Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

20

Sûredeki Ayet No: 

80

Ayet No: 

2428

Sayfa No: 

317

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

يَا بَنِي إِسْرَائِيلَ قَدْ أَنجَيْنَاكُم مِّنْ عَدُوِّكُمْ وَوَاعَدْنَاكُمْ جَانِبَ الطُّورِ الْأَيْمَنَ وَنَزَّلْنَا عَلَيْكُمُ الْمَنَّ وَالسَّلْوَىٰ

Çeviriyazı: 

yâ benî isrâîle ḳad enceynâküm min `adüvviküm veve`adnâküm cânibe-ṭṭûri-l'eymene venezzelnâ `aleykümü-lmenne vesselvâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Ey İsrailoğulları! Sizleri düşmanınızdan kurtardık ve Tûr dağının sağ yanında size söz verdik, üzerinize de kudret helvası ve bıldırcın indirdik.

Diyanet İşleri: 

Ey İsrailoğulları! Sizleri düşmanınızdan kurtardık, Tur'un sağ yanını size vadettik ve üzerinize kudret helvasıyla bıldırcın indirdik.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ey İsrailoğulları, sizi kurtardık düşmanlarınızdan, sözleştik sizinle Turun sağ yanında ve size kudret helvasıyla bıldırcın yağdırdık.

Şaban Piriş: 

Ey İsrailoğulları! Sizi düşmanlarınızdan kurtardık. Tûr’un sağ tarafını size vadettik. Size kudret helvası ve bıldırcın indirdik.

Edip Yüksel: 

Ey İsrail oğulları, sizi düşmanlarınızdan kurtarmış, Sina dağının sağ yanında size söz vermiş ve üzerinize Menna ve bıldırcın indirmiştik.

Ali Bulaç: 

Ey İsrailoğulları, andolsun, sizi düşmanlarınızdan kurtardık. Tur'un sağ yanında sizinle vaadleştik ve üzerinize kudret helvasıyla bıldırcın indirdik.

Suat Yıldırım: 

Ey İsrail evlatları! Sizi düşmanlarınızdan kurtardık. Tur'un sağ tarafında Mûsâ ile konuşmayı size vâd ettik. Size çölde kudret helvasıyla bıldırcın lütfettik. [2,51]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ey İsrailoğulları! Sizi muhakkak ki, düşmanınızdan halâs ettik ve size Tûr´un sağ cânibini vaadettik ve sizin üzerinize kudret helvasıyla bıldırcın indirdik.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Ey İsrailoğulları, şu bir gerçek ki, biz sizi düşmanınızdan kurtardık. Tûr'un sağ yanında size vaatte bulunduk. Ve üstünüze kudret helvasıyla bıldırcın indirdik.

Bekir Sadak: 

Musa, milletine kizgin ve uzgun olarak dondu. «Ey milletim! Rabbiniz size guzel bir vaadde bulunmadi mi? Uzun bir zaman mi gecti, yoksa Rabbinizin gazabina mi ugramak istediniz de bana verdiginiz sozden caydiniz?» dedi.

İbni Kesir: 

Ey İsrailoğulları

Adem Uğur: 

Ey İsrailoğulları! Sizi düşmanınızdan kurtardık

İskender Ali Mihr: 

Ey benî İsrail! Sizi düşmanınızdan kurtarmıştık. Ve Tur´un sağ tarafında sizinle (buluşmak üzere) vaadleştik ve size kudret helvası ve bıldırcın indirdik.

Celal Yıldırım: 

Ey İsrail oğulları! Sizi cidden düşmanınızdan kurtardık

Tefhim ul Kuran: 

Ey İsrailoğulları, andolsun, sizi düşmanlarınızdan kurtardık, Tur´un sağ yanında sizinle vaadleştik ve üzerinize kudret helvasıyla bıldırcın indirdik.

Fransızca: 

ô Enfants d'Israël, Nous vous avons déjà délivrés de votre ennemi, et Nous vous avons donné rendez-vous sur le flanc droit du Mont. Et Nous avons fait descendre sur vous la manne et les cailles.

