Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

20

Sûredeki Ayet No: 

78

Ayet No: 

2426

Sayfa No: 

317

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

فَأَتْبَعَهُمْ فِرْعَوْنُ بِجُنُودِهِ فَغَشِيَهُم مِّنَ الْيَمِّ مَا غَشِيَهُمْ

Çeviriyazı: 

feetbe`ahüm fir`avnü bicünûdihî fegaşiyehüm mine-lyemmi mâ gaşiyehüm.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Firavun ordularıyla hemen onları takip etti, denizden kendilerini sarıveren (korkunç boğulma) sarıverdi

Diyanet İşleri: 

Firavun, ordusuyla onları takip etti, deniz de onları içine alıverdi, hem de ne alış!

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Derken Firavun, askeriyle artlarına düştü, deniz de onları tamamıyla kuşatıp kapladı, boğulup gittiler.

Şaban Piriş: 

Firavun askerleriyle onları takip etti. Denizden onları kaplayacak olan su kaplayıverdi.

Edip Yüksel: 

Firavun, ordusuyla birlikte ardlarına düştü. Ne var ki, deniz üstlerine kapanıp onları içine aldı.

Ali Bulaç: 

Firavun ise, ordularıyla peşlerine düştü; sulardan onları kaplayıveren kaplayıverdi.

Suat Yıldırım: 

Firavun da askerleriyle onun peşine düştü. Deniz onları öyle bir sardı ki birden yutuverdi. [26,60-66]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Derken Fir´avun ordusuyla onların arkasına düştü. Artık kendilerini (Fir´avun ile ordusunu) denizden saran sarıverdi.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Derken, Firavun, ordusuyla birlikte onların arkasına düştü. Ama denizden onları sarıp kuşatan, sarıp kuşattı.

Bekir Sadak: 

Musa: «Onlar ardimdadir, Rabbim! Hosnut olman icin Sana acele geldim» dedi.

İbni Kesir: 

Firavun da ordusuyla onu takip etti. Deniz de onları nasıl kapladıysa öylece kaplayıverdi.

Adem Uğur: 

Bunun üzerine o, askerleri ile birlikte onların peşine düştü. Deniz onları gömüp boğuverdi.

İskender Ali Mihr: 

Böylece firavun ordusuyla onları takip etti. Bunun üzerine deniz, onların üzerine öyle bir kapanışla kapandı ki, onları (tamamen) örterek kapladı (onları suda boğdu).

Celal Yıldırım: 

Derken Fir´avn askerleriyle birlikte onları tâkib etti. Deniz de onları nasıl kaplayıp içine aldıysa öylece kaplayıp aldı.

Tefhim ul Kuran: 

Firavun ise, ordularıyla peşlerine düştü

Fransızca: 

Pharaon les poursuivit avec ses armées. La mer les submergea bel et bien.

İspanyolca: 

Faraón les persiguió con sus tropas y las aguas del mar les cubrieron.

İtalyanca: 

Li inseguì Faraone con i suoi armati e furono sommersi dalle onde.

Almanca: 

Dann verfolgte sie Pharao mit seinen Soldaten, dann überschwemmte sie vom Fluß, was sie überschwemmte.

Çince: 

法老统领他的军队,赶上他们,遂为海水所淹没。

Hollandaca: 

En toen Mozes aldus had gehandeld, vervolgde Pharao hem met zijne strijdmachten, en de wateren der zee overdekten hen.

Rusça: 

Фараон со своим войском бросился преследовать их, но море накрыло их полностью.

Somalice: 

waxaana raacay Fircoon (oo wata) Colkiisii waxaana ka daboolay hirka Xaggiisa wax daboolay.

Swahilice: 

Firauni akawafuata pamoja na majeshi yake. Basi kiliwafudikiza humo baharini kilicho wafudikiza.

Uygurca: 

پىرئەۋن لەشكەرلىرى بىلەن قوغلىدى، ئۇلارنى (يەنى پىرئەۋن بىلەن ئۇنىڭ لەشكەرلىرىنى) دېڭىزدا دەھشەتلىك ھالەت ئورىۋالدى (يەنى ئۇلار دېڭىزدا غەرق بولدى)

Japonca: 

果してフィルアウンは,軍勢を率いてかれら(イスラエルの民)を追ったが,海水がかれらを完全に水中に沈め覆ってしまった。

Arapça (Ürdün): 

«فأتبعهم فرعون بجنوده» وهو معهم «فغشيهم من اليَمِّ» أي البحر «ما غشيهم» فأغرقهم.

Hintçe: 

ग़रज़ फिरऔन ने अपने लशकर समैत उनका पीछा किया फिर दरिया (के पानी का रेला) जैसा कुछ उन पर छाया गया वह छा गया

Tayca: 

ฟิรเอาน์พร้อมด้วยไร่พลของเขาได้ตามมาทันพวกเขา แล้วน้ำจากทะเลได้ท่วม ทำให้พวกเขาจมน้ำ

İbranice: 

פרעה וחייליו רדפו אותם, אך הים כיסה אותם

Hırvatça: 

A faraon je za njima s vojskama svojim krenuo, pa se na njih more sručilo;

Rumence: 

Faraon îi urmări cu oştile sale, însă îi învălui ceea ce-i învălui din mare,

Transliteration: 

FaatbaAAahum firAAawnu bijunoodihi faghashiyahum mina alyammi ma ghashiyahum

Türkçe: 

Derken, Firavun, ordusuyla birlikte onların arkasına düştü. Ama denizden onları sarıp kuşatan, sarıp kuşattı.

Sahih International: 

So Pharaoh pursued them with his soldiers, and there covered them from the sea that which covered them,

İngilizce: 

Then Pharaoh pursued them with his forces, but the waters completely overwhelmed them and covered them up.

Azerbaycanca: 

Fir’on öz ordusu ilə onları tə’qib etdi, daniz də (şahə qalxan dalğaları ilə) onları (onun əsgərlərini) çulğayıb qərq etdi, özü də necə!

Süleyman Ateş: 

Fir'avn, askerleriyle onların ardına düştü, denizden onları örten örttü (deniz onları örtüp boğdu).

Diyanet Vakfı: 

Bunun üzerine o, askerleri ile birlikte onların peşine düştü. Deniz onları gömüp boğuverdi.

Erhan Aktaş: 

Firavun hemen ordusu ile onların ardına düştü. Derken sudan üzerlerine kapanan kapandı.

Kral Fahd: 

Bunun üzerine o, askerleri ile birlikte onların peşine düştü. Deniz onları gömüp boğuverdi.

Hasan Basri Çantay: 

Derken (Fir´avn), ordulariyle birlikde arkalarına düşdü, deniz de kendilerini nasıl kapladıysa öylece kaplayıverdi.

Muhammed Esed: 

(Musa İsrailoğulları´yla beraber yola koyulunca) Firavun, ordularıyla onların peşine düştü, ama sonunda onları içine alıp boğması mukadder olan deniz onları yutuverdi.

Gültekin Onan: 

Firavun ise, ordularıyla peşlerine düştü

Ali Fikri Yavuz: 

Hemen Firavun ordularıyla onları takip etti, kendilerini (Firavun’la İsrail oğullarını) denizden sarıveren (dehşetli ve korkunç boğulma) sarıverdi.

Portekizce: 

O Faraó os perseguiu com os soldados; porém, a água os tragou a todos!

İsveççe: 

Farao förföljde dem med sin här och vattenmassorna överväldigade [och dränkte] dem;

Farsça: 

پس فرعون با لشکریانش آنان را دنبال کرد، و [بخشی] از دریا آنان را فروگرفت، چه فروگرفتنی!

Kürtçe: 

ئەمجا فیرعەون بە سەربازەکانیەوە شوێنیان کەوتن جا لە ناکاو دەریا ئەوانی (لەناو شەپۆلی خۆیدا) داپۆشی چ داپۆشینێک

Özbekçe: 

Бас, Фиръавн аскарлари ила уларнинг ортидан таъқиб этди. Денгиз уларни ўраганича ўраб олди.

Malayca: 

Maka Firaun pun mengejar mereka bersama-sama dengan tenteranya, lalu ia dan orang-orangnya diliputi oleh air laut yang menenggelamkan mereka semuanya dengan cara yang sedahsyat-dahsyatnya.

Arnavutça: 

E, Faraoni – me ushtrinë e tij, i ndoqi ata, e deti i mbuloi ata – me një mbulesë të madhe;

Bulgarca: 

И ги последва Фараонът с войските си, които морето напълно погълна.

Sırpça: 

И фараон је са својим војскама за њима кренуо, па су их огромни таласи мора прекрили;

Çekçe: 

A stíhal je Faraón s vojsky svými a pokrylo je moře tím, čím je pokrylo.

Urduca: 

پیچھے سے فرعون اپنے لشکر لے کر پہنچا اور پھر سمندر اُن پر چھا گیا جیسا کہ چھا جانے کا حق تھا

Tacikçe: 

Фирьавн, бо лашкарҳояш аз паяшон равон шуд. Ва дарё чунон, ки бояд, ононро дар худ фурӯ пушид.

Tatarca: 

Фиргаун үзенең гаскәрен алып, Мусаны тотарга артларыннан куа чыкты, атлы гаскәре белән Муса артыннан коры юл белән диңгезгә керделәр, диңгез кушылып һәммәсе һәлак булдылар.

Endonezyaca: 

Maka Fir'aun dengan bala tentaranya mengejar mereka, lalu mereka ditutup oleh laut yang menenggelamkan mereka.

Amharca: 

ፈርዖንም ከሰራዊቱ ጋር ኾኖ ተከተላቸው፡፡ ከባህሩም የሚሸፍን ሸፈናቸው፡፡

Tamilce: 

ஃபிர்அவ்ன் தனது படைகளுடன் அவர்களை பின்தொடர்ந்தான். ஆக, அவர்களை கடலில் இருந்து எது சூழ இருந்ததோ அது அவர்களை சூழ்ந்து கொண்(டு அழித்து விட்)டது.

Korece: 

이때 파라오가 그의 군대를 이끌고 추격했으나 바다가 그들을완전히 덮쳐 삼컥버렸노라

Vietnamca: 

Rồi Pha-ra-ông cùng quân lính của hắn đuổi theo họ (Musa và người dân Israel) nhưng sóng biển đã bao phủ và nhấn chìm toàn bộ (Pha-ra-ông và quân lính của hắn).

Ayet Linkleri: 

Rubu tag: 

Hizb tag: