێمەشەوە پەنا نادرێن

Özbekçe: 

Ёки уларнинг Биздан ўзга ҳимоя қиладиган «худо»лари борми? Улар ўзларига ҳам ёрдам беришга қодир бўла олмаслар ва Биздан дўстлик топмаслар. (Дўстлик топганларида ҳимоямизга ўтишлари мумкин эди. Лекин зинҳор биздан дўстлик топмаслар. Чунки улар бунга муносиб эмаслар. Кофирлар эса, буни ўйлаб ҳам кўрмайдилар. Қачон ва қаерда сохта худолари уларга ҳомий бўлибди, бирор ёрдам қилибди, яхшилик етказибди?)

Malayca: 

Tidak ada bagi mereka tuhan-tuhan yang dapat melindungi mereka dari azab Kami. Mereka yang dipertuhankan itu tidak dapat menolong dirinya sendiri, dan tidak pula mereka dibantu dengan pertolongan dari pihak Kami.

Arnavutça: 

Apo ata kanë zotëra të tjerë, të cilët i mbrojnë prej Nesh. Ata (zotërat e tyre) nuk mund t’i ndihmojnë as vetes, dhe askush nuk mund t’i marrë mohuesit në mbrojtje nga dënimi Ynë.

Bulgarca: 

Или освен Нас имат богове, които да ги бранят? Те нито могат на себе си да помогнат, нито от Нас ще бъдат избавени.

Sırpça: 

Зар ће их њихова божанства од наше казне одбранити? Па она сама себи не могу да помогну, и нико невернике од Наше казне не може да сачува!

Çekçe: 

Mají snad místo Nás božstva jiná, jež bránit je budou? Ta nejsou schopna pomoci ani sama sobě, a oni jimi nebudou proti Nám chráněni.

Urduca: 

کیا یہ کچھ ایسے خدا رکھتے ہیں جو ہمارے مقابلے میں ان کی حمایت کریں؟ وہ نہ تو خود اپنی مدد کر سکتے ہیں اور نہ ہماری ہی تائید اُن کو حاصل ہے

Tacikçe: 

Ё он ки худоёне доранд, ки ба ҷои мо ононро аз ҳодисаҳо нигоҳ медоранд? На! Он худоён ёрии худро натавонанд ва на дар баробари мо паноҳида шаванд.

Tatarca: 

Әйә аларның Безнең ґәзабыбыздан саклый торган Бездән башка Илаһәләре бармы? Бәлки аларның Илаһә дигәннәре үзен сакларга да көче җитмидер һәм алар Бездән котыла алмаслар.

Endonezyaca: 

Atau adakah mereka mempunyai tuhan-tuhan yang dapat memelihara mereka dari (azab) Kami. Tuhan-tuhan itu tidak sanggup menolong diri mereka sendiri dan tidak (pula) mereka dilindungi dari (azab) Kami itu?

Amharca: 

ለእነሱ ከእኛ ሌላ የምትከላከልላቸው አማልክት አለቻቸውን ነፍሶቻቸውን መርዳትን አይችሉም፡፡ እነርሱም (ከሓዲዎቹ) ከእኛ አይጠበቁም፡፡

Tamilce: 

அல்லது, அவர்களை (நமது தண்டனையிலிருந்து) பாதுகாக்கிற கடவுள்கள் நம்மை அன்றி அவர்களுக்கு உண்டா? (இவர்கள் கடவுள்கள் என்று வணங்கும்) அவர்கள் தங்களுக்கு உதவுவதற்கே இயலமாட்டார்கள். இன்னும் இ(ந்த நிராகரிப்ப)வர்கள் நம்மிடமிருந்து (யார் மூலமாகவும்) பாதுகாக்கப்பட மாட்டார்கள்.

Korece: 

아니면 하나님 외에 그들을 지켜 줄 신들이 있느뇨 그것은 그들 스스로를 도울 수도 없으며 하나님의 보호도 받지 못하노라

Vietnamca: 

Hay lẽ nào họ có những thần linh ngoài TA đứng ra che chở họ tránh khỏi (sự trừng phạt của) TA? (Những thần linh đó) sẽ không thể tự cứu lấy mình và cũng không tự bảo vệ bản thân tránh khỏi TA được.