İspanyolca: 

¡Hijos de Israel! Os hemos salvado de vuestros enemigos y nos hemos dado cita con vosotros en la ladera derecha del monte. Hemos hecho descender sobre vosotros el maná y las codornices:

İtalyanca: 

O Figli di Israele, vi liberammo dal vostro nemico e vi demmo convegno sul lato destro del Monte. Facemmo scendere su di voi la manna e le quaglie.

Almanca: 

Kinder Israils! WIR erretteten euch bereits von eurem Feind, verabredeten Uns mit euch an der 2 rechten Seite des Tur-Bergs und ließen euch Al-mann und As-salwa zuteil werden.

Çince: 

以色列的后裔啊!我曾拯救你们脱离你们的敌人,我曾在那山的右边与你们订约,我曾降甘露和鹌鹑给你们。

Hollandaca: 

Aldus, o kinderen Israëls! bevrijdden wij u van uwen vijand, en wij wezen u de rechterzijde van den berg Sinaï aan, om Mozes te spreken en hem de wet te geven, en wij deden manna en kwakkels op u nederdalen, zeggende:

Rusça: 

О сыны Исраила (Израиля)! Мы спасли вас от вашего врага и дали вам обещание на правом склоне горы. Мы также ниспослали вам манну и перепелов.

Somalice: 

Banii Israa'iilow waxaan idinka korinay Cadawgiinna, waxaana idinkula yaboohtanay (ballari) dhinieii buurta ee midig, waxaana ku soo dejinay kor kiinna Macaan iyo Shimbir.

Swahilice: 

Enyi Wana wa Israili! Hakika tulikuokoeni na adui yenu, na tukakuahidini upande wa kulia wa mlima. Na tulikuteremshieni Manna na Salwa.

Uygurca: 

ئى ئىسرائىل ئەۋلادى! سىلەرنى ھەقىقەتەن دۈشمىنىڭلاردىن قۇتقۇزدۇق، (مۇناجات ئۈچۈن ۋە مۇساغا تەۋراتنى نازىل قىلىش ئۈچۈن) سىلەرگە (تۇرسىنا) نىڭ ئوڭ تەرىپىنى ۋەدە قىلدۇق، سىلەرگە تەرەنجىبىن بىلەن بۆدۈنىنى چۈشۈرۈپ بەردۇق

Japonca: 

イスラエルの子孫よ,われはあなたがたを敵から救い,また(シナイ)山の右側であなたがたと約束を結び,マンナとウズラをあなたがたに下した。

Arapça (Ürdün): 

«يا بني إسرائيل قد أنجيناكم من عدوكم» فرعون بإغراقه «ووعدناكم جانب الطور الأيمن» فنؤتي موسى التوراة للعمل بها «ونزلنا عليكم المن والسلوى» الترنجبين والطير السمانى بتخفيف الميم والقصر، والمنادى من وُجد من اليهود زمن النبي صلى الله عليه وسلم وخُوطبوا لما أنعم الله به على أجدادهم زمن النبي موسى توطئة لقوله تعالى لهم:

Hintçe: 

ऐ बनी इसराइल हमने तुमको तुम्हारे दुश्मन (के पंजे) से छुड़ाया और तुम से (कोहेतूर) के दाहिने तरफ का वायदा किया और हम ही ने तुम पर मन व सलवा नाज़िल किया

Tayca: 

โอ้ วงศ์วานของอิสรออีลเอ๋ย ! แน่นอนเราได้ช่วยพวกเจ้าให้พ้นจากศัตรูของพวกเจ้า และเราได้สัญญาพวกเจ้าทางด้านขวาของภูเขาฏูร และเราได้ให้อาหารหวานและนกคุ่มแก่พวกเจ้า

İbranice: 

הוי, בני ישראל! כבר חילצנו אתכם מאויבכם, וכרתנו אתכם ברית לצד ההר הימני, והורדנו לכם את המן ואת השלו

Hırvatça: 

O sinovi Israilovi, Mi smo vas od neprijatelja vašeg izbavili, i na desnoj strani Tura rok vam zakazali, i manu i prepelice vam slali.

Rumence: 

O, fii ai lui Israel! Noi v-am mântuit de vrăjmaşul vostru şi v-am dat întâlnire pe Coasta dreaptă a Muntelui. Am pogorât apoi asupra voastră mana şi prepeliţele:

Transliteration: 

Ya banee israeela qad anjaynakum min AAaduwwikum wawaAAadnakum janiba alttoori alaymana wanazzalna AAalaykumu almanna waalssalwa

Türkçe: 

Ey İsrailoğulları, şu bir gerçek ki, biz sizi düşmanınızdan kurtardık. Tûr'un sağ yanında size vaatte bulunduk. Ve üstünüze kudret helvasıyla bıldırcın indirdik.

Sahih International: 

O Children of Israel, We delivered you from your enemy, and We made an appointment with you at the right side of the mount, and We sent down to you manna and quails,

İngilizce: 

O ye Children of Israel! We delivered you from your enemy, and We made a Covenant with you on the right side of Mount (Sinai), and We sent down to you Manna and quails:

Azerbaycanca: 

Ey israil oğulları! Sizi düşməninizdən (Fir’onun əlindən) xilas etdik. (Tövratın nazil olması üçün) sizə Tur dağının sağ tərəfini və’d buyurduq. Sizə (göydən) qüdrət halvası və bildirçin endirdik!

Süleyman Ateş: 

Ey İsrail oğulları, biz sizi düşmanınızdan kurtardık ve Tur'un sağ yanında, (Musa ile konuşmayı) size va'dettik; üzerinize kudret helvasıyle bıldırcın indirdik.

Diyanet Vakfı: 

Ey İsrailoğulları! Sizi düşmanınızdan kurtardık; Tur'un sağ tarafına (gelmeniz için) size vade tanıdık ve size kudret helvası ile bıldırcın eti lütfettik.

Erhan Aktaş: 

Ey İsrâîloğulları! Sizi, düşmanınızdan kurtarmış ve Tûr’un sağ yanında sizden söz almıştık. Ve size menn(1) ve bıldırcın bağışlamıştık.(2)

Kral Fahd: 

Ey İsrailoğulları! Sizi düşmanınızdan kurtardık Tûr'un sağ tarafına (gelmeniz için) size vâde tanıdık ve size kudret helvası ile bıldırcın eti lütfettik.

Hasan Basri Çantay: 

Ey İsrâîl oğulları, sizi düşmanınızdan kurtardık. «Tuur» un sağ yanında size va´de verdik ve sizin üstünüze kudret helvasıyle bıldırcın indirdik.

Muhammed Esed: 

Ey İsrailoğulları! (Böylece) sizi düşmanınızın elinden kurtardık ve (sonra) Sina Dağı´nın sağ yamacında sizinle bir andlaşma yaptık; ve size kudret helvası ve bıldırcın indirdik;

Gültekin Onan: 

Ey İsrailoğulları, andolsun, sizi düşmanlarınızdan kurtardık. Tur´un sağ yanında sizinle vaadleştik ve üzerinize kudret helvasıyla bıldırcın indirdik.

Ali Fikri Yavuz: 

Ey İsrail Oğulları! Sizi düşmanınızdan (Firavun’dan) kurtardık ve Tûr dağının sağ yanında (Mûsa’ya Tevrat’ı indirmek üzere) size vaad verdik

Portekizce: 

Ó israelitas, Nós vos salvamos do vosso inimigo e vos fizemos uma promessa do lado direito do Monte (Sinai), e vosenviamos o maná e as condornizes,

İsveççe: 

Söner av Israel! Vi räddade er från er fiende och slöt förbund med er på högra sidan av berget Sinai och gav er manna och vaktlar till föda

Farsça: 

ای بنی اسرائیل! به راستی شما را از دشمنتان نجات دادیم، و با شما در جانب راست طور وعده گذاشتیم و ترنجبین و مرغ بریان را بر شما نازل کردیم،

Kürtçe: 

ئەی نەوەی ئیسرائیل بەڕاستی ڕزگارمان کردن لەدوژمنەکەتان وە بەڵێنمان پێدان (بەھاتنی موسا بۆ) لای ڕاستی کێوی طور و بۆمان ناردن گەزۆ و شێلاقە (باڵندەیەکە گۆشتی لە ھەموو باڵندەیەک خۆشترە)

Özbekçe: 

Эй Бани Исроил, батаҳқиқ, Биз сизни душманингиздан қутқардик ва сиз билан Турнинг ўнг томонини ваъдалашдик ҳамда сизларга манн ва бедана туширдик. (Аллоҳ таоло ушбу ояти каримада Бани Исроилга уч турлик неъматини эслатмоқда.)

Malayca: 

Wahai Bani lsrail! Sesungguhnya Kami telah selamatkan kamu dari musuh kamu, dan Kami telah janjikan kamu (dengan memberi wahyu kepada Nabi Musa) di sebelah kanan Gunung Tursina itu, dan kami turunkan kepada kamu "Mann" dan "Salwa",

Arnavutça: 

O bijtë e Israelit, Na ju kemi shpëtuar juve nga armiku juaj, u kemi premtuar juve (shumë dhunti) në anën e djathtë të Turit, dhe u kemi dhënë menn – (një lloj ushqimi i ëmbël) dhe fëllanza.

Bulgarca: 

О, синове на Исраил, Ние ви спасихме от вашия враг и определихме за среща с вас дясната страна на Планината, и спуснахме над вас манната и пъдпъдъците.

Sırpça: 

О Израиљеви синови, Ми смо вас избавили од вашег непријатеља, и на десној страни Синаја вас довели, и дали вам пиће као мед слатко и препелице укусне.

Çekçe: 

Dítky Izraele, zachránili jsme vás před nepřítelem vaším a uzavřeli jsme s vámi úmluvu na pravém úbočí hory Sinaje a seslali jsme vám manu a křepelky.

Urduca: 

اے بنی اسرائیل، ہم نے تم کو تمہارے دشمن سے نجات دی، اور طور کے دائیں جانب تمہاری حاضری کے لیے وقت مقرر کیا اور تم پر من و سلویٰ اتارا

Tacikçe: 

«Эй банӣ-Исроил, шуморо аз душманатон раҳонидем ва бо шумо дар ҷониби рости кӯҳи Тур ваъда ниҳодем ва бароятон манна (ширинӣ) ва салво (бедона) нозил кардем.

Tatarca: 

Ий Ягькуб балалары, тәхкыйк Без сезне дошманыгыз Фиргавеннән коткардык, вә Тур тавы янында Мусаның уң ягыннан сезгә Тәүратны вәгъдә иттек, вә сезгә ашарга күктән ширбәт һәм кош итен иңдердек.

Endonezyaca: 

Hai Bani Israil, sesungguhnya Kami telah menyelamatkan kamu sekalian dari musuhmu, dan Kami telah mengadakan perjanjian dengan kamu sekalian (untuk munajat) di sebelah kanan gunung itu dan Kami telah menurunkan kepada kamu sekalian manna dan salwa.

Amharca: 

የእስራኤል ልጆች ሆይ! ከጠላታችሁ በእርግጥ አዳንናችሁ፡፡ በጡርም ቀኝ ጎን ቀጠሮ አደረግንላችሁ፡፡ በእናንተም ላይ መናንና ድርጭትን አወረድንላችሁ፡፡

Tamilce: 

இஸ்ரவேலர்களே! திட்டமாக உங்கள் எதிரிகளிடமிருந்து உங்களை நாம் பாதுகாத்தோம். இன்னும், தூர் மலையின் வலது பகுதியை (நீங்கள் வந்தடையும்போது அங்கு தவ்ராத் கொடுக்கப்படும் என்று) உங்களுக்கு வாக்களித்தோம். இன்னும், உங்கள் மீது “மன்னு” “ஸல்வா” வை இறக்கினோம்.

Korece: 

이스라엘 자손들이여 하나님이 적으로 부터 너희를 구하고 시나이 계곡 오른편에서 너희에게 약속을 맺었으며 너희에게 만나 와 쌀와를 주었노라

Vietnamca: 

Hỡi dân Israel! TA (Allah) đã giải cứu các ngươi khỏi kẻ thù của các ngươi, TA đã giao ước với các ngươi ở phía bên phải của ngọn núi At-Tur, và TA đã ban Al-man (loại thức uống như mật ong) và chim cút xuống cho các ngươi.

Ayet Linkleri: 

Rubu tag: 

Hizb tag: